Bir yazara tutuldum. Derdime ortak olabilir misiniz :((

yazar_asigi

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
14 Haziran 2011
20
0
Merhaba kızlar. Siteye üye olacak zamanı ancak bulabildim. Çok fazla girmiyorum internete.
Öncelikle beni dinleyen herkese çok teşekkür ederim.
Ben 24 yaşındayım. 2 yıllık bir okuldan mezunum..
Konuya girmek istiyorum..
Ben bir yazara aşık oldum. Birkaç yıl önce. Bunu söylediğim herkes bana acıyan gözlerle baktılar hep. Takıntı diyenler de oldu.
Ama değildi. Bu kişi bir yazar. 2 sene önce bir arkadasımın bana hediye ettiği kitabını okuduğum zaman başladı herşey.
Okuduğum en muhteşem kitaptı. Sonra gidip bütün kitaplarını aldım okudum. Tanımadan aşık olmuştum. Hayallerimde büyüttüm birkaç zaman...
Onun yüzünü görmeyi hiç düşünmemiştim hatta. Çok tuhaf gelebilir size..
Kendime bir ütopya yaratmıstım adeta. Sevgilim de vardı. Ama sevmiyordum onu. Sürekli birlikteydik ama ben onun yanındayken hep yazar olanı düşünüyordum. Gözüm sevgilimi görmüyordu. İstanbulda yaşıyordum o zamanlar. Ailem başka şehirde. Okul için kayda geldiğimde birlikte kaldığım ev arkadasımla tanısıp ev tutmustuk. Tamamen delilikti aslında tanımadığım birini sevebilmek.. Her neyse. Hayat benim için İstanbula geldiğimde değişmişti. Doğum günümde ev arkadasımın bana hediye ettiği o kitapla. Sürekli odamda onun kitaplarını okuyor. Sonrada yatağıma oturup kendi defterimi karalıyordum. Çok duygusal biri oluveren ve hiçbir zaman bir partiye katılmayan ben tamamen kopmuştum dünyadan. Yazarıma ait sadece kitabın arkasında küçük bir resim vardı. Herşey onda ibaretti... Birçok şehire imza günlerine gittiğini biliyordum. Ve birgün ben ailemin yanına Sakarya'ya tatile gittim. O hafta onun orda imza gününün olduğunu öğrendim. Gitmek aklımda yoktu ilk başta ama buraya kadar gelmiş ve bana çok yakınken fırsatı kaçırmak istemedim. Anneme anlattım herşeyi beni anlayışla karşıladı belli etmedi ama oda bana zavallı der gibi bakmıştı. O gece heyecandan uyuyamamıştım ve uyuduğumda saat 3 e geliyordu ve o sabah 9 da burdaydı. Ne zaman uyuyup uyanıp hazırlanacaktım! kokrtuğum gibide saat 8di uyandığımda. Saçımı bile tarayamadan ceketimi de aldım çıktım. Yarım saat otobüs bekledim gelmedi! Koşa koşa gittim. Acayip bir kalabalık vardı. Bu kadar mı seviliyordu dedim içimden hatta kıskandım. :) .Ulaşamadım ona... Herkesin dağılmasını beklerken fena bir yağmur bastırdı. İçeri giremediğim içinde ıslandım. Çok şükür ortalık seyrelmişti ve ben onun yanına gidebilmiştim...
Onu ilk gördüğüm andaki duyguları anlatmam imkansız.. Ben bile şaşırmıştım onu içimde ne kadar büyüttüğüme. Yanına gittim ve ıslanan kitaplarını ona doğru uzattım, yüzüme gülerek öyle bir baktı ki... Gözleri çok güzeldi, saçları hafifte dökülmüş... Benden yaşça da büyüktü haliyle. O kadar şeyler yaşamış, ve yazmıştıki bilmiyorum belkide onun o güzel yüreğine aşıktım ben. Sırılsıklam halimi görünce ordan birine hırkasını vermesini söyledi ve bana verdi. Ben şaşırmış bir vaziyette onun yüzüne bakıyordum." Al lütfen" diyiverdi içimi delip geçen sesiyle.. Teşekkür bile edememişim "birşey değil" dedi. Çok kızardım :) Sonra gitmemiz gerek deyip kalktı masasından.. Hırkasını ona veriyordum "hava soğuk sende kalabilir" dedi. Çocuk gibi dans etmek istedim o an. Hayalimden elimde olan somut birşey, hem de onun kokusunun sindiği...

