canım kedim öldü

Ben sizi hatırlıyorum kedi sizin sanmıştınız meğer kedi aynı zamanda başkasının evinde kalıyormuş çok alıştım falan demiştiniz. Çok üzüldüm kıyamam. :KK42:
 
bu ay başında benim kedime de araba çarptı ve öldü. ben de inanamadım. onu arıyorduk, daha bir kaç saat olmuştu dışarı çıkalı. ne kadar üzüldüğünü çok iyi anlıyorum. ağlamamı durdurmam günlerce sürmüştü. bir daha kedi almam dedim. bütün eşyalarını ya attım ya arkadaşıma verdim. ama yokluğuna alışmak çok zordu.

şu anda evde 2 kedi var, sahipleri izine gittiler. ben de onlara bakıcılık yapıyorum. onlar geldiğinden beri daha iyiyim.
 
Hayvanları çok severim ama hiç bir hayvan sahiplenmedim. Bu bağ nasıldır bilemediğim halde yüreğime dokundu yazdıklarınız.. sizin ve kedicik için çok üzüldüm :KK43:
 
bir süredir depresyondaydım. aşırı kaygı vardı üzerimde. tombalak'a yani kedime hep söylüyordum "bak senin yüzünden oluyor ben de felç olacağım" diye. her an ona bir şey olacak endişesi taşıyordum. psikiyatristim ilaç verdi anksiteye için. aşmam gerekiyor diye makaleler okudum. rahat bırakacaktım buydu özü.

olay aslında daha detaylı. tombalak yani benim güzel kedimin başka bir ailesi daha vardı. tombi 4 yaşında bir kedi. son bir senedir bana gelip gidiyordu. geceleri diğer evinde kalıyordu 3 senedir onlarınmış. bazı geceler kaçamak yapıp benimle kalıyordu. hasta bir yaşlı kadının kedisiymiş. kadın aniden felç oluyor. ama tombi onu da bırakmıyor, evdeki tüm diğer kediler gitmiş. bakıcı tutuyorlar. kedi, yaşlı kadın ve bakıcı yaşıyorlar. tombi sokağa çıkıp eve dönen bir kedi. tuvalet için falan sokağı tercih ediyor.

o sırada biz karşılaşıyoruz oğlumla. aşık oluyoruz birbirimize. her an peşimde her an yanımda. başta o evini boşluyor. sonra ikiye bölüyor ilgisini.

bir senedir hayatımın en mutlu günlerini yaşıyordum onunla. sokakta da evde de her an ilgisi inanılmaz üzerimde, sarı güzel bir kedi. bana benziyormuş tipi hep öyle derlerdi. doğru benziyoruz da. en iyi arkadaşım olmuştu. birbirimizi koklayınca rahatlıyorduk.

dünden önceki gün bana geldi yine, akşamüzeri iş çıkışı. koynumda uyudu. burnunu elime getirdi beni kokladı.
içimden sokağa çıkarmak gelmedi ama ağlamaya başladı sokağa cıkacağım diye. tuvaletini de sokağa yapıyor bu arada evde kumu olmasına rağmen. o yüzden iki evden de mecbur cıkarıyorduk.

anneme kediyi sen dışarı çıkar dedim, tombi'ye dönüp "bak ben il dışı gezilere gideceğim beni göremeyeceksin. son kez bak dedim" baktı. öptüm. çıktılar annemle.
ben yatağa yattım uyumak için. o sırada bir şey dürttü. pijamamla çıktım dışarıya.
apartmandan çıktım. annem orada hala.
tombi uzakta.
birlikte tombiye el salladık. anahtarı salladı annem kedim severdi anahtar sesine gelirdi. gelmedi. hoplayıp zıplıyor. şirinlik yapıyor uzakta bir bahçede.
bir an bir şey oldu
o ileri doğru yürümeye başladı uzaklaşıyor bizden. ben pijamamla çıktım sokağa ona doğru yürüyorum.
annem arkamdan bağrıyor nereye gidiyosun bu kılıkta diye.
bir şey beni çağırdı.
gittim beş apartman falan aşağı indik sokakta
ve o kendini yola attı. hızla geçen bir araba da ona vurdu ve gitti.
o ses kulağımdan gitmiyor.
tombi sürünerek kaldırıma çıktı. koştum karşıya geçip aldım onu kucağımda bağıra bağıra koştum.
insanlar vardı. insanların yardım etmemesi de aklımdan çıkmıyor.
en son bir yerde durduk. kedinin bakıcısı çıktı dışarıya annem geldi vs derken kedim o sıra ölmüştü zaten. 15 saniye falan yaşatabildim kucağımda. dayan annecim dedim ama dayanamadı. acı çekmemiştir değil mi?

en sevdiği şey, en sevdiği yer benim kucağımdı... uykuya dalmış gibi olmuştur değil mi kucağımda?

googleda ararken burada buldum, öldüğümde kedimle aynı yere gider miyim başlığını... bir sonraki hayatta onu görürüm değil mi? asla koynumdan çıkarmayacağım.
bir dakika bile kötü davranmadım. küsmedim. her dediğini yaptım. her an onu çok sevdiğimi söyledim. seni çok seviyorum tombalak ben işe gidiyorum şimdi. akşam beşte gel diyerek vedalaştım hep.

