Boşanmalı mıyım kararsızlığı…

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ayrıca siz kavga esnasında işin içine annenize de katip o da böyle dusuhyyur derseniz eşiniz de gidip sorar. Aileleri ilk dahil eden sizsiniz gibi duruyor.
Aslında eşim beni kaale almadığı için öyle demiştim. Yani benim dışımda, biri daha öyle düşünüyor , hani ‘artık bi benim dediğim şeyi duy’ gibi. Ve ben olsam eşim öyle bir şey yapmış olsaydı, eşime sorardım öncelikle, tutup da annene sorcam demezdim. Önce eşimle konuşurdum.
 
o zaman hadi kendinize gelin sakin olun ayrıntılarda boğulmayun ve kendinizi doğru eleştirip zarar vermeden 😍 eşinizi seviyorsanız çift terapisi al ve eşit şartlarda mısınız uzman gözüyle görün durumları .Değilseniz adaletli olup dengeleyin ,dengelemek için esnemelisiniz çünkü sabır bir yere kadar,sonra biz buna değişti diyoruz ama öyle değil gücü kalmıyor karşımızdaki insanın ,sizin durumunuz böyle duruma evriliyor doğru çabayı özveriyi göstermezseniz
Evet dikkate alıcam yorumunuzu, teşekkürler
 
Siz baya yormuş görünüyorsunuz eşinizi,sabır bitince dayanamamış.Brnim aile kavramım demişsin de evlilikte hep bana hep bana olmaz,senin aile kavramın kendin odaklı olmuş,uyumu öğreneceksiniz öncelikle.Her iki taraf da ben ben dememeli
Bence eskiden asıl düşüncelerini bastırıyormuş son zamanlarda salmış gitsin.konu sahibi de şaşırmış.
 
Sizin aile kavramınız sizi bağlar. evlendikten sonra sen ve eşiniz bir olmanız gerek. Aile kavramınız ıcınde adamı daraltmak boğmak eve hapsetmek mı var ki arkadaslarımla görüsmek ıstıyorum dıye sart sunmus. Haklı oldugunuz yanlar ıllakı vardır yenıde lohusasanız zaten cok normal ama sadece siz yönetmeye calısmıssınız olmamıs adam ısyan bayraklarını cekmiş gibi
 
Sizin aile kavramınız sizi bağlar. evlendikten sonra sen ve eşiniz bir olmanız gerek. Aile kavramınız ıcınde adamı daraltmak boğmak eve hapsetmek mı var ki arkadaslarımla görüsmek ıstıyorum dıye sart sunmus. Haklı oldugunuz yanlar ıllakı vardır yenıde lohusasanız zaten cok normal ama sadece siz yönetmeye calısmıssınız olmamıs adam ısyan bayraklarını cekmiş gibi
Evlenmeden önce sevgililik müessesesi kavramlarımızı, nası bir aile istediğimizi, beklentilerimizi anlamak için var olan bir durum değil mi. Biz sevgiliyken net olarak ben nası bir aile istediğimi anlatmıştım. O sırada buna karşı çıkmamıştı, kendisi de beni okeylemişti. Ve şimdiye kadar o doğrultuda ilerliyorduk, memnun görünüyordu. Adamı daralttığımın da farkında değildim. Kendisi de ikimizi aynı eve hapsetseler, hiç sıkılmam ben senle olmaktan diyen biriydi. Madem böyle bir evlilik istemiyordu onun aile kavramı daha farklıydı keşke bebekten önce bi şekilde söyleseydi. Hatta evlenmeden önce. Kızdığım üzüldüğüm anlamlandıramadığım noktalardan birisi bu aslında. Bana seçim yapma şansı vermedi belki de. Şimdi bu yeni düzen neden nerden çıktı anlamıyorum.
 
