Bir anlık gönül kayması ve pişmanlıklarım

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
ee sımdı sevgılının karısının sucu ne
esın senden kurtuldu o kadının sucu ne hala o adamla evlı kalmak zorunda kalıyor
onun da kurtulması gerek
sızın gıbı ınsanlar :kusmuk:
 
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyen atalarımızı
Nereden nasıl başlayacağımı bilemediğim bir konu. 8 yıllık evliyim. Yada evliliğimin son zamanları desem daha uygun olur sanırım. Eşimle ayrılmanın eşiğindeyiz. Belkide çoğunuz bu yazıyı okurken her şey bitmiş olacak benim adıma. Çok değil yaklaşık 3- 4 ay öncesine kadar aslında her şey olması gerektiği gibiydi. Ev, iş çocukların kreşi, ev işleri, akraba ziyaretleri v.s.

Peki ne oldu da bu hale geldik? İlk baştan başlayayım. Ailece görüştüğümüz dostlarımız arkadaşlarımız vardı bizimde. Genelde hepsi bizim gibi evli çiftler. Benim için sıradan olan sohbetler, espriler arkadaşlıklar. Maalesef içlerinde biri için sıradan değilmiş. Ben bunu çok geç anladım. Anladığımda iş işten geçmiş oldu.

Bir gün iş yerinde çalışırken ailece görüştüğümüz arkadaşımın kocası geldi. Çok şaşırdım. Çünkü benim yaptığım işle onun hiç bir kesişme noktası yoktu. Selam, kelam, sohbet, çay kahve derken dişe dokunur bir şey sormadan gitti. Yarım saat sonra telefonuma 'teşekkür ederim' şeklinde bir mesaj gönderdi. Çok üzerinde durmasam da acaba dedim. Ertesi gün günaydın mesajı, nasılsınlar falan derken konuşmaya mesajlaşmaya başladık. O kadar çabuk gelişti ki her şey, ben ne yapıyorum diye düşünmeye bile fırsat bulamadım. Gün içinde gizli saklı mesajların yerini öğle kahvesi, öğle yemeği almaya başladı zamanla. Konuşmaları, iltifatları hoşuma gitmişti.

Akşam olup eve gelince sanırım suçluluk duygusundan olsa gerek eşime daha fazla ilgi alaka gösteriyordum. Olabildiğince dikkatli idim. Görüştüğüm kişiyi bir kadın ismi ile telefonuma kaydetmiştim. Mesajları aramaları siliyordum eve gelmeden önce mutlaka. Sonra hayatımın en büyük hatasını yaptım. Birlikte oldum. Neden yaptım, gerek varmıydı. Çok hırpaladım kendimi ama vazgeçemedim bir türlü. Eşimizi boşamaktan, evlenmekten bahsetmeye başlarken buldum kendimi. Pişmanlıklarım vardı tabi ki. Bulutların üstünde gibi de olsam eşimi çocuklarımı düşündükçe kahroluyordum. Bir noktada ne kadar dikkatli bir kadın olsanız da açık vermeniz kaçınılmaz oluyormuş. Eşim laptobumdan açık kalan mailime bakmış. Orada ayrıntılı gelen telefon faturamda kiminle saatlerce konuştuğumu bulması zor olmamış tabiki. Normal bir güne uyandığım günün ilerleyen saatleri ızdırap olacakmış meğer benim için.

