Çocuğum mu kocam mı? fikir lütfen.... aklımı oynatacağım.

serapcım öncelikle geçmiş olsun..arkadaşlarında dediği gibi tayinlerde çocuğunun durumunu gözetirler..hem öyle hem de..daha gideceğin yer belli değil.doğunun her yerini kötü zannetme canım benimbatıdan çok daha güzel yerleri var emin ol..tayin yerin belli olmadan karar alma derim.belli olunca da eğer kötü bir yer ise öncelikle oğlunu düşünmelisin..eşin gördüğüm kadarıyla biraz bencil bir tip.benim eşimde bulunduğumuz yerin en yoğun en zor görrevini yürütüyor.gece 3 te bile sürekli telefonlarımız çalar..düşün yani.ama eşim o yoğulukta bile fırsat bulup mutlaka arar ve çocuğu sorar..eve gelincede onunla ilgilenir..ilgilenemesede iyi niyetini belli eder..yorgunum biraz yatsam olurmu kızarmısın der mesela..eşin oğlunla az ilgileniyorsa sen hem anne hem baba demeksindir batıda zor bir yere gidipte hem tedaviyi yaptıramamamaktan hemde şartlardan dolayı çocuğu depresyona sokmaktansa kesinlikle batıda kalıp oğlunu dşünmelisin..çünkü bir daha bu yaşlara bir daha dönmesini isteyebilirsin,ah dersin keşke oğlumu düşünseymişim..
 
onlarda kendi içlerinde asimile olmuşlar değişim isteyenlere karşı cephe almışlar..
anlattıklarınıza göre yalnız görünüyorsunuz..
merkezden bi ev tutun oranın şartları nasıl bilmiyorum ama hiç yoktan öğretmen memur vb insanlar daha yoğunluktadır merkezde yaşayın eşinizi bu konuda ikna edin olmaz mı?:26:
 
Evet, asıl sorunum o.
Bundan sonra eşim tayin oldu gitti. Ben de onun gittiği yere gitmeyip oğluma daha sağlıklı bir hayat sunmak adına akrabalarımın yanına yerleşip çalışıp çocuğumu mu okutayım, eğiteyim, tedavisini devam ettireyim, yoksa eşimle çocuğumla terör bölgesine gidip kaderime razı olarak Üniversite diplomalı anne olarak MUş, Bingöl, Tunceli, Iğdır gibi yerlerin ilçelerinde gün mü sayayım? Kafam durdu.
can güvenliği verilmeyen yerlere aile götürülmesi yasak.buna rağmen götürülüyorsa,askeriye bundan sorumlu tutulmuyor.böyle yerlerin görev süresi de 2yıldır...çocuğunuzun durumunu bildirmişsiniz,cehaletimi bağışlayın ben tam sorunu ne anlamadım amaeşiniz dilekçe yazıp maruzatını bildirirse eğer,tayin daire bunu dikkate alıp sizi uygun bir yere atar.ama yok biz bunu denedik diyorsanız da,eşinizin gideceği yere gitmeniz zaten yasak.
 
can güvenliği verilmeyen yerlere aile götürülmesi yasak.buna rağmen götürülüyorsa,askeriye bundan sorumlu tutulmuyor.böyle yerlerin görev süresi de 2yıldır...çocuğunuzun durumunu bildirmişsiniz,cehaletimi bağışlayın ben tam sorunu ne anlamadım amaeşiniz dilekçe yazıp maruzatını bildirirse eğer,tayin daire bunu dikkate alıp sizi uygun bir yere atar.ama yok biz bunu denedik diyorsanız da,eşinizin gideceği yere gitmeniz zaten yasak.

aynen mevzuatta bunu der zaten...
şark görevi süresince eger yeterli imkanlar aileye sunulamıyorsa geri çekim ile merkeze alım olur..tayın donemınde raporları sunun ,tedaviye ihtiyacı var oglumun de gerisi gelir zaten
 
