Tüm bunları konuşacak kimsem yok, yine size yazıyorum. Bu kez terk edildim çok acı çekiyorum değil olayım. Pişmanlık ve suçluluk. Hatta öfke.. Ve benim Bunların altında kalmam. Son zamanlarda düşünmekten kaçsam da içimi garip bir suçluluk alıyor.
Ben 25 yaşındayım. 11 yaşındayken babam tarafından terk edildik. Anneme olan öfkesini bizden de çıkardı, bizi hayatında istemedi. Annemle birlikte bizden de boşandı kısacası.
Ben o zamanlar bundan etkilenmediğimi düşünüyordum. Ablamlar daha farkındaydı. Biri hep nefret etti, diğeri de hep merhamet...büyük ablam severdi babamı napsa kıyamazdı ona hep sevgi duydu gitse de. Diğer ablam adını bile anmadı. Felaket bir nefrete kapıldı. Bense.. Ben en kötüsüne kapıldım. Hissizdim. Hala daha öyle. Benim için baba bir boşluk. Sevgi de duymadım nefret de. Baba ne demek hiç bilmedim. Unuttum onu. İnanın ona dair hatırladığım hiçbir anı yok. Hatırladığım tek şey nasıl gittiği. O da canımı yakmadı.
Ben anneme üzüldüm hep. Anneme kızdım. Zayıftı. Alkole sığındı. İntihar etti gözümün önünde, sinir krizleri.. Bizi doyurmak için başkalarına yalvaran bir kadın.. Dolabımızı dolduran komşular.. Annemin ağır depresyonu. Kapıya atılışlarımız, karakollar, mahkemeler.. Benim uğradığım taciz...
Öfkeye tutundum. Hırçındım. Güler yüzlü ama hırçın. Hep dikenlerim vardı, beni koruduğuna inandığım. Gardımdı yani sertliğim. Yine de ben mutluydum. Yaşanılaan hiçbir şey geleceğe umutla bakmama engel olmamıştı. Kitaplara sığındım. Okudum. Okudukça turundum ayakta kaldım. Mücadeleyi annem etti, ablam etti. Ben sadece okudum. Düşünmedim. Günleri kurtardım. Geleceğe odaklandım. Hiçbiriyle yüzleşmedim bastırdım.
Lise yıllarım kitaplarla geçti. Erkekler umrumda değildi. Bir gün biri gelecekti ve onu ben çok sevecek çok güvenecektim. Babam gitmişse de o gitmeyecekti. O kişi üniversitede geldi. Dünden hazırım bağlanmaya, bağımlı olmaya. Nasıl bağlandım ama.. Kör kütük aşık. İlk ve son aşk.. Kaderim dediğim işte ailem. O da beni öyle bildi. Ne hissettiysem o da bana hissetti. Ama zamanla ben ona da dikenlerimi gösterdim. Tüm yaralarımı gösterdim ve sanırım onarmasını bekledim. Bunu başarıyordu da. Ama nereye kadar.. Birkaç sene sonra ilgisi azalınca sevilmediğim korkusuna kapıldım. Ailemden benden yorulması canımı yakmaya başladı. Gidecek diye korktum, korktukça hatalar yaptım. Üzerine düştüm, kavgalar ettim, sev beni diye tepindim bile diyebilirim.
Eskisi gibi sevmiyordu beni. Asla gitmem ben senden herkes gitsin ben gitmem söz diyen adam gidiyordu işte. Nasıl bir çırpınış. Gitti bir daha geldi. Ama yine gitti. Şimdi de başkasıyla.
Ben çok mu yordum diyorum. Öfkem hırçınlığım sürekli ilgi beklemem sevilme arzum terk edilme korkum hepsi bu sonu hazırladı sanki. Kendime çok kızıyorum. Neden bağımlı bir şekilde bağlandım ki? Neden bu zamana kadar bastırdığım her yarayı ona açtım? İçten içe beni kurtarmasını iyileştirmesini ondan bekledim? Kaçtı bendren, benim yüzümden. Sen beni dibr çekiyorsun diyerek.. Mutluluk vermiyorsun hep dert hep dert diyerek... Hastalıklı ve zayıfsın diyerek..
Haksız mı? Neden beni sevsindi ki? Baba yok, arabesk bir insanım. Sürekli hüzün, sorun..
Ama bu da haksızlık. Ben onunla çok güldüm. Çok. Ben neşeliydim. Umutluydum. Ne ara bu üzüntülerde boğuldum.. Babam giderken duymadığım acıyı neden onun gitmesiyle duydum?
Kendimi o kızla kıyaslıyorum. Ailesi var mı ki onun diyorum? Aradığı mutluluğu huzuru ona veriyor mu? Onun benim gibi sorunlu bir mazisi yok mu diyorum. Benden çok yorulan sevdiğim adamı o yormaz mı diyorum..
Kendimi çok suçluyorum. Sürekli içimde kim haklı kim haksız savaşı. Onu suçlu çıkarma çabalarıyla en sonunda kendimden nefret ediyorum. Benim yüzümden diyorum. Onu kaybetmemin sebebi yine benim. Babasızlığım, hırçınlığım, sevgi açlığım, aile sorunlarım..
Ben bunlardan çok yoruldum. doktora da gidiyrum. Bu bağımlı kişilikten nasıl kurrulurum diyorum sadece ilaç veriyor. Hepsini size anlatıyorum. İçimdeki bu yoğun duygulardan, karmaşalardan nasıl kurtulacağım? Geçmişimle, kendimle nasıl barışacağım? Hatta onunla bile.. Nasıl barışacağım her şeyle?