Normalde eşimin benim ailemle arası iyiydi. Hatta kavgadan sonra eşim benden çok babamla konuştu. Babam eşime arka çıktı, yeri geldi hal verdi anlattığı şeylere. Hatta babam ‘sen benim kafadasın, ama kızım benim kafada değil ‘ demiş. Yani bu süreçte babam ona da sırt çevirmedi, baba gibi yaklaşmaya çalıştı. Ama bir hafta önce babama eşimsiz yapamam diyen adamın , bir hafta içindeki değişimi babamı da çileden çıkardı. Her ne kadar eşime bişi belli etmese de, babamın da gözünden düştü eşim. Ve eskiden babamla araşan görüşen adam, sanki babamlar ona destek çıkmamış gibi artık aramıyor babamları. Bu da beni düşündürüyor tabi
Belli ki eşin sana ciddi anlamda kırılmış ve tavır almış. Devam edeceksen bunları çözmeniz lazım.
 
Okuduğum herşey boş şu cümleden sonra .. ''artık seni sevmiyorum ve sana tahammülüm kalmadı ''.. herseyin sebebi bu işte açık yüreklilikle size söylemiş neyin çabasını veriyorsunuz .. sevgi yoksa acıma olmaz düşünme olmaz tolere etme olmaz bencillik baş gösterir karşınızda duvar gibi duran bir adamla mi yaşayacaksınız daha ne demesi gerekiyor ben bilemedim
 
Okuduğum herşey boş şu cümleden sonra .. ''artık seni sevmiyorum ve sana tahammülüm kalmadı ''.. herseyin sebebi bu işte açık yüreklilikle size söylemiş neyin çabasını veriyorsunuz .. sevgi yoksa acıma olmaz düşünme olmaz tolere etme olmaz bencillik baş gösterir karşınızda duvar gibi duran bir adamla mi yaşayacaksınız daha ne demesi gerekiyor ben bilemedim
Sonrasında ben geldikten sonra yani, seni seviyorum da dedi. O an sinirle söylediğini düşünmek istedim galiba o yüzden üzerinde durmadım çok, durmalımıydım acaba
 
Sonrasında ben geldikten sonra yani, seni seviyorum da dedi. O an sinirle söylediğini düşünmek istedim galiba o yüzden üzerinde durmadım çok, durmalımıydım acaba
Eşim bana bunu söylese diğer söylediği hiçbirşeyin önemi kalmazdı bizde 8 senelik evliyiz tartışıyoruz kırıyoruz bazen birbirimizi ama kimse kimseye sinirle sevmiyorum seni falan demedi .. yani bu sinirle söylenecek bir kelime değil bana göre bence sinir haliyle gerçekleri pat pat söylemiş bilmiyorum hadi diyelim ki her insan farklıdır sinirle söyledi o halde bu hareketler ne ? Seven insanın yapabileceği davranışlar mı sizce
 
Sonrasında ben geldikten sonra yani, seni seviyorum da dedi. O an sinirle söylediğini düşünmek istedim galiba o yüzden üzerinde durmadım çok, durmalımıydım acaba
Lütfen kafanı daha fazla karıştırma ve uzman desteği ile ilişkinizi değerlendir ,burda birbirimizden farklı birbirimizin hayata bakıs acılarına göre her birimiz belki sana göre farklı yorumlar yapacağız kafan daha çok karışacak ,uzman desteği ile ikinizin de durumu değerlendirilir sağlıklı sonuçlar ortaya çıkar ,kızgınlık anında söylenen sözler de bazen istemesek de olabiliyor.Ben kurtarılabilir evlilik görüyorum.
 
Kimse kendini düzeltmek istemezse de yine siz bilirsiniz tabi.Terapi çok önemli.
 
Uzun yorumunuz için teşekkür ederim, canımı acıttı ama haklısınız. Eşimin bu yeni değişmiş halinin bile, bir çok eşten daha daha iyi olduğunu biliyorum. Kötü bir adam değil. Ama ben eskiyi özlemekle kalıyorum. Bu nedenle mutsuzum. Bu döngüden kurtulabilmeyi istiyorum en kısa zamanda. Eşim arkadaşlarıyla dışarı çıktığında ben evde saatlerce üzülüyorum. Çünkü eski biz olsaydık, çıkmazdı, hele hele daha küçücük bir bebeği varken asla çıkmazdı. Bunları düşünüp artık beni sevmiyor düşüncesine giriyorum
Ne kadar sağlıksız bir düşünce bu, eşinize üzüldüm.
 
