Gerçekten de her işi kendi yapan, kimseye minnet etmeyen, edemeyen biriyim. Mecbur öğrendik yaşamayı. Desteğiniz çok iyi hissettirdi. Samimi, iyi, herkesin yanında olan biri gibi olduğunuzu düşünüyorum. Yanınızdakiler çok şanslıbence sizde ümit var. kendinizi ifade ediş şeklinizden bilinçli olduğunuz anlaşılıyor. aileniz okul bitirseler bile cahil insanlarmış.sorumsuz dengesiz pinti insanlarmış ama üzülme. daha toksik olabilirdi. yıllar önce öz oğluna tecavüz edip sonra da beni buna sen zorladın diye döven adam haberi okumuştum.
tabi ki senin yaşadığın da zehir ama zehirin dozları arasında çok sık rastlanılan bir türü. pinti baba foruma bak o kadar çok ki. dengesiz border anne o kadar sık ki. demek istediğim aile yapılarında bu partner eşleşmeleri çok. o yüzden ileride eşimin ailesi bunlara ne der diye asla kaygılanma. belki onun da benzeri aile yapısı vardır. hem anne baban artık seni ilgilendirmiyor. sen çalışan kadın olacaksın. kendi evini tutup maaşını alıp evleneneceksin. bayramdan bayrama iki saat görüşüp kalkarsın.
sen onları seçmedin. zerre kadar onların tuhaf hareketlerinden kendini sorumlu hissetme. kardeşlerin ilgisiz insanlarsa sen de kendi arkadaşlarını edinirsin. herkesin yeri dolar. ölümün olduğu dünyada herkes olmadan yaşanır. olaylara iyi yanından bak bence. sen altı yaşından beri yemek temizlik heeeeeeeer şeyi öğrenmiş birisin. ailen farkında olmadan seni kendine yeter biri olarak yetiştirmiş. 30 yaşına gelip yumurta bile kıramam ben diyen insanlardan değilsin. seni ıssız yere koysalar yine kendi başının çaresine bakarsın. o yüzden hayat bir survivor ise birincilik alırsın. bu aileye rağmen akademik başarın var. düşün normal dengeli insanlar olsa atomu parçalardın :))) o yüzden sen sandığından daha zeki ve güçlüsün. kendi gücünle gurur duy. aileni sallama geri bırak.
yeni bir düzen kurup mutlu ve sağlıklı olacağını düşünüyorum. ayrıca border ve toksik insanlar bunun farkında olmazlar çünkü sorgulamazlar biri onlara söylerse inkar mekanizması işler partnerinden de senin gibi kolay ayrılamazlar. o yüzden elbette uzman bilir ama sen bence travmaları olan fakat sağlıklı bir insansın. tabi ki uzmana git yine de. sevgiler.
Evet, annemin de ortamı sağlıklı değilmiş ama benim sorunum değil ve onun değişmeyeceğini kabul etmem lazım artık. İnş bu farkındalık devam eder ve mutlu, sağlıklı, keyifli bir gelecek benim olur. Paylaşmak iyi geldi, sizin yorumunuz da tabii. Teşekkür ederimCanim benim ne güzel yazmışsın. Bu hikayede çok detay var. Narsizm eğilimli anne, değersizlik duygusu, bastirilmislik, kader motifi vs vs. Ama sen o çemberden çıkmaya karar vermişsin. Güzelce terapini al. Nötr davran. Emin ol ki annen de çok sağlıklı bir ortamda buyumemistir. 30 yaş genç bir yaş. Kendindeki sorunları cozmezsen ablan gibi olursun. Narsisizm eğilimi olan annelerde zaten kardeşler duygusal bağ kuramaz. Anne izin vermez. İnan bana bu farkındalıkla çok güzel günler göreceksin.
Kiz bayagi yazmissin o kadar okumaya üsendim ama bi kismi kadar okuyabildim. ne yapmak istiyorsan onu yap cocuklugunda yapmak istedigini yapamamissin anlasilan onun icinde bi ükteligi yasiyorsun cok normal. Gez eglen dolas, sen de bulursun elbette birilerini lütfen akisina birak onlar gelir sana kendi kendine sen de karar verirsin kdkddUmarım doğru yere yazıyorumdur, yıllardır girmemişim. Buradaki cevaplar çok güzel, eleştirilere bile aşırı gülüyorum. Sanki evde kızkıza konuşur gibi hissediyorum. İstediğinizi yazabilirsiniz gerçektenAslında sorum yok, bugün modum yine kötü ve paylaşmak istedim.
30 yaşındayım, kendimi yetişkin hissetmiyorum. Bu beni çok üzüyor ama psikolojim iyi olmadı hiç, bu farkındalık beni yiyip bitiriyorAnnem babam, durumumuz orta üstü olmasına rağmen deli gibi çalıştılar 3 küçük çocuğu evde bırakıp. Ben 4, kardeşim 2, ablam 6 yaşındaydı. Üstümüze kapıyı kitleyip gittiler hep. Okuldan döner, yemeğimizi ısıtır, bulaşıkları yıkar, ortalığı toplar, ödevleri yapar, onlar gelecek diye de hazırlıklar yapıp, kitap okuyup, diş fırçalayıp yatardık. Bu arada kimse öğretmedi bize bunları. Kendi kendimize öğrendik. E tabi, her şey düzgün olsun, kimseyi rahatsız etmeyelim, sessiz sakin olalım ki azar yemeyelim gibi düşünceler de beynimizde yer aldı. Annem hep sinirli, yorgun, kavgacı, "bunlar çocuk" diyemeyen, babam da, "aman bana bulaşmayın da..." kafasında pasif, sessiz, tek derdi para kazanmak olan, 16 yıl okumuşuz, temel giderler dışında, "şu 1 lirayı alın da kantine gidersiniz" dememiş biri. Kendisi memur. Evi, yazlığı, arsası ve ek gelirleri de var. Şimdi desen ki, "5 TL var mı çorap alacam" yok der. Annem, "şu bardağı makinenin niye sağına değil de soluna koymadın?" diye histeri nöbetleri geçirip saatlerce hatta günlerce küsüp gecenin bir yarısı, "hadi size en sevdiğiniz mantıyı açtım, gelin de yiyin" diyen dengesiz, iletişim engelli, asla özür dilemeyen, bu tavrı da herkese yapan 60 yaşında namazlı niyazlı biri. Sülalede de herkese küs. Çay koyarsın, ellerine sağlık değil de, "niye az atmışsın buna" der, millete çay ikram edersin, "tutuşa bak, becersen şaşarım" der. Bir gece gelir, "Şunu engellesene benden, bunun engelini aç, onu sil gitsin" gibi kendi kendine şeyler kurup, sofraya otursan, "30 yıl önce şu bana şunu yaptı da..." diye başlar bedduaya. Her gün insta ve WhatsApp storyler atar çocuk gibi, herkesi arayıp bütün özelimizi anlatır, bana sinirlenince ablamı arayıp beni kötüler, ona sinirlenince kardeşimi arayıp ona kötüler ama beddualı, hakaretleri şeyler. Hele ergenken, sanırsın karşımızda sınıftaki gıcık, ergen kız arkadaşımız varmış gibi dalaşa girerdi bizimle. Hem de yer, zaman fark etmez. Düğün, bayram, arkadaş toplantısı vs. fark etmez. Hep rezil ederdi. Diğer 2 kardeşim daha çok tepki verirlerdi. Ben doğuştan da biraz sessiz olduğum için hep aralarını yaptım, "aman ağzımızın tadı kaçmasın" modunda geçti ergenliğim Bağırdığımı, duygularımı paylaştığımı, öfkemi ifade edebildiğimi hatırlamıyorum hiç. O yüzden derslere yöneldim, kitap kurdu oldum. Hep çalışkan oldum, iyi okullarda iyi bölümde okudum ama iş konusunda öz güven sıfır. Mezun olalı 8 sene olmuş, bir o işe bir diğer işe girdim, hiçbir yere ait hissedemedim kendimi. İstikrarlı olmak, ben bunu başardım demek istiyorum ama olmuyor. Çok güzel bir işe girdim, hatta sınavla kazandım ama sürdüremedim, bir an geliyor ve orayı terk etmem gerek diye düşünüyorum. Ben, panik atak ve biraz da OKB hissediyordum ama araştırdığıma göre Borderline karar verdim. O işten çıkma arefesinde, 8 aylık flört beni bir anda bıraktı, başta aşırı love bombing yapmıştı. İkisi birden beni intihar düşüncesine gark etti fakat yapmadım tabii ki. Günlerce çıkmadım yataktan ve bizimkiler gelip bir kez bile, "neyin var yavrum" demedi. Bu anlattıklarım normal psikoloji değil ki... Yalvardım, 1 kez ya 1 kez psikoloğa gidelim, diye ama para yok dediler tabii. Kendi kendime idare ettim. Sonra tekrar sınava hazırlanayım bari dedim, çünkü özelde tutunamıyorum. İş beğenmemezlik falan değil, dediğim gibi kendi alanımdan bir işe, yüksek puanla girdim ama çıktım maalesef. Bana ne oluyor, bende ne var diye diye Borderline ve gizli narsist kısmına takıldım. Karşıma da hep bu tarz erkekler çıkıyor. Hele, toplamda 1 yıl kafamı oyalayan bu kişi... Yazar, 1 gün iyi 3 gün düşman gibidir ama aleni yapmaz bunu. Mesela, mesajlara dönmeyerek belli eder. Gözü hep dışarıdadır, telefonu resmen uzvu olmuş, tek derdi tipi, sosyal medyadaki imajı, para, kariyer... Çok şey var da işte, ben onu narsist sanarken kendimin de toksik olduğunu öğrendim. Yine günlerce silent treatment ile beni terbiye etmeye çalışırken (konuşmaya çalışırdım hep, bir sıkıntı mı var diye ama geçiştirirdi), buna, ikimizin birbirimize iyi gelmediğini, yolunun açık olmasını dilediğimi falan söyledim ve dönmedi. Haftalar sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüş yapmaya çalıştı ama muhatap olmadım. Birbirimize o kadar benziyoruz ki, büyüdüğümüz ev de benziyor. Aynı memleketten de sayılırız, kültürlerimiz uyuşuyor. Ben gelecek görmüştüm, hâlâ aklımda maalesef ama 4 ay oldu. Asla ama asla istemiyorum...
