- 1 Haziran 2015
- 4.501
- 3.065
- 133
Zor geliyorsa sutten kes mama ver ne olacak ki yeterkı saglıklı olsun bugünler gececek oglun sana annem diye sarıldığında o kadar mutlu olacaksın kı tarifi yok bence yada anneciğim seni cok seviyorum dediği zaman yuzunde tebessüm olacak sen ne kadar sevgini gosteremesende o sana gösterecek o zaman ıyı ki anne olmusum diyeceksin depresyona gelirsek aglaya aglaya aglata aglata gececek gunler sen sadece cok intiharı falan dusunme yeter sımdılık destek alırsan cok super olur ayrıca burda hisselerini yazdıkca daha dibe vuruyorsun gibi bence konunu kapattır sana iyi gelecek bu hislerini hatırlatmayacak birileriyle konusEvet sevmedim, sevilecek bir yanı da yok bence. Yani annelik benim için sevgiden ziyade iç sıkıntısı durumu. Yani madem bebeği sevmiyorum, istemiyorum da emzirmeyeyim öyle değil mi? Bunu çok düşündüm hatta eşime ve çevreme bile keşke emmese, bıraksa dedim ama bırakır gibi olduğu ve sütümün azaldığı bir kaç gün hemen süt artırıcı bir şeylere başladım ve telaşa kapıldım. Yani ne olurdu ki emmese aslında benim için daha kolay, eşimle nöbetleşe kalkardık bir o mama verirdi bir ben.
Veya sevmediğim için pek de ilgilenmemem, yedirip içirip altını temizleyip uyutmam gerekirdi ama olmadı tabi ki. 40ı çıkınca kitap okumaya başladım ben ona, boynunu tutabilsin diye çeşitli hareketler vs.
İşte sevmiyorken dahi uğraştığım bebeğin geleceği beni korkutuyor. Mesaisi yok, yoruldumu yok. Bir gün hasta oluverdim, çorba yapan biri yok ve dinleneyim durumu yok, çok zoruma gitmişti o gün dinlenmeye bile hakkım yok mu diye. İşte annelik böyle ağır bir yük, ben şimdiden bu yükün altında ezilmişken büyüdüğünü düşünemiyorum bile. Sürekli iç sıkıntısı ve bir şey yaparken kendini koyverememe hali..
Ayrıca eski hayatımı tamamlamamış gibi hissediyorum, çocuk faslına geçmeden yapacaklarım vardı gibi en azından onlar olsaydı şimdi bu derece dipte olmayabilirdim.
Anlıyorum sizi korkutan sorumluluk.Ben de bir anneyim ve size büyüyünce sorumluluklar azalıyor daha mutlu oluyorsun demek isterdim ama maalesef çocuk büyüdükçe sorumlulukta büyüyor.Evet sevmedim, sevilecek bir yanı da yok bence. Yani annelik benim için sevgiden ziyade iç sıkıntısı durumu. Yani madem bebeği sevmiyorum, istemiyorum da emzirmeyeyim öyle değil mi? Bunu çok düşündüm hatta eşime ve çevreme bile keşke emmese, bıraksa dedim ama bırakır gibi olduğu ve sütümün azaldığı bir kaç gün hemen süt artırıcı bir şeylere başladım ve telaşa kapıldım. Yani ne olurdu ki emmese aslında benim için daha kolay, eşimle nöbetleşe kalkardık bir o mama verirdi bir ben.
Veya sevmediğim için pek de ilgilenmemem, yedirip içirip altını temizleyip uyutmam gerekirdi ama olmadı tabi ki. 40ı çıkınca kitap okumaya başladım ben ona, boynunu tutabilsin diye çeşitli hareketler vs.
İşte sevmiyorken dahi uğraştığım bebeğin geleceği beni korkutuyor. Mesaisi yok, yoruldumu yok. Bir gün hasta oluverdim, çorba yapan biri yok ve dinleneyim durumu yok, çok zoruma gitmişti o gün dinlenmeye bile hakkım yok mu diye. İşte annelik böyle ağır bir yük, ben şimdiden bu yükün altında ezilmişken büyüdüğünü düşünemiyorum bile. Sürekli iç sıkıntısı ve bir şey yaparken kendini koyverememe hali..
Ayrıca eski hayatımı tamamlamamış gibi hissediyorum, çocuk faslına geçmeden yapacaklarım vardı gibi en azından onlar olsaydı şimdi bu derece dipte olmayabilirdim.
Ben 15 yaşındayken kardeşim doğdu. Annem çalışıyordu ve yaz tatilleri bebek bakıcılığı yaptım. Oldukça zordu, bebek bakmak değil zor olan herkes çıkıp gezerken benim o yaşta eve tıkılmamdı. Evde de istediğim gibi davranamayıp bebek ağladı, bebek acıktı durumlarıyla uğraşmak. Kaldı kibabam da yardımcıydı yani yükü paylaşıyorduk. Hiç de çocukisteyen biri olmadım bu sebeple çünkğ biliyordum ki çocuk demek pranga demek.Yanlış anlamayın ama siz kimden,neden etkilendiniz bu kadar? Şöyle söyleyeyim,kendi adıma ilk bebeğimde ne yaşayacağımdan bir haberdim. Ağlayacak mı,susmayacak mı,bütün hayatım değişecek mi hiçbir fikrim yoktu. Hamile kaldım,bekledim geldi bebeğim ve kabus gibiydi,sürekli katılarak ağlayan bir bebek,sonrası zor bir çocuk oldu,beni evden dışarı çikmak istememe noktasına getiren.
