+1
Ben de ilk boşandığım zamanlar erkeklere karşı epey ön yargılıydım. Şimdi düşüncem ve gözlemim şudur ki ataerkil düşüncenin baskın ve boşanmanın büyük bir sorun olduğu bir çevredeki boşanmalarda evet ekseriyetle erkek daha hatalı oluyor (%100 değil ekseriyetle). Çünkü kadın ayrılmak gibi sırtına yük bindirecek bir kararı hemen vermek istemiyor, bir süre oldurmaya çalışıyor. Erkeğin eli daha güçlü olabiliyor böyle durumlarda.
Ama memleket homojen bir toplumdan oluşmuyor. Ben mesela ne evlenmek ne de boşanmak konusunda bir toplum baskısının yaşanmadığı bir çevrede büyüdüm. Zaten evlilik yaşımız da yüksek, hatta bekar ölen de çok
Bi akrabam geçenlerde dördüncü evliliğini yaptı, kadın en fazla çayın yanında bir dedikodu malzemesi olmuştur onun dışında kimse şok olmadı yadırgamadı toplumdan soyutlamadı. Kendim de boşanmaya karar verene kadar fıtratım itibariyle muhasebe ve fedakarlık yaptım ama bunlar benimle ilgili şeylerdi, sevgi alışkanlık adına ne derseniz. Boşanırsam toplum baskısı yaşarım aman boşanmayayım demedim. Bana göre benim sebeplerim çok yerindeydi, saygısızlık, sindirme, psikolojik ve ekonomik şiddet gördüm. Ama eski eşimin ailesinin kültürü daha ataerkildi, onlara göre de ben başına buyruk, kocasına itaat etmeyen, inatlaşan, erkeğine sahip çıkmayan bir kadındım. Şimdi eski eşim kendi kültüründen biriyle tekrar evlendi ve muhtemelen evliliği yolundadır. Benimle evli olan adam karaktersizdi gerçekten de, bunu kendisi de bilirdi ve bir buçuk yıl hakkımı helal etmem için oradan buradan salça olmuştu bana. Ama insanlar hatalarından ders alabilir veya kendilerine daha uygun kişilerle uyumlu ilişkiler kurabilir. Benim eski eşim kurdu mesela, demek ki her boşanmış erkek kaka değilmiş. Ben de her erkeğe sorunlu diye bakmamayı öğrendim zamanla.
Zaman travmaların yarasını sardıkça ön yargılar da azalıyor.