• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Çocuğuma karşı neden böyle tahammülsüz oldum ben?

Evliyim ama bebeğim yok 2 yegen baktım aynı olur mu bilmiyorum ama o kadr wc eğitimi olmasa da az çok alt değiştirme gece kalkmalar fln baktım hep o bile zordu. Çocuk bu büyüdükçe şekilden şekile girecek . Kimse anneliği sorgulayamaz bu arada kimsenin hakkı değil..
 
Tek başına çocuk bakmak çok zor keşke maddi durum varsa bu zamana kadar yardım alsaydınız.
Simdi de oyun ablasi tarzi bir gençle anlasip birkac saat alabilirseniz her gün biraz ferahlarsiniz
 
Siz kendinizi, ses tonunuzu, ayarinizi biliyorsunuz demek ki. Söz ettiğim noktalar bunlar değil zaten.

Benim kastım çok yüksek sesle bağıran, el kolu sallayan , tepesine tepesine bağırıp susmayan , tehdit eden, ağır sözler söyleyen, sözde sadece poposuna vuruyorum diyen ebeveynler.

Birde şu var ki net olan ; söz dinletmek için bağırmaya başlayınca o ses giderek yükselmek zorunda.

Çünkü çocuk bir süre sonra o tona alışıyor. Daha da yükseltmek ve hatta sıkıştırmak ile devam edebiliyor tehditler.
Kesin kurallar olduğuna bu konuda inanmıyorum. Sürekli sakin kalmanın mümkün olduğunu da düşünmüyorum. Mesela etkin anne baba olmak kitabı evet etkin dinlemeyi öneriyor. Ama çocuklara bağırmamak, kızmamak için uğraşan ebeveynleri çocukların yine içgüdüsüyle anladığını ama annesinin bunu ona söylemek yerine kızmak yerine duygularını saklamasının da çocuk ve ane ilişkisini zedelediğini yazıyor. Yani çocuk zaten anne bağırmasa da kızdığını anlıyor diyor yazar, üstelik çok ufakken bile bunu yapabiliyor. Annesi bu konuda farklı tutum sakladığında da kendini kandırdığını düşünüyor diyor. Dediğim gibi ben etkin dinleme metoduyla devam etmeye çalışıyorum ama bunu her zaman aynı motivasyonla sürdüremem. Robot değilim. Benim de sabrım ve sınırı var. Bazen sinirlendiğim bağırdığım oluyor. Dört küsur senedir de oğluma dozum budur. Artmadı. Kesin doğrular yok.
Örneğin psikiyatrist ve çocuk travmaları üzerine çalışan bir yazarın köpek gibi büyütülmüş çocuk kitabında iki ayrı çocuk var. Birinde annesi akli melekeler anlamında yerinde değil ağladığında evde yalnız bırakıp gitmiş. Ama babası annesi be kardeşiyle aslında sevgi olan bir ortamda büyümüş. Çocuk o ilk dönemdeki temas eksikliği nedeniyle empati kuramayan sosyopat bir katil olurken, bakıcısının tüm gün evde yalnız bıraktığı benzer şartlarda büyümüş başka bir çocuk mesela gayet sevgi dolu bir çocuk olup, empati yapabiliyor. Yazar da onlarca vakaya rağmen kesin konuşamıyor mesela.
Yazarın tek dediği, erken çocukluk döneminde kalabalık, sevgi dolu ortamda temas edilerek kucakta büyüyen bebeklerin beyin gelişiminin daha sağlıklı olduğu yönünde.
Ki burda bahsedilen çocuklar annesinin bağırması değil ciddi anlamda travma yaşayan çocuklar.
Burada sıkıntılı bir anneyi bağırdın kötü annesin demek bence daha büyük bir sorun. Siz dememiş olabilirsiniz ama arka çıktığınız o üye, aradan çıksın diye doğuran anneler dedi. Bunu kimse diyemez. Hele hele o süreci yaşamayan hiç diyemez. Çocuk çok zor ve sabır zorlayan bir şey bence.
 
