• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ben içinden çıkamadım...

Allah yardımcın olsun canım gerçekten çok zor bir durum. Ama ben de susardım annem için ve babamla tamamen irtibatı keserdim. Baban peki Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor mu ben onu merak ediyorum. Yani kesin kararı ne?

Ona göre dönecek.
Dönerse ve annem ile boşanmış olursa (benim anlatma ihtimalimi hesaba katıyor sanırım, yoksa kendi anlatası yok)
Yurtdışından aldığı maaş ile geçinmeyi düşünüyor.
Ona göre Türkiye'ye döndüğünde diğer kadın olmayacak.
Ama kadına göre (ben oradayken değindiği konular için konuşuyorum) onun hayali babamla birlikte yaşamak.

Bir yandan babam diyor "biz buradan başka yerde yaşayamayız" diğer yandan "emekli olunca döneceğim" diyor.
Bir başka şekilde konuştuğumuzda da "dönmem ben artık" diyor.
Kısaca ben de bilmiyorum ne yapacak ne edecek...
Döner dönmez ona kalmış birşey, bizden uzak olsunlar da ne halleri varsa görsünler.
 
Anlamadigim bir nokta da emekli olacagim diye babaniz donmemis yurt disinda kalmis. Buradan da emekli yapabilirdiniz. Cunku anladigim kadariyla anneyi Turkiye'den emekli yapmissiniz.
Zaten pek evlilik kalmamis. Sadece kagit uzerinde. Saklanmasini dogru bulmuyorum. Gerekli aciklamayi ya da hesabi baba vermeli.

Konu dallandıkça dallanıyor...
Annemi emekli yapabildim, çünkü annemin Türkiye'de çalışmışlığı var evlenmeden önce.
Sigorta girişi eski, aynı zamanda da Yurtdışında çalışmışlığı var.
Doğum borçlanması da çıkınca, annemi emekli ettiğim dönemde ilaç gibiydi bu kanun bizim için.
Buna ek olarak, herşeyi hesaplattırıp açıkta kalan günleride dışarda çalışıyor göstererek aylık primlerini de ödedim ben.
Evlenmeden önceydi bunlar tabii ki.
Ve kadınların gün sayısı erkeklere göre daha az.

Babamında sigorta girişi var, ancak doğru düzgün SGK'lı çalışmamış.
Yetmiyor Türkiye'den emekli olması için.
Kendi isteği ile emekli olmaya kalktığında ise çok büyük meblalar ödemesi gerekiyor.
Anneme bile kaç sene önce ciddi bir miktar para ödemiştik.
Babamınkisi hepten berbat (çıkan ücretler).

Şöyle anlatayım daha iyi olacak, babam Amerika'da çalışıyor.
Amerika ile Türkiye arasında sigorta anlaşması olmadığından, oradaki gün sayısını sadece gün olarak sayıyor.
Sigorta anlaşması olmadığı için her çalıştığı günün ücretini dolar üzerinden sayıyor ve onu dolar üstünden ödüyoruz.
Atıyorum 1 gün için 6 dolar alıyorsa, 1000 gün için 6000 dolar alıyor demek olacak.
6000 dolar bugünün kuru ile: 32,400 TL civarı.
Ve babamın ödenmemiş günü 1000 gün değil, çok daha fazla.
61 yaşında olmasını düşününce...

Diyeceğim o ki, onun buradan emekli olması hayal.
Döviz kuru 4,5 TL olduğu zamanlarda bile hayaldi.
O kadar verebilecek toplu parası ne onun ne de bizim var.

Dediğiniz gibi, annemle babam arasındaki evlilik kağıt üzerinde zaten.
Ben bunu babama hep diyordum, annem eskisi gibi değil yaşadığı hastalıklar ve yaşadıkları çok yıprattı onu.
Bunu bil, ona göre hayatını şekillendir.
Bin kere söylemişimdir, döneceksen dön dönmeyeceksen de boşan diye.
Buna rağmen bunları yapmış olması beni çıldırtan.
Gözü kapalı hiç birşey yokmuş gibi davranan bir insan olsam, uyarmasam, zamanında birşeyleri ona söylemiş olmasam tamam, hoş bu bile onu haklı kılmaz, yaptığı akıl sır almaz birşey.
Ama yine de, hiç bir gerekçe bunu meşrulaştıramaz....
 
