Bu kadar da ezik olunmaz ki canım...

Herkese merhaba, bu forumdaki ilk yazım ve muhtemelen bu konu dışında başka yazım olmayacak, maksadım biraz iç dökmek biraz da yaşadıklarımı ve hissettiklerimi anlatmak. Benim durumumdaki biri için yapılacak pek bir şey yok, çözüm yolu yok, bunu biliyorum ama sonuçta insan doğası; içimdeki sürekli canımı sıkan şeyleri aktarmak istiyorum.

Konuya nereden başlasam bilemiyorum, hayatımda olumlu olan hiç bir şey yok ki onunla mukayese edip size derdimi anlatayım. Sadece olumsuzluklar var. İnsanları köşeden seyredip onlara özenen, hayaller aleminde yaşayan, cümle kurmayı bile beceremeyen birisiyim ben. Bu satırları bile kırk defa düşünerek, acaba düzgün cümle nasıl kurulur diye kafa patlatarak yazıyorum. Ne yapayım, düşük zekalıyım. Bunu kabul etmek çok güç ama öyle. Öğrencilik hayatımda bir kez olsun dersi derste anlayamadım, başkalarının anında anlayıp hocalara sorular sorduğu konuları evde 2-3 kez çalışır yine de onların derste öğrendikleri seviyeye gelemezdim. Zaten dikkat denen şeyden eser yoktur bende, bıraksalar her gün 12 saat uyurum. Erken uyanmayı asla beceremem, defalarca alarm kapatır geri yatarım, sonra öğle vakti kalkar neden erken kalkmadım diye kahrolur, kendimden ve hayattan nefret ederim. Biliyorum belki size çok komik gelir, özellikle burada büyük şeyler başarmış, iyi meslek sahibi olmuş insanlara, disiplinli insanlara komik gelir. Ama ben hayatımda hiçbir şey başaramadım, neye elimi attıysam heves ettiysem hayal kırıklığı ile sonuçlandı.

Hayatımda hiç samimi arkadaşım olmadı, arada bir beni arayıp kendi dertlerini bana anlatan, benim ne anlattığımı önemsemeyen, benim yaşam tarzımla alay edenleri saymazsak tabii. Arkadaş edinmem mümkün değil zaten, dediğim gibi geri zekalı bir insanım. Size bir insanın kendini böyle adlandırması komik gelebilir ama öyle. Asla ikili diyalog kuramam, sesim titrer, cümleleri yutarım. Ses tonum berbattır zaten. Kiminle konuşsam iki-üç dakika sonra suratında mide bulanmasına yakın bir acıma duygusu görürüm yüzlerinde bana karşı. Haksız da sayılmazlar, ben de sevmiyorum kendimi.

Başka insanlara karşı böyle hissetmem tesadüf değil tabii, giyim tarzımın da etkisi var, başörtü takıyorum. Hal böyle olunca zaten insanların büyük çoğunluğu size düşman oluyor, hele ki büyükşehirlerde, hele ki eğitim seviyesi yüksek yerlerde. Kural panosunda dini/siyasi şeyler yasaktır yazdığı için ancak bu kadarını söyleyebiliyorum, ama bununla ilgili yaşadığım o kadar kötü anım var ki... En basitinden gece yarılarına kadar twitter'da, ekşi sözlük'te insanların tesettürlü insanlara hakaret ettikleri, dalga geçtikleri paylaşımları okuduğumu, berbat bir moral bozukluğu ile ağlamaklı ama asla ağlayamayan, eziklik hissini dibine kadar yaşarken uyumaya çalıştığımı çok bilirim. Kural ihlali olmasın diye bu sorunumu burada kesiyorum, hayatımda hep kurallara riayet eden birisi oldum zaten. Ama karşılığında insanlar bana karşı her türlü kuralı ihlal edip beni ezdiler. Doğanın kanunu bir yerde bu, ne yapayım ben de buyum. Yenilen, ezilen kaybeden kişiyim. Çocukken de böyleydim, büyüdüm yetişkin oldum hala böyleyim.

El becerim de berbattır benim, kaç yaşıma geldim mutfakta bir patates soyamam, yemek yapmaya kalksam her tarafı batırırım. Elimin ayarı yok, ayarı olsa zaten kafamın içinde akıl yok. 7/24 uykulu gezerim, günde 12 saat uyumuş olsam bile. Ne yapacağımı unuturum, bir şeyler yapmaya kalksam asla hayal ettiğimi yapamam.

Başarılı insanların hayatına baktığımda yaşam tarzları, oturup kalkmaları, konuştukları güldükleri şeyler, yedikleri içtikleri, dini ve sosyal görüşleri, aile tarzları, okudukları, gezdikleri, izledikleri hep benim zıttım olan şeyler. Benim gibi olup başarılı olan, sevilen-sayılan bir insan görmedim ki şimdiye kadar. Ben nasıl kabul göreyim ki toplumda? Eğri cetvelden doğru çizgi çıkar mı? Benim DNA'm da var eziklik.

Çok çabaladım kendimi geliştirmek için, yabancı dil öğrenmeye çalıştım, erken kalkmaya çalıştım, düzenli birisi olmaya, akademik başarısı olan biri olmaya hep çabaladım ama hepsi hüsran oldu. Benimle aynı zamanda başlayanları bırakın benden geç başlayanlar bile beni solladı geçti, düşük zekalı, başarısız, disiplinsiz biri olduğumu her seferinde yüzüme vurdu.

Çok yazdım belki ama hep dolap beygiri gibi aynı şeyin etrafında döndüm, bu da ne demektir bilemem. Ben orta okulda okurken öğretmenim verdiğim cevapla dalga geçmek için söylemişti bunu bana. O gündür dilime pelesenk oldu, ben de kullanır dururum. Bir de bu huyum var, doğru düzgün cümle kuramam asla kendi kendime, başkalarının taklitçisiyimdir. Hep de alay konusu olmuştur bu yönüm. Ne yapayım...