Buna rağmen tekrar hamile kalınca,ilk etapta aşırı korktum zira bence olabilecek en zor çocuğu yaşadım ben ama herşeye rağmen kendimi sartlandırmadım kötü olacak,yine kızım gibi olacak,eskiyi yaşayacağım diye.
Sizin konularınıza bakıyorum,daha en baştan kötü olacak,mutsuz olacaksınız, herşey kötüye gidecek vb şekilde şartlanmıştınız ki öncesinde bebekli hayatla ilgili bir deneyiminiz yok,haliyle siz böyle düşünürken başka türlü olması beklenemezdı ve öyle de oldu.
Bence bir uzman yardımı alın,bu bebek sevmemek istememekten çok daha öte bir durum gibi hissettiriyor bana. Sanki bilinçaltınızda bunu tetikleyen birşeyler hep vardı. Bir yerde birilerinden görüp etkilendiğiniz,rahatsız olduğunuz ve farkında da olmayıp içten içe saklayıp,büyüttüğünüz birşey. Tabiki uzman değilim,belkide yanılıyorum ama bence bu sadece bebek istememe,eskiyi özleme durumu değil.
Bende eskiyi özlüyorum hemde çok ama şu anki durumu kabullenip, iki çocukla mutlu olabileceğim hale getirmeye çalışıyorum. Yoksa inanın şükretmek için ne kadar çok sebebim varsa bir o kadar da keşkelerim var ama keşke kısmını atlıyorum zira aksi halde mutlu olmam imkansız bunun farkındayım ki bence çocuktan önceki hayatını özlemeyen yoktur
Şöyle soyleyeyim. 10 yıl yapmadim. Oğlum kötü bir hastalik gecirdi. Dr lar yap dedi. Iyilesince yapmadim. Be dedim ki Allah korusun bir daha başımıza gelirse yapariz. Yedek parça gibi yaniAnnelik yükünğ sevmediğinizi ( ya da buna benzer bir şeyler) yazmışsınız, ikinci kez neden hamile kaldınız onu merak ettim? Bebekler ikiz mi ya da?
Sendeki hissizlik durumu. Sevmesen yapmazsın, yerinden kalkmazsın. Seviyorsun fakat uykusuzluk ağlamaları vs.hissetmene engel oluyor. Onun bakımını yaparken fark etmeden hem ona açıyorsun hem de seviyorsun. Bebek büyüdükçe kendine çekidüzen verirsin. Adam seni her halinle kabul ettiyse ağlaşan kusmuk koksan etkilemez. Zamanla ilişkiniz, bebekle gezme yazmalarınız zorlu ama zevkli olacak. Gelecek elbet bir gün gelecek. O nedenle akışına bırak. Bu kadar düşünme.Evet sevmedim, sevilecek bir yanı da yok bence. Yani annelik benim için sevgiden ziyade iç sıkıntısı durumu. Yani madem bebeği sevmiyorum, istemiyorum da emzirmeyeyim öyle değil mi? Bunu çok düşündüm hatta eşime ve çevreme bile keşke emmese, bıraksa dedim ama bırakır gibi olduğu ve sütümün azaldığı bir kaç gün hemen süt artırıcı bir şeylere başladım ve telaşa kapıldım. Yani ne olurdu ki emmese aslında benim için daha kolay, eşimle nöbetleşe kalkardık bir o mama verirdi bir ben.
Veya sevmediğim için pek de ilgilenmemem, yedirip içirip altını temizleyip uyutmam gerekirdi ama olmadı tabi ki. 40ı çıkınca kitap okumaya başladım ben ona, boynunu tutabilsin diye çeşitli hareketler vs.
İşte sevmiyorken dahi uğraştığım bebeğin geleceği beni korkutuyor. Mesaisi yok, yoruldumu yok. Bir gün hasta oluverdim, çorba yapan biri yok ve dinleneyim durumu yok, çok zoruma gitmişti o gün dinlenmeye bile hakkım yok mu diye. İşte annelik böyle ağır bir yük, ben şimdiden bu yükün altında ezilmişken büyüdüğünü düşünemiyorum bile. Sürekli iç sıkıntısı ve bir şey yaparken kendini koyverememe hali..
Ayrıca eski hayatımı tamamlamamış gibi hissediyorum, çocuk faslına geçmeden yapacaklarım vardı gibi en azından onlar olsaydı şimdi bu derece dipte olmayabilirdim.