Ben eşinizin sizi sevmediğini düşünmüyorum. İnsan sinirle her şeyi söyler. Ben de sinirlendiğimi za
'aşırı deger verilmek' şeklinde bir evlilik standardı olmaz, olursa da sağlıklı olmaz; önce annesini ona şikayet edip sonra kavga edip annesinin gitmesine sessiz kaldığınız ve yine de sizin ailenizin gitmesini önlemek için gayret göstermiş bir adamdan 12 -13 gün boyunca özür beklemek, destek beklemek , "barışmayı beklemek" sizi sadece bu ilişkinizde değil, ayrılıp yeniden biriyle olsanız o ilişkinizde de benzer noktalara getirir.

ilişkiniz hakkında şikayet ederken , " annem de böyle düşünüyor" demeniz, babanıza gidip "bunaldım , Ankara'ya"... demiş olmanız 16 yaşındaki bir insan için anlaşılabilir ama 32 yaşında bir insan için sorunlu haller bunlar.

Bekledikleriniz olmayınca "o sinirle" adamın 35 günlük çocuğuyla başka bir şehre gidip beklediklerinizi elde edebilmek için bu defa da yokluğunuzla tehdit etmek isterken, ancak 'benim sana sevgim tahammülüm bitti' lâfından sonra evinize döndüğünüzü; ama halâ; kendinizi iyi güvende ve değerli hissetmenizin diğer kişiyi boğucu nitelikte unsurların sürekli yerine gelmesiyle bezeli olduğunu görmediğinizi, adamın 'eskisi gibi samimi değiliz' diye tanımladığınız halinin asında sınırlarını korumaya karar vermiş olmakla ilgili olduğunu görmediğinizi düşünüyorum.

Anlattğınız ve şimdi yokluğunda bocaladığınız evliliğinize ilişkin tarifte ama özellikle; "kavgayla, tartışarak ya da saatlerce anlatarak elde ettiğim tüm ayrıcalıklar, isteklerim de yok oldu. Eskiden yaptığı, eşimi gözümde yükselten, maşallah dediğim özellikleri de yok oldu" dediğiniz ve "benim aile kavramım" içine soktuğunuz bölümün içinde çok sıkıntılı unsurlar olabileceğini düşünüyorum. Olup bitenin sizin lohusalığınızdan doğmuş şeyler olmadığını, lohusalığın muhtemelen daha da artan beklentilerinize/taleplerinize belki sebep belki bahane olduğunu, sonunda insanların tahammüllerinin yetemeyeceği kadar kırıldıklarını döküldüklerini düşünüyorum. eşinizin 'senin normal halin bu' lafına, bence, değer verin.

sadece sizin için değil, hepimiz için her zaman her yaşta geçerli bence; kendimize ve tutunduğumuz kavram içeriklerine karşı biraz daha açık fikirli, zaman zaman sorgulayıcı olabilmek lâzım. sizin de bu olanlar vesilesiyle, çift terapisine başlayıp, kendinize, ilişkinize dışardan bir göz yardımıyla bakmanız, bence, yararınıza olur.

sizin hep 'sakince fikrinizi belirttiğiniz', karşı tarafın ise anne oğul, bağırıp durduğu bu anlatılanları ben; basılmaması gereken düğmelere "sakince" basıp sonra da uslup meselesine sığınıp özür bekliyorsunuz diye de görebilirim mesela... öyledir demiyorum, ya öyleyse diyorum... örneğin; 'ılımlı ılımlı oturun konuşalım dedi'ğini söylediğiniz ailenizi, bir adamın 35 günlük bebeğini ve karısını evinden alıp başka şehre götüren' ailenizi, bir de bir uzmanın eşliğinde değerlendirin.