Bir anda içim sıkılır ve dakikalar, saatler hatta günlerce sürebilir. Bir iş yapsam sanki herkes beni izleyip eleştirecek. Artık ortamlara da girmiyorum. Biri soracak illa ki, niye çalışmıyorsun veya evlenmiyorsun. İkisi de olmuyor. Beynimde sanki 50 sekme açık, her şeyi çok ince düşünüyorum, detaycıyım, algılarım çok açık ve hadi şu rutine başlasam desem 2 gün sürer yani o kadar istikrarsızım maalesef. Şu an ailem yazlıkta. Herkes soruyor, neden gitmiyorsun ama açıklayamıyorum ki. Anlatsam kimse inanmaz zaten. Çalışan, efendi, çocuklarını okutan, tipik orta hâlli Türk ailesiyiz işte. Dışarıdan tabii... Ama sadece ev değişiyor yazlığa giderken, içindeki annem babam aynı. Daha demin aramış, (az ötede dayımlar var) gittim de bana surat astılar da, kızı bana yan baktı da, torunu içeri girdi de... Ya ne diyeyim ki şimdi buna? Anneme babama ebeveynlik yaptık hep. Dert anlatıp da onlara bu fırsatı vermedik, versek de dinlemediler zaten. Kardeşim de okudu çok şükür ama o da benim gibi işten işe atlıyor. Neyse ki çok iyi bir eşi ve kayınailesi var, şehir dışındalar ve iletişimi kestiler bunlardan. Kız yazlığa gidiyor bayrama, ağlatıp geri gönderiyorlarAblam deseniz, o da uzakta, eşinden boşandı ve çok iyi bir işi var ama anneye tapıyor, aldığı parayı kuruşuna kadar hesap verip anneme gönderiyor. Evine çöp alsa anneme sorar. Annem de sanki gizli narsist+borderline karışımı (çevrenizde böyle tipler varsa bilin ki asla düzelmiyor. Kardeşleri onun çocukken de böyle olduğunu söyler. Şimdi de 60 yaşında. Değişmiyor yani). Çocukları ya ablam gibi empat olurmuş ya da ona benzermiş (kardeşim de onun gibi sinirli, fevri). Ben de ortaya karışık, ne olduğu belli olmayan, kişiliksiz biri oldum sanırım. Çok isterdim en azından kardeşlerimle arkadaş gibi olayım, dertleşeyim falan. Yabancı gibiyiz. Sevmek, sarılmak, yanlarında ağlamak, duygularımı paylaşmak vs. çok isterdim. Ablamın 2.5 yıllık sevgilisi varmış, şimdi öğrendim mesela. Anlatsaydı, fikir alsaydı, kavga ettiğinde falan paylaşsaydı mesela. Oturup buna ağladım, neden yeni öğrendim ki bu nasıl bir iletişimsizlik diye Diğer kardeşim de alıngan, öfkeli, herkesten her şeyi bekleyen biri. Ben direkt bir insanım biraz, bana küstü ve hemen engelledi, 3 aydır konuşmuyor. Komple değişiğiz yani.
Şu an neyse ki, tekrardan atandım çok daha iyi bir yere. İnş kısa zamanda şehir değiştirip gidecem, ilk işim terapi almak olacak. Yüzmeyi öğrenecem (her sene yazlığa giderdik, annem kendisi korktuğu için bizi de sokmadı, korkusunu sözel olarak da aşıladı hep, yenerim inş), ehliyete yazılacam, başka kurslara da. Becerilerimi geliştirmem, sosyalleşmem lazım. İş için erteledim hep, iş çok önemli çünkü ailede de, sülalede de. "Sizin için çalıştık, o paraya tırlar alırdık." deyip dururlar. İş olmayınca kendimi, hiçbir şeyi hak etmeyen olarak gördüm yıllardır. Arkadaşlarım çağırırdı, bahane bulup gitmezdim para istemeyim diye. Hem de, e sen yetişkinsin kalkıp kendin kazan, farkındalığımla kendimi kötü hissederdim. Atanınca iletişimi kısmak istiyorum ama bir yandan da haksızlık mı ediyorum diyorum. Yıllardır YouTube'da videolar izledim, psikolojik kitaplar okudum, meditasyon yaptım. Aile de olsa uzak kalma hakkımız olduğunu, sevmek zorunda olmadığımızı düşünüyorum ama hayatıma biri girse, nasıl açıklarım ki ailemi, kardeşlerimle toksik ilişkilerimi falan? Kafamda da çok plan var, mükemmelliyetçi de biriyim biraz, dışarıdan nasıl göründüğüme de takıntılıyım. Fiziksel değil, psikolojik olarak. Kendimi yaralı, öksüz ve yetim büyümüş hatta büyüyememiş, yetişkin görünümünde ergen, fevri, 30'a gelmiş ama bir şey yapmamış, dengesiz biri olarak görüyorum, ki böyleyim de zaten. Sevmek, sevilmek, güvenmek, temas, istikrarlı ilişki istiyorum. Düzeldikten sonra da evlilik ve çocuk...
Bu arada ikili ilişkilerde toksik olmuyorum (bana göre tabii), yani frenleyebiliyorum kendimi. Genelde o kişi beni ilişkiye sokar, bir süre sonra da uzaklaşıp biter. Yeri gelmişken, neden hep aynı tipler sizce? (Çoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar... Özellikle baştaki özellikler neden acaba? En çok da bunu merak ediyorum
Herkes çatır çutur evleniyor, şak diye çocuk yapıyor, çalışmasa bile hiç umrunda olmuyor, gelecek kaygısı taşımıyor, el üstünde tutuluyor. Çok özeniyorum gerçekten. İnşaAllah bana da her şey nasip olur. Duaya ihtiyacım var sanırım ❤
Bizim kültürümüzde hayır demek yanlış anlaşılıyor ve çocuklara çok fazla yük bindiriliyor bilerek ya da bilmeyerek. Bizi bu insanlar dünyaya getirdi. Bizi yedirmeleri içirmeleri okutmaları zaten yapmaları gereken bir şeydi. Ama büyüyen çocukların artık bir hayatı olduğunu, hayır diyebileceğini, önceliklerinin oldugunu, bunun nankörlük olmadıgını vs bilmek lazım. Yaşımız çok ilerleyince fark ediyoruz bazı şeyleri ve kaçınılmaz değişim başlıyor. En önemlisi mutlu olun. Hak ediyorsunuzHaklısınız, cidden baya baya uzatmışım. Çok anlatırsam daha iyi anlaşılırmışım diye düşünüyorum sanırım. Genelde de aileler haklı, çocuklar da suçlu, nankör falan ilân edilince, en iyisi detaylı anlatayım dedimMadde madde üzerinde duracam, çalışacam yazdıklarınızın üstünde Çok teşekkür ederim
Güzel noktaya değindiniz. Şu an düşünüyorum da gerçekten de evde gördüğüm tavırları işte de gördüğüm çok oldu. Demek ki bunun üstünde de çalışmalıyım. Kimseyi değiştiremem, mutlaka böyle insanlar çıkabilir karşıma. Baş etme yöntemlerini öğrenmem lazımSenin adına çok üzüldüm.Benzer durulmari yaşamiş biri olarak taaa iliklerimde hissettim.
Ama sen çok başarili birisin hemde çok .O kadar kolaymi iş değiştirmek ,sürekli sınavlara girmek .Herkesin harcı değil .Bazi garson işine bile giremezken ,sen ne güzel işler kapmış sin.
Bırakma sebebinde belki ailenden gördüğün bazı tavırları işyerinde maruz kalmanla soğuman olmuş olabilir.
Duygularin seni yönetmesine izin verme .Arada sırada anlık bile olsa bir dur ve hiset : hangi duygudayim
korku,öfke ,kaygı , suçluluk.....
Duygularımız fazla düşünmeye yol açar ve yanlış hareket edebiliriz.
Bende yeni yeni öğreniyorum ,en önemlisi ailenden uzaklaş .
Yeni çevre edin sürekli insanlarla iletişimde ol .Göreceksin bir tek sen değilsin ,kendini uzaydan gelmiş gibi hissetmeyeceksin.
YouTube bu konular üzerinde güzel teknikler var.
