Bu berbat düzene nasıl ayak uyduracağım, değiştirmem gereken şeyler neler?

Herkese merhabalar,
Tavsiyelerinize çok ihtiyacım var. Biraz uzun olabilir ama özellikle insan ilişkilerinden iş hayatından iyi anlayan arkadaşlarımın tavsiyelerine ihtiyacım var. Umarım kendimi anlatabilirim. Psikolojik destek almayı düşündüğüm bir noktaya geldim ve sık sık kendimi sorgularken buluyorum bu aralar. Yeni atanmış bir matematik öğretmeniyim. Ve baya imkanları eksik bir ilçede o ilçenin de en kötü okulunda öğretmenim. Kısım kısım gideyim.

Öncelikle öğrencilerden bahsedeyim.
Çocukların dilleri farklı. Matematikleri de berbat tabi. Ben bu denli berbat olabileceğini düşünmezdim hiç ama 7. Sınıf öğrencisinde çarpım tablosu yok öyle düşünün. Ki bu sınıfın yüzde 70 inde yaşadığım bir problem. Neyse bir şekilde dersi ilerletiyorum. Allah içimi biliyor aşırı çabalıyorum. Okul içi ve dışı evde de emek veriyorum. Derste beş dakika anca masaya oturuyorumdur, hep tahtada aktif anlatıyorum. Ama son dönemde yanlış yaptığımı düşünmeye başladım.

Şöyle ki çocukların matematiklerinde asla dişe dokunur ilerleme yok. Kimse eve gidip çalışmıyor zaten. Ha matematikte şu an yeni nesil soruları zaten test çözmeyen de yapamaz. Bütün bu uğraş çaba boş yani. Ve bana çevredeki öğretmenlerin hepsi yanlış yaptığımı ve bu kadar takmamamı söyleyip duruyor. Ki haklılık payları da var. Geçen yıl hiç ders işlemeyen matematikte film açan hocayı anlatırken gözlerinin içi parlıyor görseniz. Ben de film açsam işime gelir ama ders işlememek içime sinmez. Beni de severler bu arada ama dersimi severler mi bilemiyorum. Ben çok fazla yıprandım. İş milleti bir yoruyorsa o okul beni eve döndüğümde 10 yoruyor. Döner dönmez yatıyorum ve sadece uyuyorum. Sizin burada bende gördüğünüz yanlış ve tavsiyeleriniz var mı acaba?

Bir diğeri de okul ortamı ve idareciler.
Diğer öğretmenlerde inanılmaz bir gruplaşma ve en ufak bir hatada gidip idareciye şikayet etme var mesela. Şok oluyorum. Hata dediğim de insanlık halinden olan dişe dokunmayan şeyler ya da asla yanlış olmayan ama abartılan şeylerle şikayete gidiliyor. Sırf ben okul ortamını sevmesem sorun bende derim ama her yeni gelen hatta herkes şikayetçi. Ki istifa etmeyi düşünmüşler ilk geldiklerinde, benim de aklımdan geçti. Atanmak kolay değildi diyorum ve sadece şu berbat düzene ayak uydurmaya çalışıyorum ama görünmez olsam bile yine de bir sorun bulmayı başarıyorlar. O ilçeden olanlara tavır daha farklı biz dışardan gelenlere daha farklı. Kadın olduğunuz için zaten bir yapamazsınız tavrı var. Ben çocuklara sert davranmıyorum. Ha diğerleri tahmininizin ötesinde sertler. Her anlamda. Çocuklar da buna alışmış bunu bekliyor.

Beni bu okul ve meslek o kadar yıpratıyor ki şu an sevgilime vakit ayıramaz oldum. Ailemi görmeye geldim şu an ama tahammülüm o kadar azalmış ki her şeye saçma sapan öfke patlamalarım olmaya başlamış. Şu an ciddi ciddi tek istediğim gün boyu evimde uyumak. Zevk aldığım bir şey kalmadı pek. İleriye dair hayalim de. Şu an bir çeşit tükenmişlik sendromu ya da depresyon yaşadığımı düşünüp psikolojik destek almaya karar verdim. Sizin de önerilerinizi merak ediyorum. Umarım sizi sıkmamışımdır.
Bence müfredata ayak uydurmaya çalışmayın, çocukların seviyesi müfredatın çok altında. Bence öncelikle çocukların dört işlem becerilerini geliştirmeye çalışın, ve bunu yaparken olabildiğince somutlaştirin, oyunlaştirarak öğretmeye çalışın. Çocukların temeli oluştuğunda onun bir üst konusu müfredatta hangi konuysa onu çook basit şekilde verebilirsiniz.
 