dışardan bir göz daima yararlıdır, çok şey kazandırır. "şu ana kadar böyle yaşadık"a tutunmayın, bir şeyin üç sene sürdürülmüş olması o şeyi doğru yapmaz. 3 senede sizin memnun olduğunuz hayat, eşinize 'tahammülüm, sabrım bitti' dedirtmiş. sizi bu kadar mutlu ediyorken o'na bunu dedirten şeye bir de dışardan bir gözle bakın.

burada olağandır, gelen yorumlara göre anlatılan olaylar şekil değiştirir durur... siz de böyle yaparsınız yapmazsınız bilemem, açıkçası umursamam da, ama umarım, hasar gören egonuzun değil, eşinize duyduğunuz sevginin, yuvanızı koruma endişenizin galip geleceği sağduyulu adımlar atarsınız.

çünkü, bence, iyi bir eşiniz var, biraz makul olursanız, annesiyle babasıyla aynı evin içinde büyüteceğiniz bir bebeğiniz var. Siz kendinizi biraz esnetmezseniz, bazı unsurları biraz revize etmez, değişime direnirseniz, bu haliyle kendinizi götüreceğiniz her ilişkide sorun yaşama ihtimaliniz olabileceğini de düşünmekte fayda var.
Bak canım bu hanımefendinin dediklerine kulak ver çünkü söylediklerine katılıyorum. Evlilik denilen kurum öyle sizin sanki resim çizer gibi sizin isteklerinize göre yürümüyor eşiniz başta kabul etmiş çünkü sizi çok sevdiğinden zamanla insanın sevgisi azalmasada aynı eski heycanında kalmıyor sevdiği için bu iki kişilik izole hayatınıza tamam demiş..

ayrıca bu durumda bana tuhaf geliyor kaç yıl böyle gitmiş üstelik insan zaman zaman kız arkadaşları yada kendi çevresi ile zaman geçirmek ister buna iki tarafında ihtiyacı var.. evlendik diye tapusunu almış gibi davranmak çok saçma..

eşinizin size sinirle sevmiyorum dediğini düşünüyorum çünkü bende sinirlendiğimde senden nefret ediyorum seni sevmiyorum diyorum barışınca duygularımda hiç eksilme olmuyor..

bak tam olarak senin gibi olmasada benzer süreçlerden geçtim ama senin karakterın öncesindede zor onu bi kabul et.. benim eşim de annesine düşkün babası öldüğünde annesi çocuklarına adamış kendini ve eşim en büyükleri her şeyi beraber yapmişlar beraber ayakta kalmışlar.. anne faktörü bizim evliliğimizde çok daha fazla önemli.. bizimde kayınvalidemle çakıştığımız zamanlar oldu eşim bazılarına hak verdi bazılarına vermedi.. ama hiç bir zaman bizi yüz göz edip karşı karşıya getirmedi..

Üstelik başkaları evde iken niye kavga ediyorsunuz ki canımı aciticak şeylerden vuruyorsunuz sonra sonuçlarını da hesaplamanın gerekiyor..

Annesi tabikide yavrusunun yavrusunu öpüp kokluycak bundan doğal ne var ki hiç kusura bakmayın çok kırıcı davranışlarınız olmuş ve bunu logusaliga baglamissiniz

'aşırı deger verilmek' şeklinde bir evlilik standardı olmaz, olursa da sağlıklı olmaz; önce annesini ona şikayet edip sonra kavga edip annesinin gitmesine sessiz kaldığınız ve yine de sizin ailenizin gitmesini önlemek için gayret göstermiş bir adamdan 12 -13 gün boyunca özür beklemek, destek beklemek , "barışmayı beklemek" sizi sadece bu ilişkinizde değil, ayrılıp yeniden biriyle olsanız o ilişkinizde de benzer noktalara getirir.

ilişkiniz hakkında şikayet ederken , " annem de böyle düşünüyor" demeniz, babanıza gidip "bunaldım , Ankara'ya"... demiş olmanız 16 yaşındaki bir insan için anlaşılabilir ama 32 yaşında bir insan için sorunlu haller bunlar.