Hayatta bana karşı bir şey kalmadı artık, başarılı olamayacağımı kabul ediyorum, düşük zekalı olduğumu kabul ediyorum, ezik olduğumu kabul ediyorum, olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasında uçurum var. Kapanmayacak bir uçurum. Hayatıma son versem diye düşünür dururum sürekli ama onu bile beceremem ki ben. Keşke bir gün uyuyup bir daha uyanmasam. İnanın hem benim en iyisi olur hem de kimse eksiğimi hissetmez. Zaten hayatta bir başarım yok, hayata ne koymuşum ki ne geri alayım.

Bu konuya da gelecek cevapları az çok tahmin ediyorum. Bir kesim abarttığımı söyleyecekler, bir kesim mağdur edebiyatı vs., bir kesim genel geçer tavsiyeler. Ama günün sonunda ben gene işe yaramaz, başarısız, ezik, yıkık birisi olarak kalacağım. En başta da yazdım ya, ne yapayım kaderim bu benim. Çirkinim, tipsizim, düşük zekalıyım, maddi durumum yok, arkadaşım yok, fikrim felsefem yok, hayatta amacım yok. Ne yapayım... Berbat bir hayatım var. Son sözüm de bu olsun. Sadece içimdeki yazmak istedim ama yazınca daha kötü oldum, halbuki rahatlarım sanmıştım :KK43:((
Okurken bir an kendim yazdım zannettim yazıyı, gerçekten güzel bir şekilde ifade etmişsin kendini. Bende çocukken böyleydim aynı. ama zamanla değiştim azda olsa . Yetiştirilme tarzı çok etkiliyor gerçekten karakteri. Benim ailem baskıcı, çocuklara söz hakkı vermeyen insanlardı meselâ. Bende içe kapanık bir hayat geçirdim. Kendimi sevemedim vs. Yeni yeni aşıyorum bunu ve gerçekten zor bir süreç . YouTube' da serhat yabancı videoları faydalı olabilir izlemek istersen.
 
Kesinlikle bir psikologdan yardım almalısınız..
Başörtüye gelince .misal kardeşim benim gbi açıktır ama o her konuda fazlasıyla açık ve her konuda rahat ,her düşünceye hosgoruludur. En yakın arkadaşlarından biri basortulu..bana hep derki " senden çok daha genis goruslu, anlayışlı ve özgür ruhlu"...kafalar dar olmasın. Sizde kendinizin farkına varın lutfen
 
Herkes doktor avukat olacak diye bir kaide yok ulkeye vasat insanda lazim.

Haa bu kadar duzgun anlatimli bir konunun icerigi boyle olunca, hadi beni övün diye acilmis bir konu oldugunu dusundum. O yuzden pek inandirici bulmadim.
 
Herkese merhaba, bu forumdaki ilk yazım ve muhtemelen bu konu dışında başka yazım olmayacak, maksadım biraz iç dökmek biraz da yaşadıklarımı ve hissettiklerimi anlatmak. Benim durumumdaki biri için yapılacak pek bir şey yok, çözüm yolu yok, bunu biliyorum ama sonuçta insan doğası; içimdeki sürekli canımı sıkan şeyleri aktarmak istiyorum.

Konuya nereden başlasam bilemiyorum, hayatımda olumlu olan hiç bir şey yok ki onunla mukayese edip size derdimi anlatayım. Sadece olumsuzluklar var. İnsanları köşeden seyredip onlara özenen, hayaller aleminde yaşayan, cümle kurmayı bile beceremeyen birisiyim ben. Bu satırları bile kırk defa düşünerek, acaba düzgün cümle nasıl kurulur diye kafa patlatarak yazıyorum. Ne yapayım, düşük zekalıyım. Bunu kabul etmek çok güç ama öyle. Öğrencilik hayatımda bir kez olsun dersi derste anlayamadım, başkalarının anında anlayıp hocalara sorular sorduğu konuları evde 2-3 kez çalışır yine de onların derste öğrendikleri seviyeye gelemezdim. Zaten dikkat denen şeyden eser yoktur bende, bıraksalar her gün 12 saat uyurum. Erken uyanmayı asla beceremem, defalarca alarm kapatır geri yatarım, sonra öğle vakti kalkar neden erken kalkmadım diye kahrolur, kendimden ve hayattan nefret ederim. Biliyorum belki size çok komik gelir, özellikle burada büyük şeyler başarmış, iyi meslek sahibi olmuş insanlara, disiplinli insanlara komik gelir. Ama ben hayatımda hiçbir şey başaramadım, neye elimi attıysam heves ettiysem hayal kırıklığı ile sonuçlandı.

Hayatımda hiç samimi arkadaşım olmadı, arada bir beni arayıp kendi dertlerini bana anlatan, benim ne anlattığımı önemsemeyen, benim yaşam tarzımla alay edenleri saymazsak tabii. Arkadaş edinmem mümkün değil zaten, dediğim gibi geri zekalı bir insanım. Size bir insanın kendini böyle adlandırması komik gelebilir ama öyle. Asla ikili diyalog kuramam, sesim titrer, cümleleri yutarım. Ses tonum berbattır zaten. Kiminle konuşsam iki-üç dakika sonra suratında mide bulanmasına yakın bir acıma duygusu görürüm yüzlerinde bana karşı. Haksız da sayılmazlar, ben de sevmiyorum kendimi.

Başka insanlara karşı böyle hissetmem tesadüf değil tabii, giyim tarzımın da etkisi var, başörtü takıyorum. Hal böyle olunca zaten insanların büyük çoğunluğu size düşman oluyor, hele ki büyükşehirlerde, hele ki eğitim seviyesi yüksek yerlerde. Kural panosunda dini/siyasi şeyler yasaktır yazdığı için ancak bu kadarını söyleyebiliyorum, ama bununla ilgili yaşadığım o kadar kötü anım var ki... En basitinden gece yarılarına kadar twitter'da, ekşi sözlük'te insanların tesettürlü insanlara hakaret ettikleri, dalga geçtikleri paylaşımları okuduğumu, berbat bir moral bozukluğu ile ağlamaklı ama asla ağlayamayan, eziklik hissini dibine kadar yaşarken uyumaya çalıştığımı çok bilirim. Kural ihlali olmasın diye bu sorunumu burada kesiyorum, hayatımda hep kurallara riayet eden birisi oldum zaten. Ama karşılığında insanlar bana karşı her türlü kuralı ihlal edip beni ezdiler. Doğanın kanunu bir yerde bu, ne yapayım ben de buyum. Yenilen, ezilen kaybeden kişiyim. Çocukken de böyleydim, büyüdüm yetişkin oldum hala böyleyim.

