- 5 Ocak 2018
- 70
- 130
- Konu Sahibi SonbaharNefesi
- #1
Öncelikle herkese merhaba. Umarım sonuna kadar okuyabilirsiniz.
18 yaşındayım, kendimi bildim bileli kilo problemim var. 5-6. sınıftan bu yana diyet yapıp bırakıyorum. Kim bir çocuktan diyet yapabilmesini bekleyebilirdi ki sonuçta... Öyle değil mi? Bu diyetler de diyetisyen diyeti değildi bu arada, internetten, oradan buradan baktığım diyetler... Sonuçta boyum uzundu, 160-165 idim, benim için tek sorun buydu, boyumun uzamasının durması, o da umurumda değildi. Nasıl olduysa, şu an 1.70 boyundayım. Çok fazla psikolojik baskı vardı üzerimde. Herkes yemememi söyler, lokmamı sayardı tabiri caizse. Annemle bayramlarda kıyafet alışverişine çıkmaktan nefret ederdim zira kıyafetler bana olmaz, o da kabine girip bana kızardı. Ne ağlardım, ah ne ağlardım... Tiksinirdim kendimden. Bunları anneme kızın diye yazmıyorum, kusursuz değil, hataları oldu elbet, insan o da.
Ne bileyim, anneannem kuzenimin düğününe giderken dalga geçmişti benimle. Eniştem benim o gece en güzel benim olduğumu söylemişti. O da 'niye, kilo işi mi?' demişti. Nasıl kırılmıştım. Sonra yaşlıdır dedim, belki demek istemedi öyle. Bir ay sonra affettim. O zamanlar 165 boya 72 kilo falandım. Diğer kız kuzenlerimse o kadar zayıf ki. Benim kilom eşit dağılır, şimdi o zamanki kiloma dönsem kendime aşık olurdum herhalde. O zamanlarda da 40 beden giyiyormuşum ve bir iki fotoğrafa bakınca tam balık etli tanımına uyduğumu görüyorum. O kız kuzenlerimden biri de dalga geçmişti bu arada, onunla uyumak istemiştim. Ezersin beni dedi. Şaka yapıyorum, uyu haydi demesini o kadar bekledim ki, o zamana kadar saf saf karşı çıktım. Ezmem, annemler giderken alırlar beni dedim. Bir de o sırada başkaları da vardı odada. Eve gelince birkaç gün çıkmadım odamdan. Özür diledi bu arada, yarım yamalak. Affedemedim. Çok severdim onu. Bizim eve gelince onlar, yanlarına gitmedim. Annem kızdı bana o zamanlar. Ne kızmak hem de. O kadar kırıldım ki, Ramazan ayıydı. Odamdan 1 hafta çıkmadım. Tuvalete onlar görmeden gidip geldim. İftar vakti onlar yiyince ve kimse etrafta yokken gider bir iki lokma yer geri kaçardım odama. Dizi falan izler, sonra ağlardım. Buna rağmen onunla barışmak istemediğim için bana onun yanında bağırdılar. O seninle barışmak zorunda mı diye. Esas canımı yakan belki de buydu.
Herkes zayıflamam konusunda, hangi diyeti yapmam konusunda vaaz verirdi. Kimse bana sen böyle de çok güzelsin, canın isterse zayıflarsın demedi. Dedikleri tek şey, yüzümün çok ama çok güzel olduğu, kilo verirsem çok güzel olacağımdı. Bir yerim ideallerine yaklaşsa bir yerimden kusurluydum yani. Zaman geçti, unuttum. Hepsini affettim, yaptıkları sadece çok çok nadiren gelir oldu aklıma, bazen hiç gelmez oldu. Bazen annem hatasını kabul etse de bazen her şeyin sebebi benim tamam diye konuyu kestirip atmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. 18 yaşında olduğuma bakmayın. Ben hiç çocuk olmadım. Küçükken göbeğim çıkar kıyafetlerde diye oyun oynamaya da gitmezdim zaten. Utanırdım. Çıksam da göbeğimi çekerdim içeri. Biri bir şey diyecek diye aklım giderdi. Zaten 7. sınıfta ve 10. sınıfta ayrı ayrı arkadaş acısı neymiş öğrenmiştim. İyi ihanet ettiler bana. Çok iyi dışladılar. 7. sınıftakini kolay atlatmıştım ama 10. sınıftakini atlatamadım. 3 sene sürdü. o sırada 30 kilo aldım. Ölmek istedim, yapmadım. Yok olmak istedim, olamadım. Dışarı çıkamazdım. Çıkınca sanki herkes bana iğrenerek bakıyormuş gibi hissederdim. Beni görsünler istemezdim. İğrensinler istemezdim. 10. sınıfta okulu dondurmak bile istedim. Annem vazgeçirdi. İyi ki vazgeçirmiş, bu sene de okula gitmek berbat olurdu.
