Yok öyle bişiyy yeaa, misafirden önce ışık hızında ora bura tıkıştırılan şeyler var ancak
Bebekli/çocuklu evde ilk 3 seneyi gözden çıkaracaksın. Biraz daha hareketli, oyuncakları toplama görevine direnen, kuralları daha asi karşılayabilen bir mizaçta olursa da en az 4 sene diyorum... Dağılacak yani, topla, yine dağılacak, topla yine dağılacak...
Eski açtığım konular geldi aklıma, anaa; oğlum ne zordu ya; laftan anlamayan o ilk meraklı, ilk ayaklandığı dönemde, bebekli evde derli toplu olmanız, her işe yetişmeniz "İm-kan-sız" . Kim "Ben full derli topluydum" diyorsa, ya yardım alıyordur eşi, anası, bakıcısı, temizliğe yardıma gelen hanımı vs vs, ya çocuğu düzenli uyuyan beslenen maşallahlık bir çocuktur, ya başka hiçbir şey yapmıyordur sadece ev düzeniyle uğraşıyordur ya da halisülasyon görüyordur.
Günde 93047238 kere dolapların deşilip toplandığı o dönemi hele hatırlamak dahi istemiyorum:
Selam hanımlar; Şu güzelim, romantik sonbahar günleri tatlı bir serinlikle buluşmuşken, şimdi tam gezmeler tozmalar ohh... İyisiniz umarım. Ben de aynı sonbahar günlerini, evde bebeyle delirerek geçiriyorum-bazen de sokakta bebeyle delirerek. Biraz yazayım, şikayet edeyim çocuğumu da...
www.kadinlarkulubu.com
Plastik kaplar, kepçeler, tahta kaşıklar salondaki koltuğun altından filan çıkıyordu.
Artı bi de çocuk için evi güvenli hale getirmeye çalıştıkça yine karışıklık çıkıyor. Sehpaların sivri köşelerini sünger kaplayıp banlamak, artık ora buradan leke silmekten bıkıp koltukların, halıların üzerini örtmek, tehlikeli şeylerin olduğu (Deterjan, bıçak vb.) çekmece ve dolaplara plastik kilit, çocuk kilidi vb bir şeyler bağlamak, orada camlı bir şey var, şurada sivri bir şey var diye ortalıktan toplayıp bir yere yığıp kapatmak, koltuklardan tepe taklak düşmesin diye koltukları duvarlara bitiştirene kadar itmek vs vs... Ev dilek ağacına dönüyor o dönem, her yerde bir şeyler sarılı, bağlı, renkli renkli ohh
Sonra başlıyor çiş kaka faslı... Orada lazımlık, açılan saçılan peçeteler, 948029 kere çişin var mı çocum sorusu, alta kaçırırsa halıyı sil, halılar batmasn diye halıları kaldırdınsa onları bir yere istifle ev göç evine dönsün, üst baş sürekli leke, değiştir, yıka, çocuk şunu yemedi öbürünü pişir, bulaşık; kendi yemeyi öğrenmeli bırak deyip ver eline çorbaları çörekleri, oturttuğun yerde durmasın gezelesin evin içine kırıntı dökülsün yine süpür, hep süpür ....
Ya yok ya, kimsenin evi düzenli tertemiz, o kataloglarda gördüğümüz gibi değil; diyom ya, misafir gelmeden önce hoop her şeyleri dolaplara tık, koltukların altına tekmele tamam. İlk iki senemiz böyle geçti, yardımcı olmadan, bebekli ev, dağılır arkadaşım, işler tam tekmil yetişmez.
Sonra, büyüdükçe girecekler düzene, ev de girecek, çocuğunuza da sorumluluklar vereceksiniz, o da kendi oyuncağını toplayacak, çamaşırını kaldıracak, kendi başına oyunlar kurmaya başlayacak... İlk 3 sene dağılacak, hiçbir şey yetişmeyecek, bir şeyler bir yerde yığılıp duracak ama, takmayın.
Artı görev paylaşımı yapın eşinizle.
Ütüsünü kendisi yapıversin mesela; bizim evde, ütü işi eşimde, iki gömlek bi pantolonunu da ütüleyemeyecekse yani.. Yapsınlar kendi ütülerini adamlar da canım, analara da her şey yığılmaz böyle. Çocuk ille de sizi istiyor, tepenizden inmiyorsa (Benim oğlan da bi dönem öyleydi) evi de eşiniz düzenleyiversin o boşlukta.