Benden 3-4 tane klonlasalar ne güzel olur

Yokuspokus

Nope thanks
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
3 Mart 2016
18.150
76.557
Selam hanımlar;

Şu güzelim, romantik sonbahar günleri tatlı bir serinlikle buluşmuşken, şimdi tam gezmeler tozmalar ohh... İyisiniz umarım. Ben de aynı sonbahar günlerini, evde bebeyle delirerek geçiriyorum-bazen de sokakta bebeyle delirerek. Biraz yazayım, şikayet edeyim çocuğumu da rahatlayayım dedim, benzer durumda olanlar "Geçecek, sabır, çocuk işi zahmetli iş bak bilmiyor muydun sanki, düzelir, bebe bu türlü türlü huyu olur, normaldir, kız bırak dağılsın ortalık amaan" filan desinler, kendilerinden, kendi hayatlarından kesitler paylaşsınlar, ben de şu dünyada tek çocuk büyütmeye çalışanın ben olmadığımı hatırlayayım istedim.
(Konu uzun olacak belirteyim)

Baya oluyor, annemle yine ve yeniden takıştık. Çocuk üzerine direktiflerinin dozunu arttırıp, eleştirinin tadını kaçırınca, ben de "Artık hiçbir yardımını ve çocuk ile ilgili tek cümle konuşmanı istemiyorum" dedim resti çektim. Gurur da yaptım ve bir saatliğine bile olsa artık anneme bırakmıyorum oğlanı. Anlayacağınız (Eşim işte olduğu süre boyunca), yeni yürümeye başlamış meraklı ve sürekli depar halindeki bebemle, sıfır mola mesaisindeyim günlerdir.

Eh çocuk yürüyünce, evde hiçbirimizin totosu yer göremez oldu pek tabi. (Şu an dahi pc başına gelip gidip yazıyorum) Bugün bile dolaplar kaç kere deşildi dağıtıldı toplanıldı, sayamadım. Çoğunu bağladım-kilitledim ya da bantladım artık. Ancak açmak istediği dolabın karşısına oturup ağlayıp duruyor, zorluyor, vazgeçmiyor çocuk... Sonra onu unutturmak için başka şeylere dikkatini çek vs... Gün içinde kaç kez tekrarlanıyor bu merasim inanın bilmiyorum, bağırmamak için dudaklarımı ısırıyorum bir noktadan sonra.

Bir diğer sorun, yeme içme sorunu... Bazen öyle gün geçiriyor ki "Bir çocuk açlığa bu kadar nasıl dayanabilir?" diye kendi kendime soruyorum, anlayacağınız aç da bıraktım yemesi için, yemiyor. Yemek istemediğini kesinlikle yemiyor. Bu yüzden de çocuk düzenli beslensin, öğün yesin diye aralıksız bir şeyler pişiyor evde; onu beğenmedi şunu yap, bunu yemedi öbürüne kat, şunu yarım bıraktı hadi bundan krep yap, sote yap, ekmek yap öyle yer belki vs vs... Bugün pirinçli çörek yaptım mesela. Sürekli, bitmeyen bir pişirme işlemi, bitmeyen bir bulaşık makinesi yerleştir-yıka-kurula-kaldır işlemi... Bitmiyor... Off...

Benim bebe kolikti, 4-5 ay kesintisiz ağlamaları vardı, rahat bir 5 saat ağladığını bilirim her gün. O süre zarfında yanımda annem ve eşim olmasa, sanırım delirirdim. :olamaz:
Psikolojik olarak yeni anne olmuş bir kadını bitiren bir şey, her gün beş saat kesintisiz ağlama sesine maruz kalmak ve teselli için kendini parçalamak her insanı bayıltacak stres seviyesine getirirdi muhtemelen. Ben öyle oluyordum şahsen, 2 kere filan bayılmışımdır herhalde bu 5 aylık süreçte. Yaşamayan bilmez, kimse de yaşamasın ya... Bu kadarını yaşamasın. Neyse, o süre boyunca mecburen kucak-meme yapışık hale geldik. Göbek fıtığı vardı, daha fazla ağlamaması için artık neler yaptım, ne hallere girdim... Uzun hikaye... İçim şişti aklıma gelince yine.