-düşünce gücü kanalı
- mistik yol ,olumlamalar ve meditasyon
-joe dispanza türkce,kesinlikle tavsiye ediyorum
-Ho oponopono tekniği(affetme yöntemi ,ilk başta kendini ,anne ve babani ,kardeşlerini)
Lütfen direk bırak kendini bir kalıplara sokmaya,niye kendi kendini eziyorsun ,
Sen başarabilirsin,sen çok naif ve temiz kalbli birisin ,sen çok zekisin,
Sen çok azimli ve hatta girişken birisin .
Evet, gerçekten de çok uzatmışım. Yorumu okuyunca pozitiflik geldi, var olunKiz bayagi yazmissin o kadar okumaya üsendim ama bi kismi kadar okuyabildim. ne yapmak istiyorsan onu yap cocuklugunda yapmak istedigini yapamamissin anlasilan onun icinde bi ükteligi yasiyorsun cok normal. Gez eglen dolas, sen de bulursun elbette birilerini lütfen akisina birak onlar gelir sana kendi kendine sen de karar verirsin kdkddbu arada meslegin icin seni tebrik ediyorum
Birkaç yorumda açıkladım, yine belirtmek istedim. Yazım kurallarına hep dikkat eden biriyim, paragraf da ayarladım ama paylaşınca böyle göründü, düzenlemeyi de bilmiyorum k.bakmayın. Uzun olduğunun da farkındayım. Konuşmayı, yazmayı seviyorum. Detaylandırınca da daha iyi anlaşılacakmışım gibi düşünüyorum. Aileler haklı, çocuklar kadir kıymet bilmiyor olarak görüldüğü için aile içini ve psikolojilerini ayrıntılı paylaşayım dedim. Okuyanlara tekrar teşekkür ederim ❤Umarım doğru yere yazıyorumdur, yıllardır girmemişim. Buradaki cevaplar çok güzel, eleştirilere bile aşırı gülüyorum. Sanki evde kızkıza konuşur gibi hissediyorum. İstediğinizi yazabilirsiniz gerçektenAslında sorum yok, bugün modum yine kötü ve paylaşmak istedim.
30 yaşındayım, kendimi yetişkin hissetmiyorum. Bu beni çok üzüyor ama psikolojim iyi olmadı hiç, bu farkındalık beni yiyip bitiriyorAnnem babam, durumumuz orta üstü olmasına rağmen deli gibi çalıştılar 3 küçük çocuğu evde bırakıp. Ben 4, kardeşim 2, ablam 6 yaşındaydı. Üstümüze kapıyı kitleyip gittiler hep. Okuldan döner, yemeğimizi ısıtır, bulaşıkları yıkar, ortalığı toplar, ödevleri yapar, onlar gelecek diye de hazırlıklar yapıp, kitap okuyup, diş fırçalayıp yatardık. Bu arada kimse öğretmedi bize bunları. Kendi kendimize öğrendik. E tabi, her şey düzgün olsun, kimseyi rahatsız etmeyelim, sessiz sakin olalım ki azar yemeyelim gibi düşünceler de beynimizde yer aldı. Annem hep sinirli, yorgun, kavgacı, "bunlar çocuk" diyemeyen, babam da, "aman bana bulaşmayın da..." kafasında pasif, sessiz, tek derdi para kazanmak olan, 16 yıl okumuşuz, temel giderler dışında, "şu 1 lirayı alın da kantine gidersiniz" dememiş biri. Kendisi memur. Evi, yazlığı, arsası ve ek gelirleri de var. Şimdi desen ki, "5 TL var mı çorap alacam" yok der. Annem, "şu bardağı makinenin niye sağına değil de soluna koymadın?" diye histeri nöbetleri geçirip saatlerce hatta günlerce küsüp gecenin bir yarısı, "hadi size en sevdiğiniz mantıyı açtım, gelin de yiyin" diyen dengesiz, iletişim engelli, asla özür dilemeyen, bu tavrı da herkese yapan 60 yaşında namazlı niyazlı biri. Sülalede de herkese küs. Çay koyarsın, ellerine sağlık değil de, "niye az atmışsın buna" der, millete çay ikram edersin, "tutuşa bak, becersen şaşarım" der. Bir gece gelir, "Şunu engellesene benden, bunun engelini aç, onu sil gitsin" gibi kendi kendine şeyler kurup, sofraya otursan, "30 yıl önce şu bana şunu yaptı da..." diye başlar bedduaya. Her gün insta ve WhatsApp storyler atar çocuk gibi, herkesi arayıp bütün özelimizi anlatır, bana sinirlenince ablamı arayıp beni kötüler, ona sinirlenince kardeşimi arayıp ona kötüler ama beddualı, hakaretleri şeyler. Hele ergenken, sanırsın karşımızda sınıftaki gıcık, ergen kız arkadaşımız varmış gibi dalaşa girerdi bizimle. Hem de yer, zaman fark etmez. Düğün, bayram, arkadaş toplantısı vs. fark etmez. Hep rezil ederdi. Diğer 2 kardeşim daha çok tepki verirlerdi. Ben doğuştan da biraz sessiz olduğum için hep aralarını yaptım, "aman ağzımızın tadı kaçmasın" modunda geçti ergenliğim Bağırdığımı, duygularımı paylaştığımı, öfkemi ifade edebildiğimi hatırlamıyorum hiç. O yüzden derslere yöneldim, kitap kurdu oldum. Hep çalışkan oldum, iyi okullarda iyi bölümde okudum ama iş konusunda öz güven sıfır. Mezun olalı 8 sene olmuş, bir o işe bir diğer işe girdim, hiçbir yere ait hissedemedim kendimi. İstikrarlı olmak, ben bunu başardım demek istiyorum ama olmuyor. Çok güzel bir işe girdim, hatta sınavla kazandım ama sürdüremedim, bir an geliyor ve orayı terk etmem gerek diye düşünüyorum. Ben, panik atak ve biraz da OKB hissediyordum ama araştırdığıma göre Borderline karar verdim. O işten çıkma arefesinde, 8 aylık flört beni bir anda bıraktı, başta aşırı love bombing yapmıştı. İkisi birden beni intihar düşüncesine gark etti fakat yapmadım tabii ki. Günlerce çıkmadım yataktan ve bizimkiler gelip bir kez bile, "neyin var yavrum" demedi. Bu anlattıklarım normal psikoloji değil ki... Yalvardım, 1 kez ya 1 kez psikoloğa gidelim, diye ama para yok dediler tabii. Kendi kendime idare ettim. Sonra tekrar sınava hazırlanayım bari dedim, çünkü özelde tutunamıyorum. İş beğenmemezlik falan değil, dediğim gibi kendi alanımdan bir işe, yüksek puanla girdim ama çıktım maalesef. Bana ne oluyor, bende ne var diye diye Borderline ve gizli narsist kısmına takıldım. Karşıma da hep bu tarz erkekler çıkıyor. Hele, toplamda 1 yıl kafamı oyalayan bu kişi... Yazar, 1 gün iyi 3 gün düşman gibidir ama aleni yapmaz bunu. Mesela, mesajlara dönmeyerek belli eder. Gözü hep dışarıdadır, telefonu resmen uzvu olmuş, tek derdi tipi, sosyal medyadaki imajı, para, kariyer... Çok şey var da işte, ben onu narsist sanarken kendimin de toksik olduğunu öğrendim. Yine günlerce silent treatment ile beni terbiye etmeye çalışırken (konuşmaya çalışırdım hep, bir sıkıntı mı var diye ama geçiştirirdi), buna, ikimizin birbirimize iyi gelmediğini, yolunun açık olmasını dilediğimi falan söyledim ve dönmedi. Haftalar sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüş yapmaya çalıştı ama muhatap olmadım. Birbirimize o kadar benziyoruz ki, büyüdüğümüz ev de benziyor. Aynı memleketten de sayılırız, kültürlerimiz uyuşuyor. Ben gelecek görmüştüm, hâlâ aklımda maalesef ama 4 ay oldu. Asla ama asla istemiyorum...
Bir anda içim sıkılır ve dakikalar, saatler hatta günlerce sürebilir. Bir iş yapsam sanki herkes beni izleyip eleştirecek. Artık ortamlara da girmiyorum. Biri soracak illa ki, niye çalışmıyorsun veya evlenmiyorsun. İkisi de olmuyor. Beynimde sanki 50 sekme açık, her şeyi çok ince düşünüyorum, detaycıyım, algılarım çok açık ve hadi şu rutine başlasam desem 2 gün sürer yani o kadar istikrarsızım maalesef. Şu an ailem yazlıkta. Herkes soruyor, neden gitmiyorsun ama açıklayamıyorum ki. Anlatsam kimse inanmaz zaten. Çalışan, efendi, çocuklarını okutan, tipik orta hâlli Türk ailesiyiz işte. Dışarıdan tabii... Ama sadece ev değişiyor yazlığa giderken, içindeki annem babam aynı. Daha demin aramış, (az ötede dayımlar var) gittim de bana surat astılar da, kızı bana yan baktı da, torunu içeri girdi de... Ya ne diyeyim ki şimdi buna? Anneme babama ebeveynlik yaptık hep. Dert anlatıp da onlara bu fırsatı vermedik, versek de dinlemediler zaten. Kardeşim de okudu çok şükür ama o da benim gibi işten işe atlıyor. Neyse ki çok iyi bir eşi ve kayınailesi var, şehir dışındalar ve iletişimi kestiler bunlardan. Kız yazlığa gidiyor bayrama, ağlatıp geri gönderiyorlarAblam deseniz, o da uzakta, eşinden boşandı ve çok iyi bir işi var ama anneye tapıyor, aldığı parayı kuruşuna kadar hesap verip anneme gönderiyor. Evine çöp alsa anneme sorar. Annem de sanki gizli narsist+borderline karışımı (çevrenizde böyle tipler varsa bilin ki asla düzelmiyor. Kardeşleri onun çocukken de böyle olduğunu söyler. Şimdi de 60 yaşında. Değişmiyor yani). Çocukları ya ablam gibi empat olurmuş ya da ona benzermiş (kardeşim de onun gibi sinirli, fevri). Ben de ortaya karışık, ne olduğu belli olmayan, kişiliksiz biri oldum sanırım. Çok isterdim en azından kardeşlerimle arkadaş gibi olayım, dertleşeyim falan. Yabancı gibiyiz. Sevmek, sarılmak, yanlarında ağlamak, duygularımı paylaşmak vs. çok isterdim. Ablamın 2.5 yıllık sevgilisi varmış, şimdi öğrendim mesela. Anlatsaydı, fikir alsaydı, kavga ettiğinde falan paylaşsaydı mesela. Oturup buna ağladım, neden yeni öğrendim ki bu nasıl bir iletişimsizlik diye Diğer kardeşim de alıngan, öfkeli, herkesten her şeyi bekleyen biri. Ben direkt bir insanım biraz, bana küstü ve hemen engelledi, 3 aydır konuşmuyor. Komple değişiğiz yani.