Bekledikleriniz olmayınca "o sinirle" adamın 35 günlük çocuğuyla başka bir şehre gidip beklediklerinizi elde edebilmek için bu defa da yokluğunuzla tehdit etmek isterken, ancak 'benim sana sevgim tahammülüm bitti' lâfından sonra evinize döndüğünüzü; ama halâ; kendinizi iyi güvende ve değerli hissetmenizin diğer kişiyi boğucu nitelikte unsurların sürekli yerine gelmesiyle bezeli olduğunu görmediğinizi, adamın 'eskisi gibi samimi değiliz' diye tanımladığınız halinin asında sınırlarını korumaya karar vermiş olmakla ilgili olduğunu görmediğinizi düşünüyorum.

Anlattğınız ve şimdi yokluğunda bocaladığınız evliliğinize ilişkin tarifte ama özellikle; "kavgayla, tartışarak ya da saatlerce anlatarak elde ettiğim tüm ayrıcalıklar, isteklerim de yok oldu. Eskiden yaptığı, eşimi gözümde yükselten, maşallah dediğim özellikleri de yok oldu" dediğiniz ve "benim aile kavramım" içine soktuğunuz bölümün içinde çok sıkıntılı unsurlar olabileceğini düşünüyorum. Olup bitenin sizin lohusalığınızdan doğmuş şeyler olmadığını, lohusalığın muhtemelen daha da artan beklentilerinize/taleplerinize belki sebep belki bahane olduğunu, sonunda insanların tahammüllerinin yetemeyeceği kadar kırıldıklarını döküldüklerini düşünüyorum. eşinizin 'senin normal halin bu' lafına, bence, değer verin.

sadece sizin için değil, hepimiz için her zaman her yaşta geçerli bence; kendimize ve tutunduğumuz kavram içeriklerine karşı biraz daha açık fikirli, zaman zaman sorgulayıcı olabilmek lâzım. sizin de bu olanlar vesilesiyle, çift terapisine başlayıp, kendinize, ilişkinize dışardan bir göz yardımıyla bakmanız, bence, yararınıza olur.

sizin hep 'sakince fikrinizi belirttiğiniz', karşı tarafın ise anne oğul, bağırıp durduğu bu anlatılanları ben; basılmaması gereken düğmelere "sakince" basıp sonra da uslup meselesine sığınıp özür bekliyorsunuz diye de görebilirim mesela... öyledir demiyorum, ya öyleyse diyorum... örneğin; 'ılımlı ılımlı oturun konuşalım dedi'ğini söylediğiniz ailenizi, bir adamın 35 günlük bebeğini ve karısını evinden alıp başka şehre götüren' ailenizi, bir de bir uzmanın eşliğinde değerlendirin.

dışardan bir göz daima yararlıdır, çok şey kazandırır. "şu ana kadar böyle yaşadık"a tutunmayın, bir şeyin üç sene sürdürülmüş olması o şeyi doğru yapmaz. 3 senede sizin memnun olduğunuz hayat, eşinize 'tahammülüm, sabrım bitti' dedirtmiş. sizi bu kadar mutlu ediyorken o'na bunu dedirten şeye bir de dışardan bir gözle bakın.

burada olağandır, gelen yorumlara göre anlatılan olaylar şekil değiştirir durur... siz de böyle yaparsınız yapmazsınız bilemem, açıkçası umursamam da, ama umarım, hasar gören egonuzun değil, eşinize duyduğunuz sevginin, yuvanızı koruma endişenizin galip geleceği sağduyulu adımlar atarsınız.

çünkü, bence, iyi bir eşiniz var, biraz makul olursanız, annesiyle babasıyla aynı evin içinde büyüteceğiniz bir bebeğiniz var. Siz kendinizi biraz esnetmezseniz, bazı unsurları biraz revize etmez, değişime direnirseniz, bu haliyle kendinizi götüreceğiniz her ilişkide sorun yaşama ihtimaliniz olabileceğini de düşünmekte fayda var.
 
