• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bütün hayatımı etkileyen sorunum...

matemm

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
24 Eylül 2013
3.112
947
198
34
Evet arkadaşlar benim sorunum yeni bir ortama girince konuşamamak..sohbet edememek..Hani bi ortama girince insanların sevdiği sohbeti hoş insanlar olurya hiç bi zaman öyle biri olamadım.Yeni olan her insandan ve ortamdan kaçtığım içinde hayatta birçok fırsatı kaybettim.

Güler yüzlüyüm iyi niyetliyim fakat nasılsınız iyimisinizden sonra devamı yok..Ve bunun sebepleri; ailenin en küçüğüyüm 6 kardeşin en küçüğü..dolayısıyla ailemde hiçbi zaman sözümün bi değeri olmadı..şuan 28 yaşındayım..çok sağlıksız ve çocuklarını değersizleştiren..bu yaşımda halen abilerden ara ara sözlü yada fiziksel şiddete uğrayan biriyim..Aile sohbeti diye birşeyde yoktur bizde..genelde babam ve abiler konuşur annem onlara onay verir..arada bi sesimiz çıkınca sen kimsin! sözünü duyarız..

Yaşça büyük abi ve ablaların hepsinin egosunu aşağılamasını çektim..kaç yaşına gelirsem geleyimde tavırları değişmiyor.ve bu yüzden kendimi yetişkin gibi hissedemiyorum.Herkes benden üstün ve iyi.Bir ben etkisizim.Bigün bütün bu baskılara dayanamayıp cesaretimi toplayarak babama dedimki ''Baba ben 28 yaşındayım bugüne kadar bi yarım saatte olsa beni karşına alıp konuşmadın...'' (İş durumumla ilgili sorunlarım vardı babamın maddi durumu çok iyi kazandığı bütün parayı abilerin üstüne tapular..ilerde enişteler mal alamasın diye.100 bin 200 bin paralar sacede bir dükkanın dekarosyonuna harcanır.Ama benim iş kurmak için ihtiyacım olan cüzi miktar asla verilemez.erkek çocuklara ev araba evlenmeden verilmiştir ama..İş aradığımda kız başına işmi arıcaksın diye bağırırlar..velhasıl iğrenç bir baskının içinde ben hiçbizaman ben olamadım.. 90 puanla atanan bi bölüm okudum.Maddi manevi hiç bi yardımlarınıda görmedim haliyle..) bu sözümün karşılığında duyduğum cvp neydi biliyormusunuz..''İstersen 50 yaşına gel ben seni ciddiye almam'' sonucundada ağlıyorum her zamanki gibi..
Ve ben şuan kpss ye hazırlanıyorum.Baskının en beterini görerek.

Sıkıntım şu ki; tüm özgüvensizliğime rağmen erkek arkadaşımın ısrarıyla ailesiyle tanışmaya gittim..1 yıldır sürekli erteliyordum..ilk görüşme olumlu geçti gibi..Sonra teyzesi bi akşam çaya çağırdı bizi ve 2. gidişimde deyim yerindeyse nutkum tutuldu..İnsanlarda saf değil senin konuşamadığını, sohbet kabiliyetinin olmadığını anlıyorlar..hatta kardeşi abla abimle birbirinize benziyorsunuz.ikinizde az konuşan insanlarsınız dedi daha ilk görüşünde..
Girdiğim her ortamı sanki bizim evmiş gibi giriyorum.Konuşurken ailemde gördüğüm o ciddiyetsiz tavır sonucu ben dinlenilmeye değer bi insan değilmişim gibi imaj çiziyorum.Düşünerek ses tonumu ayarlamaya çalışarak..eziyetle geçiyor konuşmam.Ve ne yazıkki karşı taraf bunu anlıyor.Son görüşmede anladılar bence.

Yarın bayram ve benim normalde erkek arkadaşımın annesini teyzesini ablasını arayıp bayramlarını kutlamam gerekiyor..ama ne diceğimi bilemiyorum.defalarca tekrar ediyorum söyliceklerimi..Nasılsınız bayramınız kutlu olsun..sağol kızım seninde..Ee sonraa? Bu konuda bana yol gösterirseniz sevinirim.