İmza gününden bir hafta sonra İstanbula döndüm. Ben tabi hala uçmuş aşık modundaydım. Bir daha ona o kadar yakın olamayacağımı bildiğim halde... Arkadaslarım bana gelirlerdi haftada bir iki akşam. Çay içip, sohbet ederdik. Yine bunlardan biri olan bir gün anlattım onlara. İnanmadılar bana. Liselilerin şu ünlü şarkıcılara hayran olması gibi birşey diyip alay etmeye bile götürdüler. Aldırmadım. Ondan sonra kimseye hiçbirşey anlatmadım. Sedef hariç.. (ev arkadasım)...
Aylar, yıllar bu şekilde geçti.Mezun oldum. Sevgilim hala benimleydi. Hatta evlilik hayalleri kurmaya başlamıştı. İstemediğimi söyledikçe ailesiyle tanışmam için bana baskı yapmaya başlamıştı. Aslında kızmıyorum ona haklıydı. Kaç senelik bir beraberliğimiz vardı ve çok seviyordu, bundan hiç şüphe duymadım. Çok iyi kalpli biriydi. Hasta olduğum zamanlarda yine yanımda o vardı. Sakarya ya bile 2 haftada bir görmeye geliyordu. O istanbul da yaşıyordu. Ben memlekette iş bulamadım. O sene dikey geçiişe hazırlandım ve tekrar İstanbuldan bir üniversiteye yerleştim. Sedefte İstanbulluydu. O çoktan bir iş bulup çalışmaya başlamıştı bile. Aynı evi tutmustum. Bikaç ay sonra yanlızlıktan çok sıkıldım ve sedefi yalvara yakara yanıma taşınmasına ikna ettim. Ailesi beni çok sevdiği için sorun yaşamadık.

Ve... Yazarım tekrar bir imza günü düzenliyormuş. Kampüsteki afişte gördüğümde yüreğim çıkacak gibi olmuştu. Yine gidecektim, bu belliydi. Salı günüydü.. Erkenden kalkıp hazırlandım bu sefer. Kendime baktım, süslendim. Herkesten de önce gittim oraya. İlk sırayı kapmıştım bile. Ama aniden sevgilimden telefon gelince kalamadım imzaya. Apar topar çıktım gittim. Beni görmek için bahane bulması gerektiğini ve acil birşey olmadığını söyledi.Deliye döndüm kavga ettim. Ayrıldığımı söyledim. Çok yalvardı ama dönmedim asla... Koşa koşa belki bitmemiştir ümidiyle geri gittim. Çok şükür ki gitmemiş derken biriyle çarpıştım, düştüm ve ayağımı burktum. Çocuk gibi oturup ağlamaya başladım. "Birşey oldu mu?" bu ses... Evet evet oydu. Meğer çarpıştığım kişi oymuş. Yazarım.. Hastaneye götürmek istedi hayır dedim. Şaşkınlık, sinir, aşk hepsini bir anda yaşıyordum. Ama bir anlıkta karşımda olması herşeye değerdi... Teşekkür ettim ve zar zor ayağa kalktım. Yüzü öyle güzeldi, ve sıcaktı ki.. Çay içmeye ben davet ettim onu. Çekingen, utangaç ben bunu söyleyebildiğime inanamıştım. Ne şanstır ki kabul etti, hiç beklemiyordum. İmza salonu bir sahilin kenarındaydı zaten. Çay bahçesine değilde banklara oturalım mı dedi tamam dedim. Başbaşa olmaktan başka ne istiyebilirdim ki :) Oturduk ve yarım saat kadar konuştuk. O anlattı ben dinledim. Ama çoğu zaman o konustu. Yemyeşil gözleriyle bambaşka bir dünyaya götürdü. Orda bıraksın ve hep yanımda kalsın istedim ki gitme zamanının geldiğini söyledi. Bana numarasını verdi ve ayağım için herhangi bir yardım gerekirse yardım edebileceğini söyledi. Ogünden sonra onu hiç aramadım. İstanbul da da çok fazla yapamadım. 1 yıl kadar devam ettim okula durdurdum ve döndüm. Hala onu neden aramadığımı bilmiyorum. Belkide gerçek dünyaya uyanmaktan korkuyorum... Aramızda ki yaş farkı da zaten ailemin kabul edemeyeceği birşeydi. Bütün bunların üzerinden 2 yıl geçti. Ama ben onu 6 ay önce istanbula bir kuzenimin düğününe geldiğimde bir cafede gördüm. Hatta selam bile verdi bana. Ben karşı masamda canlı kanlı duran adamın yüzünü izlemeye doyamıyordum. Oda bana bakıyordu. Ben kaçırıyordum gözlerimi o bakıyordu, o kaçırıyordu ben bakıyordum...