Mezun oldum geçen sene. Bu yıl çalışıp Tıp kazanacaktım. Tüm acılarıma sadece ileride o derde düşen bir hastam olabilir, hiç düşmeden düşen birine çare olamazdım diye katlandım. Psikiyatr olmak istedim. Hala istiyorum. Küçüklüğümden bu yana en sevdiğim yer hastahaneler. O olmasa Dil ve Konuşma Terapisti olup sonra da üzerine Psikoloji okuyup klinik psikologluk ile terapist mesleğini birlikte yapacağım. Ama ne oldu biliyor musunuz? Babamın kanser hastası olduğu ortaya çıktı. İleri safhaydı, kemoterapiyle birlikte iyileşmeye başladı. Çok daha iyi. Ama iki ayım uçtu gitti. Eve hala gelip giden bir sürü insan var. Bu bencilce değil, değil... Kimsenin gelmemesini istemek bencillik değil! Yaşıtlarım 'ailem benim için iki haftadır televizyon açmıyor' derken bizim evde iki televizyonun eş zamanlı çalışması, zilin susmaması, bazen misafir gelince yüksek seste kavga mı var diye kalp çarpıntısıyla içeri gitmem adil değil. Değil.
Şimdi kimsem yok, biliyor musunuz? Tek yaptığım birine ihtiyaç duydukça kitap okumak. Yalnızım, babamın hastalığı nedeniyle annem de yorgun. Halimi hatırımı bile nadiren soruyor. İçeri geçmek, konuşmak, onunla vakit geçirmek istesem ya ders çalışmam için, ya kitap okumam için, boş vakit geçirmemem için içeriye yollanıyorum. Ya da sürekli elinde bir telefon. Onu kötülemek için değil bu, onu seviyorum, anneme aşık biriyim ben. Sadece yazmışken, her şeyi yazıp artık rahatlamak istedim. Yoksa onun beni sevdiğini biliyorum. Aksini düşünemem, düşünürsem çok yara alırım.
Buraya kadar okuyan birisi varsa, çok ama çok teşekkür ederim. Umarım başınızı ağrıtmamışımdır. Başkalarının dertleriyle kendi derdimden çok ilgilenmeye o kadar alışmışım ki, yazmak çok garip geldi.
Esas yazma sebebim başkaydı aslında... Bunu da hemen yazıp bitiriyorum. Samimiyetinize güvenerek yazıyorum bunları da. Boyum 1.70 cm ve kilom 107. Spora gidemiyorum, aslında yakın zamanda gittim, 3 aylık daha kaydım var. 15 kilo vermiştim zorla. 7'sini aldım geri babamın hastalığından sonra.
Dinlediniz ya beni, psikolojik olarak yemek yemek benim için farklı bir boyut. Kısıtlandığımda kendimi boğuluyormuş gibi hissediyorum. Ama artık zayıflamak istiyorum. Gün içinde evde misafir olduğu için gece erken yatıp sabah 04.00,04.30 gibi kalkıyorum. Babam içeride olduğundan onu rahatsız etmemek için, bazen de eve yatılı misafir geldiği için pratik şeyler atıştırıp odaklanma ilacı içmem gerekiyor. Çok sık acıkıyorum, derslerime odaklanabilmek için tam olarak diyet psikolojisine girmek istemiyorum. Bu yıl benim için çok önemli, çok... Ama artık zayıflamak istiyorum. Belki bu sitede birileriyle birlikte diyet yapmalıyım, gördüğüm kadarıyla birbirine diyet arkadaşı olan pek çok kişi var. Diyet konusunda nasıl bir yol izlemeliyim, ne yapmalıyım? Okuyabildiyseniz, sadece okuduğunuz için bile sonsuz teşekkürler.
