bazen bununla pek alakası olmuyor ya, ben mesela annemle her ailede olabilecek ufak problemler yaşadım yaşadık.Belki de evladın anneye davranışları belirliyor bunu.. anneye saygı gösterip onu incitmeyen evlatla, başına buyruk kavgacı evlat ilerki zamanlarda annenin de davranışına yansıyor. Ablamın üç çocuğu var ve ablamı kırmayan onu düşünen ve en zor zamanında yanında olan evladıyla diğerleri arasında ben bile ayrım yapıyorum. Çocukken ayrım yapılmaz ama yetişkin olduktan sonra dönüp ben nasıl bir evlat olma sınavı verdim diye düşünmek lazım..
Bizde şöyle bir durum oldubazen bununla pek alakası olmuyor ya, ben mesela annemle her ailede olabilecek ufak problemler yaşadım yaşadık.
ama mesela annem her zaman abim icin o sol kolum chamallows sag kolum der, davranisa gelince hic oyle olmuyor ama.
başına bir şey gelecek olsa her ikimizinde uğruna can bile verecegimizi bilir öyle diyeyim.
hayatı boyunca genel anlamda hic zorluk cikarmamaya calistik üzmek istemedik vs. ama işte bana hamileyken kardeşi vefat etmiş haftalarca su ile yaşamış beni daha karnindayken gozden cikarmış, 40 gunluk iken babam yurt disina gitmiş 2 cocukla hayat savaşı başlamış ve bence benimle olması gereken anne çocuk bağını bu olaylar silsilesinde kuramamış ve ben bunu iliklerime kadar hissediyorum.
sorunlu her zaman cocuk degildir maalesef
bunu benden yaşıyorum bia. Çünkü ister istemez sığınacak bir liman arıyorsun. Ama eşimden yanda maddi bir kaygım yok. Benim bütün bankacılık şifrelerimi bilir. Benden habersiz 5 tl çekmez. Benim paramın idaresine karışmaz. Kendisi de senelerce işletmecilik yaptı. Mekan sahiplerinin gözü kapalı işletmelerini teslim ettiği, istanbul gece hayatında isim yapmış, güven kazanmış bir kaç kişiden biridir. Allah heralde bir yerden alıyor, başka yerden veriyor.Maddi haklarınızı aldıktan sonra eşiniz bile olsa kendi miras paranızı kendi üstünüzde tutun. Zira bu süreç sonrası eşine aşırı bağlanıp gözü kapalı güvenen müvekkil lerden, eşi tarafından manipüle edilip, parası elinden alınan ve daha sonra mağdur olan çok insan tanıdım. Sizi eşinizi bilmem ama hayat size sizi dünyaya getiren insana bile güvenmemeniz gerektiğini öğretmişken bundan sonra kendi geleceğinizi kendiniz güvence altına alın.
Bunu bende istemiyorum sasifelek. Hem kazancım bölünecek hem de annem kifayetsiz muhteris denilen bir yapıda. Bilmediğini de bilmiyor ve sabit fikirle ısrar ediyor. Bir de annemle ortak kalırsam annemin vefatından sonra onun hisseleri bölünecek. Yani onlar benle bağlarını tamamen koparttığı halde annem ölene kadar kardeşlerim için çalışmış olacağım. Gayrimenkuller son tercihim çünkü orda değer getirecek sadece Yapracıktaki arsa var. Ama diğer taraftan 40 senelik bir şirket var. Üzerinde benim, eski eşim emeği var.,Bunun kazancı otel kadar. Hatta iyi işletilirse otelden de fazla ve benim tek başıma hakkım bunu karşılıyor. Benim ilk amacım onu tek başıma almak.Anne ile ortaklık yapmayın. Gayrimenkulu size devresinler. 1/4 nasıl denk geliyorsa.
Babam benim erkek olmamı çok istemiş. Adımı Kürşat koyacakmış. Sonra kız olunca Nihat Atsız’a olan hayranlığından Nihal koymuş. Erkek çocukla yaşayabileceği şeyleri benle yaşadı. Sonrasında ben 20 yaşında evlendim. Benim eşimi de oğlu gibi benimsedi. Diğer iki damatla öyle bir yakınlık kurmadı.baba sahip olmak istediği erkek evlat yerine sizi koymuş olabilir.