Kesin kurallar olduğuna bu konuda inanmıyorum. Sürekli sakin kalmanın mümkün olduğunu da düşünmüyorum. Mesela etkin anne baba olmak kitabı evet etkin dinlemeyi öneriyor. Ama çocuklara bağırmamak, kızmamak için uğraşan ebeveynleri çocukların yine içgüdüsüyle anladığını ama annesinin bunu ona söylemek yerine kızmak yerine duygularını saklamasının da çocuk ve ane ilişkisini zedelediğini yazıyor. Yani çocuk zaten anne bağırmasa da kızdığını anlıyor diyor yazar, üstelik çok ufakken bile bunu yapabiliyor. Annesi bu konuda farklı tutum sakladığında da kendini kandırdığını düşünüyor diyor. Dediğim gibi ben etkin dinleme metoduyla devam etmeye çalışıyorum ama bunu her zaman aynı motivasyonla sürdüremem. Robot değilim. Benim de sabrım ve sınırı var. Bazen sinirlendiğim bağırdığım oluyor. Dört küsur senedir de oğluma dozum budur. Artmadı. Kesin doğrular yok.
Örneğin psikiyatrist ve çocuk travmaları üzerine çalışan bir yazarın köpek gibi büyütülmüş çocuk kitabında iki ayrı çocuk var. Birinde annesi akli melekeler anlamında yerinde değil ağladığında evde yalnız bırakıp gitmiş. Ama babası annesi be kardeşiyle aslında sevgi olan bir ortamda büyümüş. Çocuk o ilk dönemdeki temas eksikliği nedeniyle empati kuramayan sosyopat bir katil olurken, bakıcısının tüm gün evde yalnız bıraktığı benzer şartlarda büyümüş başka bir çocuk mesela gayet sevgi dolu bir çocuk olup, empati yapabiliyor. Yazar da onlarca vakaya rağmen kesin konuşamıyor mesela.
Yazarın tek dediği, erken çocukluk döneminde kalabalık, sevgi dolu ortamda temas edilerek kucakta büyüyen bebeklerin beyin gelişiminin daha sağlıklı olduğu yönünde.
Ki burda bahsedilen çocuklar annesinin bağırması değil ciddi anlamda travma yaşayan çocuklar.
Burada sıkıntılı bir anneyi bağırdın kötü annesin demek bence daha büyük bir sorun. Siz dememiş olabilirsiniz ama arka çıktığınız o üye, aradan çıksın diye doğuran anneler dedi. Bunu kimse diyemez. Hele hele o süreci yaşamayan hiç diyemez. Çocuk çok zor ve sabır zorlayan bir şey bence.

Ama olmadı bu dediğiniz , hala arka çıktığınız üye diyorsunuz , ben orada " sözüm yanlış anlaşıldı , özür diledim diyen üyeye , hatalarda erdemdir özür dilemek dedim.

Sizin söz ettiğiniz iki vakada , bir çocuk terk edilme duygusunu yaşamış , diğeri ise terk edilmeden bir bakıcı tarafından bakılmış. Arada büyük farklar var.

Bağırma konusunda hassas çizgilerim var ve evet bağırmadan büyütmeye çalışan emanetcilerdenim.

Siz çocuğunuza bağırıyorsunuz ve kötü bir annesiniz demedim, demek asla.

Tahammülü azalmış bir annenin belli süreçlerden geçmesi gerektiğini savunuyorum. Toparlanmak zorunda olduğunu, karşısındakinin sadece bir küçük yürek olduğunu hatırlaması gerektiğini.
Anne ve baba " biz de böyle büyüdük bize bir şey olmadı diye kendine fren takmamak için kılıf buluyorsa bu yanlış diyorum.

Bağırdım, yine bağırırim ben robot değilim deme hakkı yoktur. Bagirmamak için cabalamali. Çabalıyorsa bu bile doğru yoldur.
 
