- 17 Nisan 2012
- 30.413
- 65.399
Onu ben de anlamadım. :)akşam banyo yapıp giydiğim pijama sabah niye kirli sepetine gidiyor.ya da denediğim kıyafetin kirli sepetinde işi ne.akşam giydiğim pijama sabah daha deterjan kokusunu bile kaybetmiyor.
anladım anladım sizin tenleriniz de sıkıntı var.başka açıklaması olamaz.
nlp bir kurs mu, yoksa psikoterapi tekniği mi ? Nasıl bir yol izlemem gerekiyor bu konuda ?
Bir takım komutlu hipnoz seanslarıyla yapılan, (farklı yöntemleri de var) bilinçaltı temizliği, algılarını yeniden programlama gibi bir şey. Doğru doktoru arama, bilgi toplama halindeydim ben de, gerek kalmadı. Ama böyle bir şey varmış. Şey gibi düşün, düşmüşsün ve iç organının biri zarar görmüş ve vaktinde bunu fark edememişsin. Sonra o organ kendini tamir için çok çalışmış, bazı yerler aşırıya kaçmış, olmaması gereken yapılar oluşmuş kaynamış kemikleşmiş ve daha altındaki bu organa artık sen ulaşamıyorsun. Aklın, ruhun da böyle oluyor zamanla. Bunun için de operasyon yapıyorlar hipnozla, esas sorunun kaynağı, tedavi edilmesi gereken yere. Sonra o acayip kemikleşmiş yapıları ayikliyorlar vs.
Bilgisayar programlamaya da benzetebilirsin.
Bunun için çok doğru bir doktor bulmak lazım lorentz, çok suistimal edilen bir alan çünkü. Güvendiğin, birlikte çalıştığın doktoruna sorarak başlayabilirsin.
üç ay önce emdr terapi diye bi çakma psikolog tarafından dolandırıldım. Artik korkuyorum böyle şeylerden. Ama mail attım psikologuma. Dönüş yapmasını bekliyorum.
şaka mısınız yahu.tamam iç çamaşarında bende değişirim ona okey.ev temizlerken giydiğim kıyafette ayrıdır ama onun dışında evdeki kıyafetimle markete de giderim komşuyada niye habire üst değişicemki.havluları da 3 gün kullanırım ben 2 kişiyiz zaten çok ıslanmadığı sürece ne habire yıkayımki.sizinki hastalık gibi bişey olmuş.Arkadaşlar evde iki kişiyiz : eşim ve ben. Ve haftada 6 makine çamaşır yıkıyorum. Artik yıkamaktan asmaktan katlamaktan yerleştirmekten ben biktim eşim de utu yapmaktan bıktı. Bana yol gösterin.
Her gün pijama takimi degistiriyorum. Giydiğim bir kazağı 1 saat bile giysem bir daha giyemiyorum. Günde 4 kere iç çamaşırı degistiriyorum. Öyle ki eğer bir hafta çamaşır yıkamasam temiz iç çamaşırım olmuyor mağdur oluyorum.
Pantalonumu günlük değiştiririm. Sonra evde genelde tayt giyiyorum. Eğer dışarı çıkacak olsam o tayti sepete atıp yeni bir tayt giymek zorunda kalıyorum.
Çorap konusunda da takıntılıyım. Eğer ayakkabının içine girdiyse corabim o kesin kirli sepetine girer. Her gün banyo yapıyorum atletimi de her gün değiştiririm. Bazen kokluyorum kiyafetlerimi ter kokuyorsam bilinçli şekilde degistiriyorum kazagimi falan. Sonra her hafta nevresim takımı koltuk örtüsü yıkıyorum. Onlar zaten bi makine oluyor. Bi de havlu sorunum var. Günlük iki havlu giriyor sepete. Biri eşimin havlusu diğeri benim havlum.
Sizce ben nerde hata yapıyorum ? Normal mi yani 2 kişi için haftalık 6 makine. Bazen çamaşırlarla uğraşacak enerjim olmuyor bi bakmışım bütün gardrobu giymiş kirletmisim. Oturup aglayasim geliyor artik. Hic evim kitap gibi kalmayacak mi benim
Bi de işe giderken giydiğim kıyafet , evde giydiğim , komşuya giderken giydiğim hep farklı oluyor. Ben nasıl bir yöntem uygulamalıyım.