Çok haklısın Figanım. ben bazen ararım ne yapıyorsun diye, eve gelir bana bağırır her dakka beni ne arıyorsun diye. Çocuk sorunlu diyorum, bir çare diyorum, inan doktoru bulan ben, ilacı yazdıran ben, eğitimi ile de ben ilgileniyorum. Çocuk ilkokul 5. sınıfta daha bu zamana kadar hiçbir öğretmeni ile görüşmedi. Geçen yıl çok daraldım, çocuğu karneler alınmadan 10 gün önce İstanbula götürdüm, tel açtım, oğlanın karnesini al diye, bir ay sonra döndüm, karnesini bile almamış. neden gitmedin adam? e işim yoğun. Zaten kendi de diyor, beni yok sayın diye. Ama iş oğlanın eğitimine gelince, bu dünyada tek senin oğlun yaşamıyor diyor bana. Tamam öyle ama, yazık değil mi, millet işi aymazlığa, aldırmazlığa vurmuş, ben yapamıyorum. Mesleğim var çalışabilirim, büyük şehirlerde de geçerli emsleğim var. Kardeşim destek, akrabalarım destek oluyor ama eşim destek olmuyor. İlla benim memleketim diyor. Tamam memleketin ama üç evin üstüne nasıl giderim? Zaten bulunduğumuz ilde askeri hastane var, orada da çocuk psikiyari yok sevk ediyorlar, sivil hastaneye. Rapor da olsa eşim ilgilenmez. Ama yine de söyleyeyim, belki doğuda bir il merkezine verirler.
 
evet, ev götürülmesi yasak olan bölgeler var ama daha tayin belli olmadığı için bişey diyemiyorum. Yüzde 50 gidebileceğimiz yer, yüzde 50 gidemeyeceğimiz yer olacaktır. Gidemeyeceğim yer olursa işim kolaylaşır, ama gideceğimiz yer nasıl olacak bunu bilmiyorum.
Az müsade rica edeceğim, oğlum geldi yemekten sonra tekrar görüşürüz. sizi de sıktım dertlerimle ama Allah hepinizden razı olsun. Birazdan görüşürüz
:69:
 
Oğlunu babasından ayırır o gülen gözleri yine solacak ki. beş on gün sonra o oyuncaklardan kafasını kaldırdığında babasını arayacak.

bence hiç böyle bir tercih yapmaya gerek yok, neden kendi kendine eziyet ediyorsun ki? memur çocuklarının tayinle hareket edenlerin askerlerin vs. hepsinin çocuğu bu şekilde.
 
evet, ev götürülmesi yasak olan bölgeler var ama daha tayin belli olmadığı için bişey diyemiyorum. Yüzde 50 gidebileceğimiz yer, yüzde 50 gidemeyeceğimiz yer olacaktır. Gidemeyeceğim yer olursa işim kolaylaşır, ama gideceğimiz yer nasıl olacak bunu bilmiyorum.
Az müsade rica edeceğim, oğlum geldi yemekten sonra tekrar görüşürüz. sizi de sıktım dertlerimle ama Allah hepinizden razı olsun. Birazdan görüşürüz
:69:
ara tayin,çoğu zaman hayra alamet değildir,tayin daire atamadan durumunuzu bildirin gerekli yerlere...
 
canım benim..sen illa da kocanın yanına git diyenlere asla kulak asma..gördüğüm kadarıyla çocuğunun depresyonunda eşininde rolü büyük..baba modelinden bir pay alamıyor.ilgisizliği benim bile canımı sıktı gerçekten.madem öyle sen onu batıdaki nimetlerden babası yüzünden mahrum bırakma.bazen eşi yanında olan insanlara özenebilirsin ama bu da senin çocuğun için yapacağın bir fedakarlık olsun.Duygusal davranıp anlamsız işler yapmaya gerek yok diye düşünüyorum.Tabi şu an herşey muallak..belkide merkez bir yere gidersiniz ve seçim yapmak zorunda kalmazsın.ayrıca imkanın olursa mesleğini icra edebilirsen yaşını geçirmeden ona da bir bak derim..sonumuzun ne olacağını hiç birimiz bilemeyiz.kadın ınher zaman mesleği ve bir emeklilik güvencesinin olması iyidir.
 
