Çiftçilik ve hayvancılık ile geçim

Peki ya siz olsanız ne yapardınız ?


  • Ankete Katılan
    624
Yapamazsın. Doğma büyüme bu işin içinde olman gerekiyor :) ben 7 yaşıma kadar köyde büyüdüm. Hayvancılıkla uğraşan dayım var tamam geliri çok iyi ama çektiği rezillik. Sabaha karşı ve akşam üzeri tamamen merada hayvan otlatıyor. Bunun ekstra besinleri aşısın bakımı sonradan olacak iş değil batırırsın.Bir hastalıkta bütün hayvanşar gider veya başka bir hayvan dadanabilir
 
ben koyde degil merkeze yakin bir mahallede bu isi yapiyorum.orta buyuklukte bir ciftligimiz var.buyukbas besi ve sut uretimi yapiyoruz.bu isler hic kolay degil.ozelliklede bilmeyen biri icin.bu isten para kazanmaya ancak 10 yilda falan baslarsiniz.cunku once yuklu
bir sermaye ile isletme kurmaniz ve hayvan almaniz gerekecek .tabii bir canli ile ilgilenecek lldugunuz icin anlamadiginiz butun sorunlar icin birde veteriner calistirmak zorundasiniz.islerde sehir hayatina gore oldukca yorucudur .bu isi hobi amacli yaparak deneyim kazansaniz daha iyi olur.kazanayim derken cok kolay batabilirsiniz .dedigim gibi deneyim icin 10 yil anca yeter
 
Memleketteki usülle sanmıştım her yeri değişkenlik mi gösteriyo acaba? Bizim köyde tüm köylü sabahtan hayvanları yaylaya salar, akşam hepsi geri gelirler gelmezseler de sahipleri çıkar bi dolanır
O kadar ayrıntıya takılma. Sıradan bir senenin elli defa tekrarına tecrübe denir. Eğer insanın beyni çalışıyorsa ve idealist ve yaratıcı bir ruha sahipse birkaç yılda tecrübeliden daha tecrübeli olabilir. Önemli olan senin mutlu olabilmen.
 
Cocuk bakmak gibi dusunun hayvanlarla sabah aksam ilgilenmek zorundaainiz 1 gunlugune birakip bi yere gidemezsiniz bakacak biri olmaai lazim cevremden biliyorum sevmiyorsaniz kolay bir hayat degil tamamen is ve emek istiyor tatilinizde oradi yasam alaninizda
 
Selamlar,
Ben bunu denemiştim. Belki yardımcı olur tecrübelerim size. İlk denememde çok yorulmuştum, çok sıkılmıştım, çok mutlu olduğum zamanlar olmasına rağmen genellikle mutsuz olmuştum. Tecrübesizdim ve her şeyi yapabileceğimi sanmıştım. Bir zaman sonra şehre döndüm.
Yine de nasıl yaşamak istediğimi o dönem buldum. Daha planlı, programlı ve tüm geçimimi bu işe bağlamadan, ıssız bir köy yerine bir sağlık ocağı, ilkokulu, postanesi, Atm’si olan küçük bir beldede yaşamam gerektiğini anladım. Hayvancılığın bana göre olmadığını, çiftçiliğe daha uygun olduğumu anladım. Hayvan bakmak çocuk bakmaktan çok daha zor ve yorucu. Cennet gibi bir yerde yaşıyordum ama hayvanlar yüzünden orada hapis gibiydim. Bi saat bi yere gitsem mutlaka bir şey oluyordu. Aşısı ilacı kontrolleri yemi otlanması... offf. Anlatırken daraldım. Böyle bir hayata geçince bir süre arada bir de olsa İstanbul’a gelebilseydim, 2 gün kalıp söylene söylene giderdim belki ama köyde o kadar sıkılmazdım. Tecrübesizlik işte.

Bu sefer nerede yaşayacağımı, ne istediğimi ve ne yapabileceğimi bilerek yavaş yavaş göçüyorum köye. Umarım bu tecrübelerin size faydası dokunur.
 

merhabalar
tam da bahsettiğinizi denemiş, yaşamış biri olarak geldim
1 yılı bitecek, trakya bölgesinde bir küçükbaş hayvan çiftliği kurduk.
hayvancılığı besi şeklinde yapıyoruz.
öncelikle eğer bu bir deneme aşaması ise, satın almak yerine çiftlik kiralamayı düşünebilirsiniz.
biz trakya’nın bir köyünde, 400-500 hayvan kapasiteli bir çiftliğe 1500 lira mı ne veriyoruz.

beyaz yakalı yaşamdan kendini köye atmaya çalışan eşimdi. merkeze yakın bir köy seçtik, ben merkezden ayrılabileceğime ihtimal vermemiştim ki bir zaman sonra istanbul dan ayrı olmak bile zor geldi ki 2 saat uzaklıkta idik.

