- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.557
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #1
Merhaba hanımlar; nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?
Ben, yine sıkıntılara kaldım. Bazen kafamı koparıp, poşetleyerek buzluğa kaldırmak istiyorum. Bu kararsızlıklarımdan, sürekli "Şöyle mi yapsam-böyle mi yapsam" düşüncesinden ve düşünürken harcadığım zamandan, neye el atacağımı şaşmamdan ve tüm bu karar verememe hali ile savrulmaktan gınalar geldiği bir başka günü yaşıyorum.
Konumuz: Youtube kanalı açmak
Dert olan kısmı: Oluru nedir, riskleri nelerdir vb. düşünceler... Özetle bir sosyal medyada "Olmak ya da olmamak" mevzu.
Ben biraz paranoyak bir tipim ve kendimi adımla cismimle net ortamına açmaktan çekinirim.
Sadece tanıdığım kişiler ve aile üyelerinin ekli olduğu bir face hesabım var en fazla 250 kişi vardır; aydan aya denk gelirse aileme dair, gündelik hayatımdan, gezme tozma halleri vb. paylaşım yaparım. Bir insta hesabım var, sadece çizimlerimi paylaşıyorum orada da, hiçbir şekilde özel hayatım yok; ressamlarla ve resme meraklı, yetenekli, çizen insanlarla takipleşiyoruz. Birkaç içerik platformunda da buradaki gibi anonim olarak varım, bu kadar; daha da yokum.
Günümüz internet kullanıcılarına göre fazla muhafazakar kalıyorum galiba internet konusunda, dediğim gibi adımla yüzümle var olmaktan imtina ediyorum mümkün mertebe.
Ama çağımız, internet üzerinden bir şeylerin başarıldığı, yeteneğin pazarlandığı bir çağ biliyorsunuz.
Fenomenler, youtuberlar, gamerlar vs vs... Yeteneklerini kendilerini göstere göstere sergileyen insanların, bir süre sonra beğenildiğinde, belli bir başarıyı yakaladığını görüyorum-görüyoruz.
Aklımda sosyal medya ile ilgili pek çok şey var, ama alışkanlık olmuş hep bir adım geride durmak. Bir şeyler yapmak istiyorum çizimlerimi daha çok insana ulaştırabilmek için ama bir noktada tıkanıyorum, cesaret edemiyorum.
Belki eski konularımdan biliyorsunuz, resim ile ilgili bir şeyler yapmaya çalışıyor, bu yeteneğimi işe dönüştürmeye çalıyorum, bir yandan da sergi hedefi koydum işte ona hazırlanıyorum. (Hazırlana hazırlana bitiremedim, yeminle kendimden yıldım ) ...Bir aya kadar bir iş görüşmesi durumu yaşayabilirim (Biraz karışık bir durum, resim ile ilgili ama ne kadar oluru var bilinmez) ama sadece buna endeksli kalmak istemiyor, net üzerinden de bir şeyler yapmak istiyorum (Bir ara hobi dükkanı gibi bir şeyler düşünmüştüm ama reelde esnaflık olayı oldukça riskli geldiği için, insta'ya yönelmiştim)...
Haftalardır insta üzerinde, "Ha bugün ha yarın düzenleme yapacağım, sıfırdan süper bi sayfa açacağım, marka kuracağım üretip satış yapacağım, şöyle güzel fotolar ayarlayacağım" derken acayip oyalandım. Resmen kaçtım, daha başlamadan sıkıntılar geldi ve sonunda fark ettim ki ben insta ortamını zaten sevmiyorum ve sevmediğim bir yerde, sevdiğim bir şeyi nasıl yapabileceğimi kestiremediğimden için için farkında olmadan kaçıyorum. Bunu fark edince kendimi yakaladım. (Kendimden bazen gerçek manada nefret ediyorum, cinsliklerim bitmiyor, birini halletsem başka yerden patlıyorum )
Düşündüm, kendimi takip ettim.