O gün iş çıkışı eşim aldı beni. İnanılmaz sinirli, üzgün, dinlemiyor bile beni. Gerçi dinlese ne diyecektim. Sonra arabayı otoparka çekti. Onunla ne boyuttasın anlat bana dedi. Altta kalmadım. Nasıl böyle bir şeyi bana yakıştırırsın falan diye üste çıktım. Çünkü belge yoktu elinde. Güçlü durdum. Sakinleşti azda olsa. Olayın üzerinden sonra üç beş gün küs kaldı bana. Konuşmadı hiç. Sonra azda olsa daha rahat davranmaya başladı. Hiç bir daha konuyu açmadık. Yavaş yavaş normale dönmeye başladık. Sanırım yanıldığını, benim öyle biri olmadığımı düşündü. Olayın ertesi günü saçma sapan olan diğer ilişkimi bitirmek için ofis dışında bir görüşme ayarladım. Durumu anlattım. Sonuçta ikimizde evliydik sonuçta kaybedecek şeylerimiz ağır olacaktı. Bir daha görüşmemek üzere ayrıldık. Konu kapanmıştı o an için. Telefonu sildim. Engelledim.

Aradan üç hafta geçmişti. Benim için her şey normale dönmüştü. Ta ki yasak ilişkimin başrolünün 'seni özledim' mesajına kadar. Başka bir numaradan yazmış. Bana çok alıştığını bensiz mutsuz olduğunu, her şeyi göze aldığını belirtir uzun uzun cümleler. İnsan elindekine emin olunca hata yapmaktan korkmuyormuş. Ama elindekinden de bu kadar emin olmamak gerekiyormuş. Tekrar başladık. Telefon hattını kullanmadık. Daha dikkatli idik. İnternet üzerinden konuşuyor. Buluşmayı bu şekilde ayarlıyorduk. Bir ay kadar geçti böyle.

Eşim her ne kadar bana hiç belli etmese de şüpheleniyormuş. Bir gün başka bir telefondan görüştüğüm adamın, bendeki engelli telefonuna benim adıma mesaj yazmış. Ne yapıyorsun, neredesin diyerek. O da cevap olarak oldukça sıcak mesajla cevap verince dayanamayıp aramış, kavga kıyamet, küfürler derken sonrasında beni arayan eşim telefonda ettiği binbir hakaretle beni terkettiğini söyleyerek benden gitti. Ne benim aileme, nede onun ailesine hiçbir şey diyemedik. Tek taraflı boşanma isteği ile mahkemeye başvurmuş. Ne konuşuyor benimle. Ne telefonuma cevap veriyor. İş yerine gitmeye, karşısına çıkmaya cesaretim yok. Hiç bir şey konuşmadan ayrılan ilk çift olacağız sanırım. Görüştüğüm adam sıfatlı insan müsveddesi asla onu aramamı söyleyerek mutlu hayatına çoktan döndü. Bir ben kaldım kapkara bir gecenin sessiz ve yalnızlığında ve bunu fazlasıyla hakettim.


öpeyim. Yine haklı ç
Nereden nasıl başlayacağımı bilemediğim bir konu. 8 yıllık evliyim. Yada evliliğimin son zamanları desem daha uygun olur sanırım. Eşimle ayrılmanın eşiğindeyiz. Belkide çoğunuz bu yazıyı okurken her şey bitmiş olacak benim adıma. Çok değil yaklaşık 3- 4 ay öncesine kadar aslında her şey olması gerektiği gibiydi. Ev, iş çocukların kreşi, ev işleri, akraba ziyaretleri v.s.

Peki ne oldu da bu hale geldik? İlk baştan başlayayım. Ailece görüştüğümüz dostlarımız arkadaşlarımız vardı bizimde. Genelde hepsi bizim gibi evli çiftler. Benim için sıradan olan sohbetler, espriler arkadaşlıklar. Maalesef içlerinde biri için sıradan değilmiş. Ben bunu çok geç anladım. Anladığımda iş işten geçmiş oldu.

Bir gün iş yerinde çalışırken ailece görüştüğümüz arkadaşımın kocası geldi. Çok şaşırdım. Çünkü benim yaptığım işle onun hiç bir kesişme noktası yoktu. Selam, kelam, sohbet, çay kahve derken dişe dokunur bir şey sormadan gitti. Yarım saat sonra telefonuma 'teşekkür ederim' şeklinde bir mesaj gönderdi. Çok üzerinde durmasam da acaba dedim. Ertesi gün günaydın mesajı, nasılsınlar falan derken konuşmaya mesajlaşmaya başladık. O kadar çabuk gelişti ki her şey, ben ne yapıyorum diye düşünmeye bile fırsat bulamadım. Gün içinde gizli saklı mesajların yerini öğle kahvesi, öğle yemeği almaya başladı zamanla. Konuşmaları, iltifatları hoşuma gitmişti.