Güya çocuğu serbest, bağımsız yetiştirecektim; evdeki hesap çarşıya uymadı, bebem etek bebesi oldu iyice. Kucaktan indik (Tam inemesek de) eteğe yapıştık şimdi. Dolap karıştırmadığı ve ağzına doldurduğu lokmaları koltukların arkalarına tükürmediği zamanlarda, paçama tutunur ve sürekli çekiştirir, çoğu kez kucağa alıncaya kadar da uluyarak ağlar. Bu ağlama seansları eşliğinde yemek pişirir, tuvalete girer, ortalık toplar, temizlik filan yaparım. Kucağıma almayayım diye çok direniyorum, ağlayıp ağlayıp susacak nasılsa diyorum ama susmuyor. Hali hazırda ağlama şiddetinden iki lokma yediğini de kusuyor. Mecbur artık kucağa al, gezdir, teselli et, kucakta yeniden yedirmeye çalış kuşları böcukleri göstere göstere vs vs... Kollarım bir noktadan sonra taşımıyor, gittikçe ağırlaşıyor. Bu 13 aydır böyle... Kollarım pehlivan koluna döndü. Akşama eşime zor yetişiyorum, benden oğlanı devralınca artık masayı hazırlama işleri iki muhabbet, vs derken uyku saati, uyku öncesi kaka faslı, bir de onun tesellisi filan... Gangstanın cesedi evin yatakodası kıyılarına vuruyor, bir iki sevişebilirsek ne ala...

Hah, nasıl unuturum, bir de tuvalet sorunumuz var, bitmek tükenmek bilmeyen.
Doktora ayrı götürdüm, ebe hemşireye ayrı sordum, pedagoga ayrı sordum. "Kimi çocuk yapar böyle, erken farkına varır vücudunun, kaka yaparken korkabilir, vücuduna bir şey oluyor diye, öfkelenebilir, ağlar, kendini sıkar vs; siz mümkün olduğunca sakin kalmalısınız, kesinlikle bağırmayın, "Rahatla kuzum, izin ver çıksın canım, yanındayım ben" falan filan teselli verin." dediler. Zaten öyle yapıyorum ama o kadar yıpratıcı bir şey ki...
Doğduğundan beri totosuyla bi derdi var çocuğun, olmayacak yav toto olmayacak onda, kaka yapmayacak. Her tuvalete çıkacağında kendisini öyle bir kasıyor, kilitliyor ki dizlerinden çekmek, oturur pozisyon aldırmak imkansıza yakın. El kadar bebe dersiniz, ne kuvveti olacak dersiniz belki ama eşim bile zor tutuyor çocuğu, o kadar kuvvetle kendini sıkıyor, ter içinde kalıyor, kendi kendinin de canını yakıyor üstelik. Dışkısını tutmaya çalışırken küçük bir basur bile çıkarmıştı. Sürekli gözüm her yanında olduğundan çabuk fark ettim doktora gittik; dışkısının kıvamını kontrol altında tutabilmemiz için şurup verdi. Çünkü kendisi yapmamak için kastıkça ve yapmadıkça, kabız ediyor kendi kendini. Şükür ki totosu düzeldi, kalmadı bir şeyi ama işte gün aşırı filan şurubu verdikçe, diyorum kendi kendime "Yedikleri yarar mı ki böyle?" onu da dert ettim kendime. Her gün her gün, her kaka memleket meselesi...

Bir de kesinlikle çocuğa ayakkabı giydiremiyoruz. Giymiyor. Ayaklarını yere vuruyor, yürümüyor ve oturup yeni bir kesintisiz ağlama seansına başlıyor. Önümüz kış, havalar git gide soğuyor, ben ne yapacağım bu çocuğu artık bilmiyorum. Çarık çorap aldık bari onu giysin, mümkün değil, yine olay... Patik aldık onu giysin, yine olay... Artık çift kat çorap giydiriyorum ne yapayım. Ne biçim bi cinsliktir bu çözemedim.
Her şeyi deniyorum, sarı inadı mı denir nedir bu, erken 2 yaş sendromu mudur bilemedim.
Evi iyiden iyiye ele geçirdi, yönetiyor, oynatıyor parmağında.

Tüm bu hengamede günlük 1-2 saat dokunulmadan dinlenirdim annem yardımcı olurdu da. Şimdi onu da elimin tersiyle ittim. Yani sürekli sürekli söylen söylen, zaten çocuk tepemde, 2 saat için çekemem ya dedim, o kadar eleştiriyor ki... "Çocuğu üşütürsünüz, yok o pencereyi kapatın" vs vs... Ya evin havalanması lazım! Neyse bu en basiti, kadının huyu, anlamıyor, anlatamadım bir türlü. Benden sonra kardeşim ve babam da demiş artık "Bi çeneni tutamadın değil mi?!" diye. "Ne söyledim ki ben?" olmuş yine. O bir şey söylemez zaten, ne söyler ki o. :işsiz: Sanki her şey güllük gülistanlık, çocuk süper sorunsuz, bi penceremizin açık olduğu dert.
Bakıcı alayım desem, kendi bebeme ben zor katlanıyorum, elin kadını bağırsa, iki vursa; garibim derdini de anlatamaz, zaten sorunlu çocuk iyice mahvolur. Bu riski de almak istemiyorum.

