• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bir Günün Hissettirdikleri*

cocukaile

EVLİ-MUTLU-HUZURLU-AŞIK-ÇOCUKLU..
Kayıtlı Üye
10 Şubat 2013
516
577
123

Bir gün içinde insan çok şey yaşayabiliyor, çok şey hissedebiliyor.
Şaşkınlık gibi, mutluluk gibi, hayret gibi, ölümü hatırlamak gibi.
Ufacık şeylerde olsa mutlu olmak gibi.
İnsanların iyisini de kötüsünü de görmek gibi.
Ama iyi insanların olduğunu görmek, bilmek kesinlikle mutluluk veriyor.
Bu günün hissettirdiklerini yazmak istedim, yazmak da mutluluk veriyor bana, içimi dökmek rahatlatıyor. Yazdıklarımdan faydalananların olduğunu görünce mutluluğum katlanıyor.

Bu günden bahsedecektim!
Hastanede randevumuz vardı bu gün. Göz kliniğinde.
Benim kırılan gözlüğüm, kardeşimin gözünde olan bir şikayeti, annemin de muayene vaktinin gelmesiyle birlikte cümbür cemaat gittik, hastaneye.

İlk beni şaşırtan olay ise polikliniğin kapısındaki sekreterin tutumu oldu.
İnsanlarla ilişki kuramayan, anlatmak istediğini azarlar tonda anlatan genç bir kadındı.
Bu karakter yapısına sahip olan insanlar, insanlara laf anlatması gereken mesleklerde çalışmamalı, çünkü yaptıkları işin hakkını veremiyorlar.


İnternetten almıştım randevumu, lakin o doktorda yoğunluk olduğu için başka bir doktordan sıra almak durumunda kaldık. 3'müzde aynı doktora...
Normalde beklenecek durumlarda kardeşimde bende yanımıza kitap alırız, vakit değerlendirmek için.
Ama sıra beklemeyeceğimiz için bu gün almamıştık, 5-10 dakika kadar beklememiz gerekti.

Bizim hep dikkatimizi çeker, gözlemleriz, topluluk içindeyken çevremizdeki insanları.
Ruh dünyalarını anlamaya çalışırız kimi zaman, bazen bir annenin çocuklarına tutumunu gözlemleriz, bazen bir karı kocanın birbirine olan tutumunu, bazen bir satıcının müşterisine olan tutumunu sonra not düşeriz defterimize.
Bazen gördüğümüz sıkıntılar kendimizce çözüm önerileri sunmak için yazı olarak dökülür kalemimizden, bazen ise güzellikleri serpiştiririz hikayelerimize.
Bu günde dikkatimizi çeken şeylerden bir tanesi 100'lerce kişi arasında kitap okuyan tek kişi oldu.
Okumayan bir millet olduk, okumayan, sorgulamayan, araştırmayan, ne denilirse doğru kabul eden bir millet!
Üst kattaydık biz, kitabını okuyan kişi alt katta, sonra tahmin etmeye çalıştık kitabını...

Sıramız geldi o sırada, muayene olduk.
Normalde kadın olsun, erkek olsun doktorlar kaba, söylemek istediklerini azarlar tonda anlatan insanlar olurlar. Kibar, saygılı bir doktordu, doktorumuz. Şaşılacak bir şey değildi ama biz şaşırmıştık, iyi insanlara yabancı olmuşuz demek ki.

Hastaneden çıkışta bir şeyler almak için, hastanenin karşısındaki alışveriş merkezine gittik.
1 kaç parça bir şey aldık, yine şaşırdık.
Kasa da 15-16 yaşlarında gösteren bir genç delikanlı vardı, ya o yaşlarda ya bir kaç yaş daha büyük.
Aldığımız bir üründe sorun oldu, beklememiz gerekti, kasadaki çocuk yaşının üstünde bir olgunlukla, kibarlıkla yardımcı olmaya çalıştı ve yardımcı oldu da, küçücük bir üründü, başka bir yerden de bulunabilecek cinsten, ama o çocuğun nezaketine ve kibarlığına karşı beklemeyi tercih ettik.
O yaşlarda görülmeyecek cinsten insandı, delikanlı.

Bazı insanlar, bazen insanlar diye bir söz var, bende öyle düşünüyorum.
İnsanlık taşınması zor bir elbise.
O çocuktan 1 kaç küçük yaş kardeşim var, ona hastanedeki sekreterin, doktorun ve kasadaki kasiyerin tutumunu sordum, sonra hangilerinin örnek alınacak özellikte olduklarından bahsettik. Etrafımızda örnek alınacak insanları daha çok görme duasında bulunduk.

Gözlükçüye, gözlük reçetelerimizi yaptırmaya gittiğimizde geçen seferkine oranla gözlük numaramın yarı yarıya düştüğünü görmek beni çok mutlu etti. Ufak şeylerle mutlu olabildiğim için şükrettim.

Dışarıdan eve dönene kadar 3 sefer sela sesi duyduk.
Ölümün ne kadar yakın olduğunu hissettik ve şöyle dedik:
'' İnna lillahi ve inna ileyhi raciun 2: 156''
Ölümden korkmadığımın farkına vardım, bir araba altında kalarak can vermek, bir kaza kurşununa kurban gitmek, feci şekilde can çekişe çekişe can vermek...

Bunlar korkutmuyordu beni, beni korkutan şey neydi?
Hayat Kitabımızı anlayarak okumaya ve ona göre yaşama gayreti sarf ettiğimden beri ölüm şeklimin nasıl olacağı yada genç yaşta ölebileceğimin korkusunu taşımıyorum.
Korkum ahiret yurduna hazırlıksız gidersem diye, Rabbimin huzuruna yüzüm kızaracağı şekilde çıkarım diye...
Rabbim sadece ona kul iken, yaptığım hatalardan pişman iken ve düzeltici faaliyetler içine girmişken, O'na karşı sorumluluğumun bilincindeyken bana ve dileyen herkese tattırsın ölümü. Dünya ve ahirette güzellikler için çalışalım ve Rabbimizden dileyelim, Rabbim isteyene ve bu doğrultuda olana vereceğini söylemiyor mu?

Her zaman insan olma gayretinde olunmalı.
Bunun için vahye ihtiyacımız var. Bizi en iyi tanıyanın, yapmamızı istediklerine kulak verelim.
İnsan ilişkilerimizden, Rabbimizle olan ilişkilerimize kadar hiç bir şeyin eksiksiz olduğu Kitaba kulak verelim.

Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. En’âm / 38
Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik. Nahl / 89 Gülşah D.
 
Back