Kadınlar kulübünün tecrübeli üyelerinden tavsiyeler bekliyorum.Ben bu çekingenliği nasıl aşarım..Aranızda eskiden hoş sohbet olmayan fakat şimdi bunu aşmış kimseler varmı..?

Ben hayatımın sonuna kadar bu sıkıntıyı yaşamak istemiyorum.Değişmeye dair tüm yolları denemeye hazırım.yorumlarınızı bekliyorum.
 
Son düzenleme:
İnan durumunu okurken yaşıyormuş gibi hissettim. Çok güzel ifade etmişsin kendini. Evet yazarak ifade daha kolaydır ama kendini bu denli iyi tanıyan ve anlatan birinin mutlaka o sınırı aşıp konuşurken de rahat olabileceğine inandım ben. Aileni değiştirmek için uğraşma. Psikolojik destek al mutlaka ve çalışmalarına ara vermeden iş hayatına atılmaya çalış. Devlet ya da özel sektör farketmez. Bu aileden uzaklaştığında özgüven ve ifade problemini de daha rahat aşacağını düşünüyorum.
 
Bence siz kesinlikle hoşsohbet birisiniz sadece sosyal fobi yaşıyorsunuz. Yoksa kendinizi yazıyla ifade edişinizde hiçbir sıkıntı yok hatta çok açık ve netsiniz. Sosyal fobinizin üstüne gitmek zorundasınız. Bayramda karşı tarafın ailesini aramak sosyal bir görev, bunun üstüne düşünmeyin bile, önceden planlamayın, iyi hissettiğiniz an alın telefonu arayın. Herkes çok konuşkan olmak zorunda değil. Güler yüzlü ve mesafeli takılın madem. Canınıza yazık, çok düşünmeyin, keyif almaya çalışın, anı kaçırmamaya çalışın görüşmelerde. Atıyorum yemek yediniz, çok beğendiğinizi söyleyin tarif isteyin, laf lafı açar zaten. Ayrıca az ve öz konuşan güler yüzlü hanım olmak gayet idealdir, ne o öyle hemen kırk yıllık komşu ahbap gibi olmak o daha anormal. Sohbeti yönetmesi gereken kişi ağırlayan kişidir hem, misafire ilgi alaka en başta ev sahibinin görevidir. Anlamsız uzun sessizlikler olduysa sizin kusurunuz değil yani.
Kendinizi rahat bırakın.
 
Yazıda kendinizi ne kadar güzel ifade etmişsiniz :)
Geçip karşınıza dertleşesim geldi sizinle :)
Bunu sadece konuşmaya dökmekte zorlanıyorsunuz .
Ama şöyle bişey söyleyim bende hep cümlelerimi ölçüp tartarak konuşurum.
Bir de bir arkadaşım vardır böyle çok tatlıdır ama gelişigüzel konuşur, özgüveni çok yüksektir.
Yurtdışındayız ikimizde . Okula beraber başlamıştık dili yeni yeni öğreniyoruz, 11-12 yaşlarındayız, hatırlıyorum ben acaba yanlış mı konuşurum , cümleyi yanlış mı kurarım diye cebelleşirdim.
Arkadaşım yanlış, eksik direkt dalardı konuşmaya ve arkadaşlarımız hiç yadırgamazdı, sen kötü konuşuyorsun demezdi :)
Baktım ben yalnız kalıyorum, benim arkadaş yeni arkadaşlar ediniyor herkes etrafında pervane, bende zamanla aynı şeyi uygulamaya başladım. İnsanlar sizi yadırgamayacak, ailenizden gördüğünüz tepkiyi dışarıdaki insanlarda görmeyeceksiniz bunun bilincinde olarak rahat rahat konuşmaya çalışın.
İlerde o ev ortamından tamamen uzaklaşınca bu tutukluluğunuz da eminim yavaş yavaş geçer.
Erkek arkadaşınızın ailesini de yeni yeni tanıyorsunuz , biraz biraz kaynaşmaya başlayınca daha rahat hareket edersiniz yanlarında, konuşmakta da zorlanmazsınız, çekinme gibi bir durum olmaz.
Yani işin özü korkularınızı bir kenara bırakın.
Kimse size konuşmaya başladıktan sonra aileniz gibi eleştiri yağmuruna tutmayacak.
Bu ailenizin saygısızlığı. Herkes öyle değil..
Bayram'da aradığınızda içinizden geldiği gibi konuşun, kendi kendinize neler söyleyeceğinizi düşünün konuşmaya başlamadan önce. Hatta bir kağıda not alın. Klasik bayramlaşma konuşması işte süreceği 3-5 dk, saatlerce sohbet etmenize gerek yok. Bir de kendinizi bu durumdan dolayı eksik hissetmeyin, dışlandığınızı düşünmeyin. Herkesin yapısı farklı. Kimi çok konuşur, çok patavatsızlık yapar, gereksiz herşeye burnunu sokar. Kimisi daha sessizdir, az ve öz konuşur. Evet tutukluk derecesindeyse bunu biraz olsun aşabilirsiniz ama bülbül gibi şakımak zorunda da değilsiniz. Herşey dozunda olmalı :KK66:
 