Bakın dediğim gibi ben sizi tanımam eşinizi de tanımam ancak sizin durumunuzda onlarca kadın tanıdım. Eşiniz dediğiniz gibi mükemmeldir belki bilemem ama seneler sonrasını siz de bilemezsiniz. O ellerine güvenen hanımlardan da size söylediklerimi söylediklerim oldu hep size benzer cevaplar aldım. Ancak sonları iyi olmadı malesef. Erkek milletinin çok azı gerçekten iyi. Anladığım kadarı ile basit bir meblağ değil sizinki, yarın ne olacağının eşinizin size aşkının ve sadakatinin devam edip etmeyeceği nin garantisi yok, başınızdan bir evlilik daha geçmiş anladığjm kadarı ile az çok sizde görmüşsünüz. Erkeklerin aşkı sadakati iyiliği babalığı hayatına başka bir kadın girene kadardır der annem her zaman. Arkanızda ailenizin de olmadığı ortada. O para ile kendi üstünüze gayrimenkul alın. Zira o para sizin kişisel malınız boşanma halinde alınan gayrimenkul de sizin şahsi malınız ancak harcanır ise ya da iş için eşinize verdiğiniz zaman geri alâ bilmeniz pek mümkün değil. Bence dikkatli hareket edin.Bizde şöyle bir durum olduchamallows Annem beni 25 yaşında doğurdu. Kardeşimi 35 yaşında. Kardeşim kaza ile oldu. Hatta babam “2 çocuğumuz var, istiyorsan aldır” dedi. Annem kardeşimi çok isteyerek doğurdu. Babamın da işleri o zaman çok iyi gidiyordu. Biz doğduğumuzda yokluk çekmişler ama kardeşim bir servetin üstüne geldi. Annem öğretmendi. Okula özel şöförle gitti. Geldi. Bir kaç sene sonra da emekli oldu. O yüzden annem kardeşimi hep uğurlu olarak gördü.
Kendimle de muhasebe yapıyorum. Benimde aileme yaptığım bir saygısızlık olmadı ama kendi hayatımla ilgili kararları onlara bırakmadım. Babam öldükten sonra ise bambaşka bir dünyanın içine girdim. Hiçbir konuda beni haklı görmeyen, onaylamayan, zaman zaman ölmüş babamla benim canımı yakan bir anne figür oldu. Mesela bir adam babamı dolandırmış. Biz öldükten sonra öğrendik. Ben ısrarla “hukuki süreci yeniden başlatalım, takipcisi olalım” dedim. Annem “baban yaşarken ona evlatlık yapsaydın” dedi.
bunu benden yaşıyorum bia. Çünkü ister istemez sığınacak bir liman arıyorsun. Ama eşimden yanda maddi bir kaygım yok. Benim bütün bankacılık şifrelerimi bilir. Benden habersiz 5 tl çekmez. Benim paramın idaresine karışmaz. Kendisi de senelerce işletmecilik yaptı. Mekan sahiplerinin gözü kapalı işletmelerini teslim ettiği, istanbul gece hayatında isim yapmış, güven kazanmış bir kaç kişiden biridir. Allah heralde bir yerden alıyor, başka yerden veriyor.
Uyarın için teşekkür ederim bia. Eş seçimlerinde kötü karar vermediğimi düşünüyorum. İlk eşimde boşanırken ceketini aldı, çıktı. Yoksa 14 sene emek verdiği şirketi ne kadar büyüttüğünü filan hesap eder, yüklüce bir para da alabilirdi. Ama beni yarı yolda bıraktığının mahcubiyetini yaşadığı için çirkinleşmek istemedi. Bu eşimden de yana da bir kaygım yok. Onun hayal edebileceği bir servet değil. Bana yorumda yapmıyor. Otelden anlar ama fabrikadan anlamaz. Onu al, bunu al demiyor. Ben fabrikayı istiyorum. Bakalım arabulucu benim avukatımda görüşecekmiş bugün. Ama ben mahkemeye gitmeden çözebileceğimizi düşünmüyorum.Bakın dediğim gibi ben sizi tanımam eşinizi de tanımam ancak sizin durumunuzda onlarca kadın tanıdım. Eşiniz dediğiniz gibi mükemmeldir belki bilemem ama seneler sonrasını siz de bilemezsiniz. O ellerine güvenen hanımlardan da size söylediklerimi söylediklerim oldu hep size benzer cevaplar aldım. Ancak sonları iyi olmadı malesef. Erkek milletinin çok azı gerçekten iyi. Anladığım kadarı ile basit bir meblağ değil sizinki, yarın ne olacağının eşinizin size aşkının ve sadakatinin devam edip etmeyeceği nin garantisi yok, başınızdan bir evlilik daha geçmiş anladığjm kadarı ile az çok sizde görmüşsünüz. Erkeklerin aşkı sadakati iyiliği babalığı hayatına başka bir kadın girene kadardır der annem her zaman. Arkanızda ailenizin de olmadığı ortada. O para ile kendi üstünüze gayrimenkul alın. Zira o para sizin kişisel malınız boşanma halinde alınan gayrimenkul de sizin şahsi malınız ancak harcanır ise ya da iş için eşinize verdiğiniz zaman geri alâ bilmeniz pek mümkün değil. Bence dikkatli hareket edin.