Mesela evde tayt giyiyorum ya, onunla markete gidemem. Mecbur çıkarıp eşofman giyiyorum. Sonra o da ayrı dağınıklık yapıyor.
Eşim konusunda bi şikayetim yok. O sadece günde 3 çorap değiştirir. bir tsortu bir kazağı vardır. Bir de pantalonu vardır. onları askıya asar giyeceği zaman giyer gider. Bazen askıdan alıp onları da sepete atiyorum kirli diye. Ama iki gün giyilmez ki bi tişört diyorum. Boyle dağ gibi çamaşırım var şuan. Başında gözü yaşlı bekliyorum.
Doğudur.
Bu ilaçlı tedavi, artık şuuru yerinde olmayacak kadar katılaşmış hastalarda olmalı diye düşünmüşümdür hep, ya da hani terapi desteği alırken (Yani o esas hasarlı organa ulaşmaya çabalarken) daha çok kemikleşme olmasın diye bir sigorta, ilerlemeyi durduracak bir fren en fazla... Ilaçları hep böyle gördüm Lorentz. Nasıl ki bir şeker hastası, hastalığı tamamen ilerlemediyse, sadece yeme düzenine dikkat ederek ve vücudunu tanıyarak insülini bırakabiliyor, (Hepsi değil) bazı ruh hastalıkları da böyledir, içgörü geliştirir kendini tanırsın, ruhunun esas darbe görmüş yerini bulur sararsın ve tamam o sürekli bozulup duran, bir yerlerden patlayıp duran şeyler sonlanır ve patlak veren yerler için ilaca gerek kalmaz, telkin yeter. Ya da ilaç alman gereken anı bilirsin. Bu benim için böyle.
Şu yaşıma kadar çok doktor/kendini doktor tanıtan tiple karşılaştım, dolandırıcılığı da çok güzel anlarım, bana fayda getirmeyecek doktoru da (Doktor hasta iletişimi de çok önemli bilirsin) , bu alan dediğim gibi ve senin de yaşadığın gibi, suistimale çok açık, çünkü insan kendi esaretinden kurtulmak için kim ne derse onun eteğine yapismaya hazır.
Biraz da kendine güven sen, bak bu bir başlangıç, daha güzel olacak insallah. Farkında olabilmek en önemli adım ve kendinin farkındasın. Netten de bak biraz, en azından tanımlaması nedir ne değildir olarak filan... Doktor kısmını, kendi doktorunla istişare ederek daha sağlam seçersin, teknik bilgiyi daha sağlam alırsın diye umuyorum.
Doğudur.
Bu ilaçlı tedavi, artık şuuru yerinde olmayacak kadar katılaşmış hastalarda olmalı diye düşünmüşümdür hep, ya da hani terapi desteği alırken (Yani o esas hasarlı organa ulaşmaya çabalarken) daha çok kemikleşme olmasın diye bir sigorta, ilerlemeyi durduracak bir fren en fazla... Ilaçları hep böyle gördüm Lorentz. Nasıl ki bir şeker hastası, hastalığı tamamen ilerlemediyse, sadece yeme düzenine dikkat ederek ve vücudunu tanıyarak insülini bırakabiliyor, (Hepsi değil) bazı ruh hastalıkları da böyledir, içgörü geliştirir kendini tanırsın, ruhunun esas darbe görmüş yerini bulur sararsın ve tamam o sürekli bozulup duran, bir yerlerden patlayıp duran şeyler sonlanır ve patlak veren yerler için ilaca gerek kalmaz, telkin yeter. Ya da ilaç alman gereken anı bilirsin. Bu benim için böyle.
Şu yaşıma kadar çok doktor/kendini doktor tanıtan tiple karşılaştım, dolandırıcılığı da çok güzel anlarım, bana fayda getirmeyecek doktoru da (Doktor hasta iletişimi de çok önemli bilirsin) , bu alan dediğim gibi ve senin de yaşadığın gibi, suistimale çok açık, çünkü insan kendi esaretinden kurtulmak için kim ne derse onun eteğine yapismaya hazır.