Ben eşinizin sizi sevmediğini düşünmüyorum. İnsan sinirle her şeyi söyler. Ben de sinirlendiğimi za

Bak canım bu hanımefendinin dediklerine kulak ver çünkü söylediklerine katılıyorum. Evlilik denilen kurum öyle sizin sanki resim çizer gibi sizin isteklerinize göre yürümüyor eşiniz başta kabul etmiş çünkü sizi çok sevdiğinden zamanla insanın sevgisi azalmasada aynı eski heycanında kalmıyor sevdiği için bu iki kişilik izole hayatınıza tamam demiş..

ayrıca bu durumda bana tuhaf geliyor kaç yıl böyle gitmiş üstelik insan zaman zaman kız arkadaşları yada kendi çevresi ile zaman geçirmek ister buna iki tarafında ihtiyacı var.. evlendik diye tapusunu almış gibi davranmak çok saçma..

eşinizin size sinirle sevmiyorum dediğini düşünüyorum çünkü bende sinirlendiğimde senden nefret ediyorum seni sevmiyorum diyorum barışınca duygularımda hiç eksilme olmuyor..

bak tam olarak senin gibi olmasada benzer süreçlerden geçtim ama senin karakterın öncesindede zor onu bi kabul et.. benim eşim de annesine düşkün babası öldüğünde annesi çocuklarına adamış kendini ve eşim en büyükleri her şeyi beraber yapmişlar beraber ayakta kalmışlar.. anne faktörü bizim evliliğimizde çok daha fazla önemli.. bizimde kayınvalidemle çakıştığımız zamanlar oldu eşim bazılarına hak verdi bazılarına vermedi.. ama hiç bir zaman bizi yüz göz edip karşı karşıya getirmedi..

Üstelik başkaları evde iken niye kavga ediyorsunuz ki canımı aciticak şeylerden vuruyorsunuz sonra sonuçlarını da hesaplamanın gerekiyor..

Annesi tabikide yavrusunun yavrusunu öpüp kokluycak bundan doğal ne var ki hiç kusura bakmayın çok kırıcı davranışlarınız olmuş ve bunu logusaliga baglamissiniz
İki kişilik izole hayatımız yoktu ki tabiki. Ama birbirimizin arkadaşlarıyla hep beraber görüşüyorduk. Yani sosyalleşmeyi de beraber yapıyorduk. He bu kadar tek başına gitmeyi istediğini de bilmiyordum, yani öyle bi rahatsızlığını dile getirmemişti. Ya da konuşulmamıştı bile evliliğimizde bu. İkimizin de normali bu gibi devam edilmişti.
Yavrunun yavrusu da, yani Göğsüme ellemesi, ben ter kokarken emen bebeği koklaması, ben bez değiştirirken aynı şekilde bebeği öpmeye çalışması vs. Katlanamadım. Daha doğrusu katlanamayıp da ona bişi demedim. Eşime söyledim hatayı orda yapmışım, ben söylesem tatlılıkla belki daha iyi olurdu.
 
Artık ikinizin de anlaması gereken şey eski normalinizde değilsiniz. Duygularınızı çok iyi anlıyorum 5 aylık bebeğim var tek başıma bakıyorum. bebeğiniz varken haftada 2 3 dışarı çıkmayı bende kabul edemem. Tek başınıza bakıyorsanız bebeğinize insan tüm gün eşim gelsin diye bekliyor. Haftada 1 e tamamım. Aranız düzelsin diye de kendinizden çok taviz verirseniz 1 yıl sonra bilemediniz 2 yol sonra yine patlarsınız.
Eşiniz şuan zafer sarhoşluğu yaşıyor kendince şartlarını kabul ettirdi Durumun tadını çıkartıyor. Bir şekilde ona zorlandığınızı anlatırsanız belki çıkma işini bırakır. Emin olun ülkedeki 3 gelinden 2 sinin kaynanası sizinki gibi.Bebek olunca 40 yıllık ebe havaları.Bu kulaklar bebeği emzirmeyi kalkanları duydu. Annesinden özür dileyebilirsiniz size ağır konuşmadıysa eğer. Ağır konuşduysa da mesafenizi koyun geçin . Herkes kendi annesiyle iyi olsun. Herkesin annesi kendine
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X