Tabii ki düşündüm.
Annem de bu ihtimalleri düşündü.
Bir erkek 10 sene gibi bir zaman zarfında nasıl yalnız idare eder ki kendisini?
Eğri oturup doğru konuşmak lazım, zaten bu değil ki mesele...

Genel anlamda ona kızmıyorum ki ben.
Evet aldatma geçmişi var, bir erkek olarak ihtiyaçları da var.
Ancak sorun şu, bir insan nasıl bu kadar ikili oynar.

Annem defalarca babamdan boşanmak istedi ve babam boşanmak istemedi.
Gerek maddi destek ile, gerek arada bir gelip annemin evini tadilat ettirmekle ve her seferinde de "bak ben geleceğim, evi yaptırıyorum emekliliğimizde rahat edelim diye" diyerek kandırdı.
Yani ne buradaki kapıyı kapattı ne oradaki kapıyı.

Benim sinirlendiğim nokta bu.
Madem orada tutamıyorsun kendini ve kendine 10 sene gibi bir zaman zarfında yeni hayat kurdun, buradaki insanı niye böyle oyaladın? Ben geleceğim, emekli olunca çok güzel hayatımız olacak vaadleri ile kandırdın.
Hiç mi tahmin edemedin o kadın orada rahat rahat seni bırakacak, tamam giden 10 sene gitti napalım diyecek?
Hangi kadın bunu kabul eder? 10 sene sana emek verdim der ortalığı katar birbirine.
Yine harcanan benim annem olur, yine en çok hasarı alan benim annem olur.
Kaldı ki annem zaten normal sağlıklı bir kadın değil bunların üstesinden gelebilsin.
Öyle olsa, zaten çoktan herşey daha farklı olurdu.

Başa gelmeden bilinmez bazı şeyler.
Yurtdışında annemin hastalıkları konusunda neler yaşadığımızı bir ben bilirim.
O yüzden biz burada kurduk hayatımızı.
Annemin sağlığı düşünüldüğü kadar yüzeysel bir hastalık değil.
Kendiniz soyluyorsunuz biz burda kurduk yuvamizi diye. Yani zaten kagit uzerinde kalmis bu evlilik. Evet psikolojik bir rahatsizligi var annenizin ama cok sukur ki kötürüm degil, yatalak degil, gidebilirdi.
Babaya gelince baba evinin hizmeti, fiziksel bakimi icin muhtemelen bosanmayi kabul etmemis. Sadece kendini dusunen biri anladigim kadariyla. Orada annenizi yurt disinda da ihtiyaclarini karsilayacak diger kadini idare etmis. Muhtemelen de o kadinla bir gelecek dusunmedigi icin annenizden bosanip o kadinla evlenmemis. Evi tamir ettiriyor ki emekli olunca ben de gelir yasarim diye. Bu igrenc farkindayim. Ben sonuna kadar babanizi sucluyorum yanlis anlamayin, ki ben de aldatildigim icin bosanmis biriyim. Ancak ben sizin de hatalariniz oldugunu dusunuyorum. Bu evi terk etmek gibi birsey bana gore ve evi terk, hukukta aile birlikteligini bozmak anlamina geliyor. Anneniz ilaclarini alip tedavisine orada decam ettirebilirdi ve ara ara kontrolleri icin gerektiginde Turkiye ye gelebilirdi. Eger hastaliginin sebebi de babanizsa onun icin oradan uzaklasti ise bosanmaliydi.
Daha once de soyledim bu durum saklamakla olmaz cunku bir yerde patlak verecektir. Psikolog esliginde annenize bu durum aciklanmali ve tum bu yaptiklari icin babaniz annenizle yuzlesmeli. Belki de altta yatan baska nedenler yuzunden anneniz hasta, bilemeyiz. Belki bosanmak annenizi rahatlatacaktir.
 