Bıraktım zaten ben öğretmenim ara tatilde çıksın aradan dedim ama vazgeçtim
Hocam tuvalet eğitimi bir çocuğun gelişiminde kritik dönenlerden biri.
Yarıyılda aradan çıksın mantığı doğru bir yaklaşım tarzı değil.
Çocuğum tuvalet eğitimine hazır mı?
(Bunun bazı kriterleri var)
Bunun için sinyal gönderiyor mu?
Hava şartları/ortam/bakım verenin psikolojisi müsait mi?
Bu soruların cevabı önemli.
Profesyonel destek alabilirsiniz.
 
27 aylık çocuğum var bugün sokak ortasında bağırdım zerre umursamadı. 5 dk bile olmayan bir mesafede yürümemiz gerekiyor (kendisi bebek arabasına asla binmez) elimde bi çanta bir de 6 kiloluk yük var. Elinden tuttum yürümücem diyo kucak istiyor. Kızım yürü yok dikiliyo orda. Kucağıma alıyorum 2 adım atıyoruz incem diye atıyo kendini. İniyoruz gene kucak istiyor. Ter içinde kaldım 47 kiloyum kızım 11 kilo. Bağırdım ben gidiyorum geliyosan gel yeter yapma böyle diye. Sonuç olarak hiçbir şey olmadı kucak dedi aldık gene. Sağ kolum şu an kasılmış kalmış vaziyette.
2 sene iyiydik de şu son bi kaç ay bitirdi beni. Gece gündüz her şeye hayır diyor. Hayır hayır hayır başka laf yok. İstediğini yapınca da kızıyor yapmayınca da. Ben havlu atıcam gerçekten

Cocuklarin fix oyunudur bu. Herseye hayir diyorlar. Sonra istedigini yaptiginda bile yine agliyorlar, istedigini yaptin diye.
Güçlerin farkina variyorlar minik diktatörler yaa
 
Gerçekten talihsizlik oldu bu denli taşlanacağım aklıma dahi gelmezdi aslında demek istediklerimi ifade edemedim yanlış cümleler seçtim

2-7 yaş aralığındaki çocuklarla çalışan bir uzman olarak yorumum; siz dinlediğiniz pedagogları/uzmanları tam anlamamışsınız.
Ya da anladığınızı yanlış ifade ettiniz.

Atalarımız boşuna ‘bin düşün, bir konuş’ dememişler.
‘Üslubu beyan, aynıyla insan’ ve ‘büyük lokma ye büyük konuşma’ da sevdiğim diğer atasözlerinden.

Üslubu ayarlayamayınca böyle kendinizi tekrar tekrar izah etmek zorunda kaldınız.

Eğitimimizin /tecrübemizin olmadığı konularda ahkâm kesersek sonucu herkes için üzücü oluyor.
İddalı ve büyük laflar da ilerde sizi üzer, büyük tavsiyesi olarak kabul edin.
 
Ama olmadı bu dediğiniz , hala arka çıktığınız üye diyorsunuz , ben orada " sözüm yanlış anlaşıldı , özür diledim diyen üyeye , hatalarda erdemdir özür dilemek dedim.

Sizin söz ettiğiniz iki vakada , bir çocuk terk edilme duygusunu yaşamış , diğeri ise terk edilmeden bir bakıcı tarafından bakılmış. Arada büyük farklar var.

Bağırma konusunda hassas çizgilerim var ve evet bağırmadan büyütmeye çalışan emanetcilerdenim.

Siz çocuğunuza bağırıyorsunuz ve kötü bir annesiniz demedim, demek asla.

Tahammülü azalmış bir annenin belli süreçlerden geçmesi gerektiğini savunuyorum. Toparlanmak zorunda olduğunu, karşısındakinin sadece bir küçük yürek olduğunu hatırlaması gerektiğini.
Anne ve baba " biz de böyle büyüdük bize bir şey olmadı diye kendine fren takmamak için kılıf buluyorsa bu yanlış diyorum.