Şu an neyse ki, tekrardan atandım çok daha iyi bir yere. İnş kısa zamanda şehir değiştirip gidecem, ilk işim terapi almak olacak. Yüzmeyi öğrenecem (her sene yazlığa giderdik, annem kendisi korktuğu için bizi de sokmadı, korkusunu sözel olarak da aşıladı hep, yenerim inş), ehliyete yazılacam, başka kurslara da. Becerilerimi geliştirmem, sosyalleşmem lazım. İş için erteledim hep, iş çok önemli çünkü ailede de, sülalede de. "Sizin için çalıştık, o paraya tırlar alırdık." deyip dururlar. İş olmayınca kendimi, hiçbir şeyi hak etmeyen olarak gördüm yıllardır. Arkadaşlarım çağırırdı, bahane bulup gitmezdim para istemeyim diye. Hem de, e sen yetişkinsin kalkıp kendin kazan, farkındalığımla kendimi kötü hissederdim. Atanınca iletişimi kısmak istiyorum ama bir yandan da haksızlık mı ediyorum diyorum. Yıllardır YouTube'da videolar izledim, psikolojik kitaplar okudum, meditasyon yaptım. Aile de olsa uzak kalma hakkımız olduğunu, sevmek zorunda olmadığımızı düşünüyorum ama hayatıma biri girse, nasıl açıklarım ki ailemi, kardeşlerimle toksik ilişkilerimi falan? Kafamda da çok plan var, mükemmelliyetçi de biriyim biraz, dışarıdan nasıl göründüğüme de takıntılıyım. Fiziksel değil, psikolojik olarak. Kendimi yaralı, öksüz ve yetim büyümüş hatta büyüyememiş, yetişkin görünümünde ergen, fevri, 30'a gelmiş ama bir şey yapmamış, dengesiz biri olarak görüyorum, ki böyleyim de zaten. Sevmek, sevilmek, güvenmek, temas, istikrarlı ilişki istiyorum. Düzeldikten sonra da evlilik ve çocuk...
Bu arada ikili ilişkilerde toksik olmuyorum (bana göre tabii), yani frenleyebiliyorum kendimi. Genelde o kişi beni ilişkiye sokar, bir süre sonra da uzaklaşıp biter. Yeri gelmişken, neden hep aynı tipler sizce? (Çoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar... Özellikle baştaki özellikler neden acaba? En çok da bunu merak ediyorum
Herkes çatır çutur evleniyor, şak diye çocuk yapıyor, çalışmasa bile hiç umrunda olmuyor, gelecek kaygısı taşımıyor, el üstünde tutuluyor. Çok özeniyorum gerçekten. İnşaAllah bana da her şey nasip olur. Duaya ihtiyacım var sanırım ❤
Kendimi yetişkin gibi hissetmiyorum cümlen özellikle dikkatimi çekti,çocukluk yasamadigin için,cok fazla yaşından büyük sorumluluklar yüklendiğin için böyle hissediyorsun.Bence bu kısma da odaklanmalısın değişim ve iyileşme sürecinde.buradaki konuları okuduğumda özellikle ailesi ile annesi ile sorunlar yaşamış, bekar veya özellikle çocuksuz kişilerin,bu sorunları fark edip iredeyelip çözmeye çalışmalarını gördükçe çok imreniyorum.Ben çocuklukta yasadgim sıkıntıların travmaların,mutsuz bir anne ile büyümenin hem evliligime ve çocuğuma yansıyacağını hiç düşünmemiştim.Keske bu farkındalığı önceden kazansaydım diyorum.Şanslisin.Ben burdaki konuları okudukça bende çocukluk travmaları olduğunu fark ettim mesela. Çünkü bizim çocukluğumuzda yaşadığımız şeyler sanki o kadar normal geliyordu ki bana sanki her aile öyle gibi.Ama şimdi şimdi fark ediyorum ki öyle değilmiş.Birkaç yorumda açıkladım, yine belirtmek istedim. Yazım kurallarına hep dikkat eden biriyim, paragraf da ayarladım ama paylaşınca böyle göründü, düzenlemeyi de bilmiyorum k.bakmayın. Uzun olduğunun da farkındayım. Konuşmayı, yazmayı seviyorum. Detaylandırınca da daha iyi anlaşılacakmışım gibi düşünüyorum. Aileler haklı, çocuklar kadir kıymet bilmiyor olarak görüldüğü için aile içini ve psikolojilerini ayrıntılı paylaşayım dedim. Okuyanlara tekrar teşekkür ederim ❤
Çocukluk süreci ve annelik kavramı hayalkırıklığı ve travma ile eş değer benim için. Korkum da bunları aşamamak, ileride eş, çocuk vs. gibi üstünde kötü etki bırakmak. Aşmak üstünde çalışıyorum, umarım sonuç alabilirim. Siz de farkındasınız ne güzel. Ailenizle mutlu olun hepKendimi yetişkin gibi hissetmiyorum cümlen özellikle dikkatimi çekti,çocukluk yasamadigin için,cok fazla yaşından büyük sorumluluklar yüklendiğin için böyle hissediyorsun.Bence bu kısma da odaklanmalısın değişim ve iyileşme sürecinde.buradaki konuları okuduğumda özellikle ailesi ile annesi ile sorunlar yaşamış, bekar veya özellikle çocuksuz kişilerin,bu sorunları fark edip iredeyelip çözmeye çalışmalarını gördükçe çok imreniyorum.Ben çocuklukta yasadgim sıkıntıların travmaların,mutsuz bir anne ile büyümenin hem evliligime ve çocuğuma yansıyacağını hiç düşünmemiştim.Keske bu farkındalığı önceden kazansaydım diyorum.Şanslisin.Ben burdaki konuları okudukça bende çocukluk travmaları olduğunu fark ettim mesela. Çünkü bizim çocukluğumuzda yaşadığımız şeyler sanki o kadar normal geliyordu ki bana sanki her aile öyle gibi.Ama şimdi şimdi fark ediyorum ki öyle değilmiş.
Teşekkür ederim, dikkat ettim aslında ama maalesef böyle olmuş. Hayır öğretmen değilim. Kitap çok okurum, kendi çapımda da bir şeyler yazıyorumBu arada anlatım dilin çok güzel,her ne kadar paragraf olmasa da akıcı bir şekilde okunuyor Öğretmen misin?
Nerde tanışıyorsun bu adamlarla sosyal medyada mıÇoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar...
Umarım doğru yere yazıyorumdur, yıllardır girmemişim. Buradaki cevaplar çok güzel, eleştirilere bile aşırı gülüyorum. Sanki evde kızkıza konuşur gibi hissediyorum. İstediğinizi yazabilirsiniz gerçektenAslında sorum yok, bugün modum yine kötü ve paylaşmak istedim.