Ablacım (muhtemelen sizden yaşça epey büyüğüm o nedenle böyle hitap ettim,umarım mahsuru olmaz) öncelikle anneciğinize geçmiş olsun.
Zor bir durumun içine düşmüşsünüz.
Burda babana şöyle yap,böyle intikam al şeklinde yapılan yorumları ben desteklemiyorum.
Bu işler yangına körükle giderek çözülmez.
Babanız vakti zamanında annenizi üzmüş olabilir,yanlış tercihler yapmış olabilir bununla birlikte o her şeye rağmen sizin babanız.
Erkekler belli bir yaştan sonra andropozun da etkisiyle böyle beklenmedik işler,ilişkiler içersinde olabiliyor.
Uzmanlığı psikolojik danışmanlık olan bir büyüğünüz olarak bu konuyu annenizden uzun vadede saklamamanızı öneririm.
Lütfen uzman bir psikolog bulun,annenize de diğer bedensel ve psikolojik sağlık sorunları nedeniyle düzenli takip altında olursa içinizin daha rahat olacağını söyleyin ki psikolojik tedaviye ikna olsun.
Tanışma seansından sonra psikoloğu ile irtibata geçip yaşananlar hakkında bilgi verin.
Psikolog sizi nasıl hareket etmeniz gerektiği konusunda yönlendirecektir.
Lütfen fazla üzülüp demoralize olmayın,insan başına her şey gelir.
Bununla birlikte ölümden başka her şeyin çaresi bulunur.
Allah yardımcınız olsun.

Hiç bir sakıncası yok, ayrıca güzel desteğiniz için de teşekkür ederim.
Evet dediğiniz gibi, yangına körükle gidilmez, ben de buna karşıyım.
İntikam, hırs vs. duygular ile davranacak bir yapımda yok zaten.
Ne hali varsa görsün diyorum ve diyeceğim, çünkü beni zerre kadar düşünmemiş bir adamın hayatımda yeri yok.

Dediğiniz doğru, erkekler belli bir dönemde saçma sapan şeyler yapıp, kendilerine ve çevresine olmadık şeyler yaşatabiliyorlar. Bunu anlıyorum.
Ancak bu yaptığının yenilir yutulur bir yanı yok ve hiç bir özür, hiç bir antrepoz, hiç bir mazeret bunu meşrulaştıramaz gözümde.
Bu kızgınlık, kırgınlık, öfke vs. değil aslında.
Ben zamanında babam ile çok konuştum, annemin durumlarını, benim yaşadığım hayatı.
bende evliyim nihayetinde ve sorumlu olduğum bir ailem var.
Bunu defalarca babama anlattım, elden ayaktan düşmeden annem ile düzgün bir düzen kurmaları gerektiği konusunu belki bin kere konuştum.
Babam hep birşeyleri bahane etti, hep birşeylere sığındı.
En sonunda dedim ki "tamam annemin rahatsızlıkları babamı yoruyor ve korkuyor belli ki onunla yaşamaktan, ama emekli olunca daha farklı olur, kafası daha dingin olur, çalışma gayesi olmayacağından, bir düzen tuttururlar" diye düşündüm.
Babamda bu konuda hep fikrimi destekleyici davrandı.

Şimdi kalkıp böyle birşey ile karşılaşınca bende şok oldum.
Alt-üst oldum benim bile psikolojim sarsıldı.
Yeni yeni kafamı ve düşüncelerimi toparlayabiliyorum ki buranın bunda etkisi büyük.
Anlattıkça, fikirler aldıkça kafama oturtabiliyorum birşeyleri.

O yüzden dediğiniz gibi ölümden başka herşeyin çaresi var.
Ancak bu gibi meseleler de ölümlere sebebiyet verebilir.
Annemin ciddi rahatsızlık sorunları olmasa, ben gerçekten annem ile konuşurdum.
Çünkü annem benim en ince noktam, en kıyamadığım, en değerlim...
Ona gelebilecek herhangi bir zarar beni mahveder.
Bu konu ile açılabilecek hasarları nasıl tamir ederim onu bilmiyorum.

Ama danışacağım, annemin hali hazırda gittiği psikoloğu var, yakın zamanda da randevusu olacak.
Muhakkak bu konuyu danışıp ona göre annem ile paylaşacağım.
Artık çünkü saklayacak güç kalmıyor bende, annem için üzülüyorum, kandırılmasını hazmedemiyorum.
 
Bence babanizi bosanmaya ikna edin. Siz mi fazla sakinsiniz ben mi cok hiddetlendim acaba? Bu insanlarin siz evine gittiniz ve sakin bir sekilde kaldiniz mi? Dagitirdim ben orayi. Ozellikle kadini.
Babani bosanmaya zorla canim, annen acisindan ne soyleyecegimi bilmiyorum kotu etkilenmemesi icin elinden geleni yap ama susmak onu da kandirmak olur.

