Bugün iğnenin 9. Günü yaklaşık 10 gün daha beklemem gerekiyor ama çok zor. Bazen öyle umutsuz oluyorum ki bazen de her detayı belirti olarak görüyorum. Geçenlerde şöyle bi yazıya denk geldim. Öyle dokundu ki bana ağlaya ağlaya bitirdim. Psikolojim iyice bozuldu.
Anne olamamak; her ay adet gördüğünde “yine mi” diyerek hayal kırıklığı yaşamak ve “belki üste görmüşümdür, test mi yaptırsam” tarzı boş bir umuda sarılmaya çalışmak demektir.
Anne olamamak; doktora bu sorunu nedeniyle gittiğinde bekleme salonunda gördüğü hamile kadınları kıskandığı için kendini suçlu hissetmek, bir sürü test yaptırmaktan bıktığı halde umudunu yitirmeden onlarca iğneye/müdahaleye razı olmak demektir.
Anne olamamak; sokakta-parkta gördüğü her bebeğin-çocuğun arkasından uzun süre bakmak, çocuğuna bağıran her anneye dövecek gibi bakmak demektir.
Anne olamamak; kendini eksik-yetersiz, cezalandırılmış gibi hissetmek, hatta bazen “neden ben” diye isyan etmek demektir.
Anne olamamak; başkalarının bebeğini kucağına aldığında gizlice ağlayıp, bebeğin kokusunu içine çekebilmek demektir.
Anne olamamak; arkadaşlarının çocuğu olduğunda onları kıskanmak ve bundan utanmak demektir.
Anne olamamak; kendini yaşama tutunamamış gibi hissetmek demektir.
Anne olamamak; yalnız kalacağını, yaşamının belki de bir huzurevinde tek başına sonlanacağını düşünmek demektir.
Anne olamamak; bu konuya aklın fena halde takıldığı halde öyle değilmiş gibi davranmaya çalışmak demektir.
Anne olamamak; hıdrellezlerde, fallarda, dilek dilenecek her ortamda sesli ya da sessiz bebek dilemek demektir.
Anne olamamak; bebek sahibi olabilmek için her türlü tehlikeli girişimi göze alabilecek cesarete sahip olmak demektir.
Anne olamamak; aile kuramamak demektir.