Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim