Bipolar hastaları ve Yakınları (Manik Depresifler)

bu hastalığın bir adı da bipolar bozukluk sanırım..Arkadaşım bipolar ve neler yaşadığını gördükçe Allah hepinize acil şifalar versin diyorum...çok zor bir hastalık...doğru doktoru bulana kadar çok gezdi arkadaşım...ama en son bakırköyde bir doktora gitti ve verdiği ilaçlar iyi geldi...düzenli kullanıyor ve şimdi iyi...en azından kontrol altında hastalık...Allah herkese acil şifalar versin...
 
Herkese selam

yazdıklarınızın hemen hemen hepsini okudum, paylaşan hastalara acil şifalar ve paylaşan hasta yakınlarına sabır dilerim..

10 yıldır bu kuyunun içindeyim. Lisede başladı.. Okulumdan, çevremden, eğitim sisteminden oldukça mutsuzdum. Ilk gençlik hali tabi, ailimle sürekli laf dalaşı olurdu. çok başarılı öğrenciyken derslerle aramı tamamen kestim (tepki amaçlı). Ailem doktora götürdü. Anksiyete var dendi. Ne hikmetse bi-polara dönştü tanı. Ne manik atak geçirdim ne de depresiftim. Sonra üniversitede patlak verdi. Ailem beni biraz da kandırarak hayalini hiç kurmadığım ve istediğimden emin olmadığım bir bölüme ve üniv. Girmem de sebep oldu. Sanırım bu da (sen misin buna sebep olan tavrı idi) ve kasıtlı asiliklerimin sonu gelmedi.. Mutsuzluğumu sadece maskeliyordu çünkü olmak istemediğim yer, ortam ve insanlarlaydım hep. Farkettiğim anda asilikler yerini saldırganlık krizlere bıraktı. Bundan sonra ki maraton hastaneler, doktorlar, tanı farklılıkları ile geçti, çok ünlü eskilerden 2 doktor hiç bişeyi bile yok demişti.

Ezelden beri toplumsal siyasal olsun sistemde ters ne gidiyorsa tepkili olmuşumdur. Arkadaşlarım gideceği barı, tavlayacağı erkeği, alacağı ayakkabıyı düşünürken ben hep derin-analitik düşünen, muhakeme yapan, konu ne olursa olsun bilgiyi öğrenmeyi araştırmayı seven biri oldum. Peki bunları paylaşacağım kimse var mıydı? Hayır yoktu. Baktım hep. Göremedim. Ben o kalabalığın içinde gerçekten hep yalnız olandım. Harbi bir arkadaşım dostum diyeceğim kimse olmadı hiç sadece "tanıdıklarım" vardı..

Toplum içinde ise hep öfkeliyim hep yabancıyım. Her sokağa çıktığımda olay olur. Araya girenlerin sayesinde katil değilim şu an. Insanlar düşüncesiz, kaba, saygısız, ahlaksız... Ben ufacık bir durumda saldırganlaşıyorum. Bir gün elimden kaza çıksada göğsümü gere gere ben yaptım iyi ki yaptım derim. çünkü benim beynim, sokaktaki yabancının insan onurunu zedeleyecek veya haksızlığa uğrtacak (offf hele ki haksızlık) davranışının karşılığını vermeyi yaşama sebebi olarak görür ve vicdan azabı duymaz.

5 yıldan fazladır anlaşabildiğim bir doktorum vardı. Beni dinleyen ve konuşan (hımmhımm diyenlerin aksine) ve takip eden bir doktordu. Lityum ve depakin, ardından lityumu da azaltarak hepsini kesmişti terapiyle. Bunlar 1 yıldan az bir sürede oldu. Ilaçları bıraktığımda ne kendi hayatıma dair ne de toplumda olumsuzluklar batıyordu. 3 yıl ilaçsız manik atak da geçirmeden, depresif olmadan, stabil ve "herkes gibi" yaşadım. Hayatımı idame ettirdiğimi hissediyordum. Doktora ben bi-polar mıyım gerçekten dedim. O da ben hala emin olamıyorum ama yine de çok az lityumun ilerde yarayabileceğını düşünüyorum dedi. Fakat ilk gençlikte borderline kb sonradan antisosyal kb'ye dönüşmüş bir tablo var. Tepkilisin, anlayanın yok, yalnızsın, şiddeti dışarıya yönlendirmişsin ama bu kendi hayatından mutsuz olduğunu değiştirmiyor, böyle sadece depresyonu maskeliyorsun demişti.

Doğru diyordu çünkü o kadar toparlanma, kendini kontrole alma 1,5 yılda şarj gibi yavaş yavaş bitti. Kendi hayatım için yapabileceklerim, düzen, meslek, yaşam, ideallar hepsi onca çabalarıma rağmen suya düştü istanbulda. Hani türk filmerinde istanbul umut ekmek kapısıdır ya işte o filmlerde bu şehre gelipte hayal kırıklığının dibine vuranlardanım şimdi...

2 yıla yakın bir boşluk var ki içimde anlatamıyorum. Ben daha önceden de yaşamadım bunu. Yani kendimi artık aklen fikren ruhen hayatımda ilk defa bu kadar uzun zamandır amaçsız hedefsiz hissediyorum hayata karşı. Boş yani bomboş. Geleceğe baktığım zaman bişey görmüyorum. Doktorumu bıraktığım şehre gitmiştim geçenlerde o bile depresyon bu demeye dili varmadı. çünkü kendime bakıyorum, uyku sorunum işsizlikten düzensiz, sevdiğim tad alabileceğim ne varsa yapıyorum gündelik hayatım aksamıyor. Heyecan, neşe, tat.. Yok. Ya artık bu durum ne ben anlayamıyorum. Bir yıldır oldu bu hislerimi ilk doktora telde anlatığımda. Hemen lityuma başlattı. Bende değişiklik yok. Mutlu değilim fakat ne daha fazla düştüm ne de yükseldim. Stabil mutsuzluk hali. Adını buldum sanırım :) acayip bir mani patlaması yaşadığımı hiç bi doktor söylemedi. Hipomani yani tatlı mani, yarayan mutluluk yaşadığımı söyleyen doktorlar oldu. Var mı öyle bişey bende, varsa da çıksın su yüzüne artık :)

bipolar için beyindeki kimyasallardan dolayı hede hede vs. Der hep doktorlar. Ben de ölç o kimyasalları da inanayım sana derim...
Ben geçen yine araştırdım fakat bulamadım. Kimyasal derken hormanlardan mı bahsediyorlar yoksa başka şeyler de mi buna dahil?
Bu "beyindeki kimyasalları" ölçen bişey okuyan var mı?

