- Konu Sahibi seraphimax
- #1
Çocuğumda DEHB var, tedavi görüyor. 11 yaşında şu anda. gelişmiş bir kentte yaşamıyoruz. Şöyle söyleyeyim, gelişmiş bir kentin 1940 yılını yaşayan bir ilçesinde yaşıyoruz. Doktor deseniz, 2,5 saatte gidiliyor, 2,5 saatte de geri dönülüyor.Bulunduğumuz yerde 1 uzman 5 pratisyen doktor var. Çocuk psikiyatri, kadın doğum, mide bağırsak, cildiye vs. yok. Onlar lüks burada. Çocuğun tedavisi için il merkezine gitmeliyiz. kendimden geçtim, hastalanmayım diye sürekli vitamin yutuyorum.Bulunduğum yerde bir kafeterya, gezme alanı yok. Cumartesi ve pazar günleri oğlum sürekli ağlıyor canım çok sıkılıyor anne diye. Bulunduğumuz yerdeki dükkanları toplasanız İstanbul'daki çok bilinen bir süpermarketin üç reyonu etmez. Bakkal bile 20 dakika.Oğlum git ekmek al dediğimde çocuk yine ağlıyor. Çeşmeden akan suyu kullanamıyoruz. Çeşmeye gitmek zorundayız o bile araba ile 10 dakika. Ev pet bidon doldu kafayı yiyeceğim. Bulunduğumuz yerde çocuklar ineklerle okula gidiyorlar. her taraf koca koca kangal köpekleri ile dolu.
Eşim tayinle görev yapıyor. Bugünlerde tayin bekliyoruz ama gideceğimiz yer daha kötü olacak. Çocuğumu mu düşünmeliyim eşimi mi. Diyeceksiniz ki arkadaş bulsun, yaşıdı yok mu, var olmaz mı, ama çocuklar bile kendi aralarında gruplaşmış. Çocuk kendini bilgisayara verdi. Kalsın zararlı, hadi televizyona. O da bir yere kadar. Kitap oku yavrum, bir saat o da bitti. Ne yapacak bu çocuk? başka illerdeki yaşıtları oyun alışveriş merkezlerinde. Sporda, müzik sanat kurslarında. Burası dağın eteklerinde kurulmuş 0 sosyal hayatlı bir ilçe. benim de yakınlarım akrabalarım hep İstanbulda. Bulunduğum yerde 2 günde oğlumun işlerini hallediyorsam İstanbul'da tam tamına 15 dakikada işimi hallettim. gezdik dolaştık, o hırçın, agresif, vuran kıran durmadan ağlayan çocuk gitti, yerine muhteşem gülüşlü gözleri ışıklı, kanatsız bir melek geldi. Çok utanarak söyleyeceğim, oğlumun bu kadar güzel güldüğünü unutmuşum. Gördüğü herşeyi kamera gibi kaydetmiş. En ufak bir yaramazlığı olmadı. beni hiç üzmedi. Alışveriş merkezinin kapısında asık suratlı güvenlikçileri bile güldürdü.
Eşime gelince, hiç oradan kapı açmayın. Çocukla ben ilgilenmek zorundayım. Yorgunum ilgilenemem diyor. İşim ağır diyor. para vereyim git kendin hallet işlerini bana ilişmeyin diyor. Çocuğum burada gülmeyi unutuyor. her akşam gizli gizli ağlıyor. DEHB yanına bir de ergen depresyonu eklenirse ne yapacağım ben. Arkadaşlarım çok kaba, beni incitiyorlar anne diyor. İstanbul'a gezmeye gittik, ananas gördü anne bu ne diyor. Kardeşimin yüreği sızladı. Abla bu hiçbirşey görmedi mi diyor. Aklımı oynatacağım, buradan daha kötü bir yere gideceğiz. Şimdi soruyorum, oğlum mu kocam mı?
Eşim tayinle görev yapıyor. Bugünlerde tayin bekliyoruz ama gideceğimiz yer daha kötü olacak. Çocuğumu mu düşünmeliyim eşimi mi. Diyeceksiniz ki arkadaş bulsun, yaşıdı yok mu, var olmaz mı, ama çocuklar bile kendi aralarında gruplaşmış. Çocuk kendini bilgisayara verdi. Kalsın zararlı, hadi televizyona. O da bir yere kadar. Kitap oku yavrum, bir saat o da bitti. Ne yapacak bu çocuk? başka illerdeki yaşıtları oyun alışveriş merkezlerinde. Sporda, müzik sanat kurslarında. Burası dağın eteklerinde kurulmuş 0 sosyal hayatlı bir ilçe. benim de yakınlarım akrabalarım hep İstanbulda. Bulunduğum yerde 2 günde oğlumun işlerini hallediyorsam İstanbul'da tam tamına 15 dakikada işimi hallettim. gezdik dolaştık, o hırçın, agresif, vuran kıran durmadan ağlayan çocuk gitti, yerine muhteşem gülüşlü gözleri ışıklı, kanatsız bir melek geldi. Çok utanarak söyleyeceğim, oğlumun bu kadar güzel güldüğünü unutmuşum. Gördüğü herşeyi kamera gibi kaydetmiş. En ufak bir yaramazlığı olmadı. beni hiç üzmedi. Alışveriş merkezinin kapısında asık suratlı güvenlikçileri bile güldürdü.
Eşime gelince, hiç oradan kapı açmayın. Çocukla ben ilgilenmek zorundayım. Yorgunum ilgilenemem diyor. İşim ağır diyor. para vereyim git kendin hallet işlerini bana ilişmeyin diyor. Çocuğum burada gülmeyi unutuyor. her akşam gizli gizli ağlıyor. DEHB yanına bir de ergen depresyonu eklenirse ne yapacağım ben. Arkadaşlarım çok kaba, beni incitiyorlar anne diyor. İstanbul'a gezmeye gittik, ananas gördü anne bu ne diyor. Kardeşimin yüreği sızladı. Abla bu hiçbirşey görmedi mi diyor. Aklımı oynatacağım, buradan daha kötü bir yere gideceğiz. Şimdi soruyorum, oğlum mu kocam mı?