Neyse... Her çocuk böyle değil, biliyorum; dozunda nazlananlar var; bir iki ağlayıp yüz verilmeyince susanlar var. Kusana kadar saatlerce ağlamak nedir ya, önceden oturur ben de ağlardım, şimdi dudak ısırıyorum, diş sıkıyorum ilgilenmeyeyim, bağırmayayım çocuğa diye ama geçen hafta 13 ayın ardından artık bağırdım. Onda da içim paramparça oldu "Bağırdın da sustu mu, anladı mı bağırdın da sanki" diye kendimi yedim. Tv açtım oturttum önüne artık, bir saat öyle dağıldı ilgisi.
Ben bu çocuğa bundan sonra hep tv mi açacağım, başka çaresi yok mu?

Yine geldi beni çekiştiriyor şimdi, peşimde zaten sürekli, uykusundan uyandı ve sırıtıyor "Nerede kalmıştık?" der gibi bakıyor. Babam aradı, o gelecekmiş. Gelsin de azcık dede dedeee diye ona sarsın, yıldım.
Annem kendisi gelmiyor şimdi ya, babamı mı yolluyor napıyor; "Ne alemdeler, oğlana yediriyor içiriyor mu bak bakim" filan gibisinden. Amaan.

Daha ne kadar sürer böyle, kene gibi... Kendi kendine oynamaya alıştırmaya çalışıyorum; 5 dk... 5 dk en fazla... Sonra yine yanımda, kucağımda, eteğimde, sırtımda, omzumda, kolumda, bacağımda...
Beni klonlasalar ne güzel olurdu, şöyle her odada bi tane benden olsa, çocuk her odada gitse öbürüne yapışsa birer saat... Oof off...
 
Son düzenleme:
Merhaba ruh ikizim. Ne tuhafki annelerimizde ruh ikiziymis. Benim kizimda 16 aylik. Asiri aglamasi, tutturmask yoktur, ilgisi cabuk dagilir. Amaa diger soyledigin her sey bizim icinde gecerli. Kafamda deli deli sorular.

Yemeden nasil yasiyor?
Bu meme bagimliligi ne olacak?
Binlerce defa ev toplamaya ne zamana kadar devam edecegim?
Artik kollarim cekmiyor, gun icinee kucagima almamayi nasil saglayacagim?

Bunlari cok uzun sure sordum kendime. Cevap alamadim. Esim 6da geliyor. 6ya kadar evde basicak yer olmuyor genelde. Ben sabah 7de basliyorum evi toplamaya. Son yarim saatte ultra guc moduna alip evi toplayip kapatiyorum odalari. Esim gelince her yeri tekrar aciyorum ve tekrar dagitiyoruz. Sonucta o toplu gordu mu, gordu.

Yemesine bi duzeni olsun diye cooook ugrastim. Basardim da. Ama bu azi disleri bizi bitirdi. Son noktayi koydu. Meme disinda cok bir seu yok bogazindan gecen.

Annen yardim etmeden daha rahat olucaksin emin ol. Annemi haftada 1 gorurum. Yarim gun. Daha kimseye birakipta bir yere gitmedim kizimi. O kadar soz haklari olmasini istemiyorum cunku.

Sonuc olarak beben anormal degil. Sende degilsin. Bagirmak asla cozum degil. Engellemekte. Raflarinin ve cekmecelerinin bir kismini karistirmasina izin ver. Gerisini yasakla, ogreniyorlar rahatlikla. Uyurken kendinle ilfilen sadece. Cay kahve kitap dizi ne varsa artik aklinda. Bol bol muzik dinleyin dans edin, yor bebegini. Hala sonuca gelemedim. Suan geliyorum. Geciyor. Buyuyorlar. O haylazliklara guldugun vakitler yanina kar kaliyor, kizip kacirdigin vakitlerde pismamligin oluyor.
 
Yahu çok tatlısınız, güldüm çoğu kez ama üzüldüm de çünkü belli ki yoruluyorsunuz. Kuzenimin çocuğu da kolikti, yeni yeni kendine gelir oldu 13 aylık o yüzden sizi gözümün önünde canlandırabiliyorum...
Keşke şöyle arada bir 2-3 saat size gelip hal hatır soran bir eş dost olsa bari kafanız dağılır
 
Sarı inadı deyince güldüm baya.
Bendeki de aynı sarıdandı.
Şuan 4 yaşında.
İyiyiz artık.
Arada tutuyor gene.
Ağlarken kusmaları bilirim.
Göbek fıtığı benimkinde de vardı.
Sekiz aya kadar gündüz uykusu yoktu.
Yanımda da yardımcı kimse yoktu.
Ablası vardı bir de okula giden.
Üstünü bile örtemiyordum uyurken yeni doğduğunda bile.
Hemen tekmeler uyanırdı.
İki yaşa kadar biraz yapışık kucakta koala, bacakta panda modunda gezdik.
Zamanla iyiye gitti diyeyim.
Bazısı böyle çıkıyor yumurtadan.
Bol bol sabır diliyorum size.
Eve temizlik için yardımcı alın.
 
okudum hem guldum hem uzuldum. malesef kolik bebeklerde bu tarz seyler olabiliyormus. ne diyeyim. Allah yardim etsin.