Yazdıklarıma bütün arkadaslarımın da verdiği gibi inanmayarak tepki alacağımı biliyorum. Derdim ona hiçbir zaman kavuşamayacak olmam. O bana benim baktığım gibi bakmayacak, benim gördüğüm gibi görmeyecekti çünkü.. Çevresi o kadar kalabalık ve hayatı benden o kadar farklı kii... Sevemez beni.... Onun kitaplarında yazdığı aşkları kadar büyük olamam hiçbir zaman...
Korkuyorum onu aramaya, elime telefonu aldığımda gözyaşlarımı tutamıyorum hala... Onun beni düşündüğü ihtimali bile yok
Takıntı dediler, çocukluk dediler. Ama ben sevdim. Çok sevdim...
Sevgilimle ayrıldığım günden beri hiç görüşmedim. Ona haksızlık edemezdim çünkü ben mutsuzdum. Her defasında beni mutlu etmeye çalışıyor ama olmuyordum, olmayacaktımda. Şimdi sizden istediğim ben ne yapmalıyım? bu soruma cevap vermeniz. Ne hissettiklerinizi çekinmeden yazmanızı istiyorum. Derdimi anlatamamış olabilirim. Kesinlikle yalan yanlış bir konuda değildir. İçiniz rahat olsun. Ne olur dertleşmeye çok ihtiyacım var.
Arayamam çünkü ben onun yüreğine daha çok küçüğüm... Arayamam çünkü o yazdıklarını büyük bir aşkla başkasını düşünerek yazıyor... Başkasını seviyor.. Arayamam çünkü.... Bir sürü çünkü... Aslında ne çok isterdim anlattığı yaralarını sarmayı...
Ne olur bundan sonra inanın bilmiyorum. Bildiğim tek şey yanlız ve mutsuz olduğum...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Biliyorum bu yara hiç kapanmayacak...diyorsun sanırım
Olur böyle şeyler,fazla kaptırma kendini.
Beyaz dizi tadında okudum yalnız
 
iananılmaz güzel bir hikaye. insann bu kadar sevip hayaller kurup bir sürü şeyden vazgeçip nasıl kendini bırakmaz hayatın gidişine. günün birinde keşke yapsaydım demeyeceğinden eminmisin? düşündüğün tekşey anladığım kadarıyla yaş farkı. ben olsaydım hiç düşünmeden arardım. sonuçlarına dayanabilecek yaştasın emin ol. yaş 30 ları bulduğunda bu anlattığın şeyleri yaşamamış olduğun için tuhaf pişmalıklar yaşıyorsun. hayat tesadüflerle dolu ve bir aşk hikayesine dönüşebilecek birsürü tesadüf yaşamışsınız. muhteşem bişeyy:))
 
Kesinlikle Bu Kadar Uzun Bir Şeyi Şu Anda Okumazdım Ama..
İnan ki Sadece Kim Olduğunu Merak Ettim..
Burada Yazamazsan Özelden Yazar mısın ?
 
Yapman gereken şey uyanmak.
Bu yaşadığın sadece takıntı ve ulaşılamayanın cazip oluşundan kaynaklı.
Birlikte olamayacağını bildiğin biri için hayal aleminde yaşayıp hayatı ıskalama.
Hatta lütfen mümkünse bir psikoloğa görün.
 
Ne olur kim olduğunu sormayın lütfen.
İnanmayanlara saygımın sonsuz olduğunu ilk başta da söyledim. Hikaye veya başka birşey yorumlarına açığım.
psikologu bende düşünüyorum emin olun.
 
canım ortada psikologluk bişey yok. 20 li yaşlarındasın ve kendi içinde bir aşk yaşıyorsun. hemde seçimini kendin yapmışsın. ne varki bunda. rahat ol bence. bir çözüm araman gerekmiyor. psikolog falan ekleyip hayatına kafanı daha fazla karıştırma. koyver gitsin.
 
Ne olur kim olduğunu sormayın lütfen.
İnanmayanlara saygımın sonsuz olduğunu ilk başta da söyledim. Hikaye veya başka birşey yorumlarına açığım.
psikologu bende düşünüyorum emin olun.

Beni Yanlış Anladın..
İnandım..
Neden İnanmayayım Aşk Olsun..
İnanmasam Sonuna Kadar Asla Okumazdım..