18 yaşındayım, kendimi bildim bileli kilo problemim var. 5-6. sınıftan bu yana diyet yapıp bırakıyorum. Kim bir çocuktan diyet yapabilmesini bekleyebilirdi ki sonuçta... Öyle değil mi? Bu diyetler de diyetisyen diyeti değildi bu arada, internetten, oradan buradan baktığım diyetler... Sonuçta boyum uzundu, 160-165 idim, benim için tek sorun buydu, boyumun uzamasının durması, o da umurumda değildi. Nasıl olduysa, şu an 1.70 boyundayım. Çok fazla psikolojik baskı vardı üzerimde. Herkes yemememi söyler, lokmamı sayardı tabiri caizse. Annemle bayramlarda kıyafet alışverişine çıkmaktan nefret ederdim zira kıyafetler bana olmaz, o da kabine girip bana kızardı. Ne ağlardım, ah ne ağlardım... Tiksinirdim kendimden. Bunları anneme kızın diye yazmıyorum, kusursuz değil, hataları oldu elbet, insan o da.
Ne bileyim, anneannem kuzenimin düğününe giderken dalga geçmişti benimle. Eniştem benim o gece en güzel benim olduğumu söylemişti. O da 'niye, kilo işi mi?' demişti. Nasıl kırılmıştım. Sonra yaşlıdır dedim, belki demek istemedi öyle. Bir ay sonra affettim. O zamanlar 165 boya 72 kilo falandım. Diğer kız kuzenlerimse o kadar zayıf ki. Benim kilom eşit dağılır, şimdi o zamanki kiloma dönsem kendime aşık olurdum herhalde. O zamanlarda da 40 beden giyiyormuşum ve bir iki fotoğrafa bakınca tam balık etli tanımına uyduğumu görüyorum. O kız kuzenlerimden biri de dalga geçmişti bu arada, onunla uyumak istemiştim. Ezersin beni dedi. Şaka yapıyorum, uyu haydi demesini o kadar bekledim ki, o zamana kadar saf saf karşı çıktım. Ezmem, annemler giderken alırlar beni dedim. Bir de o sırada başkaları da vardı odada. Eve gelince birkaç gün çıkmadım odamdan. Özür diledi bu arada, yarım yamalak. Affedemedim. Çok severdim onu. Bizim eve gelince onlar, yanlarına gitmedim. Annem kızdı bana o zamanlar. Ne kızmak hem de. O kadar kırıldım ki, Ramazan ayıydı. Odamdan 1 hafta çıkmadım. Tuvalete onlar görmeden gidip geldim. İftar vakti onlar yiyince ve kimse etrafta yokken gider bir iki lokma yer geri kaçardım odama. Dizi falan izler, sonra ağlardım. Buna rağmen onunla barışmak istemediğim için bana onun yanında bağırdılar. O seninle barışmak zorunda mı diye. Esas canımı yakan belki de buydu.
Herkes zayıflamam konusunda, hangi diyeti yapmam konusunda vaaz verirdi. Kimse bana sen böyle de çok güzelsin, canın isterse zayıflarsın demedi. Dedikleri tek şey, yüzümün çok ama çok güzel olduğu, kilo verirsem çok güzel olacağımdı. Bir yerim ideallerine yaklaşsa bir yerimden kusurluydum yani. Zaman geçti, unuttum. Hepsini affettim, yaptıkları sadece çok çok nadiren gelir oldu aklıma, bazen hiç gelmez oldu. Bazen annem hatasını kabul etse de bazen her şeyin sebebi benim tamam diye konuyu kestirip atmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. 18 yaşında olduğuma bakmayın. Ben hiç çocuk olmadım. Küçükken göbeğim çıkar kıyafetlerde diye oyun oynamaya da gitmezdim zaten. Utanırdım. Çıksam da göbeğimi çekerdim içeri. Biri bir şey diyecek diye aklım giderdi. Zaten 7. sınıfta ve 10. sınıfta ayrı ayrı arkadaş acısı neymiş öğrenmiştim. İyi ihanet ettiler bana. Çok iyi dışladılar. 7. sınıftakini kolay atlatmıştım ama 10. sınıftakini atlatamadım. 3 sene sürdü. o sırada 30 kilo aldım. Ölmek istedim, yapmadım. Yok olmak istedim, olamadım. Dışarı çıkamazdım. Çıkınca sanki herkes bana iğrenerek bakıyormuş gibi hissederdim. Beni görsünler istemezdim. İğrensinler istemezdim. 10. sınıfta okulu dondurmak bile istedim. Annem vazgeçirdi. İyi ki vazgeçirmiş, bu sene de okula gitmek berbat olurdu.