Sesli amiin diye bağırdım gayri ihtiyarı.
Ben tamamen tükenmeden bi aşsak artık, ne güzel olacak.

Merhaba ruh ikizim. Ne tuhafki annelerimizde ruh ikiziymis. Benim kizimda 16 aylik. Asiri aglamasi, tutturmask yoktur, ilgisi cabuk dagilir. Amaa diger soyledigin her sey bizim icinde gecerli. Kafamda deli deli sorular.

Yemeden nasil yasiyor?
Bu meme bagimliligi ne olacak?
Binlerce defa ev toplamaya ne zamana kadar devam edecegim?
Artik kollarim cekmiyor, gun icinee kucagima almamayi nasil saglayacagim?

Bunlari cok uzun sure sordum kendime. Cevap alamadim. Esim 6da geliyor. 6ya kadar evde basicak yer olmuyor genelde. Ben sabah 7de basliyorum evi toplamaya. Son yarim saatte ultra guc moduna alip evi toplayip kapatiyorum odalari. Esim gelince her yeri tekrar aciyorum ve tekrar dagitiyoruz. Sonucta o toplu gordu mu, gordu.

Yemesine bi duzeni olsun diye cooook ugrastim. Basardim da. Ama bu azi disleri bizi bitirdi. Son noktayi koydu. Meme disinda cok bir seu yok bogazindan gecen.

Annen yardim etmeden daha rahat olucaksin emin ol. Annemi haftada 1 gorurum. Yarim gun. Daha kimseye birakipta bir yere gitmedim kizimi. O kadar soz haklari olmasini istemiyorum cunku.

Sonuc olarak beben anormal degil. Sende degilsin. Bagirmak asla cozum degil. Engellemekte. Raflarinin ve cekmecelerinin bir kismini karistirmasina izin ver. Gerisini yasakla, ogreniyorlar rahatlikla. Uyurken kendinle ilfilen sadece. Cay kahve kitap dizi ne varsa artik aklinda. Bol bol muzik dinleyin dans edin, yor bebegini. Hala sonuca gelemedim. Suan geliyorum. Geciyor. Buyuyorlar. O haylazliklara guldugun vakitler yanina kar kaliyor, kizip kacirdigin vakitlerde pismamligin oluyor.

Dişler de ayrı dertti zaten...
Aynen, biraz bakınca söz hakkı oluyor. Hani desin yine, kulağımı tıkar geçerim. O da seviyor torunuyla vakit geçirmeyi, oğlan da seviyor, hep beraber oynuyorlar filan ama işte, tikli kadın, her şey mesele. Pencere açık mesele, kapalı mesele, çocuk ne giymiş mesele, giymemiş mesele vs... Sonra da tonla laf...
Oynuyoruz gün içinde zaten, dans da eder, parmak şıklatmaya çalışır hatta, içinde plastik kap kacak olan ve birkaç giysi dolabı açık mesela. "Burada oynayabilirsin" diyorum. Ama çocuk gidip cam kavanozların olduğu dolabın önünde ağıt yakıyor.

Geçecek... İnşallah...
 
kizim 17 aylik ilk zamanlar aynen yasadiklarinizi yasadim surekli o agliyor ben sinirlenip bagiriyordum.yardim edece k kimsede yoktu.yapayalniz bi sehirde surekli evde ne gelen var ne giden ve boyle bi bebekleydim.o inatlasiyor bende onunla inatlasiyordum.sonra 7 ay oldu bi durdum ben napiyorum ya dedim.o bi cocuk ve ben cocukla cocuklasiyodum bilmeden.sonra kendi kendime soz verdim ne yaparsa yapsin ses etmiycem.basardim da serbest biraktim tabiki belli sinirla icinde.eskiden her gittigimiz yerde herkes ayy ne kadar yaramaz agliyor surekli derken su an herkes inanamiyor ne kadar uslu bi cocuk diyolar.ha uslu pisirik degil cokta sosyal bi cocuk.yani diyecegim o ki o bir bebek bunu kabullenin once inanin daha kolay olacak hersey.
 
