Hiçbir şey değişmeyecek gibi hissediyorum. Sürekli kendimle yarışmaktan, başkalarıyla yarışmaktan, vücudumla ilgil, hedef noktalara varmaya çalışmaktan bıktım. Kotumun içinde göbeğimin sıkışıp daraldığını hissetmekten, bacaklarımın kotun kenarlarını zorladığını hissetmekten, bütün hatlarım belli olmasın diye dökümlü üstler giyip durmaktan, bana durmadan "kendinle barış" diyenlerden sıkıldım. Ben kendimi seviyorum. Hem de çok. Güzel bulduğum bir sürü yanım var, benim nefret ettiğim şey, kendime birkaç hafta söz geçiremeyecek kadar zayıf olduğumu düşünüp durmak. pes edenlerden hoşlanmadığım için, kendimin de durmadan havlu atması, bu işin sonunu bir türlü getirememesi beni deli ediyor. keşke bu uzun sürecek bir süreç olmasaydı, keşke 3 gün süren saçma sapan acayip detokslarla, diyetlerle bitiverseydi. kendime bir bitiş tarihi koymadığımı biliyorum ama yine de değişim görmemek moralimi bozuyor. yıl başından beri bu son deyp duuyorum, nisan ortasında yine aynı hikaye, yine aynı hikaye. sanki ömür boyu sürüp gidecek gibi, aynı kısırdöngü durup durup önüme dayanıyor. hayatımın kalanını kilo vermekten başka bir şey düşünmeyerek geçirmek istemiyorum ama dar bir elbise giydiğimde de aynaya bakıp yüzümü ekşitmek de istemiyorum. insanın kendi derisi içinde huzur bulamaması ne sinir bozucu yarabbim. kendime haksızlık ettiğimi bile bile kendimi cezalandırıyorum gibi hissetmekten o kadar sıkıldım ki. okumayın boş verin, bir sürü zırva. canımın istediği bir şeyi aman yemeyeyim, tartı günü geldi hala bir şey hissetmiyorum dedikçe nevrim döndü işte. başarısızlık timsali gibi hissetmekten usanmak da böyle bir şey. benden başka kimsenin umurunda değil biliyorum ama elimde değil, kendimi hayal kırıklığına uğratmaktan da, kendimi durmadan diken üstünde tutmaktan da sıkıldım artık. ya biri ya diğeri mi seçilecek illa ki? offfffff off.....