Akşam olup eve gelince sanırım suçluluk duygusundan olsa gerek eşime daha fazla ilgi alaka gösteriyordum. Olabildiğince dikkatli idim. Görüştüğüm kişiyi bir kadın ismi ile telefonuma kaydetmiştim. Mesajları aramaları siliyordum eve gelmeden önce mutlaka. Sonra hayatımın en büyük hatasını yaptım. Birlikte oldum. Neden yaptım, gerek varmıydı. Çok hırpaladım kendimi ama vazgeçemedim bir türlü. Eşimizi boşamaktan, evlenmekten bahsetmeye başlarken buldum kendimi. Pişmanlıklarım vardı tabi ki. Bulutların üstünde gibi de olsam eşimi çocuklarımı düşündükçe kahroluyordum. Bir noktada ne kadar dikkatli bir kadın olsanız da açık vermeniz kaçınılmaz oluyormuş. Eşim laptobumdan açık kalan mailime bakmış. Orada ayrıntılı gelen telefon faturamda kiminle saatlerce konuştuğumu bulması zor olmamış tabiki. Normal bir güne uyandığım günün ilerleyen saatleri ızdırap olacakmış meğer benim için.

O gün iş çıkışı eşim aldı beni. İnanılmaz sinirli, üzgün, dinlemiyor bile beni. Gerçi dinlese ne diyecektim. Sonra arabayı otoparka çekti. Onunla ne boyuttasın anlat bana dedi. Altta kalmadım. Nasıl böyle bir şeyi bana yakıştırırsın falan diye üste çıktım. Çünkü belge yoktu elinde. Güçlü durdum. Sakinleşti azda olsa. Olayın üzerinden sonra üç beş gün küs kaldı bana. Konuşmadı hiç. Sonra azda olsa daha rahat davranmaya başladı. Hiç bir daha konuyu açmadık. Yavaş yavaş normale dönmeye başladık. Sanırım yanıldığını, benim öyle biri olmadığımı düşündü. Olayın ertesi günü saçma sapan olan diğer ilişkimi bitirmek için ofis dışında bir görüşme ayarladım. Durumu anlattım. Sonuçta ikimizde evliydik sonuçta kaybedecek şeylerimiz ağır olacaktı. Bir daha görüşmemek üzere ayrıldık. Konu kapanmıştı o an için. Telefonu sildim. Engelledim.

Aradan üç hafta geçmişti. Benim için her şey normale dönmüştü. Ta ki yasak ilişkimin başrolünün 'seni özledim' mesajına kadar. Başka bir numaradan yazmış. Bana çok alıştığını bensiz mutsuz olduğunu, her şeyi göze aldığını belirtir uzun uzun cümleler. İnsan elindekine emin olunca hata yapmaktan korkmuyormuş. Ama elindekinden de bu kadar emin olmamak gerekiyormuş. Tekrar başladık. Telefon hattını kullanmadık. Daha dikkatli idik. İnternet üzerinden konuşuyor. Buluşmayı bu şekilde ayarlıyorduk. Bir ay kadar geçti böyle.