Bağırdım, yine bağırırim ben robot değilim deme hakkı yoktur. Bagirmamak için cabalamali. Çabalıyorsa bu bile doğru yoldur.
Sözü bağlamından çıkarıyorsunuz. Bağırdım yine bağırırım değil orada anlattığım ve bu gayet net. Bağırdım bağırabilirim. Ben de insanım. Elbette kendi içimde pek çok yöntem deniyorum. Geliştirmeye çalışıyorum. Ama çocukları kırılgan bir cam parçası gibi lanse edip zaten sıkıntılı annelere yüklenmeyi doğru bulmuyorum.
Bu tip her konuda gelip kendi mükemmel anneliğinizi anlatıyorsunuz ya mesela o an tahammülü zaten azaldığı için kendini kötü hisseden bir anneyi yaralıyorsunuz.
Çalışan anne çalışmayan anne olarak bile şartlar eşit değil mesela. Yada eşiyle ilişkisi kötü dönemden geçen bir anne de olabilir. Mühim olan darda kalıp konu açan bir anneye biz bağırmıyoruz mükemmelizi söylememek bana göre.
 
Hocam tuvalet eğitimi bir çocuğun gelişiminde kritik dönenlerden biri.
Yarıyılda aradan çıksın mantığı doğru bir yaklaşım tarzı değil.
Çocuğum tuvalet eğitimine hazır mı?
(Bunun bazı kriterleri var)
Bunun için sinyal gönderiyor mu?
Hava şartları/ortam/bakım verenin psikolojisi müsait mi?
Bu soruların cevabı önemli.
Profesyonel destek alabilirsiniz.
Teşekkür ederim ben başta gözlemlemiştim merdiven inip Çıkması sabahları bezinin kuru olması ve kirlettiği bezle rahat edememesi gibi aslında daha yaza doğru düşünüyordum ama çok bilen büyükler bekleme hemen öğrenir deyince aceleye getirdim zaten diplerde olan tahammül seviyem dibinde dibine indi bir haftada ama şimdi bıraktım çok daha iyiyim çok şükür
 
Teşekkür ederim ben başta gözlemlemiştim merdiven inip Çıkması sabahları bezinin kuru olması ve kirlettiği bezle rahat edememesi gibi aslında daha yaza doğru düşünüyordum ama çok bilen büyükler bekleme hemen öğrenir deyince aceleye getirdim zaten diplerde olan tahammül seviyem dibinde dibine indi bir haftada ama şimdi bıraktım çok daha iyiyim çok şükür
Bilmez miyim o büyüklerin serzenişini.
Ben oğluma 35 aylıkken tuvalet eğitimi verdim.
Annem oğlum 2,5 yaş civarındayken az söylenmedi ‘bir de okul öncesi öğretmeni olacaksın çocuk hâlâ bezli’ diye.
O zaman da relaks yaklaşıyordum bu konuya.
Anne sen hiç altında bezle ilkokula giden çocuk gördün mü? Deyip kapatıyordum konuyu.
3 gün içinde gece-gündüz bitmişti tuvalet eğitimi oğlumun.
Hey gidi günler şimdi 20 yaşında bir delikanlı.
 
Bilmez miyim o büyüklerin serzenişini.
Ben oğluma 35 aylıkken tuvalet eğitimi verdim.
Annem oğlum 2,5 yaş civarındayken az söylenmedi ‘bir de okul öncesi öğretmeni olacaksın çocuk hâlâ bezli’ diye.
O zaman da relaks yaklaşıyordum bu konuya.
Anne sen hiç altında bezle ilkokula giden çocuk gördün mü? Deyip kapatıyordum konuyu.
3 gün içinde gece-gündüz bitmişti tuvalet eğitimi oğlumun.
Hey gidi günler şimdi 20 yaşında bir delikanlı.
İnş bende yollar sonra gülümseyerek anarım bu günleri gerçi dün çok bunalmıştım bir patlamayla konu açmıştım Bugün gayet iyiyim
 