çok ağır yaşayanlar okudum, üzüldüm gerçekten. Anne olanlar, annesini yazanlar, bundan kayıpları olanlar... Hele ki 11 yaşındaki çocuğa nasıl bu tanı kondu anlayamıyorum. Umarım doktor abartmamıştır durumu. Değilse bile küçücük çocuk o yaşta bariz mani ve depresyon atakları nasıl geçirir. çok üzüldüm. 10 yıldır hiç bipolar kimseyle tanışmadım. Ben kendime bakarak bu hastalığın sadece birkaç ilaç firmasını zengin etmek için oryaya çıkarılmış çok net bulguları olmayan bir hastalık olduğunu düşünürdüm. Burdaki paylaşımlar daha farklı bakmama neden oldu. Iyi ki okumuşum. Allah hepimize daha güzel günler gösterir inşallah. Sağlıcakla kalın.
 
merhabalar
yaklaşık 5 yıldır manik depresifim. manik olmaktan da nefret ediyorum.. en sevdiğim arkadaşlarımı, en sevdiğim insanı hep manideyken kaybettim..acıtıcı tarafı işte bu sanırım..manevi kısım...ne yapılabilir? aslında ilaç kullanmak dışında insanın yapabileceği pek bişey yok.. hastalık, şeker hastalığından farklı değil.doktor tanıdıklarım hep öyle diyor bana. okuduğum bir yerde beyinde fazla dopamin salınımı oluyor yazıyordu. yani fazla/az salgılanan bir şeyler bizi/beni bilinçdışı davranmaya itiyor. düşününce kronik rahatsızlıklarda ilacını almayınca olan şeylerin psikolojik boyutlu olanlarından biri manik depresif hastalığı. sanıldığı gibi delilik akıl yitmişliği falan değil yani. doktor bir yakınıma anlatıyorum: bunu düşündüm, şunu dedim, diye o da bana çoğu hastanın benzer şekilde tepkiler verdiğini benzer sanrıları olduğunu söylüyor. yani hastalık demin dediğim gibi şeker, tansiyon, kalp hastalıklarından çok farklı değil..
bu arada hastalık sorun değil bence herkesin bir sınavı varsa eğer...
ama sonuçları sınavın zor kısmı... tırnaklarınla kazıyarak geldiğin yerdeyken birden düşmek kötü..bilmeyen, anlamayan bir sürü insana rezil olmak, hastanede yatmak falan inanın yaşanmadan bilinebilecek şeyler değil. şu var tabii o dönem yaptıkları insana bayaa komik gelebiliyor sonra.. ben hiç sarhoş olmadım maniyi de bazen ona sayıyorum kendimce : ) son manimde tüm sarhoşluk hakkımı kullandım tabiki, 4 ay psikotik seyirli mani dönemimle...(umarım son olur)
hadi yine herşeyi geçtim meslekte edindiğin başarılardan olmak, rezillik falan en kötüsü de canından çok sevdiğin insandan olmak.. kesinlikle boğazımda yutkunamadığım düğüm oldu kendileri... o da manik depresif ve anlatamadım durumu, toplayamadım hiç birşeyi öyle paramparça darmadağınık kaldı herşey. fazla platonikti veya olmasına ramak kalmıştı bilmiyorum ama böyle bir son birçok insanın çektiği aşk acısından daha katmerli acıtıyo insanın yüreğini...kimse bana demesin şimdi seni anlamıyorsa zaten salla gitsin diye.. beni ondan iyi anlayacak biri var mıydı? bence şimdiye kadarkiler içinde yoktu... bu farklı bir durum..
bir de gerçekten genetik geçişli bir hastalık, benim de manik yakınım var hem de 1.derece akrabam... düşünüyorum da sağlıklı bir çocuk doğurmak benim için gayet zor... gelecek de sorunlu tabi ki. bazen çocuk görünce gözlerim doluyor...(fazla pimpirikliyim biliyorum)
işin özü şu hastalık hali çok zorlu bir süreç..bazen 3-5 gün bazen 3-5 ay... psikiyatr tanıdıklarım ilacı bırakmadığım sürece çok da sorun yaşamayacağımı söylüyorlar.. ilacı bırakmak en büyük hata.. lütfen hastaysanız veya hasta yakınıysanız bu konuyu göz ardı etmeyin... sonuçlar fazla yıpratıcı oluyor çünkü...
 
Son düzenleme:
canı bende manik depresiftim ve panik ataklarım vardı.fobilerim patlak vermişti. ilaç kullanmayı reddettim bayagı uzun bir dönem,intiharı düşündüğüm artık sonlarımı yaşadığım bir dönemde, sonra tesadüfen bir doktorla tanıştım.doktorumu okadar sevdimki onun verdiği ilacı kullanmaya başladım. ilk 6 ay sorunların devam edecek 6 aydan sonra ilaç etkisini gösterecek devam et dedi. inanmıyordum ilacın fayda edeceğine ve inanırmısın atlattım. devamlı olarak kullanıyorum ilacımı aksatmamaya çalışıyorum. mutluluk hormonu salgılıyoru resmen durduğum yerde.en ufak şeylerden deli gibi mutlu oluyorum filan.
doğru ilacı ve tedavi şeklini bulmanızı tavsiye ederim
 
Herkese selam

yazdıklarınızın hemen hemen hepsini okudum, paylaşan hastalara acil şifalar ve paylaşan hasta yakınlarına sabır dilerim..

10 yıldır bu kuyunun içindeyim. Lisede başladı.. Okulumdan, çevremden, eğitim sisteminden oldukça mutsuzdum. Ilk gençlik hali tabi, ailimle sürekli laf dalaşı olurdu. çok başarılı öğrenciyken derslerle aramı tamamen kestim (tepki amaçlı). Ailem doktora götürdü. Anksiyete var dendi. Ne hikmetse bi-polara dönştü tanı. Ne manik atak geçirdim ne de depresiftim. Sonra üniversitede patlak verdi. Ailem beni biraz da kandırarak hayalini hiç kurmadığım ve istediğimden emin olmadığım bir bölüme ve üniv. Girmem de sebep oldu. Sanırım bu da (sen misin buna sebep olan tavrı idi) ve kasıtlı asiliklerimin sonu gelmedi.. Mutsuzluğumu sadece maskeliyordu çünkü olmak istemediğim yer, ortam ve insanlarlaydım hep. Farkettiğim anda asilikler yerini saldırganlık krizlere bıraktı. Bundan sonra ki maraton hastaneler, doktorlar, tanı farklılıkları ile geçti, çok ünlü eskilerden 2 doktor hiç bişeyi bile yok demişti.

Ezelden beri toplumsal siyasal olsun sistemde ters ne gidiyorsa tepkili olmuşumdur. Arkadaşlarım gideceği barı, tavlayacağı erkeği, alacağı ayakkabıyı düşünürken ben hep derin-analitik düşünen, muhakeme yapan, konu ne olursa olsun bilgiyi öğrenmeyi araştırmayı seven biri oldum. Peki bunları paylaşacağım kimse var mıydı? Hayır yoktu. Baktım hep. Göremedim. Ben o kalabalığın içinde gerçekten hep yalnız olandım. Harbi bir arkadaşım dostum diyeceğim kimse olmadı hiç sadece "tanıdıklarım" vardı..

Toplum içinde ise hep öfkeliyim hep yabancıyım. Her sokağa çıktığımda olay olur. Araya girenlerin sayesinde katil değilim şu an. Insanlar düşüncesiz, kaba, saygısız, ahlaksız... Ben ufacık bir durumda saldırganlaşıyorum. Bir gün elimden kaza çıksada göğsümü gere gere ben yaptım iyi ki yaptım derim. çünkü benim beynim, sokaktaki yabancının insan onurunu zedeleyecek veya haksızlığa uğrtacak (offf hele ki haksızlık) davranışının karşılığını vermeyi yaşama sebebi olarak görür ve vicdan azabı duymaz.