şimdi ben başlangıç itibari ile sorunları yazayım:

bir kere köylü eski köylü değil.
çiftliği kiraladığımız andan itibaren ooooooo herkes böyle elini kolunu sallayıp buraya gelemez diye başladılar.
şimdi biz kötü insanlarız diye mi düşünüyorum. bununla da alakası yok. oralı olmadığımız için ilk 6 ay epey zorluk çıkarıp ellerinden geleni ardlarına koymadılar diyebilirim.
sadece 3 kişi uğraşan ama zaten yetiyordu.

ikinci mesele biz 120 hayvanla girdik işe/ hesaplarımıza göre 120 hayvan ile iş oturduğunda aylık 10bin kadar bir gelir olmalıydı, bu üç asagı beş yukarı doğru bir hesap. (ki biz biraz lüks bakıyoruz, bu gelir yukarı çekilebilir)

hayvanları satın alırken dolandırılmaya çok açığız çünkü işi bilmiyoruz mesela verimli olarak bir koyun 6-8 gebelik geçirebiliyor, gidip de 5. gebeliğini geçirecek koyun almak demek sürünün bir sene sonra elinde kalmaması demek olabiliyor. yada ilk doğumlarda genelde anne, yavruya zor sahip çıkıyor.
çoğul gebelik olan cinsi tercih etmekte fayda oluyor ama 3uz, 4uz gebeliklerde hayvanlar yıpranıyor, yavruları hayatta tutmak zorlaşıyor vs..

neyse gelelim hayvanların bakımına, veterinerlik hizmeti sorun yaşamadığımız tek alan diyebilirim. yada bize iyisi denk geldi bilmiyorum

tabi bu kadar koyuna tek başına bakamazsın. bir çoban bulman gerekiyor. yok bu işi biz de yaparız diyebilirsin, koyun doğurtmayı biliyorsan, neden olmasın? :) koyunların yeni dişilerinden ana ayırmak gerekiyor zaman zaman ve bunları bilmek lazım.
bir de hayvancılık eğer hakkı ile yapacağım dersen bahardan, kar yağana kadar yani yılın 9 ayı mesaisi 13-14 saat. tek başınıza hayal.

çobanı elinde tutmak ve kaprisleri ile uğraşmak ise bana kalırsa en zor kısmı.
neden? çünkü adam yerine birini bulamayacağını biliyor.
3000 maaş+sigorta.
kira, fatura, yakacak, gıda, her şeyi bize ait.
her koyun satışında gönlünü hoş tutmak için, ikramiye gibi bir miktar para.
(bu arada gıdadan adamdan esirgemeyelim derken kullanıldık da :) adam ziyaretine gelen 2 çocuğunu eli kolu dolu gönderiyordu sagolsun.)
neyse bu şartlarda bile bu işi yapacak kişiyi bulamıyorsun. tabi bu trakya, muhtemelen anadolu da bu konuda daha şanslı olunur.

sonra tabi yem meselesi var.
biz samanı ithal ettiğimiz bir dönemde yaşıyoruz.
evet bildiğimiz saman. ve ithal ediyoruz.
dolayısı ile özellikle kışın sonuna doğru yem, küspe karaborsa gibi giderek zamlanıyor.

besi işinde durum bu.
bizde olay şöyle sonlandı, iş devam ediyor.
düzeni her şeyi kurduk. başlangıçta yola çıktığımız çalışanı çıkartıp 2 kişi bulduk.
eşim 2 ortak, sıra ile haftada 1-2gün gidiyorlar.
ve sehre geri döndük

sosyolojik deneyimlerimiz,
sözde şehir insanının çiğliğinden, kurnazlığından, aç gözlülüğünden, hırsından kaçtık.
ama bunun şehir/köy meselesi değil, kendimiz de dahil insan doğası olduğunu tecrübe ettik.
evet ortam şehirdeki kadar vahşi görünmüyor bakınca çünkü daha az insan var :) ama nihayetinde sosyal bir varlıksın ve insan insana ihtiyaç duyar.
ve köyde sınırlı sayıda insan varken, şehirdeki çeşitlilik en azından sevdiklerini yanında tutma lüksünü sağlıyor.
bir de özellikle istanbul da yaşıyorsanız, şehir sizi kirletiyor ve asla donmek zorlaşıyor.
biraz kişilik meselesi. eşim çok kolay uyum sağlarken, ben köyde olmamama rağmen sıkıldım. şehirde trafikte geçirdiğimiz, market sıralarında, orada burada beklerken geçirdiğimiz o zamanlarım hepsi bize kaldı.
başta güzeldi, son 10 yıldır okumadıgım kadar çok kitap okudum ilk donem.
sonra sonra o boşluklara ihtiyaç duymaya başladım.
trafikte beklerken, müziği açıp, kendimi dinlediğim, etrafı gözlemlediğim, yada bir yere otururken insanları izleyip kendimce fikirler edindiğim kalabalığa muhtaç kaldım.