Biraz da kendine güven sen, bak bu bir başlangıç, daha güzel olacak insallah. Farkında olabilmek en önemli adım ve kendinin farkındasın. Netten de bak biraz, en azından tanımlaması nedir ne değildir olarak filan... Doktor kısmını, kendi doktorunla istişare ederek daha sağlam seçersin, teknik bilgiyi daha sağlam alırsın diye umuyorum.
ütüyü kocası yapıyormuş,aslında yıkadıklarını 1 ay boyunca kendi ütülese kendini frenler bence.Herşeyi geçtim onlarin ütülenmesi ayri bir sorun ve yorucu allah yardımcıniz olsun inşallah bir yolunu bulursunuz.
ütüyü kocası yapıyormuş,aslında yıkadıklarını 1 ay boyunca kendi ütülese kendini frenler bence.
Neyse derken?
Aynı ben :))Arkadaşlar evde iki kişiyiz : eşim ve ben. Ve haftada 6 makine çamaşır yıkıyorum. Artik yıkamaktan asmaktan katlamaktan yerleştirmekten ben biktim eşim de utu yapmaktan bıktı. Bana yol gösterin.
Her gün pijama takimi degistiriyorum. Giydiğim bir kazağı 1 saat bile giysem bir daha giyemiyorum. Günde 4 kere iç çamaşırı degistiriyorum. Öyle ki eğer bir hafta çamaşır yıkamasam temiz iç çamaşırım olmuyor mağdur oluyorum.
Pantalonumu günlük değiştiririm. Sonra evde genelde tayt giyiyorum. Eğer dışarı çıkacak olsam o tayti sepete atıp yeni bir tayt giymek zorunda kalıyorum.
Çorap konusunda da takıntılıyım. Eğer ayakkabının içine girdiyse corabim o kesin kirli sepetine girer. Her gün banyo yapıyorum atletimi de her gün değiştiririm. Bazen kokluyorum kiyafetlerimi ter kokuyorsam bilinçli şekilde degistiriyorum kazagimi falan. Sonra her hafta nevresim takımı koltuk örtüsü yıkıyorum. Onlar zaten bi makine oluyor. Bi de havlu sorunum var. Günlük iki havlu giriyor sepete. Biri eşimin havlusu diğeri benim havlum.
Sizce ben nerde hata yapıyorum ? Normal mi yani 2 kişi için haftalık 6 makine. Bazen çamaşırlarla uğraşacak enerjim olmuyor bi bakmışım bütün gardrobu giymiş kirletmisim. Oturup aglayasim geliyor artik. Hic evim kitap gibi kalmayacak mi benim
Bi de işe giderken giydiğim kıyafet , evde giydiğim , komşuya giderken giydiğim hep farklı oluyor. Ben nasıl bir yöntem uygulamalıyım.
Mesela evde tayt giyiyorum ya, onunla markete gidemem. Mecbur çıkarıp eşofman giyiyorum. Sonra o da ayrı dağınıklık yapıyor.
Eşim konusunda bi şikayetim yok. O sadece günde 3 çorap değiştirir. bir tsortu bir kazağı vardır. Bir de pantalonu vardır. onları askıya asar giyeceği zaman giyer gider. Bazen askıdan alıp onları da sepete atiyorum kirli diye. Ama iki gün giyilmez ki bi tişört diyorum. Boyle dağ gibi çamaşırım var şuan. Başında gözü yaşlı bekliyorum.
Keşke sadece israf edenler bedelini ödese...Super! Boyle insanlarin varligi mutlu ediyor beni. :)
Gun gelecek, herkes neden oldugu israfin bedelini bir sekilde odeyecek. Doganin da hakki oldugunu kimse unutmasin.
uykuların nasıl?neler yapıyorum bir bilseniz. Resim kursuna gidiyorum , pilatese, günlerim var, özel derslerim var, psikologa gidiyorum boş kaldıkça, sürekli arkadaşlarımı davet ediyorum gidiyorum. Çok yoruyorum kendimi ama evde daha çok yoruluyorum.