Merhaba mesajların hepsini okumadım ama anladığım kadarıyla eş nedeniyle doğuda olan bir ailesiniz. Tabiki ülkemin heryeri kutsaldır sıkın dişinizi daha ne zor durumda insanlar var ilerde tayinle değişir şartlarınız falan derdim ama burda çok önemli başka bir sorun var 11 yaşında DEHB tehşisi konmuş dünyalar tatlısı bir çocuk. Bu duruma çok hassas bir insan olarak farklı bir gözle bakıcam kesinlikle oğlunuz diyorum ve onun tedavisi diyorum. Bu birçok büyük şehirde bile yeterli değil üstelik 11 yaş sınır şimdi tam olarak tadavi görürse bir süre sonra böyle bir sorunu kalmayacak ve normal bir birey olarak yaşantısını sürdürecek. Bu nedenle oğlunuzu düşünerek hayatınızı planlamalısınız. DEHB toplumumuzda çok hafife alına bir sorun hatta tüm yaramaz çocukları bu şekilde adlandırıyorlar. Oysaki bu sorun bir sürü çeşidi var ve ortadaki neden dikkatini verememek yaramaz olmak değil tam tersi çok içine kapanıklarıda mevcut yada normal düzende yar alamadıkları için agresifleşenleride. Ama iyi bir tedavi ve terapi sayesinde sosyalleştirilerek ve algılarını açık tutarak bir süre sonra bu sorundan kurtulabilir ve hatta çok başarılı bir birey olur. Benim dayım türkiyenin üç büyük şehrinden birinde oturmasına rağmen tehsiş koyulmuş oğlunu tedavi ettirmedi ve sadece yaramaz benim çocuğum ilaçla terbiyemi olurmuş bizi psikoloğamı götürdüler ki diye direttiği için şimdi kafasını duvarlara vuruyor ama malesef iş işten geçti. Artık kuzenimin herhangi bir akademik kariyeri olmayacak alabilirsek bir lise diplomasını aldırıcaz herhangi bir meslek sahibide olmayacak tadeviye 16 yaşında başladığı için çok geride kaldı ve artık DEHB şekil değiştirdi başka sorunlarla baş ediyoruz. Şimdi en büyük endişemiz askerlik ve sanırım tedavide başarılı olamassak o dönem çok büyük sorunlar yaşayacağız.(düşünmek bile istemiyorum o günleri umarım tadavi başarılı olur).3 senedir moktan bir lisenin 1. sınıfını geçmesi için çabalıyoruz ki 3,5 yaşında ingilizce kelimelere duyarlılığı olan ezberi çok kuvvetli olan süper bir hayal gücüne sahip her duyduğu şarkıyı melodisiyle söyleyebilen yetenekli bir çocuktu ama ilerlemek yerine malesef geriledi. Şimdi 17 yaşında demeye bin şahit ister dışardan hiç bir sorun yok gibi gözüksde hiç bir konuda sohpet edemediğiniz derslerle uzaktan yakından alakası olmayan ve takıntıları olan bir delikanlı oldu. Moralinizi bozmak için anlatmadım bilinçli bir annesiniz bunları yaşamayacağınıza eminim. Ama özel bir çocuğunuz var ve en önemlisi ilgi sevgi ve çevre şartları. Böyle bir durumunuz olmasa sonuna kadar eşinizin yanında durun derdim ama çocuğunuzun yaş geçiş evresindesiniz varsa imkanınız büyük bir şehirde yetiştirin oğlunuzu zaten bu belli bir süreç.Muhakkak kafanızda bir planda yapmışsınızdır eşinizide oğlunuzun geleceği için ikna edin bence. Allah yardımcınız olsun
 
selam serap;
durum gerçekten çok çok zor..çok üzüldüm oğluna ve sana..eşin bi ikna olsa bütün problemler hallolcak.kaynanan falan nasıldır,aranız iyi midir,onlar biliyo mu bu dertlerinizi?? benimki annesini çok dinler,belki annesi,babası falan devreye girerse bi hal çaresine bakılabilir.kendi annene babana falan sölesen onlar bi yardımcı olsa..vardır mutlaka bi çaresi yaaa,ben acayip üzüldüm:(:( bu askeri işlerden anlayan sözü geçen,bu tayin işlerini bilen birine danışsanız,aile dostlarınızdan torpil falan yapabilcek birilerine ulaşsanız????
 