son vedamızda da annemle el sallamış olduk arkasından.
anksiyete sanmışlardı, hissetmekmiş meğer.
deliriyorum. bağıra bağıra ağlamak istiyorum gözümde yaş bitti. küçümsemek isteyenler olur anlattıklarımı. babamı kaybettim. teyzemi, ninelerimi, dedelerimi, bütün büyük ailemi kaybettim. annem ben ve o vardık. şimdi o yok. deliriyorum. nolur delireyim de hissetmeyeyim. bu acıyla nasıl durulur kestiremiyorum. ben cenazelerde hep metanetli durabilirdim. acıyı paylaşmaktandı belki. şimdi tek başına acı çekiyorum deliriyorum. lütfen olsun çünkü delireyim.
Sizi çok iyi anlıyorum. Benim de bir kedi oğlum var evimde o benim her şeyim :KK43: ona bir şey olursa ne yaparım diye aklım çıkıyor bazen. Ama her canlı ölümü tadacak bu bir gerçek. Sonra en azından yaşayabileceği kadar uzun, sağlıklı ve mutlu yaşatabileyim en azından diyorum. Sizin kedişiniz de sizinle çok mutlu bir ömür geçirmiş. Çok şanslı bir kediymiş. Kollarınızda uğurlamışsınız onu. Yapabileceğiniz her şeyi yapmışsınız onun için daha fazlası gelemezdi elinizden emin olun. Üzmeyin kendinizi. Yeni bir patiliye şans verebilirsiniz biraz zaman geçince..
 
felçli teyze için bir kedi sahiplenecekler tekrar. daha evde yaşayan sokağa çıkmayan bir kedi olmasını planlıyorlar. ama bu düşünce annem ve bana aşırı uzak geldi. hani hem ihanet gibi hem de zaten benim derdim kedi değidli ki, o beni bulmuştu. bana ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için benim olmuştu. ama sanırım bir yol olarak aklımda kalacak bu

Neredeyse 8 yıl olacak oğlum öleli, 7 yıl bir kediyi sahiplenmedim, canımın acısı dinmedi dinmedi.... Şimdi bir kızım var, onun yerini tutar mı asla ben oğlumda kaldım öylece yani yenisi unutturmuyor bir şeyleri. Ölümünde tek avuntum yanında olabilmekti, hep sevdiği gibi koynumda yumdu gözlerini....
 
Konuyu gece okudum ama cevap yazamadım çok üzüldüm. Yazdıklarınızı ağlamadan okumak mümkün değil gerçekten.

İnsan sevdiklerini kaybedince hep düşünüyor “eğer böyle olsaydı ölmeyecekti, gitme deseydim, şunu yapsaydım gidip ölmezdi, acaba şu yaşansaydı hala yaşıyor olur muydu” diye. İster istemez bunları düşünüyoruz hepimiz. Aslında çok saçma. Bir şey olacaksa oluyor ve kimse engelleyemiyor. Olayın etkisiyle başta herkes kendini suçluyor içten içe. Üstünden aylar geçince anlıyorsunuz aslında yapabileceğiniz bir şey olmadığını.

Kedimin gözümün önünde can çekişmesini asla görmek istemezdim diye düşündüm yazınızı ilk okuduğumda. Keşke olaya şahit olmasaymış zavallı kadın dedim. Ama sonra düşününce... Kedimin yalnız başına sokakta ölmesini istemem. Son nefesinde yanında olduğumu bilsin sarılayım isterim. Evet çok üzülürüm belki bu sahne hayatım boyunca aklımdan çıkmaz ama yine de yanında olmak isterim.

Acaba yanında olsaydım kurtarabilir miydim? Ölürken uzun süre can çekişti mi? Çok acı çekti mi? Beni yanında istemiş midir? Sizin kafanıza bu sorulardan hiçbiri takılmayacak. Kazanın bir anda gerçekleştiğini yavrucağın daha ne olduğunu fark etmeden acı hissini yaşamadan yanında sevdiği bir insanın olduğunu bilerek gözlerini yumduğunu gördünüz. Şans mı denir tesadüf mü kader mi bilmiyorum ama son anlarında yanında olmanız minnoş için ne kadar iyi olmuştur düşünsenize.

Önceki konunuzu okurken çok gülmüştüm. Kedinizin iki evi olduğunu öğrenmiştiniz. Canı istediği gibi doyasıya yaşadı. İstediğinde evde uyudu, istediğinde sokakta koştu, canı sevgi isteyince kucağınıza yattı, eeh yeterince sevildim deyince ev değiştirdi, dur benim diğer insanım ne yapıyor ya dedi yanınıza geldi, istediği yemeği yedi yani yaşamını çok güzel geçirmesini sağladınız. Birlikte güzel anılar biriktirdiniz. Gittiği yerde o da sizi düşünüyor bence. Şimdi bu kendine de bakamaz sokakta kim gezdirecek benim sarı insanımı diyordur.

Bir gün sarı olmasa da bir kedi bulacak sizi yine. Kıyamayacaksınız ve siz farkına bile varmadan gelip hayatınızın orta yerine kurulacak. Ölen kedinizi unutmanız imkansız ama çektiğiniz acı hafifleyecek zamanla.

O arabayı kullanan yaratığa da konuyu okuduğumdan beri beddua ediyorum.

Kusura bakmayın çok uzun yazmışım farkında olmadan.
 
X