- 22 Eylül 2014
- 497
- 590
Offff ne isi var ailesinin bu kadar aranizda ya? Hakkaten cok sinir ve olgun olmayan bi iliski. Anasinin ağzına bakan adamdan hiç bir sey olmaz. Araba mevzusu da cok sacma seni arabaya almayarak terbiye etmeye calismasi cok itici. Baska bi arabaya binmenle eline koz gecmis abartilacak bir durum yok sen kafana esince kadini arabaya almazsan o da başka arabaya biner. Sen de yapip yapip haksizim evet diye niye kabullendin keske arkasinda dursaydin.Bu benim ilk konum lütfen bana biraz akıl verin ne yapacağımı şaşırdım. Evleneli henüz 5 ay oldu ve bunun 1,5 ayı boşanma süreci. Biraz uzun olacak ama olayları en başından objektif bir şekilde anlatacağım. Eşim de ben de öğretmeniz aynı köyde görev yapıyoruz. Evlendikten sonraki ilk 2 ay evlenmeden önce de anlaştığımız gibi eve dönünce tüm işleri birlikte yapıyorduk. Ta ki eşimin ailesi gelip bizde bir hafta kalana kadar. Onların gelip gitmesi üzerine eşim iş yaparken söylenmeye kaytarmaya başladı. Okula aynı saatte gidip aynı saatte dönüyoruz doğal olarak ev işlerini paylaşmak istiyorum. Geçen ayın ilk hafta sonunda ben kahvaltı hazırlarken eşim bulaşık yıkıyordu. Saçma bir konudan gereksiz gerginlik yarattım eşim de gerginlikten içeri kaçtı. Ben sonra bir süre mutfakta tek başıma iş yaptım. Normalde bunlara pek takılmam eşim ne kadar elinden geleni yapmaya çalışsa da evin yükünün çoğu bende ve buna takılmıyorum ne de olsa elinden geleni yapıyor. Ama annesigil gelip gittikten sonra ev işi yapmaktan gocunmaya başlayınca gözüme battı. Kahvaltıyı salona götürdüğümde “Ben de çaydanlığı getiriyim” dedi. Ben de “Yok sen öküz gibi yat ben getiririm” dedim. Çok yanlış bir cümle farkındayım. Sonra çok pişman olup özür diledim zaten. O gün beni şehir merkezine götürecekti. “Ben gidiyorum sen de nasıl geliyosan gel” diyip çıkıp gitti. Köyde yaşıyoruz ve sadece köydeki abilere taksi parası vererek gidebilirim çünkü köyden hiçbir şey geçmiyor eşim de bunu çok iyi biliyor. Eve saatler sonra akşam elinde çiçek ve çikolatayla döndü. Aslında hemen affederdim ama daha önce de beni çocuk gibi azaryalarak arabasından indirdiği ve onu hemen affettiğim için ikinci araba mevzusu yaşandığı için bu sefer uzatmak istedim. Nasılsa hemen affediyor diye bana arabasını bir daha kullanmamasıydı amacım. “Bu bana ikinci kez arabayı kullanışın artık senin arabana binmiycem. Gerekirse taksi masrafını karşılamak için bileziklerimi bozdurur yine de senin arabana binmem. Köydeki abilerin araçlarını tutup seni rezil edicem” dedim. İkinci hatam da bu kurduğum cümlelerdi. Pişman olup bana geldiğinde konuşup halletmeliydim bu cümleler ve tavır bana hiç yakışmadı. O da eğer böyle bir şey yaparsam beni boşayacağını söyledi. O hafta ilçede seminerimiz vardı dediğim gibi başka araçla gittim. Ama aşağı köydeki bi bayan öğretmeni arayıp onun tuttuğu araçla. Eşim ortalığı ben bu kadını boşuycam diye ayağa kaldırdı. İlçede panik atak geçirdiğimde hastaneye yanıma gelmedi. Ben iyileşince geldi onda da bana hesap sorup gitti. Sonra köye döndüğünde de beni arayıp arayıp ağzına geleni saydı. Annesi de mesaj atmış yaptığımın yanlış olduğuna dair. Eve eşyalarımı toplamaya gittiğimde köyden bizden yaşça baya büyük bir öğretmen, abla olarak yanımda geldi çünkü çok kötüydüm. Ben yatak odasında eşyaları toplarken o salonda bahsettiğim hocaya kesin kararlı olduğunu kararından ötürü çok mutlu olduğunu anlatıyordu. O akşam annesiyle konuşmalarını gördüm. Ablam yakın zamanda boşanmadan döndü. Annesi “Ablası kendi boşanamadı Büşrayı boşuyor. Kendi ayaklarına sıktılar” tarzı şeyler yazmıştı. Annesine şimdiye kadar hiçbir saygısızlığım olmadı. Ablam da evliliğime dair hep yapıcı konuşmuştur. O mesajları görünce ben böyle bir kaynanayla baş edemem diye düşündüm. Zaten eşyalarımı toplamıştım o gün arkadaşımda kaldım. Ertesi gün eşim barışmak için konuşmak istedi ama o mesajlardan sonra barışmak istemedim ve rapor alıp memlekete döndüm. O iki gün eşimi çok özledim