Bölümümden nefret etmek üzereyim nasıl bi derttir bu =(((

sandalyeden sanane yahu:) madem kolejlere alışıktın özel üni.de istediğin bölümü okuyacaktın. bence senin derdin bölümle olduğu kadar ortamla. hep belli ortamlarda zaman geçirmiş kendini bi kalıba sokmaya çalışmışsın belkide ben böyle ortama yakışmıyorum diyemi düşünüosun? laflarından o çıkıo...

Bizim bölümde de bir arkadaş vardı hukuk istiyormuş çocuk ama puanı yetmeyince Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümüne gelmiş bu çocuk tekrardan girdi össye bu sefer yine bizim okulun hukuk fakültesini kazandı şu anda o 2. sınıf biz 4. sınıfız ama sevmediği bir bölümdfe okumaktansa istediği bir yer için çalıştı ve girdi de sen de yaparsın bence.

sevmediğin bir bölüm bir okul gerçekten sana işkence verir. ister derslerini sevme ister ortamını zor olur senin açından heleki tarih bölümü ise 4. sınıfta osmanlıca *****ler falan cevirmeye başlayacaksın sınavlarda ki çok metaneli bir iş o bölüme merakın olmadan olmaz. Eğer sınava çalışıp tekrar girecek azmin varsa yap çünkü bir yaşan sonra sınav göresi gözün olmuyor türkçe matematşk çalşmak zor geliyor iinsana..

Ben çok isteyerek iletişim fakültesine girdim bundan beş sene evvel. Hazırlık da okudum ve şu an son sınıftayım. Çok isteyerek girdiğimi belirttim çünkü girdikten sonra hiç sevmedim okulu. Bir kere iletişim fakültelerinin verdiği eğitim, devlet üniversiteleri için konuşmak gerekirse son derece yetersiz. Ödevler, projeler niteliksiz, hocalar yeterli kalitede değil... Halkla İlişkiler çok spesifik bir konudur (Ben de Halkla İlişkiler ve Tanıtım okuyorum) ismi basit görünür ama kurumsal şirketler ve büyük markalar için hayati önem taşır. Dolayısıyla şirketler kurumsal iletişim departmanlarını oluştururken, ya da büyük halkla ilişkiler şirketleri eleman işe alırken ilk dikkat ettikleri şey adayın iletişim fakültesi mezunu olması değil, gerçekten iletişim konusunda becerikli ve istekli olmasıdır. Bunun yanında yaptığı stajlar ve iş tecrübeleri de büyük rol oynar. Şu anda büyük halkla ilişkiler şirketlerinde üst düzey pozisyonlarda çalışan insanların yarısından fazlasının iletişim mezunu olmadığını bir araştırma ödevim sırasında edindiğim bilgiye dayanarak söyleyebilirim. Eğer kendini iletişim alanında geliştirmek ve ileride kariyerini bu yönde ilerletmek istiyorsan sana tek önerim var staj, staj, staj =)) Daha üniversite birinci sınıftasın ve önünde kocaman dört senen var. İletişim fakültesine girip orayı bitirene kadar bulabilirsen bir halkla ilişkiler firmasında ya da mümkünse bir şirketin kurumsal iletişim departmanında staja başlayıp dört sene tecrübe edinirsen iletişim konusunda, o dört senenin sonunda bir halkla ilişkiler mezunundan çok çok daha kıymetli bir eleman olursun firmalar için. Ben üniversite hayatım boyunca çalıştım fakat kendi sektörümde değil malesef. Ve kendi sektörümde staj yapmanın ne kadar önemli olduğunu malesef son sınıfta farkettim. Bu farkındalığı seninle paylaşmak istedim benim düştüğüm hataya düşme diye =)) Kariyer planı aslında en geç üniversite ikinci sınıfta yapılması gereken birşey ama benim gibi çoğu insan geç kalıyor malesef. Bir de ingilizce meselesi var. Bizim meslekte çok iyi ingilizce bilmemek, okuma yazma bilmemek ile eşdeğer kabul edilir. İstisnasız bütün şirketler iletişim sektörü için buna çok dikkat eder ve adaylarda çok iyi ingilizce bilgisi ararlar. Gerçekten bu sektörde ilerleyeceksen hemen ingilizceni geliştirmeye başla. Orta seviye ingilizce bilmek bilmek olarak kabul edilmez. Advance seviyede ingilizce bilmen gerekir. Zira toplantılar bazen sadece ingilizce yapılıyor yabancı şirketlerle. Biraz uzun oldu ama tecrübelerimi paylaşmamın yararlı olabileceğini hissettim. Yani illa iletişim fakültesi bitirmene gerek yok. Bak ben bitiriyorum ve son senemde bu okulu bitirmenin beni bu sektörde bir iş bulmam için daha kalifiye hale getirmediğini, herşeyin bende bittiğini anladım. İyi şanslar =))

bende istemeye istemeye halkla ilişkileri bitirdim. türkiyede zaten meslek anlamı bilinmiyor. ancak kurumsallaşmış büyük firmalarda halkla ilişkiler uzmanları çalıştırılıyor. onlara girebilmekte büyük marifet. iyi derecede ingilizce bilmek şartıda cabası.

ş,mdi kaç yıldır üniversitede sürünen biri olarak diyorumki sen daha bölümünü tanıyıp sevmeye çalışmamaışsın canım.sen ortamı begenmemişsin.arkadaşları hıcaları sınıfları sıraları.bu 3 saat ara olayı çoğu üniversitede çoğu bölümde vardır.lisedeki gibi 45 dk ders 10 dk tenefüs yok.2 saat ders 10 dk ara verip 3 saatlik derse giriorum ben ya.diğer gün 3.5 saatlik ara var.dengesiz bir düzen.ama böyle.onbinlerce öğrenci var sadece 1 üniversitede.bunu kmseye göre ayarlayamıyorlar malesef.hani bunlardan şikayetçiysen nereye gidersen git var.istrsen baraj puanla gir.her bölümün kendine göre zorluğu var.ayrıca özel üniversiteye gitsen bile ordada hep değişik insanlar yani herkes birbirinin aynısı değil.adı üstünde üniversite.binbir çeşit insan var.daha ortamını kuramamışsın belli.ama olur zamanla daha çok yeni.bende mesela şuandasınıfımdaki kimseyi tanımıyorum.benden çok küçükler elbette selamlaşıyorum ama.mesela not lazım olsa bişey soracak olsam çekiniyorum.çok zor.ama bizimde sınfla çok kalabalık.mikrofonla konuşuyor hocalar.dersi dinleyebilek için 1 saat önceden gidiyoruz yer tutmaya.kavga falan ediyoruz ama bence içinde kalmasın sen bi gir sınava.çok istiyorsan halka ilişkiler okumayı.ama ortam heryerde aynı.şunlarıda düşün.halka ilişkiler mezunu kaçç kişi var türkiyede.iş imkanın daha mı fazla.formasyon mevzusu çok öenmli.ben bu formasyon için okulu uzattım.artık o kadar zor ki almak.galiba ist üni.desin.bende istanbul üniversitesindeyim.neyse durum bu ... soruların olursa beklerim.öpüyorum başarılar

senin adına sevindim.başarılar...