Son düzenleme:
yazı dilin mükemmel, ne istediğini bilen, en önemlisi kendinin farkında gayet olgun birisin. sorunun derinine inmişsin psikolojini de son derece iyi kullanıyorsun. sanırım bu aşamama hissi. özgüvenin de yerinde aslında. aileni önemsemeyi bırakıp kimde ne kadar değerin olduğunu kavrarsan aşabilirsin diye düşünüyorum. ailene denilecek bir şey yok. eğer son çocuk sen değil de erkek olsaydı aynı şeyler olur muydu acaba? toplumumuzda hem kızsan hem de en küçüksen bu problem ortaya çıkıyor maalesef. aile rolü çok çok önemli.
 
O kadar guzel ifade etmissiniz ki kendinizi
Tek yqpmaniz gereken bunu insanlar karsisindayken de yapmak :)

Ve o aileye ragmen kendinizi boyle yetistirmis olmanizi cok ama cok takdir ettim , siz gercekten cok basarili bir genc kadinsiniz
 
Helen'e katılıyorum. Siz gayet açık bir insansiniz. Yazdiklarinizdan belli. Sadece aileniz tarafindan sindirildiginiz icin her yerde her ortamda kendinize baskı uyguluyorsunuz. Bunu aşmak sizin elinizde. Ailenizle konuşamıyor olmaniz dışarıda da kendinizi kisitlamanizi gerektirmez. Evdekilerle muhattap olmayin ama dışarıdakiler oyle degil. Size siz olduğunuz icin deger veriyor. Öncelikle bunu düşünün. Siz bir bireysiniz ve biriciksiniz. Degerlisiniz. Hem cok konusmak marifet degildir. Az ve öz konusmak her zaman daha iyidir. Az konusup hoş sohbet olan bir sürü insan varken cok konuşup sıkan bir sürü insan var ayni zamanda.

Bayram işine gelince de ararsiniz bayraminiz kutlu olsun ellerinizden öpüyorum gibi klasik bir giris yaparsınız. O da sizinkini kutlar. Sonra hal hatir sorar ve bir isteğiniz var mi diye nezaketen sorar ve telefonu kapatirsiniz iyi dileklerle. Birkac dakikalik bir konusma. Fazla kasmayin :)
 
Bende aslında biraz senin gibiyim . Çekingenim ama çekingenliğim ortam seçer genelde . Herkesin Yanında konuşmam bazılarının yanında Bülbül gibiyim .

Erkek Arkadaşının annesi teyzesi de normal insanlar sonuçta hem zaten ortak noktanız yok ki ne konuşacaksınız
 
Keşke tanışıyor olsaydıkta konuşsaydık ben bir sürü şey anlatır açardım sizi :)
Bende diğer arkadaşlara katılıyorum yazı dilinde çok iyi ifade etmişsiniz kendinizi.
Kendinizi biraz zorlayarak bir işe başlayarak gerek duyuyorsaniz kısa süreli psikolojik destekle aşılmayacak bir şey değil.
 