30 yaşındayım, kendimi yetişkin hissetmiyorum. Bu beni çok üzüyor ama psikolojim iyi olmadı hiç, bu farkındalık beni yiyip bitiriyorAnnem babam, durumumuz orta üstü olmasına rağmen deli gibi çalıştılar 3 küçük çocuğu evde bırakıp. Ben 4, kardeşim 2, ablam 6 yaşındaydı. Üstümüze kapıyı kitleyip gittiler hep. Okuldan döner, yemeğimizi ısıtır, bulaşıkları yıkar, ortalığı toplar, ödevleri yapar, onlar gelecek diye de hazırlıklar yapıp, kitap okuyup, diş fırçalayıp yatardık. Bu arada kimse öğretmedi bize bunları. Kendi kendimize öğrendik. E tabi, her şey düzgün olsun, kimseyi rahatsız etmeyelim, sessiz sakin olalım ki azar yemeyelim gibi düşünceler de beynimizde yer aldı. Annem hep sinirli, yorgun, kavgacı, "bunlar çocuk" diyemeyen, babam da, "aman bana bulaşmayın da..." kafasında pasif, sessiz, tek derdi para kazanmak olan, 16 yıl okumuşuz, temel giderler dışında, "şu 1 lirayı alın da kantine gidersiniz" dememiş biri. Kendisi memur. Evi, yazlığı, arsası ve ek gelirleri de var. Şimdi desen ki, "5 TL var mı çorap alacam" yok der. Annem, "şu bardağı makinenin niye sağına değil de soluna koymadın?" diye histeri nöbetleri geçirip saatlerce hatta günlerce küsüp gecenin bir yarısı, "hadi size en sevdiğiniz mantıyı açtım, gelin de yiyin" diyen dengesiz, iletişim engelli, asla özür dilemeyen, bu tavrı da herkese yapan 60 yaşında namazlı niyazlı biri. Sülalede de herkese küs. Çay koyarsın, ellerine sağlık değil de, "niye az atmışsın buna" der, millete çay ikram edersin, "tutuşa bak, becersen şaşarım" der. Bir gece gelir, "Şunu engellesene benden, bunun engelini aç, onu sil gitsin" gibi kendi kendine şeyler kurup, sofraya otursan, "30 yıl önce şu bana şunu yaptı da..." diye başlar bedduaya. Her gün insta ve WhatsApp storyler atar çocuk gibi, herkesi arayıp bütün özelimizi anlatır, bana sinirlenince ablamı arayıp beni kötüler, ona sinirlenince kardeşimi arayıp ona kötüler ama beddualı, hakaretleri şeyler. Hele ergenken, sanırsın karşımızda sınıftaki gıcık, ergen kız arkadaşımız varmış gibi dalaşa girerdi bizimle. Hem de yer, zaman fark etmez. Düğün, bayram, arkadaş toplantısı vs. fark etmez. Hep rezil ederdi. Diğer 2 kardeşim daha çok tepki verirlerdi. Ben doğuştan da biraz sessiz olduğum için hep aralarını yaptım, "aman ağzımızın tadı kaçmasın" modunda geçti ergenliğim Bağırdığımı, duygularımı paylaştığımı, öfkemi ifade edebildiğimi hatırlamıyorum hiç. O yüzden derslere yöneldim, kitap kurdu oldum. Hep çalışkan oldum, iyi okullarda iyi bölümde okudum ama iş konusunda öz güven sıfır. Mezun olalı 8 sene olmuş, bir o işe bir diğer işe girdim, hiçbir yere ait hissedemedim kendimi. İstikrarlı olmak, ben bunu başardım demek istiyorum ama olmuyor. Çok güzel bir işe girdim, hatta sınavla kazandım ama sürdüremedim, bir an geliyor ve orayı terk etmem gerek diye düşünüyorum. Ben, panik atak ve biraz da OKB hissediyordum ama araştırdığıma göre Borderline karar verdim. O işten çıkma arefesinde, 8 aylık flört beni bir anda bıraktı, başta aşırı love bombing yapmıştı. İkisi birden beni intihar düşüncesine gark etti fakat yapmadım tabii ki. Günlerce çıkmadım yataktan ve bizimkiler gelip bir kez bile, "neyin var yavrum" demedi. Bu anlattıklarım normal psikoloji değil ki... Yalvardım, 1 kez ya 1 kez psikoloğa gidelim, diye ama para yok dediler tabii. Kendi kendime idare ettim. Sonra tekrar sınava hazırlanayım bari dedim, çünkü özelde tutunamıyorum. İş beğenmemezlik falan değil, dediğim gibi kendi alanımdan bir işe, yüksek puanla girdim ama çıktım maalesef. Bana ne oluyor, bende ne var diye diye Borderline ve gizli narsist kısmına takıldım. Karşıma da hep bu tarz erkekler çıkıyor. Hele, toplamda 1 yıl kafamı oyalayan bu kişi... Yazar, 1 gün iyi 3 gün düşman gibidir ama aleni yapmaz bunu. Mesela, mesajlara dönmeyerek belli eder. Gözü hep dışarıdadır, telefonu resmen uzvu olmuş, tek derdi tipi, sosyal medyadaki imajı, para, kariyer... Çok şey var da işte, ben onu narsist sanarken kendimin de toksik olduğunu öğrendim. Yine günlerce silent treatment ile beni terbiye etmeye çalışırken (konuşmaya çalışırdım hep, bir sıkıntı mı var diye ama geçiştirirdi), buna, ikimizin birbirimize iyi gelmediğini, yolunun açık olmasını dilediğimi falan söyledim ve dönmedi. Haftalar sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüş yapmaya çalıştı ama muhatap olmadım. Birbirimize o kadar benziyoruz ki, büyüdüğümüz ev de benziyor. Aynı memleketten de sayılırız, kültürlerimiz uyuşuyor. Ben gelecek görmüştüm, hâlâ aklımda maalesef ama 4 ay oldu. Asla ama asla istemiyorum...
Bir anda içim sıkılır ve dakikalar, saatler hatta günlerce sürebilir. Bir iş yapsam sanki herkes beni izleyip eleştirecek. Artık ortamlara da girmiyorum. Biri soracak illa ki, niye çalışmıyorsun veya evlenmiyorsun. İkisi de olmuyor. Beynimde sanki 50 sekme açık, her şeyi çok ince düşünüyorum, detaycıyım, algılarım çok açık ve hadi şu rutine başlasam desem 2 gün sürer yani o kadar istikrarsızım maalesef. Şu an ailem yazlıkta. Herkes soruyor, neden gitmiyorsun ama açıklayamıyorum ki. Anlatsam kimse inanmaz zaten. Çalışan, efendi, çocuklarını okutan, tipik orta hâlli Türk ailesiyiz işte. Dışarıdan tabii... Ama sadece ev değişiyor yazlığa giderken, içindeki annem babam aynı. Daha demin aramış, (az ötede dayımlar var) gittim de bana surat astılar da, kızı bana yan baktı da, torunu içeri girdi de... Ya ne diyeyim ki şimdi buna? Anneme babama ebeveynlik yaptık hep. Dert anlatıp da onlara bu fırsatı vermedik, versek de dinlemediler zaten. Kardeşim de okudu çok şükür ama o da benim gibi işten işe atlıyor. Neyse ki çok iyi bir eşi ve kayınailesi var, şehir dışındalar ve iletişimi kestiler bunlardan. Kız yazlığa gidiyor bayrama, ağlatıp geri gönderiyorlarAblam deseniz, o da uzakta, eşinden boşandı ve çok iyi bir işi var ama anneye tapıyor, aldığı parayı kuruşuna kadar hesap verip anneme gönderiyor. Evine çöp alsa anneme sorar. Annem de sanki gizli narsist+borderline karışımı (çevrenizde böyle tipler varsa bilin ki asla düzelmiyor. Kardeşleri onun çocukken de böyle olduğunu söyler. Şimdi de 60 yaşında. Değişmiyor yani). Çocukları ya ablam gibi empat olurmuş ya da ona benzermiş (kardeşim de onun gibi sinirli, fevri). Ben de ortaya karışık, ne olduğu belli olmayan, kişiliksiz biri oldum sanırım. Çok isterdim en azından kardeşlerimle arkadaş gibi olayım, dertleşeyim falan. Yabancı gibiyiz. Sevmek, sarılmak, yanlarında ağlamak, duygularımı paylaşmak vs. çok isterdim. Ablamın 2.5 yıllık sevgilisi varmış, şimdi öğrendim mesela. Anlatsaydı, fikir alsaydı, kavga ettiğinde falan paylaşsaydı mesela. Oturup buna ağladım, neden yeni öğrendim ki bu nasıl bir iletişimsizlik diye Diğer kardeşim de alıngan, öfkeli, herkesten her şeyi bekleyen biri. Ben direkt bir insanım biraz, bana küstü ve hemen engelledi, 3 aydır konuşmuyor. Komple değişiğiz yani.
Şu an neyse ki, tekrardan atandım çok daha iyi bir yere. İnş kısa zamanda şehir değiştirip gidecem, ilk işim terapi almak olacak. Yüzmeyi öğrenecem (her sene yazlığa giderdik, annem kendisi korktuğu için bizi de sokmadı, korkusunu sözel olarak da aşıladı hep, yenerim inş), ehliyete yazılacam, başka kurslara da. Becerilerimi geliştirmem, sosyalleşmem lazım. İş için erteledim hep, iş çok önemli çünkü ailede de, sülalede de. "Sizin için çalıştık, o paraya tırlar alırdık." deyip dururlar. İş olmayınca kendimi, hiçbir şeyi hak etmeyen olarak gördüm yıllardır. Arkadaşlarım çağırırdı, bahane bulup gitmezdim para istemeyim diye. Hem de, e sen yetişkinsin kalkıp kendin kazan, farkındalığımla kendimi kötü hissederdim. Atanınca iletişimi kısmak istiyorum ama bir yandan da haksızlık mı ediyorum diyorum. Yıllardır YouTube'da videolar izledim, psikolojik kitaplar okudum, meditasyon yaptım. Aile de olsa uzak kalma hakkımız olduğunu, sevmek zorunda olmadığımızı düşünüyorum ama hayatıma biri girse, nasıl açıklarım ki ailemi, kardeşlerimle toksik ilişkilerimi falan? Kafamda da çok plan var, mükemmelliyetçi de biriyim biraz, dışarıdan nasıl göründüğüme de takıntılıyım. Fiziksel değil, psikolojik olarak. Kendimi yaralı, öksüz ve yetim büyümüş hatta büyüyememiş, yetişkin görünümünde ergen, fevri, 30'a gelmiş ama bir şey yapmamış, dengesiz biri olarak görüyorum, ki böyleyim de zaten. Sevmek, sevilmek, güvenmek, temas, istikrarlı ilişki istiyorum. Düzeldikten sonra da evlilik ve çocuk...