El becerim de berbattır benim, kaç yaşıma geldim mutfakta bir patates soyamam, yemek yapmaya kalksam her tarafı batırırım. Elimin ayarı yok, ayarı olsa zaten kafamın içinde akıl yok. 7/24 uykulu gezerim, günde 12 saat uyumuş olsam bile. Ne yapacağımı unuturum, bir şeyler yapmaya kalksam asla hayal ettiğimi yapamam.

Başarılı insanların hayatına baktığımda yaşam tarzları, oturup kalkmaları, konuştukları güldükleri şeyler, yedikleri içtikleri, dini ve sosyal görüşleri, aile tarzları, okudukları, gezdikleri, izledikleri hep benim zıttım olan şeyler. Benim gibi olup başarılı olan, sevilen-sayılan bir insan görmedim ki şimdiye kadar. Ben nasıl kabul göreyim ki toplumda? Eğri cetvelden doğru çizgi çıkar mı? Benim DNA'm da var eziklik.

Çok çabaladım kendimi geliştirmek için, yabancı dil öğrenmeye çalıştım, erken kalkmaya çalıştım, düzenli birisi olmaya, akademik başarısı olan biri olmaya hep çabaladım ama hepsi hüsran oldu. Benimle aynı zamanda başlayanları bırakın benden geç başlayanlar bile beni solladı geçti, düşük zekalı, başarısız, disiplinsiz biri olduğumu her seferinde yüzüme vurdu.

Çok yazdım belki ama hep dolap beygiri gibi aynı şeyin etrafında döndüm, bu da ne demektir bilemem. Ben orta okulda okurken öğretmenim verdiğim cevapla dalga geçmek için söylemişti bunu bana. O gündür dilime pelesenk oldu, ben de kullanır dururum. Bir de bu huyum var, doğru düzgün cümle kuramam asla kendi kendime, başkalarının taklitçisiyimdir. Hep de alay konusu olmuştur bu yönüm. Ne yapayım...

Hayatta bana karşı bir şey kalmadı artık, başarılı olamayacağımı kabul ediyorum, düşük zekalı olduğumu kabul ediyorum, ezik olduğumu kabul ediyorum, olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasında uçurum var. Kapanmayacak bir uçurum. Hayatıma son versem diye düşünür dururum sürekli ama onu bile beceremem ki ben. Keşke bir gün uyuyup bir daha uyanmasam. İnanın hem benim en iyisi olur hem de kimse eksiğimi hissetmez. Zaten hayatta bir başarım yok, hayata ne koymuşum ki ne geri alayım.

Bu konuya da gelecek cevapları az çok tahmin ediyorum. Bir kesim abarttığımı söyleyecekler, bir kesim mağdur edebiyatı vs., bir kesim genel geçer tavsiyeler. Ama günün sonunda ben gene işe yaramaz, başarısız, ezik, yıkık birisi olarak kalacağım. En başta da yazdım ya, ne yapayım kaderim bu benim. Çirkinim, tipsizim, düşük zekalıyım, maddi durumum yok, arkadaşım yok, fikrim felsefem yok, hayatta amacım yok. Ne yapayım... Berbat bir hayatım var. Son sözüm de bu olsun. Sadece içimdeki yazmak istedim ama yazınca daha kötü oldum, halbuki rahatlarım sanmıştım :KK43:((
Bence sen kendini azımsamayı huy edinmişsin bundan vazgeç…
 
Sizin yazınıza göre ben daha düşük zekalıyım :confused: Halbuki hem kendimi zeki görürdüm hem de çevremdekiler öyle derdi.

Öncesinde belirteyim ki gayet de güzel bir şekilde kendinizi ifade etmişsiniz. Ben bunu bile beceremiyorum :110: Çalışkanmışsınız da.Aziz Sancar bile başarısını çalışkanlığına bağlıyor. Zeki olmadığını belirtiyor. Siz çalışkanmışsınız. Bu yönünüz bir avantaj ki zeki olmadığınızı siz varsayıyorsunuz. Böyle de olmayabilir.

Mutfakla içli dışlı olmadıysanız el becerinizin iyi olmaması normal. Önceden biri bana direktif verirdi. Yemeği karıştırırdım, suyu koyardım vs. 26 yaşındayken aşçılık kursuna gittim çünkü mutfak özürlüsüydüm. Aşmam lazımdı. Gözümde çok büyütüyordum. Elim zaten ağırdı ki hala ağır. Kursta gördüm ki yemekle içli dışlı olan yemeği baştan savma yapıyor, olmayanlar da ocağı bile açmasını bilmiyor. Ben bile daha güzel kavurabiliyormuşum, karıştırabiliyormuşum yemeği :KK70: Arada mutfağa girince mıy mıy yapıyorum, elimde de kesikler oluşabiliyor.
Siz de yazılın bir kursa, halk eğitim veya belediye kursları ücretsiz. Sadece malzeme parası veriliyor. Depresif bir dönemimde gitmiştim ben. Sosyalleşince ve kafa dağıtınca iyi gelmişti.