Ben fazla sakinim bu aralar.
Bir önceki konumda bakıcı bizi resmen soymuş onu anlatmıştım.
Onda da böyle manyaksı bir sakinlik vardı üzerimde.

Ben normalde sinirli bir insanım.
Eşim çok korktu ben yurtdışına giderken.
Bin kere tembih etti sakin ol ve kendine hakim ol diye.

Ben yalnız gitmedim, kuzenim ile beraber gittim, en büyük şansım buydu aslında.
Onun da biraz varlığı beni frenledi.
O da şok oldu tabii ki yaşananlara ve tahammül edemediğimizden normal dönüş tarihimizden erken döndük.

İnsan lafta başka pratikte başka oluyor malesef.
Benim aklımdan geçen tek şey "benim ne işim var burada, bu adam benim babam mı, ben nasıl geldim buraya, bu nasıl bir hayat, ben bunun bir parçası mıyım, nasıl benden çekinceleri yok, bu kadar mı yok sayıyor beni, bu kadar mı önemsizmişiz" gibi düşüncelerdi.

Deli sakinliği vardı bende kısaca.
Tam bir deli sakinliği...
 
Bipolar bozukluk bir senede iki senede gececek bir sey degil. Teshis konmus, ilaclar kullanilmaya baslanmis... neden donmez ki insan yuvasina? 10 seneden fazla olmus, ve bipolar bozukluk bu yani ayak kırılmasi falan degil butun yasam boyu da devam edebilir. Zaten en ufak seyde yeniden tetiklenebilir. Turkiyeye temelli donus gibi olmus sizinkisi.. Biraz da hastalik bahane sanki. Cunku orada da bu teshis konabilirdi. Ben babayi hakli bulmuyorum kesinlikle ama sizin de hatalariniz var...
Anneye soylenmeli. Ve zaten bitmis bu evlilik tum haklari da alinarak bir de mahkemede bitirilmeli.

Yaşadıklarımızı bilmediğiniz için.
Orada bu teşhis "şizofreni" olarak konuldu ve bir kliniğe kapatıldı.
1 hafta boyunca ben annemi ne görebildim, ne de durumunu öğrenebildim.
Annem 3 defa kaçma eğiliminde bulunmuş.
Biz polis eskortu ile hastaneye götürülmüştük, annemi kliniğe zorla kapatmışlardı.
Dikkatinizi çekerim, elin memleketinde annemi elimizden aldılar.

Sonrasında oradaki doktorlar ile ben konuştuğumda, ülkesinde tedavi olmalı denilindi.
Türkiye ye Gittik, 2000 senesinde oluyor bunlar bu arada, Türkiye'de tedavi başladı.
Annem şahane, sağlığı süper, 6 ay tedavi olduk Türkiye ve geri döndük yurt dışına.
Yine hastalandı, felaket şekilde, her nöbet bir öncekini aratıyor haliyle.
Anlatması o kadar zor.
Netice itibariyle 6 sene böyle geçti ve biz Türkiye'ye kesin dönüşü 2007 de yaptık.
Siz hesap edin giden uçak paralarını, otel masraflarını...
Ev aldık aldık zaten Türkiye'den bunca masrafın sonu yok diye.
Yani birden "hadi bakalım annem hasta olmuyor burada biz de dönelim artık" şeklinde alınmış bir karar değildi.

Ayrıca ben niye kendimi aklamaya çalışıyorum... Niye anlatıyorum ki bunca şeyi.
Babamın yaptığı doğru değil...
Kısa ve net.
Ne yaşandıysa yaşandı, ne zorluklar çekildiyse çekildi.
Kimsenin umru olmadı, olan anacığıma oldu...

Evlilik bittiyse, boşanılır.
Babam bunu yapmadı.
Annem bin sefer boşanmak istedi ama babam boşanmadı.
Boşanmam ben anneni seviyorum dedi.
Anneme de aynısını dedi, aynı şekilde annemi yıllardır oyaladı.
Kandırdı.
 
Düğününüzü basacağım diyen kadın, babanız - söylediği gibi- onu terkederse çok tatsızlık çıkaracaktır. Annenizin böyle öğrenmesi daha kötü olur.