5 yıldan fazladır anlaşabildiğim bir doktorum vardı. Beni dinleyen ve konuşan (hımmhımm diyenlerin aksine) ve takip eden bir doktordu. Lityum ve depakin, ardından lityumu da azaltarak hepsini kesmişti terapiyle. Bunlar 1 yıldan az bir sürede oldu. Ilaçları bıraktığımda ne kendi hayatıma dair ne de toplumda olumsuzluklar batıyordu. 3 yıl ilaçsız manik atak da geçirmeden, depresif olmadan, stabil ve "herkes gibi" yaşadım. Hayatımı idame ettirdiğimi hissediyordum. Doktora ben bi-polar mıyım gerçekten dedim. O da ben hala emin olamıyorum ama yine de çok az lityumun ilerde yarayabileceğını düşünüyorum dedi. Fakat ilk gençlikte borderline kb sonradan antisosyal kb'ye dönüşmüş bir tablo var. Tepkilisin, anlayanın yok, yalnızsın, şiddeti dışarıya yönlendirmişsin ama bu kendi hayatından mutsuz olduğunu değiştirmiyor, böyle sadece depresyonu maskeliyorsun demişti.

Doğru diyordu çünkü o kadar toparlanma, kendini kontrole alma 1,5 yılda şarj gibi yavaş yavaş bitti. Kendi hayatım için yapabileceklerim, düzen, meslek, yaşam, ideallar hepsi onca çabalarıma rağmen suya düştü istanbulda. Hani türk filmerinde istanbul umut ekmek kapısıdır ya işte o filmlerde bu şehre gelipte hayal kırıklığının dibine vuranlardanım şimdi...

2 yıla yakın bir boşluk var ki içimde anlatamıyorum. Ben daha önceden de yaşamadım bunu. Yani kendimi artık aklen fikren ruhen hayatımda ilk defa bu kadar uzun zamandır amaçsız hedefsiz hissediyorum hayata karşı. Boş yani bomboş. Geleceğe baktığım zaman bişey görmüyorum. Doktorumu bıraktığım şehre gitmiştim geçenlerde o bile depresyon bu demeye dili varmadı. çünkü kendime bakıyorum, uyku sorunum işsizlikten düzensiz, sevdiğim tad alabileceğim ne varsa yapıyorum gündelik hayatım aksamıyor. Heyecan, neşe, tat.. Yok. Ya artık bu durum ne ben anlayamıyorum. Bir yıldır oldu bu hislerimi ilk doktora telde anlatığımda. Hemen lityuma başlattı. Bende değişiklik yok. Mutlu değilim fakat ne daha fazla düştüm ne de yükseldim. Stabil mutsuzluk hali. Adını buldum sanırım :) acayip bir mani patlaması yaşadığımı hiç bi doktor söylemedi. Hipomani yani tatlı mani, yarayan mutluluk yaşadığımı söyleyen doktorlar oldu. Var mı öyle bişey bende, varsa da çıksın su yüzüne artık :)

bipolar için beyindeki kimyasallardan dolayı hede hede vs. Der hep doktorlar. Ben de ölç o kimyasalları da inanayım sana derim...
Ben geçen yine araştırdım fakat bulamadım. Kimyasal derken hormanlardan mı bahsediyorlar yoksa başka şeyler de mi buna dahil?
Bu "beyindeki kimyasalları" ölçen bişey okuyan var mı?

çok ağır yaşayanlar okudum, üzüldüm gerçekten. Anne olanlar, annesini yazanlar, bundan kayıpları olanlar... Hele ki 11 yaşındaki çocuğa nasıl bu tanı kondu anlayamıyorum. Umarım doktor abartmamıştır durumu. Değilse bile küçücük çocuk o yaşta bariz mani ve depresyon atakları nasıl geçirir. çok üzüldüm. 10 yıldır hiç bipolar kimseyle tanışmadım. Ben kendime bakarak bu hastalığın sadece birkaç ilaç firmasını zengin etmek için oryaya çıkarılmış çok net bulguları olmayan bir hastalık olduğunu düşünürdüm. Burdaki paylaşımlar daha farklı bakmama neden oldu. Iyi ki okumuşum. Allah hepimize daha güzel günler gösterir inşallah. Sağlıcakla kalın.

Boho, yazdıklarını şimdi okudumda, inanırmısın tek cümle atlamadan hepsini yaşadım...yani okadar zorduki.."normal bir insan" olmak için her gün dua ediyordum. mutsuz, herşey batıyor,sisteme, dünyaya,yaratılışa,insanlara öfkeli,sürekli sorgulayan birilerine bir insana baktığımda filmlerde robotların analiz tekniği vardır ya, karşıdaki insanla ilgili bilgiler yazılar halinde ayrışır, benimde öyle oluyor,karşımdakinin analizini yapıyordum ve bunlar ben istemeden hızlı hızlı oluyordu. beynimden geçenlerin hızına ben yetişemiyordum.
normal insanların yaşadığı boyutun birkaç boyut üstünde yaşıyordum resmen. tahamülsüzdüm. yani komple hayata dayanma eşiğim okadar düşüktü ki...
sonradan işte tesadüf bir doktorla tanıştım bana uyguladığı ilaç tedavisiyle uzun bir sürenin ardından "normal insan" oldum resmen. şuan her gece bu normallik için şükrediyorum. Allah gerçekten kimseye vermesin..
 
ilaç kullanmamak bu hastalık için gerçekten çok yanlış.. tamam zararları yok değil, hatta hiç bir ilaç masum değil ama bilinçdışı yaşadığım her gün zaten sonrasında ömrümden ömür alıyo bence... doğru ilacı bulunca zaten sorun kalmıyor... bu arada ben 60 kiloydum maniyi tanımadan önce sonra 100 kiloya kadar çıktım şimdi 77 civarıyım...ilaçlar benim vücudumu mahvetti.. ama çok doktor tanıdığım var ve kesinlikle bırakmamak gerektiğini üstüne basa basa söylüyorlar.. dediğim gbi yarar zarar hesabı yapılınca en mantıklısı ilaçları paşa paşa almak...
 
Son düzenleme:
Kuzenimle tanistik bu hastalikla. Ilk baslarda yuzunde sarhosmus gibi bi ifade vardi. Etrafina gulucukler saciyor ve devamli nasil oldugumuzu soruyordu. Bi zaman sonra gizli gucleri oldugunu soylemeye basladi. Zaten ondan sonra hastaneye yatirildi ve koca adam birden bire herseyini kaybetmeye basladi. Esi bosandi, cocuklari babasinin yuzune bakmadi. Anlayacaginiz etrafinda cok az kisi kaldi. Manik donemleri cok ucuk hareketler sergiliyor, kendini oldugundan daha yetenekli, zeki, yakisikli ve tanrisal gucleri oldugunu soyluyor. Depresif donemlerinde ise, zaman zaman intihari dusunuyor (hic boyle bir tesebbuse daha basvurmadi) garip davranislarinin yerine daha sakin ve daha sessiz kaliyor. Ve insanlardan korkuyor, devamli birilerin onu takip ettigini dusunuyor ve bu yuzden o ara pek evden cikmiyor. Artik bu tur seyleri az yasiyor, ama ilaclarin dozajini azaltmasi gerektigi donem yine bu tur seyleri yasamaya basliyor. Doktorun soyledigine gore de duzelme olasiligi yokmus. Bu hastaliktan kurtulmanin hic bir caresi yokmudur?
 