Anladım, çok geçmiş olsun, Allah bir daha göstermesin o günleri.Şöyle soyleyeyim. 10 yıl yapmadim. Oğlum kötü bir hastalik gecirdi. Dr lar yap dedi. Iyilesince yapmadim. Be dedim ki Allah korusun bir daha başımıza gelirse yapariz. Yedek parça gibi yani
Daha sonra 26 yasindayken rahimağzı kanseri olduğumu öğrendim. Tedavim bitti. Bana iki dr artik çocuğun olmaz dedi . Ameliyatimi yapan prof ise bu ay bile hamile kalırsın dedi.
Ve ben hastalanma riski olan 10 yasinda bir çocuk deli gibi baski yapan anne ve koca arasinda damizlik gibi kalakaldim .
O ay hamile kaldım. Çok kötü zamanlardı.
Anneliğin yükünü sevmemek derken bebek bakımından bahsettim.
Ben anneliği onlar büyüyünce sevdim sanırım :)
Diger oglum ise (manevi) yükü sadece yemek camasir ve eğitim olan bir çocuktu. Bunlar benim için sorun degil zaten.
Ama iki kolik bebek ve ben.
Kötü zamanlardı ama geçti
Annen sanki biraz üzerine gelebilecek yapıda bu kadar bilmemesi belkide iyidirSadece eşim elinden geldiğince tam destek, diğerleri sadece depresyonda olduğumu zannediyor. Boyutun derinliğinden bihaberler. Eşimi de sürğklemek istemiyorum, o mutsuz değil çünkü. Bebekle de benimle de ilgileniyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor, bazen işten izin alıyor, işte olduğu kadar ama yeri geliyor o da geriliyor. Yeter artık insanlar ölüme ağlar doğuma değil diyor. Ben de çocuk istemiyordum ama oldu ve kötü olduğunu dşünmüyorum, hiç bir şey yapamıyorsan ikimizden bir parça olarak düşün gibi şeyler söylüyor. Ben dinliyor muyum, hayır. Kendimin düzeleceğine inanmıyorum.
Onu yaparım zaten şu anda da dikkat ediyorum hemen her şeyine. @Spizella az çok bilir yani şu ruh halimle bile bir şeyler yapmaya çabalıyorum, genelde ona danışıyorum çünkü.
Bebeğe yapmam elbette ama kendim için emin değilim. Her gğn türlü planlarım oluyor
Buna şaşırmadım inanın.Ben 15 yaşındayken kardeşim doğdu. Annem çalışıyordu ve yaz tatilleri bebek bakıcılığı yaptım. Oldukça zordu, bebek bakmak değil zor olan herkes çıkıp gezerken benim o yaşta eve tıkılmamdı. Evde de istediğim gibi davranamayıp bebek ağladı, bebek acıktı durumlarıyla uğraşmak. Kaldı kibabam da yardımcıydı yani yükü paylaşıyorduk. Hiç de çocukisteyen biri olmadım bu sebeple çünkğ biliyordum ki çocuk demek pranga demek.
Siz sadece duygularını diğerlerine göre daha yoğun yaşayan birisiniz bence.Evet sevmedim, sevilecek bir yanı da yok bence. Yani annelik benim için sevgiden ziyade iç sıkıntısı durumu. Yani madem bebeği sevmiyorum, istemiyorum da emzirmeyeyim öyle değil mi? Bunu çok düşündüm hatta eşime ve çevreme bile keşke emmese, bıraksa dedim ama bırakır gibi olduğu ve sütümün azaldığı bir kaç gün hemen süt artırıcı bir şeylere başladım ve telaşa kapıldım. Yani ne olurdu ki emmese aslında benim için daha kolay, eşimle nöbetleşe kalkardık bir o mama verirdi bir ben.
Veya sevmediğim için pek de ilgilenmemem, yedirip içirip altını temizleyip uyutmam gerekirdi ama olmadı tabi ki. 40ı çıkınca kitap okumaya başladım ben ona, boynunu tutabilsin diye çeşitli hareketler vs.
İşte sevmiyorken dahi uğraştığım bebeğin geleceği beni korkutuyor. Mesaisi yok, yoruldumu yok. Bir gün hasta oluverdim, çorba yapan biri yok ve dinleneyim durumu yok, çok zoruma gitmişti o gün dinlenmeye bile hakkım yok mu diye. İşte annelik böyle ağır bir yük, ben şimdiden bu yükün altında ezilmişken büyüdüğünü düşünemiyorum bile. Sürekli iç sıkıntısı ve bir şey yaparken kendini koyverememe hali..
Ayrıca eski hayatımı tamamlamamış gibi hissediyorum, çocuk faslına geçmeden yapacaklarım vardı gibi en azından onlar olsaydı şimdi bu derece dipte olmayabilirdim.
Koalina sessizce takip edenlerdenim. Hastasın diye kalbini birde ben kırmayayım diye zaten kıranlar var bi sürü ama sana iyi niyetlilerde kötü niyetlilerde hiç biri fayda etmiyor.Denedim bunu açıkçası, yani başına bir şey gelse mi daha çok yıkılırım yoksa şu halim mi daha beter diye. Şu halimin daha kötü olduğuna karar verdim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?