Avukatıma herşeyin doğrusunu anlattım. Yaşadıklarımı anlattım. Şahitlerim de vardı. Avukatım yazdı, karşı tarafın iftiralarının yalan olduğunu ispatladık. Mesela dosyada benim aile evine gezmeye gittiğimi, sonra o adi pisliği arayıp boşanacağım dediğimi söylemiş. İşin gerçeği; annemin beni ziyarete geldiği bir gün, kaynana ruh hastası oğluşuyla plan yapıyor, kavga çıkaracaklar, annemi korkutacaklar ki ailem benden elini kolunu çeksin. Sonra geliyorlar evime kavga dövüş, kendi annesini dövüyor vs bir sürü tantana. Kaçtım resmen o evden. Üzerimde sadece montum ve çantam vardı. Üstelik okuyordum. Yol boyu ağlamıştım okulum ne olacak diye hatırlıyorum.
Sonra anası annemi arayıp ağlıyordu geri dönderin onu, benim düşmanlarım var rezil olacağım diye
aileme dedim ki asla dönmem. Bana dön derseniz kadın sığınma evine giderim, sizin de yüzünüze bakmam. Sonra bi baktım iftiralarla çekişmeli tazminatlı dava açmış bana. Öyle mi dedim, hem eşyalarımın üstüne yat hem bana şiddetin her türlüsünü göster (fiziksel hariç) hem de benden tazminat iste. Benim namusuma kadar imada bulunmuş dosyada ama ispat nerde? Yok. Çünkü iftira. Avukata gittim günlüğümü verdim. Dedim kazanırsan tazminat nafaka hepsi senin olsun beni bu itten kurtar alnımın akıyla. Benim avukatım az ve öz bir dosya hazırladı, deliller şahitlerle birlikte. Duruşmalar oldu, o şerefsiz ve tanıkları şov yaptı mahkemede. Hakim de tanıdıklarıymış sonradan öğrendik, buna rağmen ağır kusurlu kabul edildi ben kazandım. Çünkü attığı iftirayı ispatlayamadı. Ben tazminatı kazanınca kendine yediremedi istinafa gitti. Ben de götürdüm. İstinaf beni tam kusursuz buldu, tazminatları da yükseltti. Dava kesinleşti.
Ömür boyu dosyasında tam kusurlu olduğu bir dava kalmış oldu. İlerde akıllı bir kadına denk gelir de okursa o dosyaları anlar ne mal olduğunu. Bu ona yeter.
Beter olsun dedim geçtim. Yoluma bakıyorum. Yeni bir şehirde yalnız düzenimi kurdum yaşıyorum. Çocuğum da yok, kimseye de boşandığımı söylemiyorum çünkü onları ilgilendirmez. Hayat devam ediyor.