Bu arada ikili ilişkilerde toksik olmuyorum (bana göre tabii), yani frenleyebiliyorum kendimi. Genelde o kişi beni ilişkiye sokar, bir süre sonra da uzaklaşıp biter. Yeri gelmişken, neden hep aynı tipler sizce? (Çoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar... Özellikle baştaki özellikler neden acaba? En çok da bunu merak ediyorum
Herkes çatır çutur evleniyor, şak diye çocuk yapıyor, çalışmasa bile hiç umrunda olmuyor, gelecek kaygısı taşımıyor, el üstünde tutuluyor. Çok özeniyorum gerçekten. İnşaAllah bana da her şey nasip olur. Duaya ihtiyacım var sanırım ❤
Sosyal medya kullanmıyorum. Reelde tanışıyorum. Biri kurstandı, biri arkadaşımın arkadaşıydı diğeri de uzaktan bir tanıdık. Birkaç ay tanıyıp, görüşüp sonra ilerlemeye çalışıyorum ama genelde aynı oluyorNerde tanışıyorsun bu adamlarla sosyal medyada mı
Çok iyi bir fikir, uzun uzun konuşmama gerek kalmazBir gün terapiye giderseniz bence direkt psikoloğa bu yazıyı okutun. Kendinizi çok iyi ifade etmişsiniz.
Çözüm terapi.
Dualarımız sizinle bölümündeki dua etkinliklerine katılabilirsiniz forumda.
Sanardım ki anne babası çalışan insanlar daha güçlü olurlar kendilerine yeterler. Ama o algımda yavaş yavaş kırılıyor.Umarım doğru yere yazıyorumdur, yıllardır girmemişim. Buradaki cevaplar çok güzel, eleştirilere bile aşırı gülüyorum. Sanki evde kızkıza konuşur gibi hissediyorum. İstediğinizi yazabilirsiniz gerçektenAslında sorum yok, bugün modum yine kötü ve paylaşmak istedim.
30 yaşındayım, kendimi yetişkin hissetmiyorum. Bu beni çok üzüyor ama psikolojim iyi olmadı hiç, bu farkındalık beni yiyip bitiriyorAnnem babam, durumumuz orta üstü olmasına rağmen deli gibi çalıştılar 3 küçük çocuğu evde bırakıp. Ben 4, kardeşim 2, ablam 6 yaşındaydı. Üstümüze kapıyı kitleyip gittiler hep. Okuldan döner, yemeğimizi ısıtır, bulaşıkları yıkar, ortalığı toplar, ödevleri yapar, onlar gelecek diye de hazırlıklar yapıp, kitap okuyup, diş fırçalayıp yatardık. Bu arada kimse öğretmedi bize bunları. Kendi kendimize öğrendik. E tabi, her şey düzgün olsun, kimseyi rahatsız etmeyelim, sessiz sakin olalım ki azar yemeyelim gibi düşünceler de beynimizde yer aldı. Annem hep sinirli, yorgun, kavgacı, "bunlar çocuk" diyemeyen, babam da, "aman bana bulaşmayın da..." kafasında pasif, sessiz, tek derdi para kazanmak olan, 16 yıl okumuşuz, temel giderler dışında, "şu 1 lirayı alın da kantine gidersiniz" dememiş biri. Kendisi memur. Evi, yazlığı, arsası ve ek gelirleri de var. Şimdi desen ki, "5 TL var mı çorap alacam" yok der.
Annem, "şu bardağı makinenin niye sağına değil de soluna koymadın?" diye histeri nöbetleri geçirip saatlerce hatta günlerce küsüp gecenin bir yarısı, "hadi size en sevdiğiniz mantıyı açtım, gelin de yiyin" diyen dengesiz, iletişim engelli, asla özür dilemeyen, bu tavrı da herkese yapan 60 yaşında namazlı niyazlı biri. Sülalede de herkese küs. Çay koyarsın, ellerine sağlık değil de, "niye az atmışsın buna" der, millete çay ikram edersin, "tutuşa bak, becersen şaşarım" der. Bir gece gelir, "Şunu engellesene benden, bunun engelini aç, onu sil gitsin" gibi kendi kendine şeyler kurup, sofraya otursan, "30 yıl önce şu bana şunu yaptı da..." diye başlar bedduaya. Her gün insta ve WhatsApp storyler atar çocuk gibi, herkesi arayıp bütün özelimizi anlatır, bana sinirlenince ablamı arayıp beni kötüler, ona sinirlenince kardeşimi arayıp ona kötüler ama beddualı, hakaretleri şeyler.
Hele ergenken, sanırsın karşımızda sınıftaki gıcık, ergen kız arkadaşımız varmış gibi dalaşa girerdi bizimle. Hem de yer, zaman fark etmez. Düğün, bayram, arkadaş toplantısı vs. fark etmez. Hep rezil ederdi. Diğer 2 kardeşim daha çok tepki verirlerdi. Ben doğuştan da biraz sessiz olduğum için hep aralarını yaptım, "aman ağzımızın tadı kaçmasın" modunda geçti ergenliğimBağırdığımı, duygularımı paylaştığımı, öfkemi ifade edebildiğimi hatırlamıyorum hiç. O yüzden derslere yöneldim, kitap kurdu oldum. Hep çalışkan oldum, iyi okullarda iyi bölümde okudum ama iş konusunda öz güven sıfır. Mezun olalı 8 sene olmuş, bir o işe bir diğer işe girdim, hiçbir yere ait hissedemedim kendimi. İstikrarlı olmak, ben bunu başardım demek istiyorum ama olmuyor. Çok güzel bir işe girdim, hatta sınavla kazandım ama sürdüremedim, bir an geliyor ve orayı terk etmem gerek diye düşünüyorum.
Ben, panik atak ve biraz da OKB hissediyordum ama araştırdığıma göre Borderline karar verdim. O işten çıkma arefesinde, 8 aylık flört beni bir anda bıraktı, başta aşırı love bombing yapmıştı. İkisi birden beni intihar düşüncesine gark etti fakat yapmadım tabii ki. Günlerce çıkmadım yataktan ve bizimkiler gelip bir kez bile, "neyin var yavrum" demedi. Bu anlattıklarım normal psikoloji değil ki... Yalvardım, 1 kez ya 1 kez psikoloğa gidelim, diye ama para yok dediler tabii. Kendi kendime idare ettim. Sonra tekrar sınava hazırlanayım bari dedim, çünkü özelde tutunamıyorum. İş beğenmemezlik falan değil, dediğim gibi kendi alanımdan bir işe, yüksek puanla girdim ama çıktım maalesef. Bana ne oluyor, bende ne var diye diye Borderline ve gizli narsist kısmına takıldım. Karşıma da hep bu tarz erkekler çıkıyor. Hele, toplamda 1 yıl kafamı oyalayan bu kişi... Yazar, 1 gün iyi 3 gün düşman gibidir ama aleni yapmaz bunu.
Mesela, mesajlara dönmeyerek belli eder. Gözü hep dışarıdadır, telefonu resmen uzvu olmuş, tek derdi tipi, sosyal medyadaki imajı, para, kariyer... Çok şey var da işte, ben onu narsist sanarken kendimin de toksik olduğunu öğrendim. Yine günlerce silent treatment ile beni terbiye etmeye çalışırken (konuşmaya çalışırdım hep, bir sıkıntı mı var diye ama geçiştirirdi), buna, ikimizin birbirimize iyi gelmediğini, yolunun açık olmasını dilediğimi falan söyledim ve dönmedi. Haftalar sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüş yapmaya çalıştı ama muhatap olmadım. Birbirimize o kadar benziyoruz ki, büyüdüğümüz ev de benziyor. Aynı memleketten de sayılırız, kültürlerimiz uyuşuyor. Ben gelecek görmüştüm, hâlâ aklımda maalesef ama 4 ay oldu. Asla ama asla istemiyorum...
Bir anda içim sıkılır ve dakikalar, saatler hatta günlerce sürebilir. Bir iş yapsam sanki herkes beni izleyip eleştirecek. Artık ortamlara da girmiyorum. Biri soracak illa ki, niye çalışmıyorsun veya evlenmiyorsun. İkisi de olmuyor. Beynimde sanki 50 sekme açık, her şeyi çok ince düşünüyorum, detaycıyım, algılarım çok açık ve hadi şu rutine başlasam desem 2 gün sürer yani o kadar istikrarsızım maalesef. Şu an ailem yazlıkta. Herkes soruyor, neden gitmiyorsun ama açıklayamıyorum ki. Anlatsam kimse inanmaz zaten. Çalışan, efendi, çocuklarını okutan, tipik orta hâlli Türk ailesiyiz işte. Dışarıdan tabii... Ama sadece ev değişiyor yazlığa giderken, içindeki annem babam aynı. Daha demin aramış, (az ötede dayımlar var) gittim de bana surat astılar da, kızı bana yan baktı da, torunu içeri girdi de... Ya ne diyeyim ki şimdi buna? Anneme babama ebeveynlik yaptık hep. Dert anlatıp da onlara bu fırsatı vermedik, versek de dinlemediler zaten.