Sıkılmadığım nereler var derken; tam bir youtube canavarı olduğum aklıma geldi; kusana kadar video izleyebiliyorum, saatlerce youtube'un dibini kazabiliyorum, ilgi alanıma takılan ne kadar video varsa tüketiyorum; internete dair takıldığım üç yer var yoğunlukla biri whtsp, biri KK, biri youtube... Ve kafamda şimşekler çaktı, "Neden bir resim-iş kanalım olmasın?"...
..."Olsun ya" dedim, araştırılara başladım; nasıl kanal açılır, banner nasıl yapılır vs derken; kanal şu an ilk videomu çekmem için beni bekliyor. Ve işte tam da bu noktada derdim de peydah oluyor: Youtube gibi manyakların serbestçe cirit attığı, (belli bir bilinirlikten sonra) en ufak falsoda videonuzun kırpılıp dakikalarca makaraya sarılabileceğiniz bir ortamda, adım-soyadım ve cismim ile var olmak???
"Yiyo mu toton?" dercesine kanalımla bakışıyoruz.
Kanal adını ad-soyad olarak alma sebebim; markalaşma için çoğunlukla tavsiye edilenin bu olması.
Bir arkadaşım sağ olsun güzel bir fikir verdi "Yukarıdan çek ve yüzünü gösterme" diye, bunu yapmaya çalışacağım.
Ama paranoyak yönüm her şeye takıyor... Mesela hem resimlerimi paylaşmak-paylaşırken öğretmek-sergilemek-etkileşim almak istiyorum, hem de taklit edilebilirliğini arttıracaksın yapılışını çekerek diyorum. Hayır sanki herkes pusuda benim resimleri taklit etmek için bekliyor tövbest.
Bu huyuma tilt oluyorum ya.
Şimdi youtube kanalı olanlar, olmayanlar, izleyenler, fikri olanlar, önyargılarınız, sizin için ne izlenilebilirdir, eksileri artıları, tehlikeli bulduğunuz noktalar, teknik bilgi, başarı hikayeleri-hüsran hikayeleri vs tüm yorumlarınıza, farklı bakışlara ihtiyacım var.
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.
Şimdiden teşekkürler.
Ben, yine sıkıntılara kaldım. Bazen kafamı koparıp, poşetleyerek buzluğa kaldırmak istiyorum. Bu kararsızlıklarımdan, sürekli "Şöyle mi yapsam-böyle mi yapsam" düşüncesinden ve düşünürken harcadığım zamandan, neye el atacağımı şaşmamdan ve tüm bu karar verememe hali ile savrulmaktan gınalar geldiği bir başka günü yaşıyorum.
Konumuz: Youtube kanalı açmak
Dert olan kısmı: Oluru nedir, riskleri nelerdir vb. düşünceler... Özetle bir sosyal medyada "Olmak ya da olmamak" mevzu.
Ben biraz paranoyak bir tipim ve kendimi adımla cismimle net ortamına açmaktan çekinirim.
Sadece tanıdığım kişiler ve aile üyelerinin ekli olduğu bir face hesabım var en fazla 250 kişi vardır; aydan aya denk gelirse aileme dair, gündelik hayatımdan, gezme tozma halleri vb. paylaşım yaparım. Bir insta hesabım var, sadece çizimlerimi paylaşıyorum orada da, hiçbir şekilde özel hayatım yok; ressamlarla ve resme meraklı, yetenekli, çizen insanlarla takipleşiyoruz. Birkaç içerik platformunda da buradaki gibi anonim olarak varım, bu kadar; daha da yokum.
Günümüz internet kullanıcılarına göre fazla muhafazakar kalıyorum galiba internet konusunda, dediğim gibi adımla yüzümle var olmaktan imtina ediyorum mümkün mertebe.
Ama çağımız, internet üzerinden bir şeylerin başarıldığı, yeteneğin pazarlandığı bir çağ biliyorsunuz.
Fenomenler, youtuberlar, gamerlar vs vs... Yeteneklerini kendilerini göstere göstere sergileyen insanların, bir süre sonra beğenildiğinde, belli bir başarıyı yakaladığını görüyorum-görüyoruz.