Çocuk yapmayın. Kedi alın :KK70: Bu nedir, bu nasıl biseydir. :KK70:

Benim için artık çok geç. :p

Valla çocuk büyütmek zor derler, kendimi hazırlamıştım, kolay olmayacağını biliyordum.
Ama bu kadarını kesinlikle ummuyordum, bu kadarı fazla geliyor...

Yahu çok tatlısınız, güldüm çoğu kez ama üzüldüm de çünkü belli ki yoruluyorsunuz. Kuzenimin çocuğu da kolikti, yeni yeni kendine gelir oldu 13 aylık o yüzden sizi gözümün önünde canlandırabiliyorum...
Keşke şöyle arada bir 2-3 saat size gelip hal hatır soran bir eş dost olsa bari kafanız dağılır

Gelen giden olsa, onun ağırlaması da ayrı dert olur, rahat ettiremedim, kafası şişti diye hayıflanırım.
 
Selam hanımlar;

Şu güzelim, romantik sonbahar günleri tatlı bir serinlikle buluşmuşken, şimdi tam gezmeler tozmalar ohh... İyisiniz umarım. Ben de aynı sonbahar günlerini, evde bebeyle delirerek geçiriyorum-bazen de sokakta bebeyle delirerek. Biraz yazayım, şikayet edeyim çocuğumu da rahatlayayım dedim, benzer durumda olanlar "Geçecek, sabır, çocuk işi zahmetli iş bak bilmiyor muydun sanki, düzelir, bebe bu türlü türlü huyu olur, normaldir, kız bırak dağılsın ortalık amaan" filan desinler, kendilerinden, kendi hayatlarından kesitler paylaşsınlar, ben de şu dünyada tek çocuk büyütmeye çalışanın ben olmadığımı hatırlayayım istedim.
(Konu uzun olacak belirteyim)

Baya oluyor, annemle yine ve yeniden takıştık. Çocuk üzerine direktiflerinin dozunu arttırıp, eleştirinin tadını kaçırınca, ben de "Artık hiçbir yardımını ve çocuk ile ilgili tek cümle konuşmanı istemiyorum" dedim resti çektim. Gurur da yaptım ve bir saatliğine bile olsa artık anneme bırakmıyorum oğlanı. Anlayacağınız (Eşim işte olduğu süre boyunca), yeni yürümeye başlamış meraklı ve sürekli depar halindeki bebemle, sıfır mola mesaisindeyim günlerdir.

Eh çocuk yürüyünce, evde hiçbirimizin totosu yer göremez oldu pek tabi. (Şu an dahi pc başına gelip gidip yazıyorum) Bugün bile dolaplar kaç kere deşildi dağıtıldı toplanıldı, sayamadım. Çoğunu bağladım-kilitledim ya da bantladım artık. Ancak açmak istediği dolabın karşısına oturup ağlayıp duruyor, zorluyor, vazgeçmiyor çocuk... Sonra onu unutturmak için başka şeylere dikkatini çek vs... Gün içinde kaç kez tekrarlanıyor bu merasim inanın bilmiyorum, bağırmamak için dudaklarımı ısırıyorum bir noktadan sonra.

Bir diğer sorun, yeme içme sorunu... Bazen öyle gün geçiriyor ki "Bir çocuk açlığa bu kadar nasıl dayanabilir?" diye kendi kendime soruyorum, anlayacağınız aç da bıraktım yemesi için, yemiyor. Yemek istemediğini kesinlikle yemiyor. Bu yüzden de çocuk düzenli beslensin, öğün yesin diye aralıksız bir şeyler pişiyor evde; onu beğenmedi şunu yap, bunu yemedi öbürüne kat, şunu yarım bıraktı hadi bundan krep yap, sote yap, ekmek yap öyle yer belki vs vs... Bugün pirinçli çörek yaptım mesela. Sürekli, bitmeyen bir pişirme işlemi, bitmeyen bir bulaşık makinesi yerleştir-yıka-kurula-kaldır işlemi... Bitmiyor... Off...

Benim bebe kolikti, 4-5 ay kesintisiz ağlamaları vardı, rahat bir 5 saat ağladığını bilirim her gün. O süre zarfında yanımda annem ve eşim olmasa, sanırım delirirdim. :olamaz:
Psikolojik olarak yeni anne olmuş bir kadını bitiren bir şey, her gün beş saat kesintisiz ağlama sesine maruz kalmak ve teselli için kendini parçalamak her insanı bayıltacak stres seviyesine getirirdi muhtemelen. Ben öyle oluyordum şahsen, 2 kere filan bayılmışımdır herhalde bu 5 aylık süreçte. Yaşamayan bilmez, kimse de yaşamasın ya... Bu kadarını yaşamasın. Neyse, o süre boyunca mecburen kucak-meme yapışık hale geldik. Göbek fıtığı vardı, daha fazla ağlamaması için artık neler yaptım, ne hallere girdim... Uzun hikaye... İçim şişti aklıma gelince yine.