Kardeşim de okudu çok şükür ama o da benim gibi işten işe atlıyor. Neyse ki çok iyi bir eşi ve kayınailesi var, şehir dışındalar ve iletişimi kestiler bunlardan. Kız yazlığa gidiyor bayrama, ağlatıp geri gönderiyorlarAblam deseniz, o da uzakta, eşinden boşandı ve çok iyi bir işi var ama anneye tapıyor, aldığı parayı kuruşuna kadar hesap verip anneme gönderiyor. Evine çöp alsa anneme sorar. Annem de sanki gizli narsist+borderline karışımı (çevrenizde böyle tipler varsa bilin ki asla düzelmiyor. Kardeşleri onun çocukken de böyle olduğunu söyler. Şimdi de 60 yaşında. Değişmiyor yani). Çocukları ya ablam gibi empat olurmuş ya da ona benzermiş (kardeşim de onun gibi sinirli, fevri).
Ben de ortaya karışık, ne olduğu belli olmayan, kişiliksiz biri oldum sanırım. Çok isterdim en azından kardeşlerimle arkadaş gibi olayım, dertleşeyim falan. Yabancı gibiyiz. Sevmek, sarılmak, yanlarında ağlamak, duygularımı paylaşmak vs. çok isterdim. Ablamın 2.5 yıllık sevgilisi varmış, şimdi öğrendim mesela. Anlatsaydı, fikir alsaydı, kavga ettiğinde falan paylaşsaydı mesela. Oturup buna ağladım, neden yeni öğrendim ki bu nasıl bir iletişimsizlik diyeDiğer kardeşim de alıngan, öfkeli, herkesten her şeyi bekleyen biri. Ben direkt bir insanım biraz, bana küstü ve hemen engelledi, 3 aydır konuşmuyor. Komple değişiğiz yani.
Şu an neyse ki, tekrardan atandım çok daha iyi bir yere. İnş kısa zamanda şehir değiştirip gidecem, ilk işim terapi almak olacak. Yüzmeyi öğrenecem (her sene yazlığa giderdik, annem kendisi korktuğu için bizi de sokmadı, korkusunu sözel olarak da aşıladı hep, yenerim inş), ehliyete yazılacam, başka kurslara da. Becerilerimi geliştirmem, sosyalleşmem lazım. İş için erteledim hep, iş çok önemli çünkü ailede de, sülalede de. "Sizin için çalıştık, o paraya tırlar alırdık." deyip dururlar. İş olmayınca kendimi, hiçbir şeyi hak etmeyen olarak gördüm yıllardır. Arkadaşlarım çağırırdı, bahane bulup gitmezdim para istemeyim diye. Hem de, e sen yetişkinsin kalkıp kendin kazan, farkındalığımla kendimi kötü hissederdim. Atanınca iletişimi kısmak istiyorum ama bir yandan da haksızlık mı ediyorum diyorum. Yıllardır YouTube'da videolar izledim, psikolojik kitaplar okudum, meditasyon yaptım.
Aile de olsa uzak kalma hakkımız olduğunu, sevmek zorunda olmadığımızı düşünüyorum ama hayatıma biri girse, nasıl açıklarım ki ailemi, kardeşlerimle toksik ilişkilerimi falan? Kafamda da çok plan var, mükemmelliyetçi de biriyim biraz, dışarıdan nasıl göründüğüme de takıntılıyım. Fiziksel değil, psikolojik olarak. Kendimi yaralı, öksüz ve yetim büyümüş hatta büyüyememiş, yetişkin görünümünde ergen, fevri, 30'a gelmiş ama bir şey yapmamış, dengesiz biri olarak görüyorum, ki böyleyim de zaten. Sevmek, sevilmek, güvenmek, temas, istikrarlı ilişki istiyorum. Düzeldikten sonra da evlilik ve çocuk...
Bu arada ikili ilişkilerde toksik olmuyorum (bana göre tabii), yani frenleyebiliyorum kendimi. Genelde o kişi beni ilişkiye sokar, bir süre sonra da uzaklaşıp biter. Yeri gelmişken, neden hep aynı tipler sizce? (Çoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar... Özellikle baştaki özellikler neden acaba? En çok da bunu merak ediyorum
Herkes çatır çutur evleniyor, şak diye çocuk yapıyor, çalışmasa bile hiç umrunda olmuyor, gelecek kaygısı taşımıyor, el üstünde tutuluyor. Çok özeniyorum gerçekten. İnşaAllah bana da her şey nasip olur. Duaya ihtiyacım var sanırım ❤
Başından sonuna kadar okudum daha uzun olsa yine okurdum sıkılmadan okudum. Yanlış anlamayın sizin için üzüldüm çok da kendime aileme kardeşlerime benzettim annenizin babanızın huyları her şeyiyle arayı yapmaya çalışan kişi olmanıza kadar kendime benzettim. Birde şu dikkatimi çekti kendinizi çok güzel ifade ediyorsunuz diliniz çok kuvvetli hatta bir kitap olsa, yazsanız keyifle okunur.Umarım doğru yere yazıyorumdur, yıllardır girmemişim. Buradaki cevaplar çok güzel, eleştirilere bile aşırı gülüyorum. Sanki evde kızkıza konuşur gibi hissediyorum. İstediğinizi yazabilirsiniz gerçektenAslında sorum yok, bugün modum yine kötü ve paylaşmak istedim.
30 yaşındayım, kendimi yetişkin hissetmiyorum. Bu beni çok üzüyor ama psikolojim iyi olmadı hiç, bu farkındalık beni yiyip bitiriyorAnnem babam, durumumuz orta üstü olmasına rağmen deli gibi çalıştılar 3 küçük çocuğu evde bırakıp. Ben 4, kardeşim 2, ablam 6 yaşındaydı. Üstümüze kapıyı kitleyip gittiler hep. Okuldan döner, yemeğimizi ısıtır, bulaşıkları yıkar, ortalığı toplar, ödevleri yapar, onlar gelecek diye de hazırlıklar yapıp, kitap okuyup, diş fırçalayıp yatardık. Bu arada kimse öğretmedi bize bunları. Kendi kendimize öğrendik. E tabi, her şey düzgün olsun, kimseyi rahatsız etmeyelim, sessiz sakin olalım ki azar yemeyelim gibi düşünceler de beynimizde yer aldı. Annem hep sinirli, yorgun, kavgacı, "bunlar çocuk" diyemeyen, babam da, "aman bana bulaşmayın da..." kafasında pasif, sessiz, tek derdi para kazanmak olan, 16 yıl okumuşuz, temel giderler dışında, "şu 1 lirayı alın da kantine gidersiniz" dememiş biri. Kendisi memur. Evi, yazlığı, arsası ve ek gelirleri de var. Şimdi desen ki, "5 TL var mı çorap alacam" yok der.
Annem, "şu bardağı makinenin niye sağına değil de soluna koymadın?" diye histeri nöbetleri geçirip saatlerce hatta günlerce küsüp gecenin bir yarısı, "hadi size en sevdiğiniz mantıyı açtım, gelin de yiyin" diyen dengesiz, iletişim engelli, asla özür dilemeyen, bu tavrı da herkese yapan 60 yaşında namazlı niyazlı biri. Sülalede de herkese küs. Çay koyarsın, ellerine sağlık değil de, "niye az atmışsın buna" der, millete çay ikram edersin, "tutuşa bak, becersen şaşarım" der. Bir gece gelir, "Şunu engellesene benden, bunun engelini aç, onu sil gitsin" gibi kendi kendine şeyler kurup, sofraya otursan, "30 yıl önce şu bana şunu yaptı da..." diye başlar bedduaya. Her gün insta ve WhatsApp storyler atar çocuk gibi, herkesi arayıp bütün özelimizi anlatır, bana sinirlenince ablamı arayıp beni kötüler, ona sinirlenince kardeşimi arayıp ona kötüler ama beddualı, hakaretleri şeyler.
Hele ergenken, sanırsın karşımızda sınıftaki gıcık, ergen kız arkadaşımız varmış gibi dalaşa girerdi bizimle. Hem de yer, zaman fark etmez. Düğün, bayram, arkadaş toplantısı vs. fark etmez. Hep rezil ederdi. Diğer 2 kardeşim daha çok tepki verirlerdi. Ben doğuştan da biraz sessiz olduğum için hep aralarını yaptım, "aman ağzımızın tadı kaçmasın" modunda geçti ergenliğimBağırdığımı, duygularımı paylaştığımı, öfkemi ifade edebildiğimi hatırlamıyorum hiç. O yüzden derslere yöneldim, kitap kurdu oldum. Hep çalışkan oldum, iyi okullarda iyi bölümde okudum ama iş konusunda öz güven sıfır. Mezun olalı 8 sene olmuş, bir o işe bir diğer işe girdim, hiçbir yere ait hissedemedim kendimi. İstikrarlı olmak, ben bunu başardım demek istiyorum ama olmuyor. Çok güzel bir işe girdim, hatta sınavla kazandım ama sürdüremedim, bir an geliyor ve orayı terk etmem gerek diye düşünüyorum.