Sizi çok iyi anlıyorum 😣 benimde bazen sabrım son damlasına geliyor . Bugün öyle oldu saniye durmuyordu oğlum bu arada oto koltuğu alacağız indirim var annemi aradım anne yorum oku diye zamanım yok ben onunla ilgilensem çocuğa birşey olur dedim . Öğlen yemeği az yedi uyuyacaktı mama sandalyesinde elinde havuç 2 adım ötesindeydim düştü 😣 hala gözümün önünde o an yetişemedim . Mama sandalyesinde sakince oturan çocuklara bakıp şaşırıyorum . 3 dk zor duruyor öyle stresli yemek yediriyorum ki anlatamam size . 1 senedir tek başıma baktım o kadar dikkat ediyorum ki ama oldu işte . Çok korktum sonra uyumak istedi zaten uyku saatiydi zor tuttum 1 saat korkunçtu herşey uyumasın diye soğuk balkona çıkarttım 🤦🏻‍♀️ Sesimi yükseltmek istemiyorum ama çok zor oluyor wc ye bile gidemiyorum . Koltukların yastıklarını kendine merdiven yapıp koltuğa çıkıyor. Uyuyan çocuk uyansın diye zorla ses yaptım evde filan . Geçecek diyorum . annem diyor ki seni kutluyorum tek başına böyle bakıyorsun . İnanın o uyurken herşeyi koşarak yapmaktan helak oluyorum
 
Sözü bağlamından çıkarıyorsunuz. Bağırdım yine bağırırım değil orada anlattığım ve bu gayet net. Bağırdım bağırabilirim. Ben de insanım. Elbette kendi içimde pek çok yöntem deniyorum. Geliştirmeye çalışıyorum. Ama çocukları kırılgan bir cam parçası gibi lanse edip zaten sıkıntılı annelere yüklenmeyi doğru bulmuyorum.
Bu tip her konuda gelip kendi mükemmel anneliğinizi anlatıyorsunuz ya mesela o an tahammülü zaten azaldığı için kendini kötü hisseden bir anneyi yaralıyorsunuz.
Çalışan anne çalışmayan anne olarak bile şartlar eşit değil mesela. Yada eşiyle ilişkisi kötü dönemden geçen bir anne de olabilir. Mühim olan darda kalıp konu açan bir anneye biz bağırmıyoruz mükemmelizi söylememek bana göre.

Son cümlem geneldi, size yazmadım. Daha öncede dedim siz kendinizden eminseniz , yollar gelistiriyorsaniz yolunuz yanlış değildir demektir.

Mükemmel anneligimden söz etmiyorum olması gerekenden söz ediyorum.

Olması gereken budur.

Ben bağırıyorum , vuruyorum , vurdum , sadece poposuna vuruyorum, bizde böyle büyüdük , diyeni teselli etmem, yanlış yaptığını yazarım tekrar tekrar.

Silkelenmek zorunda olduğunun farkına varmalı.

Kendini düzeltmeye çalışmalı, tahammül sınırını yeniden tamir etmeli.

Sabahları görmek bile istemiyorum diyen bir anne sinyal veriyordur . Kendinin farkında olması ve rahatlama yolunu bulması gerekmektedir.
 
Son cümlem geneldi, size yazmadım. Daha öncede dedim siz kendinizden eminseniz , yollar gelistiriyorsaniz yolunuz yanlış değildir demektir.

Mükemmel anneligimden söz etmiyorum olması gerekenden söz ediyorum.

Olması gereken budur.

Ben bağırıyorum , vuruyorum , vurdum , sadece poposuna vuruyorum, bizde böyle büyüdük , diyeni teselli etmem, yanlış yaptığını yazarım tekrar tekrar.

Silkelenmek zorunda olduğunun farkına varmalı.