Üniversitede küçümsemeler çok oluyor, yarış ortamı sonuçta. Mezun olunca hepiniz rakip olacaksınız. Hele o zaman siz görün. En yakın sanılan arkadaşlar bile selamı kesiyorlar :KK70:

Dikkate gelirsek ben de dikkatimi toparlayamıyorum. Bu yüzden de derste bir şey anlayamıyorum çoğu zaman. Bazen ders anlatış şekli de anlayamamamı sağlıyor. Dikkat dağınıklığı yanında öğrenmede de sıkıntılar yaşıyorum arada ama konuyu bir anlayınca kalıcı yer ediniyor. Diğerlerinden daha iyi kavramış oluyorum. Misal ben bir dersten 60 almışsam arkadaşlarım 90 alırdı. O konuyu bilmezdi ama ben konuya hakim olurdum. Yazılılarda yüksek alamıyordum. Ya soruyu anlayamıyordum ya da bildiklerimi ifade edemiyordum. Benim kafa da böyle çalışıyor, o yüzden kendimi böyle kabul ettim. Sadece sözel ifadesi iyi olan veya ezberi kuvvetli arkadaşlarım iyi puanlar aldığında ve o dersle ilgili birkaç hafta sonra bile bir şey söylediğimde ben o konuyu hatırlamıyorum dediklerinde not kıyaslamayı bıraktım artık.
Bunun için vaktinde psikiyatriye gitsem bu kadar sürünmezdim büyük ihtimalle. Boşuna işkence çektim. Çalışkan değilim de. Sınav anına kadar konuları yetiştirdiğim dersler sayılıdır. En fazla üçtür. O derece berbatım.

Sosyal çevrenizi değiştirin. Lise veya mahalleden arkadaşlarınız varsa onlarla görüşün. İlla çok yakın değilsiniz diye arkadaşım yok gibi düşünmeyin. Benim çevrem çoktu, çok yakın arkadaşımın sayısı beşi geçmez. Karakterim kaynaklı bu biraz da.
Üniversitedekilerle olmadı selamlaşın sadece, normal seviyede ilerleyin. Hangi bölüm ve üniversitede okuyorsunuz bilmiyorum ama bazı yerlerde belli kesimlerin ağırlığı oluyor. Azınlıkta kalanlar baskı hissediyor. Milletin siyasi ve dini görüşlerini araştırmayın. Herkes aynı fikirde olmak zorunda değil. Dile getiriliyorsa ve saygısızlık yapılıyorsa muhatap olmayın.

Moraliniz bozuk olduğu için uzun süre uyumanız da normal. Ben de eğer seve seve gideceğim bir yer yoksa asla erken kalkamıyorum. Kansızlık da yapıyor ama psikoloji bozukken de oluyor. Dahiliyeye bir gidin. Psikiyatriye gitseniz dikkat eksikliği için ilaç verir. Sonra sizi muhtemelen psikoloğa yönlendirir. Kendinizi çok aşağılamışsınız. Bunu aşmanız lazım. Daha fazla ilerlerse zorlaşır. Bunu kendinize yapmayın.

Ayrıca her zeka tipinde başarılı değil herkes. Mesela ben sözel özürlüsüyüm ama sayısalda iyiyim. Sözelim son yıllarda biraz düzeldi, normal seviyeye gelmiş olabilir. O da bilimsel yayın için mecbur kaldığımdan diye düşünüyorum. Dil öğrenmek bana zor gelmiyor mesela ama ilk başladığım zaman çok zorlanıyorum, itiraf edeyim. Alfabeyi bile 2 haftada anca öğrenebilmişliğim var. Pes etmediğimden sonrasında bir bakmışım hoş geldin yeni dil :KK9:

Ben de birkaç ay öncesine kadar kendimi birileriyle kıyaslayıp aşağılıyordum. Yaşadıklarımın detayını yazmayacağım ama berbat şeyler yaşadım. Okuldaki hocaların aşağılaması lisansüstünde daha barizdi. Ayrımcılık çok görüyordum, ön yargıyla yaklaşıyorlardı bana karşı. İlkin abarttığımı düşündüm ama bunu sözel olarak dile getiren hocalar oldu. Gittikçe kendimi küçümsedim. Herkes yetenekliydi, iyi yerlere geliyorlardı, mutlu dolu anlarını paylaşıp duruyorlardı (paylaşımlarını görmemek için hikayelerini sessize aldım), ekşisözlüğe bakarsak (sanal alem olunca patır patır dile getiriliyor ama düşününce herkes böyle de değil. Kendileri de gerçek hayatta tipinden başarısızlık akan tiplerdir büyük ihtimalle) oo hooo zaten. O yetenek abidesi diye düşündüklerimden daha iyi olduğum dile getirilince ve eski zamanlarda da beraber çalıştıklarımın yapamadıkları halde yapmış gibi kendilerini lanse ettiklerini görünce ordinary kendine gel dediler ve ben de dedim. Kadro bulan arkadaşlarımın kadroya giriş öykülerini de biliyordum. Onlarınki başarı değildi. Velev ki olsun, ben niye kıyaslıyorum ki kendimi başkalarıyla? Herkesin kapasitesi, verdiği emekler farklı. Ayrıca anladım ki atılgan olan işi götürüyor. Sonra karar aldım. Kendimi geliştirebildiğim kadar geliştireyim, emek verdikçe karşılığını alırım. Bir yere gelemesem de pes etmediğim ve verdiğim emekler için kendimle gurur duyarım.

Bilmiyorum okur musunuz ama okursanız ki cümlelerimin düzensizliğini ve berbatlığını göreceksiniz. Vallahi siz güzel ifade etmişsiniz kendinizi :KK70:Aynı ilde olduğumuzu bilsem sizinle yüzyüze konuşmak isterdim. Buraya yazmak bana zor geliyor.