Kitap Kültürüm Yoktur, Pek Yazar Tanımam..
Bu Sebepten İsmini Sordum..
Söylemek İstemiyorsan da Söylemezsin..

Sağlıcakla Kalın..
 

Yok hayır size inanmadığınızı söylemedim asla yanlıs anladınız özür dilerim. Böyle söyleyenlere açığım demek istedim.
 
Ne düşündüğümü açık açık söylememi istiyorsan konunun "gerçek" olmadığını düşündüm. Çünkü yaşadıklarınız çok güzel tesadüfler. Ama...
Konunun gerçek olduğunu düşünerek sorularınızı cevaplamak istiyorum. Çünkü içimizin rahat olmasını siz istemişsiniz, bende bu güzel hikayenize yorumda bulunmak isterim.

"Aşk Tesadüfleri Sever" filmi geldi aklıma. Tesadüfleri imza günlerine giderek siz yaratmışsınız. Ama yine de yağmur, ayağınızın burkulması gibi olaylar onun belleğinde size dair bir iz bırakmış gibi... Arkadaşlarınıza da, bize de hak verin çünkü inanılması zor bir hikayeniz var.

Öncelikle kafalarınızın uyuşması aranızdaki yaş farkından çok daha önemli... Ayrıca erkekler geç olgunlaşır bunu da göz önüne almak gerektiğini düşünüyorum.

Ayrıca, siz onu kitaplarından tanıyorsunuz belki de internetten yaptığınız araştırmalardan, yarım saatlik konuşmalarınızdan, birkaç dakikalık bakışmalarınızdan. Ama bu birkaç dakika onu tanımanız için hiç yeterli bir zaman değil...

Belki siz onu tanıyınca hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Belki de üzüleceksiniz, şimdikinden daha çok kırılacaksınız.

Ama olumlu bir bakış açısından bakarsak, çok mutlu olacağınızı da düşünüyorum. Bu karşınızdaki kişinin kişiliğine bağlı ve siz onu ne kdar tanıyorum desenizde yeterince tanımıyorsunuz... Hiçbirimiz tanımıyoruz bu yüzden hangi ihtimalin kuvvetli olduğuna dair ne yazık ki bir fikrim yok...

Ben hep aşkın peşinden gidilmesinden yanayım. Onu aramakla kaybedeceğiniz bir şey "olmaz." ama kazanacağınız birçok şey "olabilir." Ağlamaktansa, üzülmektense arayın ve içinizdekileri dökün. Onu davet edin ve basit bir kitap bastırarak duygularınızı anlatan bir hikaye yazın... Dediğim gibi kaybetmeyeceksiniz. Ama kazanacağınız çok şey olabilir..
 
ben inandım canım bilmiyorum kendini onun dünyasına girmeye hazır hissetmiyorsun aileninde karşı geleceyini söylüyorsun telefonunu kendi verdiği halde arayamamışsın demekki hazır değilsin unutmaya çalış o zaman zamanla geçicektir...
 
ben sana inanırım.
ben seni yargılamam,
ben sana zavallı gözüyle bakmam.
çünkü çok benzer şeyler yaşadım seninki gibi.
ama bitmek zorundaydu bitti...
çok benzer şeyler yaşadım diyorum ama sana verecek ne aklım var ne de tavsiyem
 
bende benzer bir şey yaşadım 19 yaşındaydım ozaman şu an 33 yaşındayım onedenle inandım size...
 

teşekkür ederim. hazır hissetmekten çok. ona her yönden eksik kalacağımı düşünüyorum. Benim ailem böyle bir hayata alışık değil en basitinden beni onun ayatına sokmazlar. ki kaldı ki beni sevmiyor sevemezde. ayrı dünyaların insanı derler ya işte öyle..
 
yazdiklariniz bana buradan bir uyeyi hatirlatti o da bir saire asik olmus sonra da evlenmisti..
adamin sair ruhuyla, karakteri ayriydi..o geldi aklima..
siz gozunuzde fazla buyutmussunuz ve takinti haline gelmis..baksaniza uzun sureli iliskinize ve size mutsuzluk veren bir hal almis..hayranlik duyabilirsin saygi duyarim ama hayatini bu sekilde darma duman etmeye hakkin olmadigini dusunuyorum..sirf bu yuzden elindeki firsatlari kaciriyorsun..
bu yazari cok merak ettim,tahminde bulunmak istiyorum bas harfi c mi?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…