Bu arada babanızın sağlık sorunu ne imiş, onu merak ettim ben. Gerçekten büyük bir sağlık sorunu mu var, yoksa normal bir sorunu kadın kendinden haberdar etmek için büyütmüş mü?

Normal bir sorunu kendisinden haberdar etmek için büyütmüş.
Gidince anladım bunu zaten.
 
Konu dallandıkça dallanıyor...
Annemi emekli yapabildim, çünkü annemin Türkiye'de çalışmışlığı var evlenmeden önce.
Sigorta girişi eski, aynı zamanda da Yurtdışında çalışmışlığı var.
Doğum borçlanması da çıkınca, annemi emekli ettiğim dönemde ilaç gibiydi bu kanun bizim için.
Buna ek olarak, herşeyi hesaplattırıp açıkta kalan günleride dışarda çalışıyor göstererek aylık primlerini de ödedim ben.
Evlenmeden önceydi bunlar tabii ki.
Ve kadınların gün sayısı erkeklere göre daha az.

Babamında sigorta girişi var, ancak doğru düzgün SGK'lı çalışmamış.
Yetmiyor Türkiye'den emekli olması için.
Kendi isteği ile emekli olmaya kalktığında ise çok büyük meblalar ödemesi gerekiyor.
Anneme bile kaç sene önce ciddi bir miktar para ödemiştik.
Babamınkisi hepten berbat (çıkan ücretler).

Şöyle anlatayım daha iyi olacak, babam Amerika'da çalışıyor.
Amerika ile Türkiye arasında sigorta anlaşması olmadığından, oradaki gün sayısını sadece gün olarak sayıyor.
Sigorta anlaşması olmadığı için her çalıştığı günün ücretini dolar üzerinden sayıyor ve onu dolar üstünden ödüyoruz.
Atıyorum 1 gün için 6 dolar alıyorsa, 1000 gün için 6000 dolar alıyor demek olacak.
6000 dolar bugünün kuru ile: 32,400 TL civarı.
Ve babamın ödenmemiş günü 1000 gün değil, çok daha fazla.
61 yaşında olmasını düşününce...

Diyeceğim o ki, onun buradan emekli olması hayal.
Döviz kuru 4,5 TL olduğu zamanlarda bile hayaldi.
O kadar verebilecek toplu parası ne onun ne de bizim var.

Dediğiniz gibi, annemle babam arasındaki evlilik kağıt üzerinde zaten.
Ben bunu babama hep diyordum, annem eskisi gibi değil yaşadığı hastalıklar ve yaşadıkları çok yıprattı onu.
Bunu bil, ona göre hayatını şekillendir.
Bin kere söylemişimdir, döneceksen dön dönmeyeceksen de boşan diye.
Buna rağmen bunları yapmış olması beni çıldırtan.
Gözü kapalı hiç birşey yokmuş gibi davranan bir insan olsam, uyarmasam, zamanında birşeyleri ona söylemiş olmasam tamam, hoş bu bile onu haklı kılmaz, yaptığı akıl sır almaz birşey.
Ama yine de, hiç bir gerekçe bunu meşrulaştıramaz....
Çok üzüldüm, söyleyecek söz bulamıyorum. Annenize geçmiş olsun. Allah yardımcınız olsun.
 
Ben annemi asla bu konum da bırakmam bir doktor rehberliği ile konuyu anlatabilirsiniz bence oda bir kadın en nihayetin de ben ve kardeşlerim bunu yaptık annemi babamdan kurtardık babam tek başına öldü bir sürü sevgilisi vardı hayatı boyunca bir gün bir yerden ben senin kardeşinim diye birileri çıkıcak diye korkuyorum vallahi yani o evde onlarla nasıl kalabildiniz o kadınla niye konuştunuz ? ben bunları anlayamıyorum nasıl sizin yanınızda birlikte yatabildiler ?
 
Teşekkür ederim desteğiniz için, bende onun için susuyorum zaten.
Açmayacaktım bu konuyu ancak ev ile alakalı bir mevzu gördüm ordan aklıma geldi tekrar.
Annemin oturduğu ev benim üzerime, babamda diyor çıkarcısın sen.
Annene olanları anlatacaksın o evi satacaksın kendine ev alacaksın.
Mantığa bakar mısın?

Hayır dönüp bakmıyor ben ne yaptım aileme diye.
Yahu boşan, ondan sonra ne hayat yaşıyorsan yaşa, kime ne kim ne karışır.
Ama bu iki eşlilik oluyor.