Kendini düzeltmeye çalışmalı, tahammül sınırını yeniden tamir etmeli.

Sabahları görmek bile istemiyorum diyen bir anne sinyal veriyordur . Kendinin farkında olması ve rahatlama yolunu bulması gerekmektedir.

Olmasi gerken bu degildir.

Sohbetine karisiyorsum fakat diger üye ile hemfikirim. Önce bu anlasilsin.

Bagirmak bu arada esit degildir dövmek ile. Esit degildir sürekli olmasina. Esit degildir annenin hep negatif davranip en küçük seye bagirmasina.

Bagirmak denildiginde aklina ne geliyor bilmiyorum, ama benim nezdimde arada yapilan hatta yapilmasi gereken bisey. Cocugun kizdigini anlamali. Ha herseye bagirarak tepki verilmez. Ama bazi seylere "yeter artik, seni daha öncede uyarmistim" diyerek cezayi uygularsin.

Cocuklar cidden öyle kirilgan yapida degiller. Önemli olan cocuk ile zaman gerçirmektir, ilgi göstermektir "seni seviyorum" "iyiki varsin" demektir. Önemli olan bunlarin çogunlukta olmasi. Sürekli sabirli olmakta iyi bisey degil. Cünkü bir anne olarak sabilir olursun fakat dis dünya senin kadar sabilir olmaz ve olmak zorunda degil. Cok fazla narin cocuk büyütürsen, herseyden travma kapacak korkusu yasarsan, bu cocuk dis dünyaya hazir olmaz.

Ha simdi benim lafimi evirip çevirme. Dis dünyaya hazirlik olsun diye bagirilsin demiyorum. Ama bagirmak insani bir harekettir.
 
Olmasi gerken bu degildir.

Sohbetine karisiyorsum fakat diger üye ile hemfikirim. Önce bu anlasilsin.

Bagirmak bu arada esit degildir dövmek ile. Esit degildir sürekli olmasina. Esit degildir annenin hep negatif davranip en küçük seye bagirmasina.

Bagirmak denildiginde aklina ne geliyor bilmiyorum, ama benim nezdimde arada yapilan hatta yapilmasi gereken bisey. Cocugun kizdigini anlamali. Ha herseye bagirarak tepki verilmez. Ama bazi seylere "yeter artik, seni daha öncede uyarmistim" diyerek cezayi uygularsin.

Cocuklar cidden öyle kirilgan yapida degiller. Önemli olan cocuk ile zaman gerçirmektir, ilgi göstermektir "seni seviyorum" "iyiki varsin" demektir. Önemli olan bunlarin çogunlukta olmasi. Sürekli sabirli olmakta iyi bisey degil. Cünkü bir anne olarak sabilir olursun fakat dis dünya senin kadar sabilir olmaz ve olmak zorunda degil. Cok fazla narin cocuk büyütürsen, herseyden travma kapacak korkusu yasarsan, bu cocuk dis dünyaya hazir olmaz.

Ha simdi benim lafimi evirip çevirme. Dis dünyaya hazirlik olsun diye bagirilsin demiyorum. Ama bagirmak insani bir harekettir.
Evirip çevirirler canım..tahammül sınırına gelsen de tekdüze ,sakin bir ses tonu ile konuşmak lazım ...yapmazsan tahammülsüz,işkenceci, bağırmaktan başka birşey yapmayan insan olursun
 
Verdiğiniz kilolarla çocuğun harektli olması arasındaki bağı çözemedim. Sizden çok daha kısa sürede 24 kilo verdim doğum sonrasında. 9 ayda alınan kilonun 9 ayda verilmesi normal olanı zaten. Tek başınıza olmanız sizi yormuş belli ki,tuvalet eğitimi için hazır değil belli ki zorlamayın.. kreşe başlar seneye normale dönersiniz. Bu süreçtede erken uyumaya alıştırıp akşamları kendinize özel alan yaratırsanız en azından bi nebze rahatlarsınız belki.. büyüyorlar ve bu hallere çok özleniyor onu düşünün sabrınız tükendikçe..
 