Bence müfredata ayak uydurmaya çalışmayın, çocukların seviyesi müfredatın çok altında. Bence öncelikle çocukların dört işlem becerilerini geliştirmeye çalışın, ve bunu yaparken olabildiğince somutlaştirin, oyunlaştirarak öğretmeye çalışın. Çocukların temeli oluştuğunda onun bir üst konusu müfredatta hangi konuysa onu çook basit şekilde verebilirsiniz.
Ama islemesi gereken konular, yapmasi gereken sinavlar var. Napicak nasil yapicak?
 
Ya cidden aşırı sinir bozucular. Böyle kötü insanlarla uğraşmak zorunda kalmak çok yıpratıyor. Nasıl baş edeceğimi bilmiyorum. Getçekten senin yorumlarını çok görüyorum forumda. İnsanlarla baş etmesini bilen biri olarak tanımlarım seni. Bunlarla nasıl baş edebilirim bana fikir verir misin? Ben fazla yumuşak başlıyım sanırım ve ilk yıldan çok zorluyor. Mesleği mi bıraksam diyorum ciddili.

Bu köklü sayılarla ilgili olayda da çok haklısın. Yapılması gereken bu kesinlikle. Ama öbür yeni atanan fen öğretmeni arkadaşımın başına geleni anlatayım. Kız bir sınıfta konuları işlemiş. Defterde yazıyor her şey. Ortak sınavda sorular zor olunca çocuklar biz işlemedik bunları demişler. Öbür zümrenin de bence işine gelmiş idareci duymuş. Arkadaşımı aramış idareci ve işlememişsiniz diye sertçe konuşmuş. Kız da defterlerini açın bakın demiş. Ama inandıramıyorsun da adamları işte. Kızın adı konu işlemeyene çıktı. Ben şimdi kazanımı bıraksam bana işlemedin diye yüklenecekler. 6 larda çareyi şunda buldum. Sınıfta çarpım tablosunu bilen bir kişi olunca önce onu öğreteyim dedim. Ama yandan da anlamayacaklarını bile bile formalite icabı çarpanlar ve katlar anlatıyorum. O durumda açın defterlerini bakın derim diye. Hazırbulunuşluk sınavı da yaptım hepsine ilk geldiğimde zaten. Her anlamda kendimi garantiye almaya çalışıyorum şu lanet okulda
İdarenin bu konuda öğretmene değil de öğrenciye inanıp öğretmeni azarlaması hayret doğrusu!

Çocuklar bir konuyu tekrar etmezse 2-3 günde tamamen unutuyor zaten.


Bu arada sizin yaşadıklarınızı çoğu öğretmen yaşıyor ne yazık ki. O yüzden tek olmadığını bilin. Belki bunu bilmek sizi bir nebze rahatlatır. :)
 
Ama islemesi gereken konular, yapmasi gereken sinavlar var. Napicak nasil yapicak?
Onları da işlesin ama çok basit düzeyde işlesin. İdare vs sorarsa da öğrencilerin seviyesini söyler. Çünkü idare bu konuda anlayışsız bile olsa çocukların seviyesi ilkokul düzeyinde olduğu için öğretmen istese de o çocuklara müfredat konularının hepsini veremez.
 
Onları da işlesin ama çok basit düzeyde işlesin. İdare vs sorarsa da öğrencilerin seviyesini söyler. Çünkü idare bu konuda anlayışsız bile olsa çocukların seviyesi ilkokul düzeyinde olduğu için öğretmen istese de o çocuklara müfredat konularının hepsini veremez.
İdareciler bunu istemez, müfettişe kim laf anlatacak…
 
Herkese merhabalar,
Tavsiyelerinize çok ihtiyacım var. Biraz uzun olabilir ama özellikle insan ilişkilerinden iş hayatından iyi anlayan arkadaşlarımın tavsiyelerine ihtiyacım var. Umarım kendimi anlatabilirim. Psikolojik destek almayı düşündüğüm bir noktaya geldim ve sık sık kendimi sorgularken buluyorum bu aralar. Yeni atanmış bir matematik öğretmeniyim. Ve baya imkanları eksik bir ilçede o ilçenin de en kötü okulunda öğretmenim. Kısım kısım gideyim.