Güya çocuğu serbest, bağımsız yetiştirecektim; evdeki hesap çarşıya uymadı, bebem etek bebesi oldu iyice. Kucaktan indik (Tam inemesek de) eteğe yapıştık şimdi. Dolap karıştırmadığı ve ağzına doldurduğu lokmaları koltukların arkalarına tükürmediği zamanlarda, paçama tutunur ve sürekli çekiştirir, çoğu kez kucağa alıncaya kadar da uluyarak ağlar. Bu ağlama seansları eşliğinde yemek pişirir, tuvalete girer, ortalık toplar, temizlik filan yaparım. Kucağıma almayayım diye çok direniyorum, ağlayıp ağlayıp susacak nasılsa diyorum ama susmuyor. Hali hazırda ağlama şiddetinden iki lokma yediğini de kusuyor. Mecbur artık kucağa al, gezdir, teselli et, kucakta yeniden yedirmeye çalış kuşları böcukleri göstere göstere vs vs... Kollarım bir noktadan sonra taşımıyor, gittikçe ağırlaşıyor. Bu 13 aydır böyle... Kollarım pehlivan koluna döndü. Akşama eşime zor yetişiyorum, benden oğlanı devralınca artık masayı hazırlama işleri iki muhabbet, vs derken uyku saati, uyku öncesi kaka faslı, bir de onun tesellisi filan... Gangstanın cesedi evin yatakodası kıyılarına vuruyor, bir iki sevişebilirsek ne ala...

Hah, nasıl unuturum, bir de tuvalet sorunumuz var, bitmek tükenmek bilmeyen.
Doktora ayrı götürdüm, ebe hemşireye ayrı sordum, pedagoga ayrı sordum. "Kimi çocuk yapar böyle, erken farkına varır vücudunun, kaka yaparken korkabilir, vücuduna bir şey oluyor diye, öfkelenebilir, ağlar, kendini sıkar vs; siz mümkün olduğunca sakin kalmalısınız, kesinlikle bağırmayın, "Rahatla kuzum, izin ver çıksın canım, yanındayım ben" falan filan teselli verin." dediler. Zaten öyle yapıyorum ama o kadar yıpratıcı bir şey ki...
Doğduğundan beri totosuyla bi derdi var çocuğun, olmayacak yav toto olmayacak onda, kaka yapmayacak. Her tuvalete çıkacağında kendisini öyle bir kasıyor, kilitliyor ki dizlerinden çekmek, oturur pozisyon aldırmak imkansıza yakın. El kadar bebe dersiniz, ne kuvveti olacak dersiniz belki ama eşim bile zor tutuyor çocuğu, o kadar kuvvetle kendini sıkıyor, ter içinde kalıyor, kendi kendinin de canını yakıyor üstelik. Dışkısını tutmaya çalışırken küçük bir basur bile çıkarmıştı. Sürekli gözüm her yanında olduğundan çabuk fark ettim doktora gittik; dışkısının kıvamını kontrol altında tutabilmemiz için şurup verdi. Çünkü kendisi yapmamak için kastıkça ve yapmadıkça, kabız ediyor kendi kendini. Şükür ki totosu düzeldi, kalmadı bir şeyi ama işte gün aşırı filan şurubu verdikçe, diyorum kendi kendime "Yedikleri yarar mı ki böyle?" onu da dert ettim kendime. Her gün her gün, her kaka memleket meselesi...

Bir de kesinlikle çocuğa ayakkabı giydiremiyoruz. Giymiyor. Ayaklarını yere vuruyor, yürümüyor ve oturup yeni bir kesintisiz ağlama seansına başlıyor. Önümüz kış, havalar git gide soğuyor, ben ne yapacağım bu çocuğu artık bilmiyorum. Çarık çorap aldık bari onu giysin, mümkün değil, yine olay... Patik aldık onu giysin, yine olay... Artık çift kat çorap giydiriyorum ne yapayım. Ne biçim bi cinsliktir bu çözemedim.
Her şeyi deniyorum, sarı inadı mı denir nedir bu, erken 2 yaş sendromu mudur bilemedim.
Evi iyiden iyiye ele geçirdi, yönetiyor, oynatıyor parmağında.