Çok haklısın Figanım. ben bazen ararım ne yapıyorsun diye, eve gelir bana bağırır her dakka beni ne arıyorsun diye. Çocuk sorunlu diyorum, bir çare diyorum, inan doktoru bulan ben, ilacı yazdıran ben, eğitimi ile de ben ilgileniyorum. Çocuk ilkokul 5. sınıfta daha bu zamana kadar hiçbir öğretmeni ile görüşmedi. Geçen yıl çok daraldım, çocuğu karneler alınmadan 10 gün önce İstanbula götürdüm, tel açtım, oğlanın karnesini al diye, bir ay sonra döndüm, karnesini bile almamış. neden gitmedin adam? e işim yoğun. Zaten kendi de diyor, beni yok sayın diye. Ama iş oğlanın eğitimine gelince, bu dünyada tek senin oğlun yaşamıyor diyor bana. Tamam öyle ama, yazık değil mi, millet işi aymazlığa, aldırmazlığa vurmuş, ben yapamıyorum. Mesleğim var çalışabilirim, büyük şehirlerde de geçerli emsleğim var. Kardeşim destek, akrabalarım destek oluyor ama eşim destek olmuyor. İlla benim memleketim diyor. Tamam memleketin ama üç evin üstüne nasıl giderim? Zaten bulunduğumuz ilde askeri hastane var, orada da çocuk psikiyari yok sevk ediyorlar, sivil hastaneye. Rapor da olsa eşim ilgilenmez. Ama yine de söyleyeyim, belki doğuda bir il merkezine verirler.

diyemedinmı be serapçım bende uzaylı babası ile görüsecegım madem benım oglum,oglumuz deil:47:
 
Çok haklısın Figanım. ben bazen ararım ne yapıyorsun diye, eve gelir bana bağırır her dakka beni ne arıyorsun diye. Çocuk sorunlu diyorum, bir çare diyorum, inan doktoru bulan ben, ilacı yazdıran ben, eğitimi ile de ben ilgileniyorum. Çocuk ilkokul 5. sınıfta daha bu zamana kadar hiçbir öğretmeni ile görüşmedi. Geçen yıl çok daraldım, çocuğu karneler alınmadan 10 gün önce İstanbula götürdüm, tel açtım, oğlanın karnesini al diye, bir ay sonra döndüm, karnesini bile almamış. neden gitmedin adam? e işim yoğun. Zaten kendi de diyor, beni yok sayın diye. Ama iş oğlanın eğitimine gelince, bu dünyada tek senin oğlun yaşamıyor diyor bana. Tamam öyle ama, yazık değil mi, millet işi aymazlığa, aldırmazlığa vurmuş, ben yapamıyorum. Mesleğim var çalışabilirim, büyük şehirlerde de geçerli emsleğim var. Kardeşim destek, akrabalarım destek oluyor ama eşim destek olmuyor. İlla benim memleketim diyor. Tamam memleketin ama üç evin üstüne nasıl giderim? Zaten bulunduğumuz ilde askeri hastane var, orada da çocuk psikiyari yok sevk ediyorlar, sivil hastaneye. Rapor da olsa eşim ilgilenmez. Ama yine de söyleyeyim, belki doğuda bir il merkezine verirler.

ne demek beni yok sayın ya
babası değil mi çocuğun
evet dünyada tek senin oğlun yaşamıyor ama o çocuk herhangi bi çocuk değil senin oğlun yahu
pes...
 
