- 22 Nisan 2020
- 390
- 905
-
- Konu Sahibi En buyuk kk
- #21
Sizi kazikladigini bildiginiz halde neden devam ediyorsunuz ki paranizi dagitmaya?
Size gore cok rahat para kazaniyorum, dumduz, sehrin gobeginde otur. Yaya 5 dk mesafedeki isine git. Isini yap. Parani al. Bitti. Kimseye böyle parami sacip savurmam.
Hayir demeyi ögrenmelisiniz. Fransiz ekolünde mi egitim aldiniz? Tam bi fransiz kafasikızmayin ne olur
olayda hayır demen gereken bir şey dahi göremedim desem
yani tayinin çıkmış gidiyorsun
hani kadını bu yaptıklarından kaynaklı bıraksan da vicdan yapsan bir nebze de gidiyorsun
yerime gelen çalışır seninle der geçerim
arkadaşlarına dair yorumumu aylar önce yaptım
koca koca insanlarsınız bu mıç mıç arkadaş muhabbetlerini kmlerce öteden yapma diye, lisede kalmış o muhabbetler
ev sahibine gelince o eşyaları getiremeyeceğini düşünerek çakallık yapıyor, eşyaları ver bu ayın kirasını verme
Tr de ev kurma hususunda yorum yapmayacağım
sonuçta kiran asla 1000 dolar olmayacak, villada kalmazsan
eşya vs de alırsın taksitle, hiç de dokunmaz zira bildiğim akdarı ile burada da maaşlar dolar olacak
hatta bana kalırsa araba dahi alabilirsin ki kimse borç vs istemesin, araba aldım ödüyorum modu olur
Sasirdim acikcasi cevrendeki insanlarin bu kadar rahatca borc isteyebilmesine. Acaba genel olarak fazla naif mi gorunuyorsun disaridan? Benden kimse borc isteyemedi bugune kadar, laf arasinda hep aile harici borc almam da vermem de derim zaten, ondan mi bilmiyorum ama hani nasil surekli konu borc istenmesine geliyor onu anlayamadim ben galiba.
Konuyu tam okuyamadım. Ben de kim ne borc isterse verenlerdendim. Yani Ailemde tek memur benim. Diğerleri sıkıssa yardıma kosmayı görev bilmistim. Artık enistelerim bile utanmadan benden para isteme cesaretinde bulundular. Ama artık hayır demeyi öğrendim. Ayrıca kendimi borc altına sokup kimseye yardım etmemeye basladım :) en azından elimde yok diyebiliyorum. Yani aylık 500 bin lirayı cevreme dağıtıyordum düsünün. Aileniz dahi olsa borc vermeyin bence. Verince de istemeyi bilin ben öyle yapıyorum artıkMerhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
ikincil travma durumu yasiyor olmaniz da sizi iyice diger insanlara karsi borclu hissetmenize neden olmus bence.iyi egitim gormus dil bilen kendi ayaklari uzerinde duran bi kadin olarak surekli tecavuz magdurlariyla insan ticaretiyle vs. muhatap olmak sizi sahip olduklarinizdan utanmaniz ve hep bunun karsiligini odemeniz gerektigi gibi dusuncelere sevketmis bence bilincaltinizda.Dışardan çok çocuksu, saf, aşırı dalgın ve biraz salak göründüğüme dair yorumlar aldım daha önce. Benden de eskiden kimse istemezdi ama son 3 senede birden bu çıktı başıma, çok yeni bir durum benim için...
Yok kankim Türkiye'de TL kazanacağım ve maaşım biraz düşecek bu yüzden ama pozisyon olarak yine de daha iyi bir pozisyon. İlişkilerin vıcık vıcıklığına katılıyorum eskisikadar yazmıyorum ama artık.
Bunun adı yardım değil kırmadan nasıl söylenir bilmiyorumMerhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu öğrendiğimde kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkarmadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendi bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendim, bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
ikincil travma durumu yasiyor olmaniz da sizi iyice diger insanlara karsi borclu hissetmenize neden olmus bence.iyi egitim gormus dil bilen kendi ayaklari uzerinde duran bi kadin olarak surekli tecavuz magdurlariyla insan ticaretiyle vs. muhatap olmak sizi sahip olduklarinizdan utanmaniz ve hep bunun karsiligini odemeniz gerektigi gibi dusuncelere sevketmis bence bilincaltinizda.
Ayy ne yüzsüz insanlar varmış ev sahibi kazık kazık sizden ev kirası alırken iyiydi hangi yüzle sizden eşya yardımı bekliyor hele hizmetli bayan herşekilde sizden maddi manevi faydalanmış hem kendi ücreti hem size yaptığı alışverişlerde yaptığı sahtekarlıklar bunun üstüne bide merhametmi bekliyo sizden aklınızı başınıza alın akıllanın artık kullandırmayın kendinizi ben olsam o dengesiz arkadaşlada mesafemi koyardımMerhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.
Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.
Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.
Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.
En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.
Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.
Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.
Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.
Hepsine engeli basmak istiyorum.
Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?