Ben 25 yaşındayım. 11 yaşındayken babam tarafından terk edildik. Anneme olan öfkesini bizden de çıkardı, bizi hayatında istemedi. Annemle birlikte bizden de boşandı kısacası.
Ben o zamanlar bundan etkilenmediğimi düşünüyordum. Ablamlar daha farkındaydı. Biri hep nefret etti, diğeri de hep merhamet...büyük ablam severdi babamı napsa kıyamazdı ona hep sevgi duydu gitse de. Diğer ablam adını bile anmadı. Felaket bir nefrete kapıldı. Bense.. Ben en kötüsüne kapıldım. Hissizdim. Hala daha öyle. Benim için baba bir boşluk. Sevgi de duymadım nefret de. Baba ne demek hiç bilmedim. Unuttum onu. İnanın ona dair hatırladığım hiçbir anı yok. Hatırladığım tek şey nasıl gittiği. O da canımı yakmadı.
Ben anneme üzüldüm hep. Anneme kızdım. Zayıftı. Alkole sığındı. İntihar etti gözümün önünde, sinir krizleri.. Bizi doyurmak için başkalarına yalvaran bir kadın.. Dolabımızı dolduran komşular.. Annemin ağır depresyonu. Kapıya atılışlarımız, karakollar, mahkemeler.. Benim uğradığım taciz...
Öfkeye tutundum. Hırçındım. Güler yüzlü ama hırçın. Hep dikenlerim vardı, beni koruduğuna inandığım. Gardımdı yani sertliğim. Yine de ben mutluydum. Yaşanılaan hiçbir şey geleceğe umutla bakmama engel olmamıştı. Kitaplara sığındım. Okudum. Okudukça turundum ayakta kaldım. Mücadeleyi annem etti, ablam etti. Ben sadece okudum. Düşünmedim. Günleri kurtardım. Geleceğe odaklandım. Hiçbiriyle yüzleşmedim bastırdım.
Lise yıllarım kitaplarla geçti. Erkekler umrumda değildi. Bir gün biri gelecekti ve onu ben çok sevecek çok güvenecektim. Babam gitmişse de o gitmeyecekti. O kişi üniversitede geldi. Dünden hazırım bağlanmaya, bağımlı olmaya. Nasıl bağlandım ama.. Kör kütük aşık. İlk ve son aşk.. Kaderim dediğim işte ailem. O da beni öyle bildi. Ne hissettiysem o da bana hissetti. Ama zamanla ben ona da dikenlerimi gösterdim. Tüm yaralarımı gösterdim ve sanırım onarmasını bekledim. Bunu başarıyordu da. Ama nereye kadar.. Birkaç sene sonra ilgisi azalınca sevilmediğim korkusuna kapıldım. Ailemden benden yorulması canımı yakmaya başladı. Gidecek diye korktum, korktukça hatalar yaptım. Üzerine düştüm, kavgalar ettim, sev beni diye tepindim bile diyebilirim.
Eskisi gibi sevmiyordu beni. Asla gitmem ben senden herkes gitsin ben gitmem söz diyen adam gidiyordu işte. Nasıl bir çırpınış. Gitti bir daha geldi. Ama yine gitti. Şimdi de başkasıyla.
Ben çok mu yordum diyorum. Öfkem hırçınlığım sürekli ilgi beklemem sevilme arzum terk edilme korkum hepsi bu sonu hazırladı sanki. Kendime çok kızıyorum. Neden bağımlı bir şekilde bağlandım ki? Neden bu zamana kadar bastırdığım her yarayı ona açtım? İçten içe beni kurtarmasını iyileştirmesini ondan bekledim? Kaçtı bendren, benim yüzümden. Sen beni dibr çekiyorsun diyerek.. Mutluluk vermiyorsun hep dert hep dert diyerek... Hastalıklı ve zayıfsın diyerek..
Haksız mı? Neden beni sevsindi ki? Baba yok, arabesk bir insanım. Sürekli hüzün, sorun..
Ama bu da haksızlık. Ben onunla çok güldüm. Çok. Ben neşeliydim. Umutluydum. Ne ara bu üzüntülerde boğuldum.. Babam giderken duymadığım acıyı neden onun gitmesiyle duydum?
Kendimi o kızla kıyaslıyorum. Ailesi var mı ki onun diyorum? Aradığı mutluluğu huzuru ona veriyor mu? Onun benim gibi sorunlu bir mazisi yok mu diyorum. Benden çok yorulan sevdiğim adamı o yormaz mı diyorum..
Kendimi çok suçluyorum. Sürekli içimde kim haklı kim haksız savaşı. Onu suçlu çıkarma çabalarıyla en sonunda kendimden nefret ediyorum. Benim yüzümden diyorum. Onu kaybetmemin sebebi yine benim. Babasızlığım, hırçınlığım, sevgi açlığım, aile sorunlarım..
Ben bunlardan çok yoruldum. doktora da gidiyrum. Bu bağımlı kişilikten nasıl kurrulurum diyorum sadece ilaç veriyor. Hepsini size anlatıyorum. İçimdeki bu yoğun duygulardan, karmaşalardan nasıl kurtulacağım? Geçmişimle, kendimle nasıl barışacağım? Hatta onunla bile.. Nasıl barışacağım her şeyle?