Mezun oldum geçen sene. Bu yıl çalışıp Tıp kazanacaktım. Tüm acılarıma sadece ileride o derde düşen bir hastam olabilir, hiç düşmeden düşen birine çare olamazdım diye katlandım. Psikiyatr olmak istedim. Hala istiyorum. Küçüklüğümden bu yana en sevdiğim yer hastahaneler. O olmasa Dil ve Konuşma Terapisti olup sonra da üzerine Psikoloji okuyup klinik psikologluk ile terapist mesleğini birlikte yapacağım. Ama ne oldu biliyor musunuz? Babamın kanser hastası olduğu ortaya çıktı. İleri safhaydı, kemoterapiyle birlikte iyileşmeye başladı. Çok daha iyi. Ama iki ayım uçtu gitti. Eve hala gelip giden bir sürü insan var. Bu bencilce değil, değil... Kimsenin gelmemesini istemek bencillik değil! Yaşıtlarım 'ailem benim için iki haftadır televizyon açmıyor' derken bizim evde iki televizyonun eş zamanlı çalışması, zilin susmaması, bazen misafir gelince yüksek seste kavga mı var diye kalp çarpıntısıyla içeri gitmem adil değil. Değil.
Şimdi kimsem yok, biliyor musunuz? Tek yaptığım birine ihtiyaç duydukça kitap okumak. Yalnızım, babamın hastalığı nedeniyle annem de yorgun. Halimi hatırımı bile nadiren soruyor. İçeri geçmek, konuşmak, onunla vakit geçirmek istesem ya ders çalışmam için, ya kitap okumam için, boş vakit geçirmemem için içeriye yollanıyorum. Ya da sürekli elinde bir telefon. Onu kötülemek için değil bu, onu seviyorum, anneme aşık biriyim ben. Sadece yazmışken, her şeyi yazıp artık rahatlamak istedim. Yoksa onun beni sevdiğini biliyorum. Aksini düşünemem, düşünürsem çok yara alırım.
Buraya kadar okuyan birisi varsa, çok ama çok teşekkür ederim. Umarım başınızı ağrıtmamışımdır. Başkalarının dertleriyle kendi derdimden çok ilgilenmeye o kadar alışmışım ki, yazmak çok garip geldi.
Esas yazma sebebim başkaydı aslında... Bunu da hemen yazıp bitiriyorum. Samimiyetinize güvenerek yazıyorum bunları da. Boyum 1.70 cm ve kilom 107. Spora gidemiyorum, aslında yakın zamanda gittim, 3 aylık daha kaydım var. 15 kilo vermiştim zorla. 7'sini aldım geri babamın hastalığından sonra.
Dinlediniz ya beni, psikolojik olarak yemek yemek benim için farklı bir boyut. Kısıtlandığımda kendimi boğuluyormuş gibi hissediyorum. Ama artık zayıflamak istiyorum. Gün içinde evde misafir olduğu için gece erken yatıp sabah 04.00,04.30 gibi kalkıyorum. Babam içeride olduğundan onu rahatsız etmemek için, bazen de eve yatılı misafir geldiği için pratik şeyler atıştırıp odaklanma ilacı içmem gerekiyor. Çok sık acıkıyorum, derslerime odaklanabilmek için tam olarak diyet psikolojisine girmek istemiyorum. Bu yıl benim için çok önemli, çok... Ama artık zayıflamak istiyorum. Belki bu sitede birileriyle birlikte diyet yapmalıyım, gördüğüm kadarıyla birbirine diyet arkadaşı olan pek çok kişi var. Diyet konusunda nasıl bir yol izlemeliyim, ne yapmalıyım? Okuyabildiyseniz, sadece okuduğunuz için bile sonsuz teşekkürler.