Yuh bana yaa, çok uzun olmuş. Paylaşınca fark ettim :kızgın:
 
Yaklaşık olarak neredeyse ben, ama açıkçası ben kendimi daha üstün görmeye meyilliyim diğer insanlar aynı kalıptan çıktıkları için benim onlarla anlaşamadığım görüşündeyim. 😄Ayrıca sürekli çok yorgunum ,patates,elma kabuğu soymayı beceremiyordum, bu halimle evlendim, şimdi kötü de olsa soyuyorum ve yine bıçağı düzgün tutamıyorum olsun sonuçta o yemek oluyor. Yemek yapamama nedeni de ya tarif doğru değildir ya da yeni yemek yapmayı denemişsindir ya da aşırı üşengeçlik ve yorgunluk. olmaması çok normal.
Ve kendimi hasta hissettiğimde dünyanın sonu gelmiş ve hiçbirşeyi beceremeyecekmiş gibi hissediyorum, sonra geçiyor, inişli çıkışlı devam ediyor

Başörtü meselesine gelince bulunduğumuz yerde herkes her haliyle eleştiriliyor, tek o noktaya özgü bir şey olduğunu düşünmüyorum, benim bulunduğum yerde de açık kişilere dönüp çok bakılıyordu ama şimdi eskisi gibi değil herkes normal, bu kadar abartılı bir boyutta ayrışma kaldığını düşünmüyorum
 
Siz de güzel yazmışsınız, size de cevap vereyim. Yoruma kapalı olma sebebimi en başta yazmıştım zaten. Benim durumumda yapılacak bir şey yok ki. İçsel olarak çevremdeki insanlardan çok daha gerideyim, şanssızım. Genetik piyango bu. Zeka seviyemin onlar kadar parlak olmaması, onlar kadar disiplinli olamam, onlar kadar hayatı sevmemem. Bunların hiçbirisini ben istemedim ki. Ben de çok araştırdım daha zeki, daha disiplinli birisi olmanın yollarını; sabahları erken kalkmayı. Ama hepsinin sonunda hüsran oldu. Başaramadım, başaramadığım gibi başaranların sevinçlerine de şahit oldum. Şimdi diyeceksiniz ki size ne başkalarının başardıklarından; ama insan toplumsal bir canlı. Kendini kendi benzerleri ile kıyaslayarak yerini tayin ediyor, bir sınavda en kötü puanı alan öğrencinin kendini aptal hissetmemesi mümkün mü? Bence değil.

Bir diğer ifadeniz de neden twitter'ı okuyorsun, oradaki şeyleri ciddiye alıyorsun idi. Gerçek hayatta insanlarla bağım yok ki, ben de mecburen sanal hayattaki insanlarla iletişim kuruyorum. Çevremdeki beni tanımayan insanları ben çok iyi tanıyorum, güncel tabirle stalker'ım yani. Onların sosyal medya hesaplarına, beğenilerine baktığımda hep benimle ters ve hatta benim gibi insanlarla alay eden beğenilerini, paylaşımlarını görüyorum. Bu da daha da ezikliğimi tasdiklemiş oluyor, benimle dalga geçen insanların hep başarılı kimseler olması. Benle sorunu olmayanların sıradan insanlar olması tesadüf mü? Bence değil. Demek ki ,başta da belirttiğim gibi, ben başarı için uygun insan tipi değilim. Başarılıların arasına yakışan birisi değilim. Size acımasız gelebilir, belki de gelmez ama düşüncem bu. Sosyal medyada okuduklarım da bunun paralelinde.

Sizin şahsınıza mı hakaret ediyorlar demişsiniz, insanlar diğer insanları kalıp olarak ayırmıyorlar mı? Benim gördüğüm hep bu oldu. Aynısının bana da yönelik olacağı açık değil mi? İşin üzücü yani, genelde bu benim karşıtım olan insanların hepsi benden daha akıllı, daha başarılı. Gülüyorlar, eğleniyorlar, başarıyorlar arada da benim gibilerle alay edip stres atıyorlar. Gördüğüm bu, olanlar bu, gerçek bu... Bu durumda benim hissettiklerim normal değil mi?
Yahu biri sizinle alay ediyo diye insan hayatını karartır mı? Kapalıyım diyosun niye kapalı olduğunu bilecek ve onun ağırlığını kaldırıp kendini savunacak gücün yoksa aç kafanı. Hayatta herkes birileriyle alay ediyor seni bağlamasın. Sen nite birileri alay ediyomuş diye intiharı fln düşünüyorsun? Aç kuran oku alaycılarla ilgili yazılanlar ilk ayetler zaten. Yani bi insan ezik pasif olurda sizin ki tercih gibi geldi.
 
10 aydır anneyim. Ve bi evlat sahibi olmak dünyanın en mükemmel ve de -hem fiziken hem zihnen- en yorucu durumu. O yüzden annenin seni emzirmek için kolunun uyuştuğu tek bir an bile varsa (ki daha fazlası olduğuna eminim) ona bunu yapma. Hiç bir anne ilmek ilmek dokuduğu evladının böyle bir yetişkin olmasını istemez. Kendine gel. Önce kendine sonra da annene -ailene- saygından ötürü silkelen toparlan! Çünkü mecbursun!
 
Aç başinu çik sosyalles acilirsin belki. Siyasi yapmicam deyip durmussun ama asil mevzu kendin. Bende sıkıcı bi insanim ama elden bsey gelmez
 
Anladigim kadariyla universiteye gidiyorsunuz. Universitede derslerde basari saglamak icin cok ve duzenli calismak gerekiyor. 12 saat uyursaniz sinifta kalirsiniz direkt. Orda derste herseyi anlayan tipler derste islenecek konulari onceden tekrar ediyorlar ya da bakiyorlar. O yuzden daha kolay kavriyorlar. Bazi insanlar daha dikkatli dinleyici de olabilir. Bu sizden zeki olduklarini gostermez. Ama sizin yaslarda cogu universite ogrencisi zekasiyla hava atmaya bayilir ve gercekleri saklar. Hic calismadim en yuksek notu aldim vs gibi seyler derler. Hepsi yalan. Eger sizden cok daha zeki olsalardi sizinle ayni odada (sinifta) olmazlardi. Hersey sizin elinizde. Calisirsaniz onlari gececeginizi dusunuyorum. Arkadaslik icin de kendinize benzer bir iki kisi bulun yeter. Anksiyete ilaci alabilirsiniz, sosyal ortamlara karsi bir korkunuz varsa onu yener daha rahat iletisim kurarsiniz.
 
Herkese merhaba, bu forumdaki ilk yazım ve muhtemelen bu konu dışında başka yazım olmayacak, maksadım biraz iç dökmek biraz da yaşadıklarımı ve hissettiklerimi anlatmak. Benim durumumdaki biri için yapılacak pek bir şey yok, çözüm yolu yok, bunu biliyorum ama sonuçta insan doğası; içimdeki sürekli canımı sıkan şeyleri aktarmak istiyorum.