Hepinize geçmiş olsun diyorum arkadaşlar.Benimde abim manik-depresif.8 yıllık tecrübemiz bize şunu öğretti;doğru doktor ve doğru ilaç tedavisi.Öncelikle bu ikisi önemli ardından hastaya psikoloik-manevi destek olmak çok faydalı oluyor.İlaçlar düzgün alınmalı ve lityum-depakin kan testine önem verilmeli.Testler zaten hastalığın gidişatını gösteriyor ona göre yol çizilebiliyor.Ve hastanın kendi kendine tedavisini,doktorunu aksatmamasına yardımcı olmalıyız.Hastalığı kabullenmek tedavinin yarısı derler çokda doğru diye düşünüyorum.Bizde acı tecrübelerden geçtik şimdi neyi nasıl yapacağımızı biliyoruz en azından.Ama dediğim gibi doktor ve doğu ilaç tedavisi bu hastalığın olmazsa olmazları.Bir diğer kritik noktada şu;beyinde bir organ ve hastalanabilir.Bu düşünce ile yola çıkarsak hem hastamıza hemde yakını olarak kendimize pozitif güç katmış oluruz.Ben ve ailem bu şekilde başettik.Abim evli ve bir oğlu var.İlaçlarını düzenli içerek şu anda normal hayatına devam ediyor çok şükür.Tekrar hepinize geçmiş olsun diyorum..hepimizin yolu açık olsun sevgiler:)
 
annemde var bu hastalık 13 yıldır.ilk 3 yıl önce teşhis konuldu fakat ilaçları kullanmadı 3 yıldır hem manik dönemlerinde hemde depreyon dönemlerinde ikna etmeye çalışıyorum.geçen hafta ikna ettim psikiyatıra gitmeyi ve şuan hastenede yatıyor.hala birseyim yok senin hatırın için yatıyorum diyor.yaptığı herseye bir mazeret uyduruyor.haklı çıkartıyor kendini benim aklım başımda diyor.bunun benim için çok büyük bir sınav olduğunu düşünüyorum.eski haline dönermi sizce,ne diyorsunuz,sağlığına kavuşurmu acaba?
 
Herkese merhaba,

Öncelikle kendisi veya yakınlarında bu hastalığı yaşayan herkese çok geçmiş olsun diyorum.. Yeni olsamda buradaki paylaşımları okudukça hepinizin samimiyetini gördüm ve bende kaldıramadığım ve çare bulmakta zorlandığım sorunum hakkında size akıl danışmak istedim.

Annem ve babamın 30 yıllık sorunlu evlilikleri geçen yıl boşanmayla sonuçlandı. Babamın davranışlarındaki akıl almaz anormallikler sonucu zorla gittiğimiz 3 doktor da bipolar bozukluk tanısı koydu. Aslında zaman zaman tekrarlayan ve aylar süren, "erkek milleti değilmi hepsi böyle" denilen bir çok davranışının sebebinin bu hastalık olduğunu öğrendim. Belki daha önce bu hastalığı öğrenmiş araştırmış olsaydık annem ve babamın evliliği bitmeyebilirdi.

Ben istanbulda çalışıyorum ve babasına karşı oldukça ilgisiz ve kızgın olan abimle beraber kalıyoruz. Babamsa bana 2 saat uzaklıkta başka bir şehirde. Boşandıkları için şu an yalnız yaşıyor. Hemen hemen her hafta sonu yanına gidiyorum ama ben olmayınca ilaçlarını almıyor. Doktora gitmeyi de kabul ettirmek içinse haftalarca uğraşmam gerekiyor. İnatla iyi olduğunu hasta olmadığını söylüyor. Kimi zaman neşeli oluyor her şeyin düzeldiğine beni ikna etmeye çalışıyor. Kimi zaman da her gittiğimde geceleri hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Tek isteği annemle barışmak ama annemin de yaşadığı şeyleri bir çok kadın kaldıramazdı, çok mücadele etti, melek gibi bir insandır.. Onca sorundan sonra barışmak istememesi ve "hayatımın son yıllarını huzurlu geçirmek istiyorum demesi" bana bu konuda söylenecek söz bırakmadı..

Çok defa abim istememesine rağmen İstanbul'a taşınmaya ikna etmeye çalıştım ama gelmiyor. Arkadaşlık yaptığı insanlardan tutun da yaşadığı hayata kadar her şeyi onu gittikçe daha çok dibe çekiyor. Yalnızlık da hastalığına tuz biber oluyor. Ve benim canım babam, hayatımdaki en değerli insan günden güne elimden kayıyormuş gibi geliyor. Onun bu hayata böyle mutsuz veda etmesi benim bu konuda ona yardım edememem en büyük korkum. Benden başka ona ailesinden destek veren kimse yok..

Nişanlıyım, yaza düğünüm var kısmetse ama bencillik mi yapıyorum diye çok düşünüyorum. İyi bir eğitim hayatım ve yeni başlamış olsamda iyi bir kariyerim var. Ama hayatımda ailemden canım babamdan önemli ne olabilir..? İşi bırakıp onun yanına gitsem, tedavi olmasını sağlasam, düğünü de erteleyebilirim. Benim gittiğim psikolog kendi hayatından sakın vazgeçme diyor.. En iyisi onun yanımıza taşınması ama gelmiyor, gelmiyor..Sen yaza evleneceksin ve gideceksin diyor, beni merak etme diyor. Ama tedavi olmadan nasıl iyi olabilir ki? Uyutup zorla getirmeyi bile düşündüm 59 yaşındaki adamı..

Siz yakınlarınızı tedavi olmaya nasıl ikna ettiniz...? Hasta olduklarını nasıl kabul ettirdiniz? Bir kız babasına nasıl sözünü geçirebilir...? Annem hastalığını biliyor ama barışmak istemiyor, ben göstermemeye çalışsamda bütün sorumluluğun benim omuzlarımda olduğunun da farkında. Siz annelere de soruyorum, kızınız ve eski kocanız bu durumda olsanız ne yapardınız? Annemin, babamın ya da kendimin mutsuzluğuyla sonuçlanmayacak bir çözüm bulamıyorum.

Şimdiden fikirleriniz için çok teşekkür ediyorum.
 
Herkese merhaba,

Öncelikle kendisi veya yakınlarında bu hastalığı yaşayan herkese çok geçmiş olsun diyorum.. Yeni olsamda buradaki paylaşımları okudukça hepinizin samimiyetini gördüm ve bende kaldıramadığım ve çare bulmakta zorlandığım sorunum hakkında size akıl danışmak istedim.

Annem ve babamın 30 yıllık sorunlu evlilikleri geçen yıl boşanmayla sonuçlandı. Babamın davranışlarındaki akıl almaz anormallikler sonucu zorla gittiğimiz 3 doktor da bipolar bozukluk tanısı koydu. Aslında zaman zaman tekrarlayan ve aylar süren, "erkek milleti değilmi hepsi böyle" denilen bir çok davranışının sebebinin bu hastalık olduğunu öğrendim. Belki daha önce bu hastalığı öğrenmiş araştırmış olsaydık annem ve babamın evliliği bitmeyebilirdi.

