Bebekle alışveriş merkezi ve asansör kavgası..

Mevzunuzda haklısınız ama verdiğiniz tepkilerde haksızsınız.
Asansörü herkes kullanabilir ama yanında ondan önce binmesi zorunlu biri varsa beklemeyi de bilmeli.
Ama siz kime bu şekilde tepki vererek derdinizi söylerseniz aynı karşılığı alırsınız. Ortada bir yanlış var , bu yanlışı tersleyerek anlatırsanız ters cevaplar almaya hazır olmalısınız. Daha özenli cümlelerde uyarılarınızı yapabilirsiniz.
 
Merhaba hanımlar. Başlıktan da anlaşılacağı gibi sorunum oğlumla alışveriş merkezini dolaşmak ve asansör sorunu. Oğlum 10 aylık haliyle bebek arabası kullanıyoruz henüz yürümüyor. Havalar çok sıcak dışarıda çarşı falan dolaşamıyoruz alışveriş merkezlerine gidiyoruz alışveriş için. Her alışveriş merkezine gittiğimizde mecburen asansör kullanıyoruz. Eşim yürüyen merdivenlerde tutamıyor ve zaten tehlikeli. Kucağımıza alsak sonra tekrar arabaya oturtup kemerini bağlamak işkence ve her katta kucağa al arabaya koy olmuyor.

Ancak ne zaman asansöre binecek olsak bizim için eziyete strese dönüşüyor. O asansör çok yavaş kata geliyor beklemesi ayrı dert, geliyor bu sefer biz binesiye ne kadar genç çocuk, genç çift varsa asansöre doluyor biz binene kadar bizi de geçip asansörü dolduruyorlar. Hem de çoğu zaman bizi ezercesine. Biz ve bizim gibi bir çok bebek arabalı çift zar zor biniyoruz hatta dışarıda kalıyoruz. Asansör geliyor bazen dolu yer yok ve çoğu kişi asansöre binmeye ihtiyacı olmayan kişiler.

Dün yine alışveriş merkezine gittik. Tabii ki yine baya süre fuzuli asansöre binenler yüzünden asansör bekledik bindik iki tane genç kız, iki tane çift, iki üç tane çocukları 10 yaşlarında aile, biz bindik bir de bebek arabasıyla köşeye gitmeye çalışıyoruz başkaları da binebilsin diye of puf diyenler sanki gereksiz yere binen bizmişiz muamelesi görüyoruz. Sonra asansör katta durdu iki tane bebek arabalı çift binmek istedi biri zar zor sığabildi kapı zor kapandı diğeri de dışarda kaldı ama biz dakikalardır bekliyoruz dediler hatta. Bende patladım dedim ki asansör aslında bebekli, yaşlı, tekerlikli sandalyesi olanlar için insanlar yürüyen merdivene bile binmek istemiyor işgal ediyorlar dedim.

Çift olanlardan kız işte bu asansör halka yapılmış herkes binebilir hesap soramazsınız dedi sorarım dedim sizin yüzünüzden o insan dışarı da kaldı sizin merdiven kullanma şansınız var üstelik hiçbir enerji de harcamazsınız ama onların yok dedim gayette merdivene binebilir ee inelim hep siz binin dedi inin gerçekten dedim. Yok öyle birşey benimde hakkım belki ben hastayım dedi hasta insan böyle bağırmaz dedim. Yaşımı da küçük gösteriyorum yaşın kaç ki saygılı ol dedi senden büyüğüm ben 36 yaşındayım dedim hee kafan küçük kalmış diyor sen kimsin ki asıl senin bedenin de hastalık yok beyninde var dedim. Yanındaki büyük ihtimal erkek arkadaşı savunmadı bile sustu. Biliyor haklı olduğumu. Siz de gelmeyin o zaman çocukla diyor size mi soracaktım dedim mantığınız bu işte.