Ah gülüm sana kücük oglumu anlatsam benzer süreclerden gectigimizi görürsün. Bir hareketli masallah. Dikkat etmesen dolaplari tirmanir. Yemek koltugunda baglamalari cözüp ayaga kalkan. Cocuk arabalarindaki kemerleri de acan kücük canavar. O süreclerden bizde gectik ve gercekten cok yorucu. Simdi nerdeyse 3 yasinda ve daha "akli basinda" hareket ediyor. Sizinki de tam kesfetme zamaninda. Pamdemi sürecindede insan fazla bir yere gidemiyor bunalmissinizdir iyice. Cünkü bende oglum durmadigi zamanlarda en azindan disari cikartiyordum biraz enerji atsin diye. Kendinize fazla yüklenmeyin. Biraz kendinize de zaman ayirmaniz lazim. Bu sadece bir saat kitap okumaksa da. Böyle hareketli cocuklarda insan kendini tamamen arka plana atiyor yetebilmek icin, ama sonrada enerji bitiyor
 
Merhaba hanımlar benim 2,5 yaşında bir çocuğum var ve gerçekten çok fazla hareketli yorulmak oturmak nedir bilmeyen bir çocuk bebekliğinden beri bu böyle. Hamilelikte 21 kilo almıştım doğumdan çıkınca 3 kilo vererek eve dönmüştüm ve bebeğim 9. Ayına girdiğinde ben 20 kilo vermiştim bile anlayın diye diyorum tek başıma baktım hiçbir akraba yanımızda yoktu ücretsiz izindeydim ve sürekli koşuşturma içinde geçen 2,5 yıl. Eşim sağolsun ilgilenir ama tüm gün bir arada olunca ve pandemiden sonrada eve hapsolunca iyice bunaldım bir haftadır tuvalet eğitimi yapalım dedim iyice kahroldum halılar battaniyeler parkeler çiş kaka bağırmadım kızmadım hep tatlı dille hadi tuvalet dedim yok lazımlık dedim yok en sonunda pes ettim beze döndük ama çocuğuma tahammülüm gitti inanın ki vicdanım sızlıyor ama kendime engel olamıyorum bazen görmek dahi istemiyorum çocuğumu ben nasıl böyle kötü bir anne oldum bu halim düzelir mi bana bir akıl verin lütfen.

Merhaba,

Benim de 2 yaşında bir kızım, 4 yaşında da bir oğlum var. Çalışan bir anne olmama rağmen hafta sonu bile yetiyor tahammül sınırlarımın zorlanmasına. Oğlum sağ olsun doğduğundan beri hep çok zor bir çocuktu. Doğru düzgün uyumaz (sabah 5.:30 da uyanır), dur durak bilmez, agresif, hırçın, inatçı, yemek yemeyen, her şeyi kırıp, döken (TV'yi bile kırdı :) ), bir şeye yapma diyorsan inadına yapan bir çocuktur ve hala da öyle. Şöyle söyleyeyim oğlumu her gören "Allah sana sabır versin, çok sabırlısın" diyor. Bebekken "seni anlamıyor o yüzden böyle" deyip kendimi teselli ediyordum. Ama şimdi söylediğim her şeyi anlıyor, algılıyor ama inadından yapıyor. Atıyorum yere su döküyor "Annecim lütfen yere su dökme bak halılarımız ıslanıyor sonra senin de ayakların ıslanacak hasta olacaksın" diye uyarıyorum gözümün içine baka baka su bardağını olduğu gibi boca ediyor yere. Ne yalan söyleyeyim o zaman sabredemiyorum "Ceza" veriyorum. Ceza da şu; odasına götürüyorum, sakinleş biraz öyle gel yanımıza diyorum. Sonra gelip "Anne ama ben seni çok seviyorum" deyip sarılıyor eşek sıpası. O an ne sinir kalıyor ne de bişi tabii :) Çok iyi biliyorlar anneyi nasıl kandıracaklarını...