Konuya nereden başlasam bilemiyorum, hayatımda olumlu olan hiç bir şey yok ki onunla mukayese edip size derdimi anlatayım. Sadece olumsuzluklar var. İnsanları köşeden seyredip onlara özenen, hayaller aleminde yaşayan, cümle kurmayı bile beceremeyen birisiyim ben. Bu satırları bile kırk defa düşünerek, acaba düzgün cümle nasıl kurulur diye kafa patlatarak yazıyorum. Ne yapayım, düşük zekalıyım. Bunu kabul etmek çok güç ama öyle. Öğrencilik hayatımda bir kez olsun dersi derste anlayamadım, başkalarının anında anlayıp hocalara sorular sorduğu konuları evde 2-3 kez çalışır yine de onların derste öğrendikleri seviyeye gelemezdim. Zaten dikkat denen şeyden eser yoktur bende, bıraksalar her gün 12 saat uyurum. Erken uyanmayı asla beceremem, defalarca alarm kapatır geri yatarım, sonra öğle vakti kalkar neden erken kalkmadım diye kahrolur, kendimden ve hayattan nefret ederim. Biliyorum belki size çok komik gelir, özellikle burada büyük şeyler başarmış, iyi meslek sahibi olmuş insanlara, disiplinli insanlara komik gelir. Ama ben hayatımda hiçbir şey başaramadım, neye elimi attıysam heves ettiysem hayal kırıklığı ile sonuçlandı.

Hayatımda hiç samimi arkadaşım olmadı, arada bir beni arayıp kendi dertlerini bana anlatan, benim ne anlattığımı önemsemeyen, benim yaşam tarzımla alay edenleri saymazsak tabii. Arkadaş edinmem mümkün değil zaten, dediğim gibi geri zekalı bir insanım. Size bir insanın kendini böyle adlandırması komik gelebilir ama öyle. Asla ikili diyalog kuramam, sesim titrer, cümleleri yutarım. Ses tonum berbattır zaten. Kiminle konuşsam iki-üç dakika sonra suratında mide bulanmasına yakın bir acıma duygusu görürüm yüzlerinde bana karşı. Haksız da sayılmazlar, ben de sevmiyorum kendimi.

Başka insanlara karşı böyle hissetmem tesadüf değil tabii, giyim tarzımın da etkisi var, başörtü takıyorum. Hal böyle olunca zaten insanların büyük çoğunluğu size düşman oluyor, hele ki büyükşehirlerde, hele ki eğitim seviyesi yüksek yerlerde. Kural panosunda dini/siyasi şeyler yasaktır yazdığı için ancak bu kadarını söyleyebiliyorum, ama bununla ilgili yaşadığım o kadar kötü anım var ki... En basitinden gece yarılarına kadar twitter'da, ekşi sözlük'te insanların tesettürlü insanlara hakaret ettikleri, dalga geçtikleri paylaşımları okuduğumu, berbat bir moral bozukluğu ile ağlamaklı ama asla ağlayamayan, eziklik hissini dibine kadar yaşarken uyumaya çalıştığımı çok bilirim. Kural ihlali olmasın diye bu sorunumu burada kesiyorum, hayatımda hep kurallara riayet eden birisi oldum zaten. Ama karşılığında insanlar bana karşı her türlü kuralı ihlal edip beni ezdiler. Doğanın kanunu bir yerde bu, ne yapayım ben de buyum. Yenilen, ezilen kaybeden kişiyim. Çocukken de böyleydim, büyüdüm yetişkin oldum hala böyleyim.

El becerim de berbattır benim, kaç yaşıma geldim mutfakta bir patates soyamam, yemek yapmaya kalksam her tarafı batırırım. Elimin ayarı yok, ayarı olsa zaten kafamın içinde akıl yok. 7/24 uykulu gezerim, günde 12 saat uyumuş olsam bile. Ne yapacağımı unuturum, bir şeyler yapmaya kalksam asla hayal ettiğimi yapamam.

Başarılı insanların hayatına baktığımda yaşam tarzları, oturup kalkmaları, konuştukları güldükleri şeyler, yedikleri içtikleri, dini ve sosyal görüşleri, aile tarzları, okudukları, gezdikleri, izledikleri hep benim zıttım olan şeyler. Benim gibi olup başarılı olan, sevilen-sayılan bir insan görmedim ki şimdiye kadar. Ben nasıl kabul göreyim ki toplumda? Eğri cetvelden doğru çizgi çıkar mı? Benim DNA'm da var eziklik.

Çok çabaladım kendimi geliştirmek için, yabancı dil öğrenmeye çalıştım, erken kalkmaya çalıştım, düzenli birisi olmaya, akademik başarısı olan biri olmaya hep çabaladım ama hepsi hüsran oldu. Benimle aynı zamanda başlayanları bırakın benden geç başlayanlar bile beni solladı geçti, düşük zekalı, başarısız, disiplinsiz biri olduğumu her seferinde yüzüme vurdu.

Çok yazdım belki ama hep dolap beygiri gibi aynı şeyin etrafında döndüm, bu da ne demektir bilemem. Ben orta okulda okurken öğretmenim verdiğim cevapla dalga geçmek için söylemişti bunu bana. O gündür dilime pelesenk oldu, ben de kullanır dururum. Bir de bu huyum var, doğru düzgün cümle kuramam asla kendi kendime, başkalarının taklitçisiyimdir. Hep de alay konusu olmuştur bu yönüm. Ne yapayım...

Hayatta bana karşı bir şey kalmadı artık, başarılı olamayacağımı kabul ediyorum, düşük zekalı olduğumu kabul ediyorum, ezik olduğumu kabul ediyorum, olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasında uçurum var. Kapanmayacak bir uçurum. Hayatıma son versem diye düşünür dururum sürekli ama onu bile beceremem ki ben. Keşke bir gün uyuyup bir daha uyanmasam. İnanın hem benim en iyisi olur hem de kimse eksiğimi hissetmez. Zaten hayatta bir başarım yok, hayata ne koymuşum ki ne geri alayım.