Tüm bu hengamede günlük 1-2 saat dokunulmadan dinlenirdim annem yardımcı olurdu da. Şimdi onu da elimin tersiyle ittim. Yani sürekli sürekli söylen söylen, zaten çocuk tepemde, 2 saat için çekemem ya dedim, o kadar eleştiriyor ki... "Çocuğu üşütürsünüz, yok o pencereyi kapatın" vs vs... Ya evin havalanması lazım! Neyse bu en basiti, kadının huyu, anlamıyor, anlatamadım bir türlü. Benden sonra kardeşim ve babam da demiş artık "Bi çeneni tutamadın değil mi?!" diye. "Ne söyledim ki ben?" olmuş yine. O bir şey söylemez zaten, ne söyler ki o. :işsiz: Sanki her şey güllük gülistanlık, çocuk süper sorunsuz, bi penceremizin açık olduğu dert.
Bakıcı alayım desem, kendi bebeme ben zor katlanıyorum, elin kadını bağırsa, iki vursa; garibim derdini de anlatamaz, zaten sorunlu çocuk iyice mahvolur. Bu riski de almak istemiyorum.

Neyse... Her çocuk böyle değil, biliyorum; dozunda nazlananlar var; bir iki ağlayıp yüz verilmeyince susanlar var. Kusana kadar saatlerce ağlamak nedir ya, önceden oturur ben de ağlardım, şimdi dudak ısırıyorum, diş sıkıyorum ilgilenmeyeyim, bağırmayayım çocuğa diye ama geçen hafta 13 ayın ardından artık bağırdım. Onda da içim paramparça oldu "Bağırdın da sustu mu, anladı mı bağırdın da sanki" diye kendimi yedim. Tv açtım oturttum önüne artık, bir saat öyle dağıldı ilgisi.
Ben bu çocuğa bundan sonra hep tv mi açacağım, başka çaresi yok mu?

Yine geldi beni çekiştiriyor şimdi, peşimde zaten sürekli, uykusundan uyandı ve sırıtıyor "Nerede kalmıştık?" der gibi bakıyor. Babam aradı, o gelecekmiş. Gelsin de azcık dede dedeee diye ona sarsın, yıldım.
Annem kendisi gelmiyor şimdi ya, babamı mı yolluyor napıyor; "Ne alemdeler, oğlana yediriyor içiriyor mu bak bakim" filan gibisinden. Amaan.

Daha ne kadar sürer böyle, kene gibi... Kendi kendine oynamaya alıştırmaya çalışıyorum; 5 dk... 5 dk en fazla... Sonra yine yanımda, kucağımda, eteğimde, sırtımda, omzumda, kolumda, bacağımda...
Beni klonlasalar ne güzel olurdu, şöyle her odada bi tane benden olsa, çocuk her odada gitse öbürüne yapışsa birer saat... Oof off...
Senin bebe × 5 = benim bebe :KK61:

3 yaşına kadar yolu var diyorlar , 3ten sonra rahat edersin korkma ( kafa atasım geliyor sakin sakin ) ..e bu durumda benim 1 yılım kalmış ..sana kolaylıklar diliyorum :)
 
Ay yok ilk bir kaçına hak verdim. He bu da var bu da var dedim ama bir yerden sonra kalakaldım. Kız o ne zor bebek öyle. Yok anam ben şikayet falan etmem. Allah çarpar mazallah :)
Allah sabır versin sana :)

Ama geçecek be. Öyle öyle 1 yıl geçmiş bak. Benimki de 2 buçuk aydır tam yürüyor. Kucaktan insin kollar rahatlasın dedik de bu sefer dağcılık kariyerine yöneldi. Bildiğin duvardaki peteğin üstüne çıkıp yürümeye uğraşıyor..
 
cennet bu yüzden annelerin ayakları altında galiba. Allah sabırlar versin. seneye kreşe yollarsınız yarı zamanlı eminim o zaman böyle olmaz düzelir.
 
Benimki de acayip dağitiyor herseyi
Her odada hemde ama hic bantlamadim
Keyfince dagitiyor sonra icimden söve söve topluyorum :) sonra kendime sovdugume farkina varip susuyorum :KK70:
Gunde bir kac kez topluyorum son turu babaya birakiyorum o gelince topluyor :)
 
kıyamam sıze allah yardımcınız olsun 9 aylık bı kızım var dedıklerınızın hıc bırını yasamadı hep sakın bı bebektı ılk dıslerı cıktıktan sonra sımdılerde sesınıde farkettıgınden dolayı habıre bagırma cabasında oyun olarak o bıle garıp gelıyo bana napıcagımı bılemıyorum sızı okuyunca kızıma sukrettım sıze de dua ettım rabbım bıran once sakınlesmesını nasıp etsın :emir_bebek::emir_bebek::dua:
 
Sarı inadı deyince güldüm baya.
Bendeki de aynı sarıdandı.
Şuan 4 yaşında.
İyiyiz artık.
Arada tutuyor gene.
Ağlarken kusmaları bilirim.
Göbek fıtığı benimkinde de vardı.
Sekiz aya kadar gündüz uykusu yoktu.
Yanımda da yardımcı kimse yoktu.
Ablası vardı bir de okula giden.
Üstünü bile örtemiyordum uyurken yeni doğduğunda bile.
Hemen tekmeler uyanırdı.
İki yaşa kadar biraz yapışık kucakta koala, bacakta panda modunda gezdik.
Zamanla iyiye gitti diyeyim.
Bazısı böyle çıkıyor yumurtadan.
Bol bol sabır diliyorum size.
Eve temizlik için yardımcı alın.