Aklımda sosyal medya ile ilgili pek çok şey var, ama alışkanlık olmuş hep bir adım geride durmak. Bir şeyler yapmak istiyorum çizimlerimi daha çok insana ulaştırabilmek için ama bir noktada tıkanıyorum, cesaret edemiyorum.
Belki eski konularımdan biliyorsunuz, resim ile ilgili bir şeyler yapmaya çalışıyor, bu yeteneğimi işe dönüştürmeye çalıyorum, bir yandan da sergi hedefi koydum işte ona hazırlanıyorum. (Hazırlana hazırlana bitiremedim, yeminle kendimden yıldım ) ...Bir aya kadar bir iş görüşmesi durumu yaşayabilirim (Biraz karışık bir durum, resim ile ilgili ama ne kadar oluru var bilinmez) ama sadece buna endeksli kalmak istemiyor, net üzerinden de bir şeyler yapmak istiyorum (Bir ara hobi dükkanı gibi bir şeyler düşünmüştüm ama reelde esnaflık olayı oldukça riskli geldiği için, insta'ya yönelmiştim)...
Haftalardır insta üzerinde, "Ha bugün ha yarın düzenleme yapacağım, sıfırdan süper bi sayfa açacağım, marka kuracağım üretip satış yapacağım, şöyle güzel fotolar ayarlayacağım" derken acayip oyalandım. Resmen kaçtım, daha başlamadan sıkıntılar geldi ve sonunda fark ettim ki ben insta ortamını zaten sevmiyorum ve sevmediğim bir yerde, sevdiğim bir şeyi nasıl yapabileceğimi kestiremediğimden için için farkında olmadan kaçıyorum. Bunu fark edince kendimi yakaladım. (Kendimden bazen gerçek manada nefret ediyorum, cinsliklerim bitmiyor, birini halletsem başka yerden patlıyorum )
Düşündüm, kendimi takip ettim.
Sıkılmadığım nereler var derken; tam bir youtube canavarı olduğum aklıma geldi; kusana kadar video izleyebiliyorum, saatlerce youtube'un dibini kazabiliyorum, ilgi alanıma takılan ne kadar video varsa tüketiyorum; internete dair takıldığım üç yer var yoğunlukla biri whtsp, biri KK, biri youtube... Ve kafamda şimşekler çaktı, "Neden bir resim-iş kanalım olmasın?"...
..."Olsun ya" dedim, araştırılara başladım; nasıl kanal açılır, banner nasıl yapılır vs derken; kanal şu an ilk videomu çekmem için beni bekliyor. Ve işte tam da bu noktada derdim de peydah oluyor: Youtube gibi manyakların serbestçe cirit attığı, (belli bir bilinirlikten sonra) en ufak falsoda videonuzun kırpılıp dakikalarca makaraya sarılabileceğiniz bir ortamda, adım-soyadım ve cismim ile var olmak???
"Yiyo mu toton?" dercesine kanalımla bakışıyoruz.
Kanal adını ad-soyad olarak alma sebebim; markalaşma için çoğunlukla tavsiye edilenin bu olması.
Bir arkadaşım sağ olsun güzel bir fikir verdi "Yukarıdan çek ve yüzünü gösterme" diye, bunu yapmaya çalışacağım.
Ama paranoyak yönüm her şeye takıyor... Mesela hem resimlerimi paylaşmak-paylaşırken öğretmek-sergilemek-etkileşim almak istiyorum, hem de taklit edilebilirliğini arttıracaksın yapılışını çekerek diyorum. Hayır sanki herkes pusuda benim resimleri taklit etmek için bekliyor tövbest.
Bu huyuma tilt oluyorum ya.
Şimdi youtube kanalı olanlar, olmayanlar, izleyenler, fikri olanlar, önyargılarınız, sizin için ne izlenilebilirdir, eksileri artıları, tehlikeli bulduğunuz noktalar, teknik bilgi, başarı hikayeleri-hüsran hikayeleri vs tüm yorumlarınıza, farklı bakışlara ihtiyacım var.
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.
Şimdiden teşekkürler.