Bu konuya da gelecek cevapları az çok tahmin ediyorum. Bir kesim abarttığımı söyleyecekler, bir kesim mağdur edebiyatı vs., bir kesim genel geçer tavsiyeler. Ama günün sonunda ben gene işe yaramaz, başarısız, ezik, yıkık birisi olarak kalacağım. En başta da yazdım ya, ne yapayım kaderim bu benim. Çirkinim, tipsizim, düşük zekalıyım, maddi durumum yok, arkadaşım yok, fikrim felsefem yok, hayatta amacım yok. Ne yapayım... Berbat bir hayatım var. Son sözüm de bu olsun. Sadece içimdeki yazmak istedim ama yazınca daha kötü oldum, halbuki rahatlarım sanmıştım :KK43:((
Sana katılmıyorum, bu yazıları yazan ve kendini böyle ifade edebilen bir insan bahsettiği kadar beceriksiz ve gerizekalı değildir tabiki, kendine güven ve kendinden özür dile bunları acımasızca söylediğin için..
 
Bağlaç bilgisi-kullanımı güzel, virgül kullanılmış (insanlar pek virgül kullanmıyorlar biliyor musun?), imla noktalamada okuyuşu bozacak, rahatsız edecek türden bir eksiklik/hata yok. Bunu da niye yazıyorum, iki kelimeyi bir araya getirip yazamayan bilmem ne üni. mezunu ne tipler, kendilerine bu söylendiğinde dahi "Sen TDK mısın sana ne gayet iyi yazıyorum!" filan diye ukalalık taslayacak özgüvendeler de sen anadilinde ifade için ne kadar yeterli bir yazımda, aktarımda olduğunun güvenini bile yaşayamıyorsun.

Konu gerçekse, üzücü.
TDK mısın diye cırlayan cahillerin, cehaletten ötürü bilmedikleri bir diğer konu da kendi dilini doğru kullanmanın ciddi bir algı gücü, zeka, disiplin göstergesi olduğudur. Konu sahibinin düşük zekalı olduğuna ihtimal dahi vermedim okurken.
 
Çok güzel
Sizin yazınıza göre ben daha düşük zekalıyım :confused: Halbuki hem kendimi zeki görürdüm hem de çevremdekiler öyle derdi.

Öncesinde belirteyim ki gayet de güzel bir şekilde kendinizi ifade etmişsiniz. Ben bunu bile beceremiyorum :110: Çalışkanmışsınız da.Aziz Sancar bile başarısını çalışkanlığına bağlıyor. Zeki olmadığını belirtiyor. Siz çalışkanmışsınız. Bu yönünüz bir avantaj ki zeki olmadığınızı siz varsayıyorsunuz. Böyle de olmayabilir.

Mutfakla içli dışlı olmadıysanız el becerinizin iyi olmaması normal. Önceden biri bana direktif verirdi. Yemeği karıştırırdım, suyu koyardım vs. 26 yaşındayken aşçılık kursuna gittim çünkü mutfak özürlüsüydüm. Aşmam lazımdı. Gözümde çok büyütüyordum. Elim zaten ağırdı ki hala ağır. Kursta gördüm ki yemekle içli dışlı olan yemeği baştan savma yapıyor, olmayanlar da ocağı bile açmasını bilmiyor. Ben bile daha güzel kavurabiliyormuşum, karıştırabiliyormuşum yemeği :KK70: Arada mutfağa girince mıy mıy yapıyorum, elimde de kesikler oluşabiliyor.
Siz de yazılın bir kursa, halk eğitim veya belediye kursları ücretsiz. Sadece malzeme parası veriliyor. Depresif bir dönemimde gitmiştim ben. Sosyalleşince ve kafa dağıtınca iyi gelmişti.

Üniversitede küçümsemeler çok oluyor, yarış ortamı sonuçta. Mezun olunca hepiniz rakip olacaksınız. Hele o zaman siz görün. En yakın sanılan arkadaşlar bile selamı kesiyorlar :KK70:

Dikkate gelirsek ben de dikkatimi toparlayamıyorum. Bu yüzden de derste bir şey anlayamıyorum çoğu zaman. Bazen ders anlatış şekli de anlayamamamı sağlıyor. Dikkat dağınıklığı yanında öğrenmede de sıkıntılar yaşıyorum arada ama konuyu bir anlayınca kalıcı yer ediniyor. Diğerlerinden daha iyi kavramış oluyorum. Misal ben bir dersten 60 almışsam arkadaşlarım 90 alırdı. O konuyu bilmezdi ama ben konuya hakim olurdum. Yazılılarda yüksek alamıyordum. Ya soruyu anlayamıyordum ya da bildiklerimi ifade edemiyordum. Benim kafa da böyle çalışıyor, o yüzden kendimi böyle kabul ettim. Sadece sözel ifadesi iyi olan veya ezberi kuvvetli arkadaşlarım iyi puanlar aldığında ve o dersle ilgili birkaç hafta sonra bile bir şey söylediğimde ben o konuyu hatırlamıyorum dediklerinde not kıyaslamayı bıraktım artık.
Bunun için vaktinde psikiyatriye gitsem bu kadar sürünmezdim büyük ihtimalle. Boşuna işkence çektim. Çalışkan değilim de. Sınav anına kadar konuları yetiştirdiğim dersler sayılıdır. En fazla üçtür. O derece berbatım.

Sosyal çevrenizi değiştirin. Lise veya mahalleden arkadaşlarınız varsa onlarla görüşün. İlla çok yakın değilsiniz diye arkadaşım yok gibi düşünmeyin. Benim çevrem çoktu, çok yakın arkadaşımın sayısı beşi geçmez. Karakterim kaynaklı bu biraz da.
Üniversitedekilerle olmadı selamlaşın sadece, normal seviyede ilerleyin. Hangi bölüm ve üniversitede okuyorsunuz bilmiyorum ama bazı yerlerde belli kesimlerin ağırlığı oluyor. Azınlıkta kalanlar baskı hissediyor. Milletin siyasi ve dini görüşlerini araştırmayın. Herkes aynı fikirde olmak zorunda değil. Dile getiriliyorsa ve saygısızlık yapılıyorsa muhatap olmayın.