Yurtdışında bir eş, ki ben gittim benden bile çekinceleri yok aynı odada yatıp kalkmalar.
İşe gidip gelirken öpüşmeler sarılışmalar, ki ben insan içinde eşim ile bir kez o hareketleri yapmamışımdır.
Çocuklarım görmemiştir eşimi öptüğümü.
Beynimden vurulmuşa döndüm...

Sonra Türkiye'ye geliyorsun ve annemle birlikte aynı evde hiç ayrılmamış gibi 10 - 15 gün kalıyorsun.
Kadının resmen ağzına bal çalıp, gidiyorsun yine yurtdışında kaldığın yerden devam etmeye.

Bu nasıl iş anlamadım.
Boşanmıyor, diğerinden ayrılmıyor.
Bu tarafa geleceğim diyor, ben oraya gittiğimde de "dönmeyeceğim" diyor.
Düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum....
Allah yardımcın olsun souv canım
annene söyleme bence de kadın bide felç falan geçirir hastalıkları nükseder Allah korusun
ve sakın baban için üzülme sakın..
bunu 14 yaşında annesini kaybetmiş, babasının dost hayatı yaşayıp çocuk yaptığını öğrenmiş bir insan yazıyor..
annenin sağlığı için onun için ne iyiyse onu yap hep iyi olsun mutlu olsun
 
Yaşadıklarımızı bilmediğiniz için.
Orada bu teşhis "şizofreni" olarak konuldu ve bir kliniğe kapatıldı.
1 hafta boyunca ben annemi ne görebildim, ne de durumunu öğrenebildim.
Annem 3 defa kaçma eğiliminde bulunmuş.
Biz polis eskortu ile hastaneye götürülmüştük, annemi kliniğe zorla kapatmışlardı.
Dikkatinizi çekerim, elin memleketinde annemi elimizden aldılar.

Sonrasında oradaki doktorlar ile ben konuştuğumda, ülkesinde tedavi olmalı denilindi.
Türkiye ye Gittik, 2000 senesinde oluyor bunlar bu arada, Türkiye'de tedavi başladı.
Annem şahane, sağlığı süper, 6 ay tedavi olduk Türkiye ve geri döndük yurt dışına.
Yine hastalandı, felaket şekilde, her nöbet bir öncekini aratıyor haliyle.
Anlatması o kadar zor.
Netice itibariyle 6 sene böyle geçti ve biz Türkiye'ye kesin dönüşü 2007 de yaptık.
Siz hesap edin giden uçak paralarını, otel masraflarını...
Ev aldık aldık zaten Türkiye'den bunca masrafın sonu yok diye.
Yani birden "hadi bakalım annem hasta olmuyor burada biz de dönelim artık" şeklinde alınmış bir karar değildi.

Ayrıca ben niye kendimi aklamaya çalışıyorum... Niye anlatıyorum ki bunca şeyi.
Babamın yaptığı doğru değil...
Kısa ve net.
Ne yaşandıysa yaşandı, ne zorluklar çekildiyse çekildi.
Kimsenin umru olmadı, olan anacığıma oldu...

Evlilik bittiyse, boşanılır.
Babam bunu yapmadı.
Annem bin sefer boşanmak istedi ama babam boşanmadı.
Boşanmam ben anneni seviyorum dedi.
Anneme de aynısını dedi, aynı şekilde annemi yıllardır oyaladı.
Kandırdı.
Yaşadıklarınız aynı benim bir zamanlar yaşadığım şeyler tek fark babam başka bir memleketteydi yurtdışı değil annemi dönem dönem biz de yatırdık en son yatışında 1 aydı ve bizim imzamızla çıkmasına izin verdiler hala hastalıkla uğraşıyor dün konturole götürdü kardeşim babam öldü ama annem hala onun yaptıklarının bedelini ödüyor tek bir farkla boşandıkta sonra iyileşmeye başladı önceden tedaviye cevap vermiyordu 35 kilo bişeydi benim annem şimdi 45 oldu fazla bişey değil ama o kilo aldım diye seviniyor doktoruyla mutlaka konuşun o insanlardan kurtarın annenizi hissediyorum sizin baba da yalnız ve çok pişman olarak ölecek çünkü o sevgililer sonra sıra kadem basıyorlar
 
Back