Önceden ben de sizin gibiydim yani özgüven problemim vardı konuşmadan önce prova yapardım. Ben kendimce bunun üzerine giderek aştığımı düşünüyorum. Bir de mesela güzel giyinerek, kitap okuyarak, kendime özgüven puanları yüklüyordum. Psikoloji ve iletişimle ilgili kitapların çok faydası oldu. İnsanların zihin yapısını öğrendikçe aslında herkesin ilkel güdüler taşıdığını hatta bir çok insanın ilkel beyni ile hareket ettiğini tesbit ediyordum bu bana iyi geliyordu. Bir bakıma kendime puan ekleyemesem de başka insanlardan puan kırıyordum :)

ne konuşacaksınız meselesine gelince aslında dikkat ederseniz çoğu insan öyle çok içi dolu muhabbetler yapmıyor. Hele telefon konuşmasında. Basit temennilerde bulunabilirsiniz, bayram konuşması sonuöta çok uzun olmasına gerek yok. Açık uçlu sorular sorun siz dinleyici konumunda olursunuz en azından.

Bir de karşınızdakilerin size değer vermesini beklemekten ziyade siz kendi değerinizi belirleyin inanın sizin bu inancınız bile insanları etkileyecektir onlar farkında olmadan.
 
Bence siz kesinlikle hoşsohbet birisiniz sadece sosyal fobi yaşıyorsunuz. Yoksa kendinizi yazıyla ifade edişinizde hiçbir sıkıntı yok hatta çok açık ve netsiniz. Sosyal fobinizin üstüne gitmek zorundasınız. Bayramda karşı tarafın ailesini aramak sosyal bir görev, bunun üstüne düşünmeyin bile, önceden planlamayın, iyi hissettiğiniz an alın telefonu arayın. Herkes çok konuşkan olmak zorunda değil. Güler yüzlü ve mesafeli takılın madem. Canınıza yazık, çok düşünmeyin, keyif almaya çalışın, anı kaçırmamaya çalışın görüşmelerde. Atıyorum yemek yediniz, çok beğendiğinizi söyleyin tarif isteyin, laf lafı açar zaten. Ayrıca az ve öz konuşan güler yüzlü hanım olmak gayet idealdir, ne o öyle hemen kırk yıllık komşu ahbap gibi olmak o daha anormal. Sohbeti yönetmesi gereken kişi ağırlayan kişidir hem, misafire ilgi alaka en başta ev sahibinin görevidir. Anlamsız uzun sessizlikler olduysa sizin kusurunuz değil yani.
Kendinizi rahat bırakın.
teşekkür ederim güzel yorumunuz için..Sanırım tablo o kadarda kötü değil.Aşabileceğime inancım var fakat pratikte sosyal ortamlarda fazla bulunmadığım için sıkıntılar yaşıyorum.Bi çok travmanın sonucu bu belkide..Umarım yakın bi zamanda aşarım ve kurtulurum bu düşüncelerden..
 