ve köye döndüğümüzde toparlayabileceğimize kanaat getirdim. İki gün sonra kasım ara tatili başladı ve eşim memlekete döner dönmez boşanmayla ilgili yazmaya başladı. Yüz yüze konuşalım dediğimde senin yüzünü görmek istemiyorum diye azarladı. Teyzesi beni arayıp “Hadi eşinle aran bozuk kaynanan kaynatan sana ne yaptı da buraya gelmedin” diye hesap sordu. Adamla boşancaz diye ayrılmışız niye yanlarına gidiyim? Eşim niye bizim yanımıza gelmiyor? Kaldı ki annesi benim ailemi aşağılamış. Neymiş ben ta ilk haftadan bana karışmayın demişim ben artık onların da kızıymışım tabii ki de karışabilirlermiş. O olay da balayından dönerken ben memleketimde birkaç gün kalmak isteyip eşimle de böyle anlaştığımda kayınbabamın buna izin vermemesi ve benim kibarca baba ben seni kırmak istemiyorum ama çok dışardan müdahele sevmiyorum demem. Kaldı ki yarım saat sonra arayıp özür diledim ve babası yüzünden benim ailemin yanında sadece bir gece kaldık. Sonra annesi ortalığı ayağa kaldırdı. Ben çamaşır atmıyomuşum nevresim takımı yıkamıyomuşum onları aile içi işlerimize karıştırmıyomuşum. Bende kaldıkları bir hafta süre zarfında babası beni çok kırdı ağlamak için öbür odaya gitmiştim. Bunu millete triplenip gittim gibi anlatmış. Benim annem iki yıl önce vefat etti ara ara onu hatırlayınca üzülüyorum. Bunu ben onlara surat yapıyomuşum gibi anlatmış. Bildiğin iftira atıyor yani. Eşim de işin doğrusunu bilmesine rağmen annesini susturmamış. Susturmadığı gibi tüm özelimizi annesine anlatmış annesi de arkadaşlarına. Köye geri döndüğümüzde eşimi alıp karşıma konuştum. Benim şurda şurda hatalarım var ve bunlar için çok pişmanım özür dilerim. Ama ben de sana şuralarda kırıldım tarzı yapıcı bir dille kendimi anlattım. Ben annene ağlamak için o odaya gittiğimi söyleyip defalarca özür dilemedim mi niye trip atmışım gibi anlatıyor diyorum susuyor. Annemi hatırlayınca üzüldüğümü o yüzden modumun düştüğünü defalarca ailene söylemedim mi niye yanlış anlatıyor diyorum susuyor. Gelip iyi kötü bir hafta ağırlandığın ev hakkında çamaşır atmıyor nevresim yakımı yıkamıyor diye konuşmak ayıp değil mi diyorum annesinin arkamdan konuşmasını vatan savunur gibi savunuyor. Babasını ev içi işlerimize karıştırmamam terbiyesizlikmiş. Eskiden çok modern bir insandı ama bu süreçte bana “Eskiler ne güzelmiş gelinler kayınbabalarının yanında konuşamazmış” bile dedi. Bir ay çok sakin kaldım eşim benim afedersiniz ağzıma tükürdü söylemleriyle. Şimdi de o yumuşuyor ama ben çok soğudum. Artık onu sevmiyorum. Fakat herkes bu duygumun sinirimden kaynaklı olduğunu söylediği için sonrasında pişman olmamak için ters çıkışmıyorum hala eşime. Bu süreçte bana ailecek dört koldan saldırdıkları için eşim gayet rahat. Ama ben daha burda anlatamadığım çok şey işittim ve bunları aşamıyorum. Şimdi eşim beni gezmelere götürüyor iyi davranıyor arada geliyor öpüyor falan ama henüz barışmadık. Tüm ev işlerini ben yaparsam barışırmışız. Annesi ona zorunda olmadan iş yapmaması gerektiğini her gün bana yardım etmemesi gerektiğini söylemiş. Ki biz evlenmeden önce eşimle oturup evlendikten sonra işleri birlikte yapmaya karar vermiştik. Annesi işimize karışmadan önce arada tartışmalarımız olsa da genel manada çok mutlu bir ilişkimiz vardı. Genelde tartışma olunca da ben alttan alırdım. İlk defa büyük bir hatam oldu onda da hatamdan bağımsız ev işi konuşuldu. Olay benim başka arabaya binmemse neden bu süreçte hep ev işi konuşuldu? Bir de eşim gidip başka kadınlarla beni çekiştirmiş. Onlar da eşlerinin işlerini koklaya koklaya yapacaklarını söylemiş. İyi niyetli olsalar boşanma arefesinde kendi egolarını tatmin etmek için sana benim eksik bir kadın olduğuma dair şeyler söylemezlerdi diyorum susuyor. Ben şimdi ne yapıyım? Gerçekten çok soğudum. Bu geçici gir süreç mi?
Adam isleri paylasirken anasi istiyor diye yapmayi da bırakmış. Yarin cocugunuz olsa, erkek adam cocuk bakmaz derse anasi, ona da bakmaz. Ornekler cogaltilabilir. Yani yol yakinken kaç bence.