Ben, panik atak ve biraz da OKB hissediyordum ama araştırdığıma göre Borderline karar verdim. O işten çıkma arefesinde, 8 aylık flört beni bir anda bıraktı, başta aşırı love bombing yapmıştı. İkisi birden beni intihar düşüncesine gark etti fakat yapmadım tabii ki. Günlerce çıkmadım yataktan ve bizimkiler gelip bir kez bile, "neyin var yavrum" demedi. Bu anlattıklarım normal psikoloji değil ki... Yalvardım, 1 kez ya 1 kez psikoloğa gidelim, diye ama para yok dediler tabii. Kendi kendime idare ettim. Sonra tekrar sınava hazırlanayım bari dedim, çünkü özelde tutunamıyorum. İş beğenmemezlik falan değil, dediğim gibi kendi alanımdan bir işe, yüksek puanla girdim ama çıktım maalesef. Bana ne oluyor, bende ne var diye diye Borderline ve gizli narsist kısmına takıldım. Karşıma da hep bu tarz erkekler çıkıyor. Hele, toplamda 1 yıl kafamı oyalayan bu kişi... Yazar, 1 gün iyi 3 gün düşman gibidir ama aleni yapmaz bunu.
Mesela, mesajlara dönmeyerek belli eder. Gözü hep dışarıdadır, telefonu resmen uzvu olmuş, tek derdi tipi, sosyal medyadaki imajı, para, kariyer... Çok şey var da işte, ben onu narsist sanarken kendimin de toksik olduğunu öğrendim. Yine günlerce silent treatment ile beni terbiye etmeye çalışırken (konuşmaya çalışırdım hep, bir sıkıntı mı var diye ama geçiştirirdi), buna, ikimizin birbirimize iyi gelmediğini, yolunun açık olmasını dilediğimi falan söyledim ve dönmedi. Haftalar sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüş yapmaya çalıştı ama muhatap olmadım. Birbirimize o kadar benziyoruz ki, büyüdüğümüz ev de benziyor. Aynı memleketten de sayılırız, kültürlerimiz uyuşuyor. Ben gelecek görmüştüm, hâlâ aklımda maalesef ama 4 ay oldu. Asla ama asla istemiyorum...
Bir anda içim sıkılır ve dakikalar, saatler hatta günlerce sürebilir. Bir iş yapsam sanki herkes beni izleyip eleştirecek. Artık ortamlara da girmiyorum. Biri soracak illa ki, niye çalışmıyorsun veya evlenmiyorsun. İkisi de olmuyor. Beynimde sanki 50 sekme açık, her şeyi çok ince düşünüyorum, detaycıyım, algılarım çok açık ve hadi şu rutine başlasam desem 2 gün sürer yani o kadar istikrarsızım maalesef. Şu an ailem yazlıkta. Herkes soruyor, neden gitmiyorsun ama açıklayamıyorum ki. Anlatsam kimse inanmaz zaten. Çalışan, efendi, çocuklarını okutan, tipik orta hâlli Türk ailesiyiz işte. Dışarıdan tabii... Ama sadece ev değişiyor yazlığa giderken, içindeki annem babam aynı. Daha demin aramış, (az ötede dayımlar var) gittim de bana surat astılar da, kızı bana yan baktı da, torunu içeri girdi de... Ya ne diyeyim ki şimdi buna? Anneme babama ebeveynlik yaptık hep. Dert anlatıp da onlara bu fırsatı vermedik, versek de dinlemediler zaten.
Kardeşim de okudu çok şükür ama o da benim gibi işten işe atlıyor. Neyse ki çok iyi bir eşi ve kayınailesi var, şehir dışındalar ve iletişimi kestiler bunlardan. Kız yazlığa gidiyor bayrama, ağlatıp geri gönderiyorlarAblam deseniz, o da uzakta, eşinden boşandı ve çok iyi bir işi var ama anneye tapıyor, aldığı parayı kuruşuna kadar hesap verip anneme gönderiyor. Evine çöp alsa anneme sorar. Annem de sanki gizli narsist+borderline karışımı (çevrenizde böyle tipler varsa bilin ki asla düzelmiyor. Kardeşleri onun çocukken de böyle olduğunu söyler. Şimdi de 60 yaşında. Değişmiyor yani). Çocukları ya ablam gibi empat olurmuş ya da ona benzermiş (kardeşim de onun gibi sinirli, fevri).
Ben de ortaya karışık, ne olduğu belli olmayan, kişiliksiz biri oldum sanırım. Çok isterdim en azından kardeşlerimle arkadaş gibi olayım, dertleşeyim falan. Yabancı gibiyiz. Sevmek, sarılmak, yanlarında ağlamak, duygularımı paylaşmak vs. çok isterdim. Ablamın 2.5 yıllık sevgilisi varmış, şimdi öğrendim mesela. Anlatsaydı, fikir alsaydı, kavga ettiğinde falan paylaşsaydı mesela. Oturup buna ağladım, neden yeni öğrendim ki bu nasıl bir iletişimsizlik diyeDiğer kardeşim de alıngan, öfkeli, herkesten her şeyi bekleyen biri. Ben direkt bir insanım biraz, bana küstü ve hemen engelledi, 3 aydır konuşmuyor. Komple değişiğiz yani.
Şu an neyse ki, tekrardan atandım çok daha iyi bir yere. İnş kısa zamanda şehir değiştirip gidecem, ilk işim terapi almak olacak. Yüzmeyi öğrenecem (her sene yazlığa giderdik, annem kendisi korktuğu için bizi de sokmadı, korkusunu sözel olarak da aşıladı hep, yenerim inş), ehliyete yazılacam, başka kurslara da. Becerilerimi geliştirmem, sosyalleşmem lazım. İş için erteledim hep, iş çok önemli çünkü ailede de, sülalede de. "Sizin için çalıştık, o paraya tırlar alırdık." deyip dururlar. İş olmayınca kendimi, hiçbir şeyi hak etmeyen olarak gördüm yıllardır. Arkadaşlarım çağırırdı, bahane bulup gitmezdim para istemeyim diye. Hem de, e sen yetişkinsin kalkıp kendin kazan, farkındalığımla kendimi kötü hissederdim. Atanınca iletişimi kısmak istiyorum ama bir yandan da haksızlık mı ediyorum diyorum. Yıllardır YouTube'da videolar izledim, psikolojik kitaplar okudum, meditasyon yaptım.
Aile de olsa uzak kalma hakkımız olduğunu, sevmek zorunda olmadığımızı düşünüyorum ama hayatıma biri girse, nasıl açıklarım ki ailemi, kardeşlerimle toksik ilişkilerimi falan? Kafamda da çok plan var, mükemmelliyetçi de biriyim biraz, dışarıdan nasıl göründüğüme de takıntılıyım. Fiziksel değil, psikolojik olarak. Kendimi yaralı, öksüz ve yetim büyümüş hatta büyüyememiş, yetişkin görünümünde ergen, fevri, 30'a gelmiş ama bir şey yapmamış, dengesiz biri olarak görüyorum, ki böyleyim de zaten. Sevmek, sevilmek, güvenmek, temas, istikrarlı ilişki istiyorum. Düzeldikten sonra da evlilik ve çocuk...
Bu arada ikili ilişkilerde toksik olmuyorum (bana göre tabii), yani frenleyebiliyorum kendimi. Genelde o kişi beni ilişkiye sokar, bir süre sonra da uzaklaşıp biter. Yeri gelmişken, neden hep aynı tipler sizce? (Çoğu) köyde doğup büyümüş, (çoğu doğulu, biz de öyleyiz ama Ankara'da doğup büyüdüm), kısıtlı imkanlarla iyi yerlere gelmişler, tipleri çok iyi değil, başta çok ilgili olup emrivakiyle ilişki başlatıp sonra sosyal medyada fink atmalar... Özellikle baştaki özellikler neden acaba? En çok da bunu merak ediyorum
Herkes çatır çutur evleniyor, şak diye çocuk yapıyor, çalışmasa bile hiç umrunda olmuyor, gelecek kaygısı taşımıyor, el üstünde tutuluyor. Çok özeniyorum gerçekten. İnşaAllah bana da her şey nasip olur. Duaya ihtiyacım var sanırım ❤
Aslında çoğu, güçlü oluyor gerçekten ama benim gibi azınlık, geçmişte takılıp kalıyor. "neden sevilmedim, desteklenmedim" gibi çocuk kalıp hâlâ bekliyor bir şeylerSanardım ki anne babası çalışan insanlar daha güçlü olurlar kendilerine yeterler. Ama o algımda yavaş yavaş kırılıyor.
30 yaş herseyi sorgulatıyor insana kafayı yememek elde değil
Kendimce yazıyorum bir şeyler. Birgün kitap hâline gelebilir, neden olmasınBaşından sonuna kadar okudum daha uzun olsa yine okurdum sıkılmadan okudum. Yanlış anlamayın sizin için üzüldüm çok da kendime aileme kardeşlerime benzettim annenizin babanızın huyları her şeyiyle arayı yapmaya çalışan kişi olmanıza kadar kendime benzettim. Birde şu dikkatimi çekti kendinizi çok güzel ifade ediyorsunuz diliniz çok kuvvetli hatta bir kitap olsa, yazsanız keyifle okunur.
Sizin için şunları söylemek istiyorum. Henüz 30 yaşındasınız çok genç yani, üstelik atanmış iyi meslek ve para sahibisiniz planlarda güzel kendinizi geliştirmek yönünde uygulayın bence aslında gayet iyi bi durumdasınız sadece aşık olmak kalmış.. eminim oda en doğru zamanda hem de nasıl olur her şeyiyle içime siniyor dersiniz. Kendi ailenizi kuracaksınız. Gönlünüzce olsun her şey.