Eşim her ne kadar bana hiç belli etmese de şüpheleniyormuş. Bir gün başka bir telefondan görüştüğüm adamın, bendeki engelli telefonuna benim adıma mesaj yazmış. Ne yapıyorsun, neredesin diyerek. O da cevap olarak oldukça sıcak mesajla cevap verince dayanamayıp aramış, kavga kıyamet, küfürler derken sonrasında beni arayan eşim telefonda ettiği binbir hakaretle beni terkettiğini söyleyerek benden gitti. Ne benim aileme, nede onun ailesine hiçbir şey diyemedik. Tek taraflı boşanma isteği ile mahkemeye başvurmuş. Ne konuşuyor benimle. Ne telefonuma cevap veriyor. İş yerine gitmeye, karşısına çıkmaya cesaretim yok. Hiç bir şey konuşmadan ayrılan ilk çift olacağız sanırım. Görüştüğüm adam sıfatlı insan müsveddesi asla onu aramamı söyleyerek mutlu hayatına çoktan döndü. Bir ben kaldım kapkara bir gecenin sessiz ve yalnızlığında ve bunu fazlasıyla hakettim.


Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyen atalarımızın gözünü seveyim,yine yanılmadılar.

1.si hiçbir görüştüğüm aile dostumuz, işyerime gelip bana o şekilde kur yapamaz bu 1. Yüz vermişim ki art niyetli gelmiştir. Suç sizde, kuyruk sallamışsınız. Erkekler gel-git akıllı zaten, böyle bir fırsatı tepmemiş.

2.si eşinize de pek üzülmedim ben en çok çocuğunuza belki çocuklarınıza üzüldüm.

3.sü de kelimelerle süsleyince yapmış olduğunuz iğrençlik değişmez. İçinde bulunduğunuz durum malesef ki korkunç.

Karşı tarafın eşini de haberdar etmelisiniz bence bunu öğrenmek o kadının da hakkı. Kimse kandırılmayı haketmez çocukları için bile olsa.
 
Ne gönül kayması aldatmanın babası bu..

Eşine ve çocuklarına üzüldüm sadece.
Neyse eşin senden çok daha iyisini bulur da sen o sadakatsizle ne kadar mutlu olursun bilmem.
Herkes hakettiğini..
 
M
Nereden nasıl başlayacağımı bilemediğim bir konu. 8 yıllık evliyim. Yada evliliğimin son zamanları desem daha uygun olur sanırım. Eşimle ayrılmanın eşiğindeyiz. Belkide çoğunuz bu yazıyı okurken her şey bitmiş olacak benim adıma. Çok değil yaklaşık 3- 4 ay öncesine kadar aslında her şey olması gerektiği gibiydi. Ev, iş çocukların kreşi, ev işleri, akraba ziyaretleri v.s.

Peki ne oldu da bu hale geldik? İlk baştan başlayayım. Ailece görüştüğümüz dostlarımız arkadaşlarımız vardı bizimde. Genelde hepsi bizim gibi evli çiftler. Benim için sıradan olan sohbetler, espriler arkadaşlıklar. Maalesef içlerinde biri için sıradan değilmiş. Ben bunu çok geç anladım. Anladığımda iş işten geçmiş oldu.

Bir gün iş yerinde çalışırken ailece görüştüğümüz arkadaşımın kocası geldi. Çok şaşırdım. Çünkü benim yaptığım işle onun hiç bir kesişme noktası yoktu. Selam, kelam, sohbet, çay kahve derken dişe dokunur bir şey sormadan gitti. Yarım saat sonra telefonuma 'teşekkür ederim' şeklinde bir mesaj gönderdi. Çok üzerinde durmasam da acaba dedim. Ertesi gün günaydın mesajı, nasılsınlar falan derken konuşmaya mesajlaşmaya başladık. O kadar çabuk gelişti ki her şey, ben ne yapıyorum diye düşünmeye bile fırsat bulamadım. Gün içinde gizli saklı mesajların yerini öğle kahvesi, öğle yemeği almaya başladı zamanla. Konuşmaları, iltifatları hoşuma gitmişti.