Ben istanbulda çalışıyorum ve babasına karşı oldukça ilgisiz ve kızgın olan abimle beraber kalıyoruz. Babamsa bana 2 saat uzaklıkta başka bir şehirde. Boşandıkları için şu an yalnız yaşıyor. Hemen hemen her hafta sonu yanına gidiyorum ama ben olmayınca ilaçlarını almıyor. Doktora gitmeyi de kabul ettirmek içinse haftalarca uğraşmam gerekiyor. İnatla iyi olduğunu hasta olmadığını söylüyor. Kimi zaman neşeli oluyor her şeyin düzeldiğine beni ikna etmeye çalışıyor. Kimi zaman da her gittiğimde geceleri hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Tek isteği annemle barışmak ama annemin de yaşadığı şeyleri bir çok kadın kaldıramazdı, çok mücadele etti, melek gibi bir insandır.. Onca sorundan sonra barışmak istememesi ve "hayatımın son yıllarını huzurlu geçirmek istiyorum demesi" bana bu konuda söylenecek söz bırakmadı..

Çok defa abim istememesine rağmen İstanbul'a taşınmaya ikna etmeye çalıştım ama gelmiyor. Arkadaşlık yaptığı insanlardan tutun da yaşadığı hayata kadar her şeyi onu gittikçe daha çok dibe çekiyor. Yalnızlık da hastalığına tuz biber oluyor. Ve benim canım babam, hayatımdaki en değerli insan günden güne elimden kayıyormuş gibi geliyor. Onun bu hayata böyle mutsuz veda etmesi benim bu konuda ona yardım edememem en büyük korkum. Benden başka ona ailesinden destek veren kimse yok..

Nişanlıyım, yaza düğünüm var kısmetse ama bencillik mi yapıyorum diye çok düşünüyorum. İyi bir eğitim hayatım ve yeni başlamış olsamda iyi bir kariyerim var. Ama hayatımda ailemden canım babamdan önemli ne olabilir..? İşi bırakıp onun yanına gitsem, tedavi olmasını sağlasam, düğünü de erteleyebilirim. Benim gittiğim psikolog kendi hayatından sakın vazgeçme diyor.. En iyisi onun yanımıza taşınması ama gelmiyor, gelmiyor..Sen yaza evleneceksin ve gideceksin diyor, beni merak etme diyor. Ama tedavi olmadan nasıl iyi olabilir ki? Uyutup zorla getirmeyi bile düşündüm 59 yaşındaki adamı..

Siz yakınlarınızı tedavi olmaya nasıl ikna ettiniz...? Hasta olduklarını nasıl kabul ettirdiniz? Bir kız babasına nasıl sözünü geçirebilir...? Annem hastalığını biliyor ama barışmak istemiyor, ben göstermemeye çalışsamda bütün sorumluluğun benim omuzlarımda olduğunun da farkında. Siz annelere de soruyorum, kızınız ve eski kocanız bu durumda olsanız ne yapardınız? Annemin, babamın ya da kendimin mutsuzluğuyla sonuçlanmayacak bir çözüm bulamıyorum.

Şimdiden fikirleriniz için çok teşekkür ediyorum.

öncelikle çok geçmiş olsun fakat bu rahatsızlık maalesef iyileşen türden bişiy değil....önemle duyuruyorum hatta,,, bu rahatsızlık iyileşen türden bişiy değildir....kendim de bu rahatsızlıktan muzdarip olan biri olarak söylüyorum bunu....kesinkes manik-depresif teşhisi almışsa babanız (ki doktorlar bile tanıda bazen karıştırıyorlar bunu başka benzer tür rahatsızlıklarla) mutlaka lithium tuzu kullanmalı....lithiumdan başka çaresi yoktur,,ömür boyu bunu istese de istemese de kullanacak...direnç gösterirse, doktorla görüşün yemeğine, suyuna vs..e gizli gizli, nasıl ne dozda katılıp içirilebileceğini,,,,birinin lithuimu içirmesi lazım..... ve zaman zamanda ilacın kan düzeyinde ne oranda olduğunun tetkiki lazım,,,, ilgilenen biri olmalı babanızla,,,yoksa asla stabil hale dönmeyecek babanızın psikolojisi,,, en kesin çözüm lithiumdur.....başka ilaçlarla da yada psikoterapi ile de vakit kaybetmek aptalcadır. Çünki bu hastalık bir beyin kimyası bozukluğudur....terapiyle felan da kesinkes düzelmez sadece sönme eğilimi gösterir,,,fırsatını bulunca hortlar yine geri gelir... tek çare lithiumdur....işiniz zor,kolay gelsin...
 
ben de bipolarım ama lityum tedavisi tek çözüm değil ki.. depakini var tegratolü var.. yanında da antipsikotikler kullanılabiliyor.. genelde lityum kullanma eğiliminde oluyor doktorlar.. ben ismini yazdığım ilaçları ve onun dışındaki antipsikotikleri kullandım.. psikoz varsa mutlaka antipsikotik ilaçlar kullanılıyor..lityum bende işe yaramamıştı misal...ve genelde hastalar iç görüsünü kaybettikleri için hasta olduklarını kabul etmezler...benim iç görümü kaybetme nedenim de hep psikoz oldu..o yüzden antipsikotik ilaç mutlaka kullandım.. insan hastayken tedavi olması gerektiğini nasıl anlasın o yüzden bir psikiyatra sorup ondan fikir almanızı tavsiye ederim.. çünkü hastaneye yatırmak için gerekli durumları onlar daha iyi analiz ediyorlar... bir de sadece psikologla (psikiyatrist demiyorum dikkat!) filan hallolcak bi hastalık değil... kaynakları okursanız hepsinde ilaç ve psikoterapi yazar... bu arada iyileşmez demek istemiyorum hiç kimse için çünkü orası belli olmuyormuş bazısında 1 ataktan sonra bir daha gözükmüyormuş ama bazısında da sürekli tekrarlayabiliyormuş... genelde de ilaç tedavisi koruyucu olabiliyor yani atak sayısını azaltıyor ve/veya geciktiriyor.. daha önce de yazdım bu sayfada, hastalık şeker hastalığından çok da farklı değil...nasıl ki onlar kullanmaları gereken insülini kullanmadıklarında krize giriyorlar manik depresiflerde de ilaç tedavisinin yokluğu durumunda ataklar şiddetlenerek devam ediyor.. (yani tedavi edilmemesi durumu daha da dirençli seyir göstermesine neden oluyor) gerçek teşhisin manik depresif olduğuna eminseniz ilaç tedavisinden başka çözümü yok.. ama şunu da belirtmek istiyorum manik hasta çok belli eder kendinde sorun olduğunu.. acayip davranışları vardır bir kere, saçma konuşur hızlı hareket eder, doğaüstü olaylara inanç potansiyeli yüksektir, kendini peygamber, devlet adamı ilan edebilir..gerçekten saçma düşünceleri olduğunu anlarsınız.. o durumlarda da muhakkak hastaneye yatırılma göstergeleri oluyor insanların.. kliniği olan bir hastaneye giderseniz yatış önerecektir büyük bir ihtimal.. ben kendi adıma şu kararı verdim: gerçekten başka bir tedavi yolu bulunup da tamamen iyileşeceğim zaamana kadar (olursa görür müyüm bilmiyorum) ilaç tedavisinden kesinlikle vazgeçmeyeceğim.. çok yıpratıcı bir hastalık çünkü.....
 