Öncelikle öğrencilerden bahsedeyim.
Çocukların dilleri farklı. Matematikleri de berbat tabi. Ben bu denli berbat olabileceğini düşünmezdim hiç ama 7. Sınıf öğrencisinde çarpım tablosu yok öyle düşünün. Ki bu sınıfın yüzde 70 inde yaşadığım bir problem. Neyse bir şekilde dersi ilerletiyorum. Allah içimi biliyor aşırı çabalıyorum. Okul içi ve dışı evde de emek veriyorum. Derste beş dakika anca masaya oturuyorumdur, hep tahtada aktif anlatıyorum. Ama son dönemde yanlış yaptığımı düşünmeye başladım.

Şöyle ki çocukların matematiklerinde asla dişe dokunur ilerleme yok. Kimse eve gidip çalışmıyor zaten. Ha matematikte şu an yeni nesil soruları zaten test çözmeyen de yapamaz. Bütün bu uğraş çaba boş yani. Ve bana çevredeki öğretmenlerin hepsi yanlış yaptığımı ve bu kadar takmamamı söyleyip duruyor. Ki haklılık payları da var. Geçen yıl hiç ders işlemeyen matematikte film açan hocayı anlatırken gözlerinin içi parlıyor görseniz. Ben de film açsam işime gelir ama ders işlememek içime sinmez. Beni de severler bu arada ama dersimi severler mi bilemiyorum. Ben çok fazla yıprandım. İş milleti bir yoruyorsa o okul beni eve döndüğümde 10 yoruyor. Döner dönmez yatıyorum ve sadece uyuyorum. Sizin burada bende gördüğünüz yanlış ve tavsiyeleriniz var mı acaba?

Bir diğeri de okul ortamı ve idareciler.
Diğer öğretmenlerde inanılmaz bir gruplaşma ve en ufak bir hatada gidip idareciye şikayet etme var mesela. Şok oluyorum. Hata dediğim de insanlık halinden olan dişe dokunmayan şeyler ya da asla yanlış olmayan ama abartılan şeylerle şikayete gidiliyor. Sırf ben okul ortamını sevmesem sorun bende derim ama her yeni gelen hatta herkes şikayetçi. Ki istifa etmeyi düşünmüşler ilk geldiklerinde, benim de aklımdan geçti. Atanmak kolay değildi diyorum ve sadece şu berbat düzene ayak uydurmaya çalışıyorum ama görünmez olsam bile yine de bir sorun bulmayı başarıyorlar. O ilçeden olanlara tavır daha farklı biz dışardan gelenlere daha farklı. Kadın olduğunuz için zaten bir yapamazsınız tavrı var. Ben çocuklara sert davranmıyorum. Ha diğerleri tahmininizin ötesinde sertler. Her anlamda. Çocuklar da buna alışmış bunu bekliyor.

Beni bu okul ve meslek o kadar yıpratıyor ki şu an sevgilime vakit ayıramaz oldum. Ailemi görmeye geldim şu an ama tahammülüm o kadar azalmış ki her şeye saçma sapan öfke patlamalarım olmaya başlamış. Şu an ciddi ciddi tek istediğim gün boyu evimde uyumak. Zevk aldığım bir şey kalmadı pek. İleriye dair hayalim de. Şu an bir çeşit tükenmişlik sendromu ya da depresyon yaşadığımı düşünüp psikolojik destek almaya karar verdim. Sizin de önerilerinizi merak ediyorum. Umarım sizi sıkmamışımdır.
Yanlışlarınızı sorup tavsiye istemişsiniz ama özellikle şikayet olayında hiçbir şey anlamadım sizi şikayet ettiler mi ne için ettiler ? Dil farklı dediğinize göre tahminim kürtçe konuşuyorlar ama sayıların dili zaten olmaz diye düşünüyorum bir adım siz gitseniz bir adım onları getirmeyi başarsanız ortak bir noktada buluşursunuz gibi geliyor sorunlarınızı daha detaylı anlatmanız mümkün mü
 
Hepinize yorumlarınız ve destekleriniz için çok teşekkür ederim💕 Tek tek etiketleyemedim ama tavsiyeleriniz, dahası size anlatmak ve anlaşılmak bile bana çok iyi geldi. Çok sağolun
Ödev olarak onların çok zorlanmayacagi ve mümkünse eglenceli odevler verebilirsiniz. Yapilan her ödeve bir sticker yapistirabilirsiniz, veya ogretmenler için kaşeler olur ( aferin, guzel odev vb yazili) onlardan bir tane alip eksiksiz ödevlere kaşe basabilirsiniz. Böylece hepsi olmasa da belki çoğu öğrenci derse karşı olumlu tutum geliştirir.
 