Akşam olup eve gelince sanırım suçluluk duygusundan olsa gerek eşime daha fazla ilgi alaka gösteriyordum. Olabildiğince dikkatli idim. Görüştüğüm kişiyi bir kadın ismi ile telefonuma kaydetmiştim. Mesajları aramaları siliyordum eve gelmeden önce mutlaka. Sonra hayatımın en büyük hatasını yaptım. Birlikte oldum. Neden yaptım, gerek varmıydı. Çok hırpaladım kendimi ama vazgeçemedim bir türlü. Eşimizi boşamaktan, evlenmekten bahsetmeye başlarken buldum kendimi. Pişmanlıklarım vardı tabi ki. Bulutların üstünde gibi de olsam eşimi çocuklarımı düşündükçe kahroluyordum. Bir noktada ne kadar dikkatli bir kadın olsanız da açık vermeniz kaçınılmaz oluyormuş. Eşim laptobumdan açık kalan mailime bakmış. Orada ayrıntılı gelen telefon faturamda kiminle saatlerce konuştuğumu bulması zor olmamış tabiki. Normal bir güne uyandığım günün ilerleyen saatleri ızdırap olacakmış meğer benim için.

O gün iş çıkışı eşim aldı beni. İnanılmaz sinirli, üzgün, dinlemiyor bile beni. Gerçi dinlese ne diyecektim. Sonra arabayı otoparka çekti. Onunla ne boyuttasın anlat bana dedi. Altta kalmadım. Nasıl böyle bir şeyi bana yakıştırırsın falan diye üste çıktım. Çünkü belge yoktu elinde. Güçlü durdum. Sakinleşti azda olsa. Olayın üzerinden sonra üç beş gün küs kaldı bana. Konuşmadı hiç. Sonra azda olsa daha rahat davranmaya başladı. Hiç bir daha konuyu açmadık. Yavaş yavaş normale dönmeye başladık. Sanırım yanıldığını, benim öyle biri olmadığımı düşündü. Olayın ertesi günü saçma sapan olan diğer ilişkimi bitirmek için ofis dışında bir görüşme ayarladım. Durumu anlattım. Sonuçta ikimizde evliydik sonuçta kaybedecek şeylerimiz ağır olacaktı. Bir daha görüşmemek üzere ayrıldık. Konu kapanmıştı o an için. Telefonu sildim. Engelledim.

Aradan üç hafta geçmişti. Benim için her şey normale dönmüştü. Ta ki yasak ilişkimin başrolünün 'seni özledim' mesajına kadar. Başka bir numaradan yazmış. Bana çok alıştığını bensiz mutsuz olduğunu, her şeyi göze aldığını belirtir uzun uzun cümleler. İnsan elindekine emin olunca hata yapmaktan korkmuyormuş. Ama elindekinden de bu kadar emin olmamak gerekiyormuş. Tekrar başladık. Telefon hattını kullanmadık. Daha dikkatli idik. İnternet üzerinden konuşuyor. Buluşmayı bu şekilde ayarlıyorduk. Bir ay kadar geçti böyle.

Eşim her ne kadar bana hiç belli etmese de şüpheleniyormuş. Bir gün başka bir telefondan görüştüğüm adamın, bendeki engelli telefonuna benim adıma mesaj yazmış. Ne yapıyorsun, neredesin diyerek. O da cevap olarak oldukça sıcak mesajla cevap verince dayanamayıp aramış, kavga kıyamet, küfürler derken sonrasında beni arayan eşim telefonda ettiği binbir hakaretle beni terkettiğini söyleyerek benden gitti. Ne benim aileme, nede onun ailesine hiçbir şey diyemedik. Tek taraflı boşanma isteği ile mahkemeye başvurmuş. Ne konuşuyor benimle. Ne telefonuma cevap veriyor. İş yerine gitmeye, karşısına çıkmaya cesaretim yok. Hiç bir şey konuşmadan ayrılan ilk çift olacağız sanırım. Görüştüğüm adam sıfatlı insan müsveddesi asla onu aramamı söyleyerek mutlu hayatına çoktan döndü. Bir ben kaldım kapkara bir gecenin sessiz ve yalnızlığında ve bunu fazlasıyla hakettim.
Fazlasıyla hemde..
 