Muhakkak her zaman çocuktur diyemeyiz. Ben konuyu açan hanımefendinin kendini tanımlama biçimine bakarak yazdım.bazen bununla pek alakası olmuyor ya, ben mesela annemle her ailede olabilecek ufak problemler yaşadım yaşadık.
ama mesela annem her zaman abim icin o sol kolum chamallows sag kolum der, davranisa gelince hic oyle olmuyor ama.
başına bir şey gelecek olsa her ikimizinde uğruna can bile verecegimizi bilir öyle diyeyim.
hayatı boyunca genel anlamda hic zorluk cikarmamaya calistik üzmek istemedik vs. ama işte bana hamileyken kardeşi vefat etmiş haftalarca su ile yaşamış beni daha karnindayken gozden cikarmış, 40 gunluk iken babam yurt disina gitmiş 2 cocukla hayat savaşı başlamış ve bence benimle olması gereken anne çocuk bağını bu olaylar silsilesinde kuramamış ve ben bunu iliklerime kadar hissediyorum.
sorunlu her zaman cocuk degildir maalesef
Ben asiydim ama yük olma, muhtaçlık konusunda ben hiçbir zaman onu yapmadım. En küçüğümüz en ufak bir rahatsızlığını 1000 kat büyütür. Annemi telaşa kaptırır. O doğum yaptı. Annemin evinde kaldı 4 ay. 2 yatılı bakıcısıyla üstelik. Ona yaptığı hiçbir şey zoruna gitmiyor. Ben uzakta yaşadığım için sanırım bana karşı o hisleri beslemiyor. Ama ablamı da küçük kardeşim kadar sevmiyor. Annemin evlatları en küçüğümüz ve diğerleri olarak geçiyor.Muhakkak her zaman çocuktur diyemeyiz. Ben konuyu açan hanımefendinin kendini tanımlama biçimine bakarak yazdım.
Her ebeveynin görüşü, hissiyatı farklıİyi günler arkadaşlar.
Ben 44 yaşında bir kadınım. Aşina olanlar vardır aranızda. 3 sene önce babamı kaybettikten sonra ailemle çözülmesi mümkün olmayan sorunlar yaşadık. İlk başta ablam kafamda cep telefonu parçaladı. Sonrasında kardeşim çocuğuma beddua etti. “Bir ailenin başına gelebilecek en kötü şeysin. Çocukluğum senin sorunların yüzünden kavgalarla geçti. Bize ne yaşattıysan o çocukta bin beterini sana yaşatsın” gibilerinden bir şey dedi. Mail hala duruyor. Ben ailenin başına buyruk olanıydım. Kendi bildiğimi okudum. Diğer iki kız kardeşim muhafazakar hayat sürdüler.
Bize kalan işletmelerden de dışlanınca ailemle ortaklığı bitirme kararı almıştım. Annem binbir rica ile bunu erteletti. Adaletli olacağını ve kendi aramızda sulh ile çözmemizin daha fayda sağlayacağını söyleyip benim beklememi istedi. 3 ay boyunca bekledim, mevcut işletmelerimize, gayrimenkullerimize ekspertiz çıkardık. Bana sundukları teklif son derece mantık dışıydı. Aynı kazanca sahip iki işletmeden birinde annemle %50 kalmamı, gayrimenkullerden de feragat etmemi istediler. Bende anneme “adaletin bu muydu” dedim. Biz senle anlaşamıyoruz deyip telefonu kapadı. Bugün whatsappta fark ettim. Engellemiş beni.
Öğlen bir avukat aradı. İhtiyari arabulucu imiş. 2 kardeşim ve annem onu tayin etmiş. Benle görüşmek istiyormuş. Bende kendi avukatımı aradım. Onların tayin ettiği arabulucunun çokta sağlıklı olmayacağını. Benimde bir arabulucu bulmamı filan söyledi. Neyse o konuyu bir şekilde çözeceğim.
Eski açtığım konulara bakarken fark ettim. Annem 2,5 sene önce başlamış beni dışlamaya.