Yazıda kendinizi ne kadar güzel ifade etmişsiniz :)
Geçip karşınıza dertleşesim geldi sizinle :)
Bunu sadece konuşmaya dökmekte zorlanıyorsunuz .
Ama şöyle bişey söyleyim bende hep cümlelerimi ölçüp tartarak konuşurum.
Bir de bir arkadaşım vardır böyle çok tatlıdır ama gelişigüzel konuşur, özgüveni çok yüksektir.
Yurtdışındayız ikimizde . Okula beraber başlamıştık dili yeni yeni öğreniyoruz, 11-12 yaşlarındayız, hatırlıyorum ben acaba yanlış mı konuşurum , cümleyi yanlış mı kurarım diye cebelleşirdim.
Arkadaşım yanlış, eksik direkt dalardı konuşmaya ve arkadaşlarımız hiç yadırgamazdı, sen kötü konuşuyorsun demezdi :)
Baktım ben yalnız kalıyorum, benim arkadaş yeni arkadaşlar ediniyor herkes etrafında pervane, bende zamanla aynı şeyi uygulamaya başladım. İnsanlar sizi yadırgamayacak, ailenizden gördüğünüz tepkiyi dışarıdaki insanlarda görmeyeceksiniz bunun bilincinde olarak rahat rahat konuşmaya çalışın.
İlerde o ev ortamından tamamen uzaklaşınca bu tutukluluğunuz da eminim yavaş yavaş geçer.
Erkek arkadaşınızın ailesini de yeni yeni tanıyorsunuz , biraz biraz kaynaşmaya başlayınca daha rahat hareket edersiniz yanlarında, konuşmakta da zorlanmazsınız, çekinme gibi bir durum olmaz.
Yani işin özü korkularınızı bir kenara bırakın.
Kimse size konuşmaya başladıktan sonra aileniz gibi eleştiri yağmuruna tutmayacak.
Bu ailenizin saygısızlığı. Herkes öyle değil..
Bayram'da aradığınızda içinizden geldiği gibi konuşun, kendi kendinize neler söyleyeceğinizi düşünün konuşmaya başlamadan önce. Hatta bir kağıda not alın. Klasik bayramlaşma konuşması işte süreceği 3-5 dk, saatlerce sohbet etmenize gerek yok. Bir de kendinizi bu durumdan dolayı eksik hissetmeyin, dışlandığınızı düşünmeyin. Herkesin yapısı farklı. Kimi çok konuşur, çok patavatsızlık yapar, gereksiz herşeye burnunu sokar. Kimisi daha sessizdir, az ve öz konuşur. Evet tutukluk derecesindeyse bunu biraz olsun aşabilirsiniz ama bülbül gibi şakımak zorunda da değilsiniz. Herşey dozunda olmalı :KK66:
Evet sanırım benim sorunumda bu..düşüncelerimi mimiklerime fazla yansıtan biriyim.En ufak bi aksilikte yanlış anlaşıldım mı? rezil oldum mu? diye kaygılar..haliyle karşıdakide anlıyor..İnşallah düzelecek birgün..:KK16:
 
yazı dilin mükemmel, ne istediğini bilen, en önemlisi kendinin farkında gayet olgun birisin. sorunun derinine inmişsin psikolojini de son derece iyi kullanıyorsun. sanırım bu aşamama hissi. özgüvenin de yerinde aslında. aileni önemsemeyi bırakıp kimde ne kadar değerin olduğunu kavrarsan aşabilirsin diye düşünüyorum. ailene denilecek bir şey yok. eğer son çocuk sen değil de erkek olsaydı aynı şeyler olur muydu acaba? toplumumuzda hem kızsan hem de en küçüksen bu problem ortaya çıkıyor maalesef. aile rolü çok çok önemli.
evet çok önemli..tuhaf olan üzerimizde bu kadar baskı kuran anne ve babamında kendine özgüveni yok.onlarda yeni bi ortama girince sessiz kalmayı tercih ederler hep.Sadece aile içinde çocuklarını kısıtlamakla sinirli halleriyle meşhurdurlar..Onları farketmeden rol model almışta olabilirim.Bunu aşmak hiç kolay değil ama artık dayanılacak son sınırdayım ve mücadelemi başlatıyorum.İlk hedefimse konuşmaktan çekindiğim her yerde konuşmaya başlamak..şaşırıp tuhaf tepkiler alabilirim belki ama konuşamamanın hayatıma verdiği zararları düşününce tiroid hastası bile oldum artık sessiz çekingen kız olmamalıyım.Güzel yorumunuz içinde teşekkürler:)
 
Farkındalığınız yüksek o yüzden sadece bol pratik yapmaya ihtiyacınız var. Bu konu ile ilgili bir günlük tutun. Sosyal ortamlarda ve iletişimde size tedirginlik veren her şeyi kaydedin oraya. Ayrıca yaptığınız her şeyi de kaydedin. Mesela yarınki konuşma ilk göreviniz olsun, bunu yapın ve sonra da yanına tik atın. Bu şekilde size zor gelen şeyleri yaptıkça ve yazdıkça özgüveniniz artacak. Ayrıca özgüven- matthew mckay patrick fanning, bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Değişim uzun bir yoldur lütfen bu süreçte kendinize karşı şefkatli ve nazik olun. Ailenizin size göstermediği anlayışı siz kendinize gösterin ve kendinize ebeveynlik yapın. Bol şans..
 
Back