Kocam ve kocamın ailesi bana hiçbir şekilde destek olmaz. Şöyle bir örnek vereyim, görümcemin iki çocuğu var. 5 yaşında oğlu hiç yemek yemiyor, sadece inek sütü içiyor, ben 36 yaşındayım çocuk öyle küfür ediyor ki, duyuyorum benim yüzüm kızarıyor. Görümceme böyle olmaz bu çocuk dedim, sesini çıkarmadı, laf arasında ''Milletin çocuğu gibi çocuğuma hap içirip manyak edemem'' dedi. Yani benim oğlum çağın hastalığına yakalanmış değil. Piskopat deli sanki. Çok gücüme gitti. Çocuğumun tedavisi sadece ilaçla olmaz ki bu çocuğa faaliyet lazım, akran lazım sportif faaliyet lazım. Sinema lazım, tiyatro lazım, biraz da macera lazım. Ben nefsim için oğlum için ne istersem başkalarının da çocuğuna aynı şekilde yardım etmek isterim. Hayat bu, birbirimzie destek olmalıyız. Ama onlar ve kocam bunu anlamaz. az önce bir arkadaşa tel açtım bu hazırlık ilerinden önce onun eşinin haberi oluyor, ''Serap, daha bişey duymadım, herkes merakla bekliyor'' dedi.
Ama kararım netleşiyor. Çocuğum ileride telafi edilemeyecek zararlar görürse bunu anne baba olarak biz değil, bütüm toplum çeker. Durum iyice belli olsun, kardeşimin yakınlarına gideceğim herhalde.
 
Merhaba mesajların hepsini okumadım ama anladığım kadarıyla eş nedeniyle doğuda olan bir ailesiniz. Tabiki ülkemin heryeri kutsaldır sıkın dişinizi daha ne zor durumda insanlar var ilerde tayinle değişir şartlarınız falan derdim ama burda çok önemli başka bir sorun var 11 yaşında DEHB tehşisi konmuş dünyalar tatlısı bir çocuk. Bu duruma çok hassas bir insan olarak farklı bir gözle bakıcam kesinlikle oğlunuz diyorum ve onun tedavisi diyorum. Bu birçok büyük şehirde bile yeterli değil üstelik 11 yaş sınır şimdi tam olarak tadavi görürse bir süre sonra böyle bir sorunu kalmayacak ve normal bir birey olarak yaşantısını sürdürecek. Bu nedenle oğlunuzu düşünerek hayatınızı planlamalısınız. DEHB toplumumuzda çok hafife alına bir sorun hatta tüm yaramaz çocukları bu şekilde adlandırıyorlar. Oysaki bu sorun bir sürü çeşidi var ve ortadaki neden dikkatini verememek yaramaz olmak değil tam tersi çok içine kapanıklarıda mevcut yada normal düzende yar alamadıkları için agresifleşenleride. Ama iyi bir tedavi ve terapi sayesinde sosyalleştirilerek ve algılarını açık tutarak bir süre sonra bu sorundan kurtulabilir ve hatta çok başarılı bir birey olur. Benim dayım türkiyenin üç büyük şehrinden birinde oturmasına rağmen tehsiş koyulmuş oğlunu tedavi ettirmedi ve sadece yaramaz benim çocuğum ilaçla terbiyemi olurmuş bizi psikoloğamı götürdüler ki diye direttiği için şimdi kafasını duvarlara vuruyor ama malesef iş işten geçti. Artık kuzenimin herhangi bir akademik kariyeri olmayacak alabilirsek bir lise diplomasını aldırıcaz herhangi bir meslek sahibide olmayacak tadeviye 16 yaşında başladığı için çok geride kaldı ve artık DEHB şekil değiştirdi başka sorunlarla baş ediyoruz. Şimdi en büyük endişemiz askerlik ve sanırım tedavide başarılı olamassak o dönem çok büyük sorunlar yaşayacağız.(düşünmek bile istemiyorum o günleri umarım tadavi başarılı olur).3 senedir moktan bir lisenin 1. sınıfını geçmesi için çabalıyoruz ki 3,5 yaşında ingilizce kelimelere duyarlılığı olan ezberi çok kuvvetli olan süper bir hayal gücüne sahip her duyduğu şarkıyı melodisiyle söyleyebilen yetenekli bir çocuktu ama ilerlemek yerine malesef geriledi. Şimdi 17 yaşında demeye bin şahit ister dışardan hiç bir sorun yok gibi gözüksde hiç bir konuda sohpet edemediğiniz derslerle uzaktan yakından alakası olmayan ve takıntıları olan bir delikanlı oldu. Moralinizi bozmak için anlatmadım bilinçli bir annesiniz bunları yaşamayacağınıza eminim. Ama özel bir çocuğunuz var ve en önemlisi ilgi sevgi ve çevre şartları. Böyle bir durumunuz olmasa sonuna kadar eşinizin yanında durun derdim ama çocuğunuzun yaş geçiş evresindesiniz varsa imkanınız büyük bir şehirde yetiştirin oğlunuzu zaten bu belli bir süreç.Muhakkak kafanızda bir planda yapmışsınızdır eşinizide oğlunuzun geleceği için ikna edin bence. Allah yardımcınız olsun

