Dört yıllık evliyim. Ailemin hiç istememesine rağmen severek evlendik. Eşime aşık ve hayrandım. Aramızda on üç yaş var ve ben onun ikinci eşiyim. Evlendiğimiz günden itibaren sanki hayran olduğum adam gitti. Sürekli bağırıp çağırıyor, herşeye kızıp eleştiriyor. Konuşmaları sürekli tartışma havasında. Her tartışmayı mahalle dinliyor, komşular duymasın umrunda değil, karşı şekilde kendisine bağırmıyorum. Kendi kendine hiddetlenip kendi kendini coşturuyor. Halbuki ben tam tersi duygusal ve alıngan bi insanım, sakince konuşup birbirimizi anlama taraftarıyım. Bu yüzden ona karşı kalbim kırılıyor ve devamlı ağlıyorum. Beni çoğu zaman tersliyor ve önyargıyla yaklaşıyor ve hakaretler ediyor. İyi niyetli yaklaşımlarıma kötü niyet biçiyor. Davranışlarına alınıp üzüldüğüm zaman daha çok üzerime gelip daha çok üzüyor niye alınıyorsun diyerek. Üstelik evlilikle imtihanım yalnız kendisiyle değil, annesiyle kızkardeşiyle beraber oturuyoruz, mecbur bıraktı. Gerçi kızkardeşi evlenip gitti ama psikolojimi etkilemeye devam ediyor az da olsa. Annesi de takıntılı, muhabbet etmeyen etmesini de bilmeyen, kendini öven emirvari konuşmalar yapan , çok akıl veren, herşeye ama herşeye karışan anneannem yaşlarında eski kafalı bi insan. Görümcelerimin de kv den farkları yok. evimize gelince kafalarına göre takılmalar emirvari konuşmalar, akıl vermeler...Allah onları insanlara akıl versin diye yaratmış sanki... Tamamen zıt görüşlüyüz ve hepsinden yaşça da küçüğüm ben. Sesim de hiç bi zaman yükselmesi bi yana çıkmadı bile yanlarında. Kendi isteğimin olmaması pahasına üzülmesinler istedim. Onların konuşmalarını ben onlara yapsam üzülürlerdi hep empati yaparak davranmaya çalıştım. Ama eşim tarafından suçlanan sorunların odağı gösterilen hep ben oldum. Öyle abartıyordu ki bazen ayağı takılıp düşse benden biliyordu. Ailemden uzakta onların içinde yaşıyorum . Bazen akrabalarının içinde beni rencide ediyor azarlıyor. Annesinin kardeşinin yanında zaten bu davranışı eksik etmiyordu, hırpaladığı da olmadı değil. Hani öyle cahil bi insan da değil ki okumuş görmüş geçirmiş gayet de akıllı birisi ama bana kaba davranıyor. Hamileliğimde dahi çok bağırıp kızıyordu çok ağlattı beni.Ona göre bu davranışlar sorun edilecek şeyler değil bişey olmaz (!). İlk zamanlar kendisine bi doktor yardımı almayı tavsiye etmiştim ona da hiddetlendi tabi. Sonrasında benim doktorluk bi durumum yok gitsem bana şöyle şöyle diyecek diyerek anlattı şaştım kaldım kendisini de gayet iyi biliyor ama neden böyle davranıyor anlayamıyorum. Konuşmaya çalışıyorum bak benim böyle böyle sorunlarım var şu davranışın beni üzdü diyorum konuşmamın başında daha sorun çıkarıyorsun dert arıyorsun diye tepki veriyor. Bazen de dinliyor gerçekten kendini de anlatıyor anlaşıyoruz,bir iki gün fazla iyi oluyor ondan sonra hop başa dönüyoruz tekrar...Daha bu sabah yine beni ağlattı gitti. Hani bi dese bi gün seni üzdüm ağlattım özür dilerim. Asla demediği gibi üzüntümü görmüyor bile... Çok defa boşanmanın eşiğinden döndük, adliyenin kapısından çekti götürdü beni ama değişen bişey olmadı. Hayallerim ideallerim vardı evliliğe dair, yaşama dair,oysa şu an kalbim çok kırık. Benim için boşanma gerekçeleri oluştu bile. Hakaretleri aşağılamaları bu davranışları kabullenemiyorum burda anlatmadığım çoğu şeyi unutamıyorum. Düzeltmek için çaba göstermiyor. Sanki o çok severek evlenen biz değildik. Aileme de diyemiyorum çünkü zamanında onları çok üzdüm bu yüzden karşı çıktım, yüzüm yok. Şimdi ayrılsam yine üzülecekler, çocuğum da oldu. Mesleğim var ama atanmadım evdeyim.Kendimi zavallı ve yalnız hissediyorum. Sayelerinde onlar gibi olmamak için susa susa içine kapanık biri oldum çıktım. Kimseye anlatamıyorum ağlama krizlerim tutuyor. Ayrıca hayat arkadaşı olmamıza rağmen kendinden soğutup beni anlamaktan çok uzak olup hiç tanımadığım insanlara bunları anlatıp rahatlamaya çalışmaya mecbur bıraktığı için hakkımı helal etmek istemiyorum...