Moraliniz bozuk olduğu için uzun süre uyumanız da normal. Ben de eğer seve seve gideceğim bir yer yoksa asla erken kalkamıyorum. Kansızlık da yapıyor ama psikoloji bozukken de oluyor. Dahiliyeye bir gidin. Psikiyatriye gitseniz dikkat eksikliği için ilaç verir. Sonra sizi muhtemelen psikoloğa yönlendirir. Kendinizi çok aşağılamışsınız. Bunu aşmanız lazım. Daha fazla ilerlerse zorlaşır. Bunu kendinize yapmayın.

Ayrıca her zeka tipinde başarılı değil herkes. Mesela ben sözel özürlüsüyüm ama sayısalda iyiyim. Sözelim son yıllarda biraz düzeldi, normal seviyeye gelmiş olabilir. O da bilimsel yayın için mecbur kaldığımdan diye düşünüyorum. Dil öğrenmek bana zor gelmiyor mesela ama ilk başladığım zaman çok zorlanıyorum, itiraf edeyim. Alfabeyi bile 2 haftada anca öğrenebilmişliğim var. Pes etmediğimden sonrasında bir bakmışım hoş geldin yeni dil :KK9:

Ben de birkaç ay öncesine kadar kendimi birileriyle kıyaslayıp aşağılıyordum. Yaşadıklarımın detayını yazmayacağım ama berbat şeyler yaşadım. Okuldaki hocaların aşağılaması lisansüstünde daha barizdi. Ayrımcılık çok görüyordum, ön yargıyla yaklaşıyorlardı bana karşı. İlkin abarttığımı düşündüm ama bunu sözel olarak dile getiren hocalar oldu. Gittikçe kendimi küçümsedim. Herkes yetenekliydi, iyi yerlere geliyorlardı, mutlu dolu anlarını paylaşıp duruyorlardı (paylaşımlarını görmemek için hikayelerini sessize aldım), ekşisözlüğe bakarsak (sanal alem olunca patır patır dile getiriliyor ama düşününce herkes böyle de değil. Kendileri de gerçek hayatta tipinden başarısızlık akan tiplerdir büyük ihtimalle) oo hooo zaten. O yetenek abidesi diye düşündüklerimden daha iyi olduğum dile getirilince ve eski zamanlarda da beraber çalıştıklarımın yapamadıkları halde yapmış gibi kendilerini lanse ettiklerini görünce ordinary kendine gel dediler ve ben de dedim. Kadro bulan arkadaşlarımın kadroya giriş öykülerini de biliyordum. Onlarınki başarı değildi. Velev ki olsun, ben niye kıyaslıyorum ki kendimi başkalarıyla? Herkesin kapasitesi, verdiği emekler farklı. Ayrıca anladım ki atılgan olan işi götürüyor. Sonra karar aldım. Kendimi geliştirebildiğim kadar geliştireyim, emek verdikçe karşılığını alırım. Bir yere gelemesem de pes etmediğim ve verdiğim emekler için kendimle gurur duyarım.

Bilmiyorum okur musunuz ama okursanız ki cümlelerimin düzensizliğini ve berbatlığını göreceksiniz. Vallahi siz güzel ifade etmişsiniz kendinizi :KK70:Aynı ilde olduğumuzu bilsem sizinle yüzyüze konuşmak isterdim. Buraya yazmak bana zor geliyor.

Yuh bana yaa, çok uzun olmuş. Paylaşınca fark ettim :kızgın:
Çok güzel yazmışsınız, teşekkürler...
 
Konu gerçek değil bence.Egonuzu parlatmak için mi yazdınız?
Uydurma olduğunu düşündüğünüz bir konuya neden yazıyorsunuz anlayamıyorum... İlk başta böyle yazanları önemsememiştim ama gerçekten çok kişi böyle yazdı. Benimle dalga geçenlere alışığım ama, duygularımı uydurduğumu iddia edenleri de ilk kez görüyorum.

Aç başinu çik sosyalles acilirsin belki. Siyasi yapmicam deyip durmussun ama asil mevzu kendin. Bende sıkıcı bi insanim ama elden bsey gelmez
Buna verecek cevap bulamadım, ne diyeyim ki, bir şey diyemiyorum artık. Her halükarda suçlu çıkarılıyorum :KK43:((
 
Psikolojik destek alın bence burada ne kadar yapıcı şeyler yazılsa da ikna olmuyorsunuz. Muhtemelen çocukluktan gelen bir hassaslığınız var en iyisi terapi yardımı almak.
 
Bende pek zeki değilim düşününce. Örneğin iyi bir lise kazandım ama sınıfta kaldım 😂 üniversiteyi 7 senede zorla bitirdim 😂 bitirir bitirmez evlendim o evliliği de 1,5 senede bitirdim 😂 hiç aktif bir çalışma hayatım olmadi, 30 yaşındayım 🙄 yani zeki değilim, ortalama bir güzelliğe sahibim. Sosyal çevrem hiç yok. Ama kendime hiç kıyamam ya. Nasıl kendinize kıyabiliyorsunuz anlamam. Hayır ben kendime böyle davranırsam eller neler yapmaz? Napayım yani, yapamiyorsam yapamıyorum. Tekrar tekrar denerim, zaten hayat bu değil mi 😊
 
Bence sorunun zeka değil özgüven ile ilgili ve başörtülü kısmına pek katılamıyorum bu ülkede emin ol başın açık olunca da
sorun yaşıyorsun özellikle son 20 yılda.
 
Uydurma olduğunu düşündüğünüz bir konuya neden yazıyorsunuz anlayamıyorum... İlk başta böyle yazanları önemsememiştim ama gerçekten çok kişi böyle yazdı. Benimle dalga geçenlere alışığım ama, duygularımı uydurduğumu iddia edenleri de ilk kez görüyorum.

Çünkü neden yazmayayım?Çizdiğiniz profille anlattıklarınız arasında uyuşmazlık var
 
X