Büyük temizlik için alıyorum bazen. Ki bana iyi temizlik yapan hanım denk gelmedi mi hiç bilmiyorum, paldır küldür yapıyorlar gibi geliyor. Aynı temizliği 2 saatte ben de yaparım, yayıl yayıl 4-5 saat, yemekli aşlı bir de temizlikçi kadınla uğraşamam. Eşim topluyor benim yetişemediğim yeri, öyle idare ediyoruz.

kizim 17 aylik ilk zamanlar aynen yasadiklarinizi yasadim surekli o agliyor ben sinirlenip bagiriyordum.yardim edece k kimsede yoktu.yapayalniz bi sehirde surekli evde ne gelen var ne giden ve boyle bi bebekleydim.o inatlasiyor bende onunla inatlasiyordum.sonra 7 ay oldu bi durdum ben napiyorum ya dedim.o bi cocuk ve ben cocukla cocuklasiyodum bilmeden.sonra kendi kendime soz verdim ne yaparsa yapsin ses etmiycem.basardim da serbest biraktim tabiki belli sinirla icinde.eskiden her gittigimiz yerde herkes ayy ne kadar yaramaz agliyor surekli derken su an herkes inanamiyor ne kadar uslu bi cocuk diyolar.ha uslu pisirik degil cokta sosyal bi cocuk.yani diyecegim o ki o bir bebek bunu kabullenin once inanin daha kolay olacak hersey.

İnatlaştığım yok ki, evin içinde her yer onun. Salonumun halini görseniz, oyuncakları, dolaptan çıkarıp taşıdığı kap kacak, giysiler... Oynasın yeter ki kendi kendine, her şey önüne serili. Şu zamana kadar bağırmadım, hatta sinirlenmedim bile, oynattım ettim, her seferinde de anlasın-anlamasın tane tane açıklarım, konuşmasına da katkısı olsun diye. Ancak git gide dozunu arttırdı. Uyarıyorum, inadına gidip yapıyor. Eğilip karşısına oturup güzel güzel anlatıyorum, dokunmasına izin veriyorum mesela, tamam bak işte böyle, merak ettiğin için gösterdim, artık ellemeyelim buna vs vs anlatıyorum. I-ıh. Olmuyor. Zaten çocuk olduğundan göz yumuyorum ya. Bir kez bağırdım, onda da artık 1 senenin ardından... Her gün kesilmeyen bir uluma, ağlama... Bana da geldiler o an.
 
Benimki de acayip dağitiyor herseyi
Her odada hemde ama hic bantlamadim
Keyfince dagitiyor sonra icimden söve söve topluyorum :) sonra kendime sovdugume farkina varip susuyorum :KK70:
Gunde bir kac kez topluyorum son turu babaya birakiyorum o gelince topluyor :)

Ben de bazı çekmeceleri ona bıraktım o dağıtmanın keyfine varsın, ben de huşu içinde tekrar tekrar katlamanın.. :confused:
Dün gezmeye gideceğiz diye çanta hazırlarken boş bıraktım odaya geldim ki kendi badi çekmecesini yere boşaltmış eseriyle övünüyordu..
 
Kucaktan insin kollar rahatlasın dedik de bu sefer dağcılık kariyerine yöneldi. Bildiğin duvardaki peteğin üstüne çıkıp yürümeye uğraşıyor.
Az önce çamaşır teline tırmanmaya çalışan yavruyu hayretle izledim. Ağzım açık kalmış öyle mal mal bakmışım. Dağcılık kariyeri zor mudur ki? Memur olsa her ay düzenli maaşı olurdu en azından:halay:

Konu sahibi senin totosunu kabullenemeyen yavrun gerçekten ekstra zorluk seviyesinde. Ya sabır çektirir bol bol.
 
Az önce çamaşır teline tırmanmaya çalışan yavruyu hayretle izledim. Ağzım açık kalmış öyle mal mal bakmışım. Dağcılık kariyeri zor mudur ki? Memur olsa her ay düzenli maaşı olurdu en azından:halay:

Konu sahibi senin totosunu kabullenemeyen yavrun gerçekten ekstra zorluk seviyesinde. Ya sabır çektirir bol bol.

Memur dağcı olsun bizimkiler. :KK70:
Masabaşı işi yaparken düşünemiyorum masanın üstünde amuda kalkarlar kesin..
 
X