Gönlünüz kaç kere kaydı acaba. Bundan sonra kendi yolunuza bakın. Umarım evlatlarınız yaptığınız şey için sizi affeder.
 
Esinize ve cocuklariniza üzüldüm şahsen. İnsanoglu tabiki hata yapiyor ama keske nefsinize hakim olabilseydiniz. Esinize de helal olsun kimseye birsey soylemeden bitirmek istemis en azindan. Daha kotusude olabilirdi.
 
Buram buram fakesin valla yeni uye ilk mesaj birde senaryo cok edebi olmus yazim dili falan kimse oyle kolay kocami aldattimi kendine bile itiraf edemez insanlar ayiplarini kusurlarini kendi iclerinde dusunurken bile rahatsizlik duyar oda haketti zamaninda bana sole bole yapti diye bahane siralar rahatlamak isterken sen boyle rahat boyle karanlik gecelere uyanan majlarla derdini anlatacaksin adam maleyke sana pist demeyecek donup gidivericek ortada cocuklar var falan ciks olmamis otur 1
 
Ben de fake olduğunu düşünüyorum lâkin degilsen bile beter ol diyorum.
Ne demek ya bir anlık gönül kayması??
Eşinizi gectim ileride çocuklarınızın utanacağı bir anne olmaktan da mı korkmadınız
 
Gerçekten na diyeceğimi bilemiyorum. Erkekler burda kadınlara yapınca herkes bas bas bağırıyor sen hem suçlu hem güçlü onu ezip devam etmişsin bile. Adam Seni yakalamış sen ise mağduru oynayıp tekrar devam etmişsin. Bide hiç bir cümlende diğerine aşık olduğunu da okumadım bekledim ama yazmadın. Bari bu yüzden yaptı diye anlamaya çalışırdım.
Sen eşini haketmemişsin diğeri zaten tipik karaktersiz erkek tipi. Ben olsam seni affetmezdim artık kendine gel kimsenin duygularıyla be güvenle oynama !!
 
Her yanımız it tuzagi...çok doğru bir sözdür.cakal boslugunu yakalayıp bir güzel kullanmış,
Hani herşeyden emindi korkmuyordu?

O adam olsaydı zaten başkasının karısına göz koymazdi.
Kendine hakim ol artık..
 
Yasak ilişkimin başrolü falan yazmış anlatirken baya emek vermiş hikayesine dizi film tadında olmuş emeğine sağlık
 
Kesinlikle sizi yargılamıyorum. Fakat böyle durumlarda ileride eşiniz çocuklarınıza neden boşandığınızı söylerse kendinizi nasıl hissedeceksiniz ?

Birde Kadınlar erkekleri affediyor, erkekler niye affetmesin. Gidin konuşun barışmak istiyorsanız. İleride çocuğumun yüzüne bakarken utanıcağıma şimdi kocama yüzsüzlük yaparım, denerim en azından. Ben bilemedim yaa çok zor bir durum aldatmak aldatılmak. Allah şaşırtmasın bizi.
 
Eşiniz sağlam bir adammış ki sizin gibi birini çocuğum var vs demeden direkt olarak terk etmiş.Eşiniz gibi sağlam duruşlu bir adamı diğer soytarı için kaybettiğinize yanın şimdi.Nedense hiç üzülmedim size.Hatta oh iyi olmuş demek geldi içimden.


Hiç pişman gibi durmuyorsunuz ayrıca.Belki de kurgudur bu anlattıklarınız.Bilemiyorum ama hak etmişsiniz.
 
Şu an ne yapmayi dusunuyorsun? Kocan bu sebeple cocuklarini elinden alabilir biliyorsun dimi? Yakalanmasaydiniz devam edecektiniz. 2 çift söze kanan hanimlara ibret olsun bunlar.Allah kimseyi yanlisa dusurmesin.Senin de yardimcin olsun.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X