Boşanmaya karar verdim çünkü evlilikten beklediğim şey huzur ve mutluluktu. Oysa bunları bulamamıştım. 2011'de dava açtım. Sonra benden özür diledi. Ailemden özür diledi. Yeminler etti.
Davamı geri aldım.
Meğer bankadaki menkullerini başkasına aktarmak içinmiş. Ben davadan vazgeçince hesabındaki bloke kalktı. Ama benim haberim yok tabi bunlardan. Yüzüme gülüp arkamdan iş çevirmiş.
Bir kaç ay sonra gene bana küsmeye başladı. Gene beş karış surat aynı evin içinde. Ev sahibi kira için beni arıyor, 2 aydır ödenmemiş.
Kardeşim doğum yapacak, İstanbul'a gidelim dedim. Benim de yeğenimin eşi doğum yapacak, ikisine bir gideriz dedi. Bu arada kardeşimin doğum tarihi Mart, yeğeninin eşininki Haziran
Havaalanında ayrıldık. Beni kardeşim ve eşi karşılamaya gelmişti, onların arabasına binmedi. Kendisi yeğenini çağırmış, onun arabasına bindi ve gitti. 2 hafta İstanbul'da kaldık ayrı evlerde. Ben annemde, o annesinde. Telefon edip sormadı bile kardeşin doğurdu mu diye. Tebrik bile etmedi beni. Dönüş günü havaalanında buluşup evimize döndük.
En son daha benim tayinim çıkmadan, nereye bile çıkacağı belli olmadan kendisine ait tüm eşyaları toplayıp minibüsüne yükledi ve beni ve 2 kızımızı terör şehrinde bıraktı gitti. Bana da istifa et, gel diye mesaj çekti.
Evimize geri dön dedim, dönmedi. Ben de 2012'de yeniden dava açtım.
Bu kez geri döndü davanı geri al diye yalvarmaya.
Ama bu numarayı yemiştim daha önce. Kararlıydım. Aynı evin içinde küslük, inatlaşma olmuyor. Olursa o zaten evlilik olmuyor.
Hani bazı arkadaşlar demiş ya market alışverişi yapmıyorsa kendine kadar al, kendine yemek yap, kendin ye benzeri.
E o zaman evlilik olmuyor ki o. İnatlaşmak, kendi sinirlerimizi bozmak, yıpranmak, üzülmek için mi evleniyoruz.
Yeniden evlenirsem önce "dost" olacağım. Bu benim en iyi arkadaşım diyeceğim. Bana saygı duyacağından emin olacağım. Sonra evlenebilirim.