Benim gözümde 2 tane kutsal meslek var. Biri doktorluk, biri öğretmenlik. Doktorluk çünkü insanlara şifa veriyorlar. Öğretmenlik çünkü yeni nesli onlar yetiştiriyor. Benim annemde ilkokul öğretmeniydi. İşini öyle severek yapardı ki, çocuklarına göstermediği toleransı öğrencilerine gösterirdi. Emekliye ayrıldı. Her sene öğretmenler gününde eski öğrencileri arar, üzerlerinde ne kadar emekleri olduklarını söylerler.
Bu okulda mutlu değil iseniz ve imkanınız varsa başka yere atanmayı deneyin. Ama ben olsam bu çocukları gözden çıkarmazdım.
 
Bisey merak ediyorum sistemle ilgili. Diyelim yilda 5 sinav yapildi. Cocugun ortalamasi 10 uzerinden 2 ya da 3. Nasil geciriyosunuz o dersten?
 
Ben de kamudayim ogretmen degilim ama işim vatandasla o yuzden sizi çok iyi anlıyorum
Hatta tükenmişlik sendromu ile bas etmeye çalışıyorum bu konuda destek de aldım ve aslinda sorunun bende olmadığını psikologum bile söyledi ve hatta farkındalığınız cok yüksek, psikolojik esnekliginiz de iyi demisti. Ben zaten son raddede destek aldigim icin psikolog sadece uzman gorusu benim.icin
Maalesef bu ülkede üzülerek söylüyorum ki, idealist olmak insanı yipratan ve yoran bir şey
Siz isinizi layıkıyla yapmaya çalışırken, amir/sistem önünüze ket vuruyor.
Ben artik çözümü "işini yap geç"te buldum yoksa ben kendi kendimi yedigimle kaliyorum
Bu yolda ben tükendim ama kimseye bir sey olmuyor.
Öğretmen olmadigimdan dogru bir yonlendirme yapamam belki ama aklima cocuklara carpim tablosu hediye etmek geldi
Hatta haftada bir belki bu tablo üzerinden alistirmalar yapılabilir diye düşündüm
Haftasonu etüt/kurs acabiliyor musunuz belki acigi o sekilde kapatırsınız
Bizim zamanimizda da haftasonu kurslari olurdu, sirf takviye olsun diye giderdik ben bazı seyleri orada öğrenmişimdir mesela
Deprem bolgesinde bazi yerlerde hala gönüllü faaliyetler devam ediyor cocuklara bu kapsamda destek olabilirsiniz belki gönüllü olarak
İs ortamina gelince, aslinda is yeri gunumuzu gecirdigimiz bir yer olmasindan dolayi saglikli iliskiler kurmak hepimizin hakki ama maalesef insanlar oyle degiller. Ben ki iletisimi seven biriyimdir ama is yerinde kendi dunyamdayim, youtubeda videolar izliyorum ya da kitap okuyorum is olmadiginda. Bos bos oturmaktan iyidir diye düşünürüm.
Siz de odaginizi erkek arkadasiniza cevirebilirsiniz onu merkeze alin demiyorum tabii ama is yerinden sonra ozel hayatinizin da olduguna odaklanin benim mesela sevgilim de yok olsa belki bu kadar da yipranmazdim. Yine de farkinda olmak ve cozum aramak insani daha iyi hissettiriyor.
 
Süreciniz çok zor,umarım bir şekilde baş edebilirsiniz. Film izlemeyi seviyorlarsa sorulardan istediğiniz artışı yapan çok olursa ayda 1 film gibi etkinlikler düzenleyebilirsiniz.
Tabi ortamın değişmesi, çabalarınızın karşılığını görememeniz, beklentilerinizden farklı bir hayata geçiş yapmanız belki depresyona itmiş olabilir. Profesyonel bir destek alabilirsiniz.
 
