Eveeet, şimdi gelelim akşam ki konuşmamıza.
Eşim PTT üzerinden gönderecekmiş parayı. Ben de dedim içimden nadiren konuştun konuştun yoksa sen bu işi unut J) Konuşmalarımızı aynen aktarıyorum:
Ben: Hayatım sen bunu söyleyince ben yanlış anlaşılma olmasın diye söylemedim ama bu konu hk. Bir şey söylemek istiyorum.
E. Hmm, söyle canım…
Ben: Öncelikle bunu bana söylediğin için teşekkür ederim. Aile olmak böyle bir şey, gizlimiz saklımız olmamalı, ben bunu başka bir yerde duysaydım çok kırılırdım sana.
E. Tabiki canım ne bekliyodun..
Sonra girdim konuya…
Ben: Onlar bizim ailemiz, elbette ki onlar bizim, biz onların sevinçlerinde, dar zamanımızda yanlarında olucaz, yanımızda olacaklar. Ama sen bunu söylediğinde ben annenin hastaneden geldiğimin ertesi günü bize gelen altınları siz alın dediği anı hatırladım ve sanki bunun karşılığında para istediğini düşünüyorum. Aileni tanımıyorum canım, onları sen tanıyorsun ama o günde söylediğim gibi bu mantık dışı ve asla böyle bir şeye müsaade edemem.
E. Hayır böyle bir şey yok, çünkü seninle konuştuktan sonra (ilk olay gününü anlatıyor yani) anneme dedim ki, valla anne oturup videoyu izleyin siz, size gelen altınları yazın, biz bize gelenleri yazdık, arkadaşlarımızınkini biz götüreceğiz dedim. (Şaşırdım ne yalan söyliyeyim)
Ben: Yani, en doğrusu da bu zaten.
( Benim eşim doğulu, ailenin en küçük çocuğu ve ailesiyle ilişkilerinin benim ailemle ilişkim gibi samimi olmadığını söyler hep. O yüzden sanıyorum biraz en büyük ablası ile halletmeye çalışıyor, bana göre yanlış ama böyle çözü bulduğunu söylüyor. Sanırım ablasına da daha önceki konuyu aksettirmiş.)
E. Ablam zaten anneme “anne çocuklara dokunmayın, zaten iki gelen altın vardı onu da elinden aldınız, rahat bırakın çocukları” demiş. (Bu da çok şaşırdım)
Ben: Yani dediğim gibi ben senin aileni tanımıyorum, fikri zikri nedir bilmiyorum ama ben çalışıyorum , eve iki maaş giriyor gibi bir mantıkla hareket ediyorlarsa ben yarın çıkayım işten, zor şartlar altında çalışıyorum biliyorsun, zaten çalışmak istemiyorum. Biz ev borcu ve araba borcu ödüyoruz, herkese davulun sesi uzaktan hoş gelir, bunu ailene senin hatırlatman gerek. Sen söyleyemem diyorsan ben bir şekilde söylerim, ayrıca zaten altınları bözdurmak konusunda acele ve hata ettiğimizi de düşünüyorum, herkes altınına dokunmadan kredi ile hallediyor ki biz de halledebilirdik. Altınlarımızda dururdu. Araba kredisi bitince ben bileziklerimi tekrar yapmak istiyorum ve bozdurmak istemiyorum.
E. Hayır canım ne gerek var. Onlar eltinin kardeşine altın için para istememişler, paraları olmadığı için istemişler. Başkasından isteyecektik bi size soralım demişler dedi. Ben de ama sana duyurmuşlar dedim. (Sonra, altın takmıyorsun ama bari bu sefer hem değeri düşmeyecek hem de takabileceğin bilezik alalık dedi)
Neyse devam etti, bak nadiren ben aileme bekarken de öyle para gönderen biri değildim, ama ihtiyaçları varsa ve bunu bana söylemişlerse evladıyım ben onların nasıl vermem. Bizim ailemizde çok para mevzusu olmaz, doğu da böyle kardeşler kardeşlere yardım eder. Altın için vermedim, paraya ihtiyaçları olduğu için verdim. Seni anlıyorum ama için rahat olsun.
Tüm konuşmalarımıza rağmen için rahat mi hayır… Evlilik gerçekten zor bişey, eşimi anlamaya çalışıyorum ama umarım bu bir daha tekrarlanmaz. Bakalım zaman ne gösterecek. Sanırım benim yapmam gereken iki önemli şey var; biri aile ile arama mesafe koymak, ikincisi tatlılıkla ama net şekilde büyük şehirlerde iki kişinin çalışmasının rahatlık olmadığını, mecburiyetten olduğunu, ve mecburiyetten çalıştığımı, paranın bir kıymetinin olmadığını anlatmam.. İşte bunu nasıl yaparım bilmiyorum???