evet tam olarak da demek istediğim bu. yani böyle bir çocuğum varken, onu görmezlikten gelip şartlar ne olursa olsun her tayin yerine gideyim mi, (tabii güvenlik nedeniyle gidilemeyen yerler hariç)yoksa ben burada çocuğumu büyütemem, sosyal eğitimli, kültürlü bir birey olsun, ben ayrılığı, hatta boşanmayı bile göze alıp imkan var, burada sana da çocuğuna da yardımcı olurum diyen akrabalarımın yanına mı gitmeliyim. İşte tam olarak açmazım bu. Koca bulurum belki evlat dediğin ciğer. 14 yıllık da emek verilmiş bir evlilik...
 
Hem "beni yok sayın" diyor, hem "benim memleketime gidin" diyor..
Hiçbir sorumluluk almıyor, emek vermiyor.. Ama sizin adınıza söz sahibi olma yetkisi buluyor kendinde..

Size destek olan bir eş olsaydı, en azından o desteği kaybetmeyin derdim. Hem zaten eşniiz, çocuğunuzdan ayrı olursa içi rahat etmeyecek olurdu. Elele verir hallederdiniz.

Sizin sıkıntınız biraz da manevi olarak yalnız kalmanız sanırım.. Yoksa oradaki sosyal hayatın eksikliğine de, beslenme sıkıntılarına da çözümler üretirdiniz.

Benim de lisans mezunu bir kuzenim var, İç Anadolu'da bir köyde yaşıyor eşinin işi gereği. İnanın sizin anlattıklarınızın aynısını anlatıyor. İlçeye gittiğinde dondurucuya atacak gıdalar alıyor. Evin bir odasını çocuğa park gibi yapmışlar. Hafta sonları 1 gün ilçeye gidiyorlar. Tatile gidiyorlar senede 2-3 defa. Sıkıntıları oluyor tabi, mesela oğlu bisiklete binerken o da kapının önüne inemiyor. Dedikodu oluyormuş.. Buna benzer sıkıntılar.

Eşinizle gitmezseniz, bu da evliliğinize bir darbe olacakmış gibi görünüyor. Bu tayin yerini düzeltmenin yok mudur bir yolu? Canım ülkemde de herşey dayıyla, torpille oluyor malesef..:50:
 
İpek sağol, kardeşim konusunda da desteğini esirgemedin. benim derdim bitmez kardeşim. Sağol. Evet, kocam bellemiş ailemin yanı diye ama gidemem. Kaynanamın evi zaten ağzına kadar dolu. Görümce kaynana ve kayınla yaşamak zor. Çocuğum tedavi görmek zorunda. Tamam eşimin memleketi doktor eğitim ve diğer alanlarda gelişmiş ama kaynanamın kafa yapısı öyle değil. Yapamam. 36 yaşından sonra lafı sözü kaldıracak durumda değilim. Çocuğumu düşünmek zorundayım. Üstelik kaynımla ve görümcemle aynı evde yaşamak zorunda değilim. Çok güzel yazmışsın, aynı şartlar. Ama eş desteği var. Benim o da yok. Yoğunum da yoğunum. Ya anlıyorum kolay işler değil, o zaman bırak ben bana sunulan şartlarda oğlumuza bakayım, ona da yok. Ne yapacağımı şaşırdım.
 