Annemin bana uyguladığı psikolojik şiddet
Geçen 2,5 senede benim iki kızım oldu. Annem kızlarıma toplam 3 saat bakmadı. “Yaşlıyım ben” dedi. Yeğenlerime sefer tası ile yemek taşıyan kadın benim çocuklarımı da benimsemedi.
Düşünüyorum neden böyle oldu diye. Sanırım ben erken yaşta evlendiğim için bana annelik duygusu beslemiyor. Bir de en küçüğümüzün en akıllı olduğunu düşünüp, onun oyuncağı gibi oldu.
Diyorum benim kendi ailem var. Çocuklarım var. Çok takmayayım. Bu meseleyi de bir an önce çözüp önüme bakayım. Bir yandan da boğuştuğum sağlık sorunlarım var. Zehirli guatr oldum. Kalbim sıkışıyor gibi oluyor. Gözlerim bulanık görüyor. İlaç kullanıyorum. Şu an kontrol altında. Panik atak için de ayrıca ilaç kullanıyorum. Belki baskılamaya çalıştığım öfke için psikologa giderim. Belki yüzleşsem ve kabullensem benim için daha iyi olur.
Benim anlamadığım ve size sormak istediğim bir anne nasıl olurda evlatlarını ayırabiliyor? Benimde 2 evladım var. Bir şey alırken bile aralarında kıskançlık olmasın diye aynı renk, aynı marka alıyorum. Yani bu evlat ayırma evresi büyüyünce mi oluyor?
Vakit ayırıp yazan herkese şimdiden teşekkür ederim.
Payınız noluyor sizin herşey onlara kalıyor o zaman.Almıyorum. Onlar kendi kafalarına göre harcama yapıyor. Aydan aya bana A4 kağıdına gelir-gider tablosu geliyor. Bende zaten bu kara düzene isyan ettiğim için ortaklığı bitireceğim dedi. Ama 3 ay boyunca düşünüp bana son derece adaletsiz bir teklifle geldiler. Bugün arabulucu aradı. “Ankara’ya gelebilir misiniz” dedi. Bende 2 bebekle bir yere kıpırtayamayacağımı söyledim. 10 Kasım’da kendi Antalya’ya gelecek. Ama avukatım onların bulduğu birinin çokta sağlıklı karar veremeyeceğini söyledi.
Bizim sorunumuzun temelininde de yaş farkından kaynaklandığını düşünüyorum attrante. Ablamla beni harala gürele içinde büyütürken kardeşimi rahat bir ortamda, keyifle büyüttü. Ama bizde tam tersi en küçüğe kıyamama durumu oldu. Bunun için benim yapabileceğim çokta bir şey yok. Kabullenmekten başka. Demek ki pek çok ailede oluyor böyle itilen bir çocuk.Her ebeveynin görüşü, hissiyatı farklı
Benim annemde diğer üç çocuğunun güçsüz ve beceriksiz, benim güçlü ve becerikli olduğum hissiyatındaydı. Sürekli onlar beceremezler deyip beni ezmiştir. Aman onlar yapamaz, onların gücü yetmez vs... Bu görüş her alanda geçerliydi, ev işinden para pul işlerine kadar. 14 yaşımdayken halı yıkamasından cam silmesine, yemeğinden yatağına yorganına çamaşırına kadar her iş bana zimmetlenmişti. Tüm sülale ve çevremize göre ben annemin en sevdiği çocuğuydum. Ablamla aramızda 6 ya da 7 düşüğü var net bilemiyorum. Ben doğunca dünyanın mutlu insanı olmuş hayatım boyunca bunları anlattılar kendisi dahil ama en çok ezilen çocuğu ben oldum hep. Annemde babamda nurda yatsınlar, hak gütmedim, kırgınlık beslemedim ama böyle yaşandı işte
Bir miktar maaş alıyoruz sadece. Paranın idaresi annemde.Payınız noluyor sizin herşey onlara kalıyor o zaman.
Ben olsam çoktan olay çıkarmıştım.Pasif kalmışsınız şu anda dahi hakkınız yeniyor farkında mısınız?Bizim sorunumuzun temelininde de yaş farkından kaynaklandığını düşünüyorum attrante. Ablamla beni harala gürele içinde büyütürken kardeşimi rahat bir ortamda, keyifle büyüttü. Ama bizde tam tersi en küçüğe kıyamama durumu oldu. Bunun için benim yapabileceğim çokta bir şey yok. Kabullenmekten başka. Demek ki pek çok ailede oluyor böyle itilen bir çocuk.
Bir miktar maaş alıyoruz sadece. Paranın idaresi annemde.