neyi farklı yapardık?
hayvancılık degil, tarım yapardık.
onu da böyle bodoslama degil
(çünkü orada buğday/ayçiçeği/pirinç gibi tarımı yapılan durumlara nasıl devlet politikaları ile balta vurulduğunu gördük)
işin argesini falan yapıp, özel ürünler yetiştirerek yapardık.
kuşkonmaz gibi. işte dönem dönem patlayan altın çilek, kinoa gibi moda olan ne varsa.
 
Dedem çiftçi ve tarıma girmemize kesinlikle karşı. Geçinmeniz mümkün değil diyo başka da bişey demiyo, hayvancılık benim için ikinci plandaydı ama eşim de dedem böyle konuştuğu için ikisine aynı anda girelim diyo, ikisine aynı anda girmekte bana çok büyük bi kumar gibi geliyo. O yüzden böyle koca bi ikilemdeyim çok teşekkür ederim verdiğin bilgiler için
 
Yok henüz bulamadık, bi kaç arsa var ama gidip görmeden balıklama dalmak istemiyoruz olaya. Yaz sonuna kadar netleşir heralde
Hayırlısı olsun, konunuzu takipteyim, köy yaşamını çok sevdiğim için, birileri ilgilenince mutlu oluyorum ,bana kalsa bende giderim şuanki işimden daha iyi yaparım köy işini de şartlar işte merakla bekliyorum güzel haberlerinizi
 
Nasip olur da gidersem buyur gel her zaman beklerim
 
Merhaba köy rahatlığı başka . Ben şahsen bıktım özenti şehir kadınlarında hepimiz köye dönsek şehir hayatı tamamen yıkılsa , bu düzen yıkılsa hatta hiç kurulmasaydı daha iyi olurdu.
 
Bence bir sahil kasabasına yerleşin. Bahçeli kiralık bir ev tutun. Ekip biçin. Hoşunuza gidiyorsa, yapabiliyorsanız arsa falan düşünün. Her şeyi bırakıp bir anda farklı bir hayata atılırsanız attan inip eşeğe binmek gibi olur. Soğursunuz bir anda. Ufaktan ufaktan yapmakta fayda var. Ben İstanbulluyum. Ben küçükken ailem her şeyi bırakıp gidelim egeye demişler ve her şeyi satıp egenin en ücra yerine yerleşmişler. (Eskiden ücraydı tabi şimdi pek değil) Babamın işi gücü yok, annemin de öyle. Bir tanıdığımızın yanında babam iş bulana kadar kaldık. Çok uzun sürmedi zaten. Ben de ilkokula başladım. Kiralık ev buldular ve yerleştik. Çok zorluklar çekildi maddi anlamda. Ama şu an onlara şükrediyorum. Çünkü harika bir çocukluk geçirdim. Samimi arkadaşlar edindim, koştum, oynadım, ağaca çıktım, yaz tatillerimde denizden çıkmadım, her şeyin en tazesini doğalını yedim. En sonunda evlendim hala aynı yerdeyim. Evim de bir köyde doğayla iç içe. Ailem cesaret etmeyip İstanbul'da kalsalardı bunların hiçbirini yapmamış olacaktım. Ama dediğim gibi zorlukları çok oluyor. Alışma süreci var. Bence öncelikle bahçeli kiralık bir ev.
 
Ben kendi bahçemdeki yabani otu yollamıyorum. Sürekli erteliyorum . Ot değdikçe kaşınıyorum.Köy hayatı benim için çok zor olurdu. Hatta evim merkeze 10 dakika uzaklıkta diye ona bile üzülüyorum .
 
Gaziantepten küçük bir koye tasindim ege de..onceleri otu bile elleyemezken simdi bahcemde maydonoz sogan nane vs. Yetistiriyorum seneye cicvcivden tavuk isine girmeyi düşünüyorum.. böyle seyler birden olmuyor yavas yavas oturuyor hersey
 
Hayatta yapamam ben Rabbim mecbur bırakmasın
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…