İpek sağol, kardeşim konusunda da desteğini esirgemedin. benim derdim bitmez kardeşim. Sağol. Evet, kocam bellemiş ailemin yanı diye ama gidemem. Kaynanamın evi zaten ağzına kadar dolu. Görümce kaynana ve kayınla yaşamak zor. Çocuğum tedavi görmek zorunda. Tamam eşimin memleketi doktor eğitim ve diğer alanlarda gelişmiş ama kaynanamın kafa yapısı öyle değil. Yapamam. 36 yaşından sonra lafı sözü kaldıracak durumda değilim. Çocuğumu düşünmek zorundayım. Üstelik kaynımla ve görümcemle aynı evde yaşamak zorunda değilim. Çok güzel yazmışsın, aynı şartlar. Ama eş desteği var. Benim o da yok. Yoğunum da yoğunum. Ya anlıyorum kolay işler değil, o zaman bırak ben bana sunulan şartlarda oğlumuza bakayım, ona da yok. Ne yapacağımı şaşırdım.

Evet canım, öncelik bu: Çocuğunu düşünmek zorundasın..
Kayınvaldienin evindeki o kalabalık ortam nasıl gelecek oğluna, o da önemli. Birebir ders çalışmak, ilgilenmek gibi sorumlulukların için belki de o evde gerekli fiziki koşullar bile sağlanamayacak.

Bir de DEHB önceki nesillerin sadece "yaramazlık" diye geçiştirme ihtimali olan bir rahatsızlık. Dediğin gibi, hastaneye gidip gelirken destek görmek yerine bir de sana surat yapacaklarsa.. Neye yaradı hastanelerin yakın ve gelişmiş olması..

Kardeşin sana karşı ilgili davranıyorsa ne mutlu. Bence de onun yakınlarına gidebilirsin. Ancak maddi olarak zorlamayacak mı ayrı ev açmak? Bu durumda sen de çalışacak mısın? Oğlunu tam gün bir okula vermek gibi bir çözüm mü düşünürsün o zaman canım?
 
Evet karar vermesi zor bir durum ama
önemli olan çocuğunuzun sağlığı ve geleceği bence.
DEHB rahatsızlığı tedavi edilmediği takdirde ergenlik ve
yetişkinliğinde de devam edebilir.
anlattıklarınızdan çok etkilendim ve bulunduğumuz ortamdan dolayı bir kere daha şükrettim..
çocuğunuzla birlikte İstanbul'a gelmenize eşiniz ne diyor??
eğer o da çocuğunuz için katlanırız diyorsa bence düşünmeyin derim.
bu durumu yaşayacak olan ilk siz değilsiniz,etrafımda tanıdığım birkaç kişi
çocukları için düzenini bozmadı ve göreve eşi tek gitti.
ileride keşke dememek için çok iyi karar vermeniz gerekir..
Allah yardımcınız olsun.
 
Çocuğum depresyona girmek üzere. DEHB tedavisi devam ederken, bir de depresyon eklenirse ne yaparım ben? Giderek oğlum içine kapanıyor. Az konuşuyor az yiyor, ortada sebep yokken ağlıyor. Ben hep derim ya burada, annelerin ruh sağlığı önemli diye. Eşimle anlaşamadığımız tek nokta çocuk değil. Başka konular var ama bu dosya öncelikli. ben kendimi ortamı bir yana bıraktım çırpınıyorum bakalım ne olacak. Çalışmak sorun değil, mesleğim var, diplomam var. Okul da bulunur kardeşim yardım eder. O zaten okul sahibi. Ama önemli olan iş buralara gelirse ben kocamı mı çocuğumu mu tercih etmeliyim? Bu çocuğa yeterli imkanı sağlayamıyoruz, ben gidiyorum demek de zor olmaz mı? İşte temel açmazım bu. Çocuğumun büyümesi, evliliğimin devamı....
 
Back