Neyse uzun oldu, benim sana tavsiyem eğer maddi durumun varsa eve bir yardımcı al. Ev işlerini en azından o halletsin. İnan bana çok iyi gelecek. Bir de bazen çocuğu babasına bırak kendine zaman ayır. Git arkadaşlarınla görüş, ya da çık alış veriş yap ya da ne yapmaktan hoşlanıyorsan onu yap. İnan bana çok iyi gelecek sana... Bu pandemi döneminde 3 gün çalışıp hafta içi 2 gün evdeyim. Çocukları öğle uykusuna yatırıp kaçıyorum karşı komşuma bir kahve içmeye (evde bakıcımız var tabii yalnız değiller). Hem iş stresi hem ev stresinden uzakta o 2 saat o kadar iyi geliyor ki bana... Çocuklarıma karşı tahammül sınırım da artıyor böylelikle...
 
Merhaba hanımlar benim 2,5 yaşında bir çocuğum var ve gerçekten çok fazla hareketli yorulmak oturmak nedir bilmeyen bir çocuk bebekliğinden beri bu böyle. Hamilelikte 21 kilo almıştım doğumdan çıkınca 3 kilo vererek eve dönmüştüm ve bebeğim 9. Ayına girdiğinde ben 20 kilo vermiştim bile anlayın diye diyorum tek başıma baktım hiçbir akraba yanımızda yoktu ücretsiz izindeydim ve sürekli koşuşturma içinde geçen 2,5 yıl. Eşim sağolsun ilgilenir ama tüm gün bir arada olunca ve pandemiden sonrada eve hapsolunca iyice bunaldım bir haftadır tuvalet eğitimi yapalım dedim iyice kahroldum halılar battaniyeler parkeler çiş kaka bağırmadım kızmadım hep tatlı dille hadi tuvalet dedim yok lazımlık dedim yok en sonunda pes ettim beze döndük ama çocuğuma tahammülüm gitti inanın ki vicdanım sızlıyor ama kendime engel olamıyorum bazen görmek dahi istemiyorum çocuğumu ben nasıl böyle kötü bir anne oldum bu halim düzelir mi bana bir akıl verin lütfen.
Bence siz gayet iyi bir annesiniz. Herkesin böyle zamanları oluyor. Hareketli derken ne yapıyor? Evi sürekli dağıtıyormu? Bir seylerimi kırıyor? Acaba biraz düzen takintinz varda bu sebeple yorgunmu düştünüz. Benimde 22 aylık oğlum var giydirmesi dert, yedirmesi dert, inanın dövme derecesine geliyordum ki, dur dedim kendime. Zararlı olacak şeyleri kıracağı şeyleri kaldırdım. Uzanacagi çekmeceleri kilitledim. Bir tanesine bilastik kaplar koydum oynasın diye. İki yaş cocgu neler yapar araştırdım pedegog dinledim. Yemeğini döküyor ve artık kızmıyorum. küçük bu yaşta dökerek yemesi normal diyorum kendime. Kartlar aldım hikaye kitaplari aldım. oturup kendimi gercekten vererek anlatıyorum oynatiyorum çok deyil 20 dakika en fazla. İnanın başımdan savmak için değilde onunla sevdiğim için oyun oynamanin farkı çok iyi oldu sakinleşti. Birde
gözlemlediğim kadarı paketli gıda tuketirse çok çizgi filim izlerse agrasif oluyor.
 
Maalesef hadi çocuk yapalım aradan çıksın diye yapılan çocuklar böyle oluyor. Hareketli olmasının sebebi yeterli ilgi ve oyunun verilmemesi ilgiden kastım da çizgi film tablet değil maalesef
Ne alaka nerden biliyosun aradan çıksın diye yapıldığını çocuğu yaparlarken orda mıydın?
 
Back