O zaman işte sadece çık bu yataktan diyecektiniz, gitmezse kendiniz çıkacaksınız. Ne gerek var erkekliğinden girip, başka şeylerden çıkmaya. Ha tartakladı mı sizi, gerekirse evden gönderecektiniz, olmadı siz bir süre ayrılacaktınız evden, içiniz soğumadan asla affetmeyecektiniz, ve bunları en fazla 10 hakaret içermeyen, kararlı kelime ile yapacaksınız. Gerekirse ayrılma kararını siz orada verecektiniz. Siz sanırım kaybetme korkusuyla barışıp barışıp öfke kusuyorsunuz adama. Öncelikle kaybetme korkunuzu yenmeye çalışın. Böylesi daha mı sağlıklı?
Size mikrop gibi davranırsa alacaksınız karşınıza, ayrılmak mı istiyorsun sen, diye soracaksınız insan gibi. İstiyorum derse tamam, kabul, ben de memnun değilim bu durumlardan ama içimizde pişmanlık kalmasın, önce bir terapiste gidelim diyeceksiniz. Yok derse o dava açsa bile mahkemede hakimden isteyeceksiniz bunu, terapist desteği ve zaman isteyeceksiniz..
Her şeyin bir yolu yordamı varken siz sanki gururdan değil de egonuzla hareket etmişsiniz. Olabilir, belki yaşınız küçüktür, belki eşinizle çok zıtsınız, öyleyse de zorlayıp, hakaret etmenin gereği yok ki. Olgun ve medeni olabilmek lazım. Genel anlamda egonuzu törpülemeye çalışın kendiniz için bundan sonra, her iyi hareketinizi belki kıymetimi bilsin, hemen barışsın, bana ilgi göstersin diye yapmışsınız, ama bu karşılığı göremeyince çığrından çıkmışsınız. Belki de bu zamana kadar evliliğinizde sizin her bçyle davranışınız ayrı bir balyoz indirmiş ilişkinizin temeline. Onun da hataları olsa da sanki onunkiler size tepki gibi geldi, en azından yüzde yetmişi sanki öyle, yani dışarıdan öyle anlıyoruz..
Ayrıca kaç yaşındasınız?