Herkese merhabalar,
Tavsiyelerinize çok ihtiyacım var. Biraz uzun olabilir ama özellikle insan ilişkilerinden iş hayatından iyi anlayan arkadaşlarımın tavsiyelerine ihtiyacım var. Umarım kendimi anlatabilirim. Psikolojik destek almayı düşündüğüm bir noktaya geldim ve sık sık kendimi sorgularken buluyorum bu aralar. Yeni atanmış bir matematik öğretmeniyim. Ve baya imkanları eksik bir ilçede o ilçenin de en kötü okulunda öğretmenim. Kısım kısım gideyim.

Öncelikle öğrencilerden bahsedeyim.
Çocukların dilleri farklı. Matematikleri de berbat tabi. Ben bu denli berbat olabileceğini düşünmezdim hiç ama 7. Sınıf öğrencisinde çarpım tablosu yok öyle düşünün. Ki bu sınıfın yüzde 70 inde yaşadığım bir problem. Neyse bir şekilde dersi ilerletiyorum. Allah içimi biliyor aşırı çabalıyorum. Okul içi ve dışı evde de emek veriyorum. Derste beş dakika anca masaya oturuyorumdur, hep tahtada aktif anlatıyorum. Ama son dönemde yanlış yaptığımı düşünmeye başladım.

Şöyle ki çocukların matematiklerinde asla dişe dokunur ilerleme yok. Kimse eve gidip çalışmıyor zaten. Ha matematikte şu an yeni nesil soruları zaten test çözmeyen de yapamaz. Bütün bu uğraş çaba boş yani. Ve bana çevredeki öğretmenlerin hepsi yanlış yaptığımı ve bu kadar takmamamı söyleyip duruyor. Ki haklılık payları da var. Geçen yıl hiç ders işlemeyen matematikte film açan hocayı anlatırken gözlerinin içi parlıyor görseniz. Ben de film açsam işime gelir ama ders işlememek içime sinmez. Beni de severler bu arada ama dersimi severler mi bilemiyorum. Ben çok fazla yıprandım. İş milleti bir yoruyorsa o okul beni eve döndüğümde 10 yoruyor. Döner dönmez yatıyorum ve sadece uyuyorum. Sizin burada bende gördüğünüz yanlış ve tavsiyeleriniz var mı acaba?

Bir diğeri de okul ortamı ve idareciler.
Diğer öğretmenlerde inanılmaz bir gruplaşma ve en ufak bir hatada gidip idareciye şikayet etme var mesela. Şok oluyorum. Hata dediğim de insanlık halinden olan dişe dokunmayan şeyler ya da asla yanlış olmayan ama abartılan şeylerle şikayete gidiliyor. Sırf ben okul ortamını sevmesem sorun bende derim ama her yeni gelen hatta herkes şikayetçi. Ki istifa etmeyi düşünmüşler ilk geldiklerinde, benim de aklımdan geçti. Atanmak kolay değildi diyorum ve sadece şu berbat düzene ayak uydurmaya çalışıyorum ama görünmez olsam bile yine de bir sorun bulmayı başarıyorlar. O ilçeden olanlara tavır daha farklı biz dışardan gelenlere daha farklı. Kadın olduğunuz için zaten bir yapamazsınız tavrı var. Ben çocuklara sert davranmıyorum. Ha diğerleri tahmininizin ötesinde sertler. Her anlamda. Çocuklar da buna alışmış bunu bekliyor.

Beni bu okul ve meslek o kadar yıpratıyor ki şu an sevgilime vakit ayıramaz oldum. Ailemi görmeye geldim şu an ama tahammülüm o kadar azalmış ki her şeye saçma sapan öfke patlamalarım olmaya başlamış. Şu an ciddi ciddi tek istediğim gün boyu evimde uyumak. Zevk aldığım bir şey kalmadı pek. İleriye dair hayalim de. Şu an bir çeşit tükenmişlik sendromu ya da depresyon yaşadığımı düşünüp psikolojik destek almaya karar verdim. Sizin de önerilerinizi merak ediyorum. Umarım sizi sıkmamışımdır.
bu tür çocuklar meslek eğitimine gitmeli üniversiteye değil
 
X