Son düzenleme:
annemde var bu hastalık 13 yıldır.ilk 3 yıl önce teşhis konuldu fakat ilaçları kullanmadı 3 yıldır hem manik dönemlerinde hemde depreyon dönemlerinde ikna etmeye çalışıyorum.geçen hafta ikna ettim psikiyatıra gitmeyi ve şuan hastenede yatıyor.hala birseyim yok senin hatırın için yatıyorum diyor.yaptığı herseye bir mazeret uyduruyor.haklı çıkartıyor kendini benim aklım başımda diyor.bunun benim için çok büyük bir sınav olduğunu düşünüyorum.eski haline dönermi sizce,ne diyorsunuz,sağlığına kavuşurmu acaba?

sağlığına kavuşur da kavuşmasına, ilaçları düzenli kullanmadıktan sonra aynı sorunları tekrar yaşarsınız ,dikkat edin ilaçlarını almasına..
 
Son düzenleme:
ben de bipolarım ama lityum tedavisi tek çözüm değil ki.. depakini var tegratolü var.. yanında da antipsikotikler kullanılabiliyor.. genelde lityum kullanma eğiliminde oluyor doktorlar.. ben ismini yazdığım ilaçları ve onun dışındaki antipsikotikleri kullandım.. psikoz varsa mutlaka antipsikotik ilaçlar kullanılıyor..lityum bende işe yaramamıştı misal...ve genelde hastalar iç görüsünü kaybettikleri için hasta olduklarını kabul etmezler...benim iç görümü kaybetme nedenim de hep psikoz oldu..o yüzden antipsikotik ilaç mutlaka kullandım.. insan hastayken tedavi olması gerektiğini nasıl anlasın o yüzden bir psikiyatra sorup ondan fikir almanızı tavsiye ederim.. çünkü hastaneye yatırmak için gerekli durumları onlar daha iyi analiz ediyorlar... bir de sadece psikologla (psikiyatrist demiyorum dikkat!) filan hallolcak bi hastalık değil... kaynakları okursanız hepsinde ilaç ve psikoterapi yazar... bu arada iyileşmez demek istemiyorum hiç kimse için çünkü orası belli olmuyormuş bazısında 1 ataktan sonra bir daha gözükmüyormuş ama bazısında da sürekli tekrarlayabiliyormuş... genelde de ilaç tedavisi koruyucu olabiliyor yani atak sayısını azaltıyor ve/veya geciktiriyor.. daha önce de yazdım bu sayfada, hastalık şeker hastalığından çok da farklı değil...nasıl ki onlar kullanmaları gereken insülini kullanmadıklarında krize giriyorlar manik depresiflerde de ilaç tedavisinin yokluğu durumunda ataklar şiddetlenerek devam ediyor.. (yani tedavi edilmemesi durumu daha da dirençli seyir göstermesine neden oluyor) gerçek teşhisin manik depresif olduğuna eminseniz ilaç tedavisinden başka çözümü yok.. ama şunu da belirtmek istiyorum manik hasta çok belli eder kendinde sorun olduğunu.. acayip davranışları vardır bir kere, saçma konuşur hızlı hareket eder, doğaüstü olaylara inanç potansiyeli yüksektir, kendini peygamber, devlet adamı ilan edebilir..gerçekten saçma düşünceleri olduğunu anlarsınız.. o durumlarda da muhakkak hastaneye yatırılma göstergeleri oluyor insanların.. kliniği olan bir hastaneye giderseniz yatış önerecektir büyük bir ihtimal.. ben kendi adıma şu kararı verdim: gerçekten başka bir tedavi yolu bulunup da tamamen iyileşeceğim zaamana kadar (olursa görür müyüm bilmiyorum) ilaç tedavisinden kesinlikle vazgeçmeyeceğim.. çok yıpratıcı bir hastalık çünkü.....

slm:KK3:: tegretol çok genel anlamda dopamin üzerinden çalışır,,,,epileptiklerde denenebilir,,,, manik ne de depresif fazda iyileştirmek şöyle dursun daha beter eder uzun vadede(şayet kullanıyorsanız beni 5 sene sonra forumda bulun)....depakin de bipolar da kullanılmaz..doktorlarınız deneme yanılma yapıyorlar,,aynen bildiriniz....hiçbiri lithiumla kıyaslanamaz... beyindeki etki mekanizmaları ve çalışma sistemleri apayrı çünki,,,, bir de ufak not: tek atak geçiren hasta dahi,,, ilelebet hasta kabul edilir,,,,,bu rahatsızlık tam olarak ilaçla da tedavi edilemez,sadece fazların yıkıcı etkileri sönümlendirilebilir,semptomlar kontrol altına alınabilir,,,,hastalıkd eğildir arkadaşlar bu,kısmi delilik durumudur:nazar: hoşunuza gitsin gitmesin...(ki beni hiç rahatsız etmiyor,çok normal olma kaygım hiç bi zaman olmadı)o yüzden ilaçlara kurtarıcı gözüyle bakmayın,,onlar sadece durumu toparlayıcı,,,,kesin çözüme en yakın sadece lithiumdur ama yan etkileri çoktur.....lithium bile çözüm değildir esasen,,,,kullananın bunu da göz önüne alması gerekir....gerçi diğerlerinin de yan etkileri aşağı kalır değil..:KK1:
 
Arkadaşlar eşimin benden bazı şikayetleri vardı...Ben şahsen arada dengesiz duygu durumlarım olduğunun farkındayım..Çok sevinçliyken enerji doluyken bir anda tüm dünya başıma yıkılmış halde olabiliyorum...Eşim psikiyatriye vermem üzere bir mektup yazdı. Mektupta da "eşimin dengesiz halleri var bir an bana tapar gibi bakarken benle öyle ilgilenirken birden beni düşmanı gibi görmeye öldürecekmiş gibi bakmaya başlıyor dokunmama bile tahammül edemiyor" diye yazmıştı...Ben doktora giderken mektubu unutmuşum..Eşimin şikayetini yüzeysel olarak anlattım doktor da bana 5 dakikada senin kişiliğin bu dedi...Şimdi benim kişiliğim mi bu:S
 
slm:KK3:: tegretol çok genel anlamda dopamin üzerinden çalışır,,,,epileptiklerde denenebilir,,,, manik ne de depresif fazda iyileştirmek şöyle dursun daha beter eder uzun vadede(şayet kullanıyorsanız beni 5 sene sonra forumda bulun)....depakin de bipolar da kullanılmaz..doktorlarınız deneme yanılma yapıyorlar,,aynen bildiriniz....hiçbiri lithiumla kıyaslanamaz... beyindeki etki mekanizmaları ve çalışma sistemleri apayrı çünki,,,, bir de ufak not: tek atak geçiren hasta dahi,,, ilelebet hasta kabul edilir,,,,,bu rahatsızlık tam olarak ilaçla da tedavi edilemez,sadece fazların yıkıcı etkileri sönümlendirilebilir,semptomlar kontrol altına alınabilir,,,,hastalıkd eğildir arkadaşlar bu,kısmi delilik durumudur:nazar: hoşunuza gitsin gitmesin...(ki beni hiç rahatsız etmiyor,çok normal olma kaygım hiç bi zaman olmadı)o yüzden ilaçlara kurtarıcı gözüyle bakmayın,,onlar sadece durumu toparlayıcı,,,,kesin çözüme en yakın sadece lithiumdur ama yan etkileri çoktur.....lithium bile çözüm değildir esasen,,,,kullananın bunu da göz önüne alması gerekir....gerçi diğerlerinin de yan etkileri aşağı kalır değil..:KK1:

kendinizi deli olarak görmek hoşunuza gidiyorsa öyle kabul edin.. ben delilik olduğuna inanmıyorum..burda bir arkadaşn dediği çok hoşuma gitti: nasıl insanın böbreği kalbi hastalanıyorsa beyni de hastalanabilir.. delilikle arasında o kadar büyük fark var ki.. gerçek anlamda deli görmemişsiniz demekki.. bilincin tamamen ve kalıcı yokluğu durumuna delilik denir.. akıl hastalıklarının farklı fizyolojileri var istediğiniz kaynağı açın okuyun..
uzun vadede depakin ve tegratol kullandım lityumda görmediğim etkiyi gördüm.. çok yakın doktor tanıdıklarım var ve takibimi yapanlar da yakınlarımın yakınları.. sizce bende deney yapma gibi bir yola giderler mi? hadi onu geçtim lityum kullanmamış olsam fikrinize katılmam söz konusu olurdu.. zerre etkisini görmedim.. ilk hasta olduğumda doktorum kesinlikle kullanmadı.. uzun zaman oldu zaten 5 yıldır bunları kullanıyorum yan etki söz konusu oldu diye tegratole geçtim.. lityumla ilgili konuşmak istemiyorum çünkü kullanan çok insan var ve ben akıllarını karıştırma yoluna gitmeye yarayan koskoca fikirlere sahip değilim.. doktorlar manyak mı bizi deney faresi olarak kullansınlar..yeterince deney yapılıyo seni beni neden kullansınlar.. ağır ithamlar bunlar.. çok biliyosunuz siz çare bulun da hepimiz teşekkür edelim size..
zaten tiplere göre ayarlanıyor ki ilaçlar.. bi sürü tipi var ve bu konu üzerine o kadar fazla kaynak okudum.. saydığım ilaçlar da gayet iyi bir şekilde hayatın akışına fayda sağlıyor.. insanları yönlendirirken doktorların etmedikleri lafları etmek çok yanlış.. hastalık üzerine istatistiki veriler var şu kadar oranda iyileşen insan var şeklinde kaç yerde okumuşluğum var.. evet düşük oran ama zaten yazımda da belirtmiş olmam gerekiyor..iyileşebilme ihtimali çok da düşük olmakla birlikte var.. ama genel olarak yapışkan bir hastalık.. beyinde fazla salgılanan hormonların etkileri var.. hormonsal bozukluktan başka bir şey de değil aslen.. kendini farklı göstermeye çalışan ergenler gibi kendi durumumla farklıyım ben şeklinde bu hastalığı kullanarak mutlu olacak yaşı çoktan geçtim en azından kendi adıma...
 
Son düzenleme:
kendinizi deli olarak görmek hoşunuza gidiyorsa öyle kabul edin.. ben delilik olduğuna inanmıyorum..burda bir arkadaşn dediği çok hoşuma gitti: nasıl insanın böbreği kalbi hastalanıyorsa beyni de hastalanabilir.. delilikle arasında o kadar büyük fark var ki.. gerçek anlamda deli görmemişsiniz demekki.. bilincin tamamen ve kalıcı yokluğu durumuna delilik denir.. akıl hastalıklarının farklı fizyolojileri var istediğiniz kaynağı açın okuyun..
uzun vadede depakin ve tegratol kullandım lityumda görmediğim etkiyi gördüm.. çok yakın doktor tanıdıklarım var ve takibimi yapanlar da yakınlarımın yakınları.. sizce bende deney yapma gibi bir yola giderler mi? hadi onu geçtim lityum kullanmamış olsam fikrinize katılmam söz konusu olurdu.. zerre etkisini görmedim.. ilk hasta olduğumda doktorum kesinlikle kullanmadı.. uzun zaman oldu zaten 5 yıldır bunları kullanıyorum yan etki söz konusu oldu diye tegratole geçtim.. lityumla ilgili konuşmak istemiyorum çünkü kullanan çok insan var ve ben akıllarını karıştırma yoluna gitmeye yarayan koskoca fikirlere sahip değilim.. doktorlar manyak mı bizi deney faresi olarak kullansınlar..yeterince deney yapılıyo seni beni neden kullansınlar.. ağır ithamlar bunlar.. çok biliyosunuz siz çare bulun da hepimiz teşekkür edelim size..
zaten tiplere göre ayarlanıyor ki ilaçlar.. bi sürü tipi var ve bu konu üzerine o kadar fazla kaynak okudum.. saydığım ilaçlar da gayet iyi bir şekilde hayatın akışına fayda sağlıyor.. insanları yönlendirirken doktorların etmedikleri lafları etmek çok yanlış.. hastalık üzerine istatistiki veriler var şu kadar oranda iyileşen insan var şeklinde kaç yerde okumuşluğum var.. evet düşük oran ama zaten yazımda da belirtmiş olmam gerekiyor..iyileşebilme ihtimali çok da düşük olmakla birlikte var.. ama genel olarak yapışkan bir hastalık.. beyinde fazla salgılanan hormonların etkileri var.. hormonsal bozukluktan başka bir şey de değil aslen.. kendini farklı göstermeye çalışan ergenler gibi kendi durumumla farklıyım ben şeklinde bu hastalığı kullanarak mutlu olacak yaşı çoktan geçtim en azından kendi adıma...

:KK1: sizle burada polemiğe girmeyeceğim...ben ne yazdığımı çok iyi biliyorum ve de sonuna dek arkasındayım... evett deneniyorsunuz.....çok açık bu....hiç bir bipolar tegretolden fayda sağ-la-ya-maz....örneğin,,(yok sağlıyorsanız sizn teşhis yanlış...aynen bunu götürün doktorunuza gösterin,bu sözleri...)ayrıca ister kabul edin ister etmeyin,,,,bu rahatsızlık hastalık değil kısmi deliliktir....hala bunu hazmedemeyecek durumdaysanız zaten bununla başa çıkacak olgunluğa henüz erişememişsinizdir.....) ve kendi namıma şunu söylüyüm; bipolarla karıştırılan çok fazla hastalık türü var.....ciddi anlamda bana tegretol iyi geliyor,çok çok memnunum diyorsanız bipolar değilsiniz siz,,,,(gidin bunu da doktora söyleyin)o halde derim ki sevinmelisiniz.....
 
delilik olduğunu söylemek aslında yeterli olgunluk değil.. kendinize deliyi yakıştırıyorsanız o başka..vücut kimyasallarının dengesizliği delilik değildir... mizaç bozukluğu = bipolar.. her zaman (sürekli) bipolar olmuyor insan.. şuuru her zaman açık oluyor bipolarların.. dediğim gibi kendinize yakıştırıp da bununla övünür gibi deliyim ben demek olgunluk olmuyor maalesef... hastalık konusunda sayısız kaynak okudum hiç birinde bu hastalar delidir demiyor..
Aynı zamanda annem de bipolar ve ona da başlanan ilaç yine karpamazepin türevi tegratol.. tegratolün yan etkileriyle lityumun yan etkilerini karşılaştırırsanız neden lityumun her durumda kullanılmak istenmediğini anlarsınız... ben son atağımda tegratolün ne kadar koruduğunu şahsen farkettim, ilacı bırakma sebebiyle (ki doktorlarım kesinlikle karşı çıkmıştı) atak yaşamam da durumu ne kadar iyi idame ettiğini bana gösterdi... ama karpamazepin ya da şu bu yararsızdır demek düzeyinde bilgi sahibi olmadığınızı gayet iyi farkettiriyorsunuz.. doktorlar gibi senelerce okumadan bu bilgiye varmanız da fazlaca cüretkar bir davranış.. çevremde sayısız doktor var ve yarar zarar durumu ayarlanarak ilaçları kullanıyorum kimsenin senin benim üzerimde deney yapma durumu yok böyle ithamları okumamış, cahil insanlar yapar, okuyana saygısı olmayan, o emeği görmezden gelen insanlar... sizin iyiliğiniz için çalışan bir meslek grubundan bahsediyoruz sonuç olarak.. toplumumuzda bu aralar doktorlara gösterilen saygısızlığın temelinde de herşeyi herkesten çok bilme eğilim yatıyor zaten...kaç sene eğitim alınıyor ve tedavilerin gidiş şekilleri için alınan tip uygulamalar var.. herkese hepsi iyi gelecek diye bir durum yok.. hatta lityumu kötülemek için söylemiyorum ama lityum eski bir tedavi şekli ve birçok doktor da artık lityumu kullanmak istemiyor yarar zarar durumunu bildikleri için... bipolarda değişkenlik de söz konusu bunun tip1, tip2, hipomanisi var... burdan, tek tedavi lityumdur diyerek insanlara yanıltıcı bilgi vermeniz ne kadar yanlış bir şey... hele de doktorlara deney yapıyorlar şeklinde ithamda bulunmanız çok fazla iddaalıca laflar bunlar.. deney yapsalar laboratuvardan çıkamazdık hiç birimiz... bir de bunun kanuni boyutu var bilginiz dahilinde olsun da doktorları karalayıcı türden konuşmanız sonsuza kadar son bulsun diye yazıyorum : kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı MADDE 17- ..... tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz. rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.... der ve devam eder.. yatalak durumda kalacak hastalar için bile doktorlar bu riski hayatta almazlar nedeni de bu madde.. doktorların hastaya bu durumu kabul eidyor musunuz diye imzallattıkları bir sürü belge oluyor deneme aşamasında olan durumlarda.. sonuçta onlar da ''sizin hayatınız daha iyiye gitsin de aman ben de mahkemelerde sürünürüm nolcak düşüncesizliğiyle'' sizi tedavi etmiyorlar.. yakınımda fazla sayıda doktor var ve onların önerileriyle yazdırdığım ilaçlardan gayet mutluyum.. bence engin bilgilerinizle insanların aklını karıştırmayın daha fazla...
 
ha bir de delilik demek de okumamaktan kaynaklanan bir durum.. bilgisizlerin kullandığı cümleler bunlar.. bilgi düzeyinizi bu konuda arttırırsanız delilik ve mizaç bozukluğunun tam anlamları konusunda kendinize katkı sağlarsınız... en fazla süren atak 3-4 aydır ve maninin belirleyici özelliğidir.. hastaların genelinin de ince ruhlu ve düşünen zeki kesimden çıktığı araştırılmış bir konudur.. bir kaynaktan okumuştum orta kesimde ve zengin kesimde çok fazla görüldüğü düşük eğitim seviyesine sahip insanlarda fazla gözlemlenmediği de yazmakta.. insanları yaftalarken kullanılan delilik tabirinin hastalığın özelliklerini bilmemekten kaynaklandığını tekrar tekrar vurguluyorum!
 
delilik olduğunu söylemek aslında yeterli olgunluk değil.. kendinize deliyi yakıştırıyorsanız o başka..vücut kimyasallarının dengesizliği delilik değildir... mizaç bozukluğu = bipolar.. her zaman (sürekli) bipolar olmuyor insan.. şuuru her zaman açık oluyor bipolarların.. dediğim gibi kendinize yakıştırıp da bununla övünür gibi deliyim ben demek olgunluk olmuyor maalesef... hastalık konusunda sayısız kaynak okudum hiç birinde bu hastalar delidir demiyor..
Aynı zamanda annem de bipolar ve ona da başlanan ilaç yine karpamazepin türevi tegratol.. tegratolün yan etkileriyle lityumun yan etkilerini karşılaştırırsanız neden lityumun her durumda kullanılmak istenmediğini anlarsınız... ben son atağımda tegratolün ne kadar koruduğunu şahsen farkettim, ilacı bırakma sebebiyle (ki doktorlarım kesinlikle karşı çıkmıştı) atak yaşamam da durumu ne kadar iyi idame ettiğini bana gösterdi... ama karpamazepin ya da şu bu yararsızdır demek düzeyinde bilgi sahibi olmadığınızı gayet iyi farkettiriyorsunuz.. doktorlar gibi senelerce okumadan bu bilgiye varmanız da fazlaca cüretkar bir davranış.. çevremde sayısız doktor var ve yarar zarar durumu ayarlanarak ilaçları kullanıyorum kimsenin senin benim üzerimde deney yapma durumu yok böyle ithamları okumamış, cahil insanlar yapar, okuyana saygısı olmayan, o emeği görmezden gelen insanlar... sizin iyiliğiniz için çalışan bir meslek grubundan bahsediyoruz sonuç olarak.. toplumumuzda bu aralar doktorlara gösterilen saygısızlığın temelinde de herşeyi herkesten çok bilme eğilim yatıyor zaten...kaç sene eğitim alınıyor ve tedavilerin gidiş şekilleri için alınan tip uygulamalar var.. herkese hepsi iyi gelecek diye bir durum yok.. hatta lityumu kötülemek için söylemiyorum ama lityum eski bir tedavi şekli ve birçok doktor da artık lityumu kullanmak istemiyor yarar zarar durumunu bildikleri için... bipolarda değişkenlik de söz konusu bunun tip1, tip2, hipomanisi var... burdan, tek tedavi lityumdur diyerek insanlara yanıltıcı bilgi vermeniz ne kadar yanlış bir şey... hele de doktorlara deney yapıyorlar şeklinde ithamda bulunmanız çok fazla iddaalıca laflar bunlar.. deney yapsalar laboratuvardan çıkamazdık hiç birimiz... bir de bunun kanuni boyutu var bilginiz dahilinde olsun da doktorları karalayıcı türden konuşmanız sonsuza kadar son bulsun diye yazıyorum : kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı MADDE 17- ..... tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz. rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.... der ve devam eder.. yatalak durumda kalacak hastalar için bile doktorlar bu riski hayatta almazlar nedeni de bu madde.. doktorların hastaya bu durumu kabul eidyor musunuz diye imzallattıkları bir sürü belge oluyor deneme aşamasında olan durumlarda.. sonuçta onlar da ''sizin hayatınız daha iyiye gitsin de aman ben de mahkemelerde sürünürüm nolcak düşüncesizliğiyle'' sizi tedavi etmiyorlar.. yakınımda fazla sayıda doktor var ve onların önerileriyle yazdırdığım ilaçlardan gayet mutluyum.. bence engin bilgilerinizle insanların aklını karıştırmayın daha fazla...

siz hastasınız tamam,,,,,beni ikna ettiniz!!!:KK1:..ama sadece hastasınız!.....gerçekten bu rahtsızlıktan muzdarip olanlar mesajımı almışlardır,(bu sözümle)ben eminim...:KK1:......ayrıca cevap verme gereği duymuyorum size....zaman kaybı olacak benim açımdan....
 
X