Öyle indik kata gelince bu sefer iki kapalı kız da indi bizimle siz tartışamazsınız hakkınız yok herkes biner demeye bu sefer iyice patladım kul hakkından korkmayıp başınızı kapatıp herşeyi yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz bizim hakkımızı gasp ediyorsunuz iki dk merdivene yürümemek için dedim yaşlı teyze vardı ağzına sağlık iyi dedin bizde söylüyoruz böyle yapıyorlar dedi. Haksız mıyım. Ben bebeğim olana kadar bir kere bile asansör kullanmadım aklıma bile gelmedi zaten beklemesi binmesi inmesi ayrı dert yürüyen merdivende de duruyorsun gidiyor yani nesi zor. Bu kadar mı bencil kendini düşünen empati kuramayan rahatına düşkün insanlar olduk. Gençliğin umrunda değil üstelik bir de kavga ediyor ama yarın birgün de onların bebeği olunca kendileri şikayet ederler. Bu sadece bizim için değil her yerde. Metrolarda asansör bekler tekerlekli sandalyede insanlar sağlamlar doluşur onlar dışarı da kalır. Tramvaylar var bizim burada bebekli kadınlar girmeye çalışır giremez hadi girdi tramvayın boş yerine bebek arabasını koymak ister ama rahat olduğu için insanlar işgal eder vs. Neden insanlar hayatı kolaylaştırmıyor yolda gezdirsek kaldırıma arabalar parkediyor yola çıkıyoruz kenardan da gitsek arabalar hemen korna çalıyor çocuğumu bırakacak kimse yok pazara gidiyoruz cık cık çocukla pazara mı gelinir, cafeye gidiyorum biraz ağlasa of puf sesleri biz hiçbir yere gidemeyecek miyiz?

İşi başörtüsüne getirene kadar sonuna kadar haklıydınız
 
Ben bu konuda bir noktaya daha değinmek istiyorum, farklı bir bakış olsun:

Biz bu birbirimize, birbirimizin haklarına saygısızlığımız yüzünden, yabancıların da ülkemize, toplumumuza saygısızlığına sebep oluyoruz.

Turizm memleketlerinden birinde yaşıyorum, bazı aklı başında turistleri tenzih ederim çünkü insan olana ülke fark etmez, ya "Bunların birbirine saygısı yok, kurala riayeti yok" diye bizden beter oluyorlar.

Ya çok klişe bir laf olacak ama klişelerin de çoğu doğru olduğundan klişeleşiyor, adam ülkesinde yapamadığını-yaptırmadığını gelip benim memleketimin içine ederek yapıyor, neden? Çünkü biz ettik, niye etmesinler??

Baya oluyor, market sırasındayım, turistin biri alış veriş arabası ile girdi, önümde zaten bekliyorum. Kadın poşetledi çıkacak, arabayı geri itti. Arabayı, sırada bekleyenlere doğru saldı, bıraktı kapıya yöneldi. Yerine koymasını dahi beklemiyorum, yolu tıkamak, kasanın ortasında bırakmak nasıl bir sığırlıktır, insanlara nasıl bir küfür etme biçimidir çözemedim ve tepki gösterdim, kimseden de çıt yok hea. İşte artık yabancı dilimin döndüğünce, böyle yapamazsın, arabayı burada bırakamazsın, lütfen alıp yolu aç dedim. Kadın tersledi ve basıp gitti, ben de zaten kadına söylemeyi bıraktım bizim millete saydırmaya başladım, arabayı da aldım çektim götürdüm.

Bu benim tek olayım değil, daha neler var neler...
"Zorunda mıyım?" "Zorunda mıyım?"
Kendi genç odanda takılmıyorsun, toplum içinde yaşıyorsun, insan arasına karışıyorsun. "Zorunda ve kimi zaman sorumlu hissedebilecek bilinçte olmalısın"

Tabela koyuyorlar, bir de full güvenlik mi dikmeliler bunun için?
Umarım yazacaklarım genelleme gibi algılanmaz, yanlış da anlaşılmaz çünkü içimden geçeni sözcüklere aktarmaktan başka niyetim yok, belki en fazla insanoğlunu eleştirmek o kadar.
Gangsta, insan her yerde insandır, bunun Avrupa'lısı, Türk'ü, Mürk'ü yok, her memleketin yazılı kuralları var, esas mesele yazılı kuralları uygulama noktasında ve bu kurallar üzerine yetişmemiş olmamız sıkıntı.

Örnek verdiğin turist kendi ülkesinde bu kuralların içine doğuyor ve konuşmayı öğrenirken kuralları da öğreniyor, uyguluyor zira uygulamazsa yaptırımı var biliyor.
Bizde kurallar var çocuk anne demeyi öğrendiği anda bu kurallar öğretilmediği gibi kurallara uymamanın yaptırımı da yok.

Senin örnekten gidelim alışveriş arabasını kasa önünde bırakmanın bir yaptırımı yok kişinin vicdanına kalmış ya da kasada sıra önüne geçmenin bir yaptırımı yok, asansörde öncelik verme zorunluluğunun bir yaptırımı yok, toplu taşıma da yaşlı ya da engelli birine yer vermemenin yaptırımı yok.

Ben de yabancıların çoğunlukta olduğu bir yerdeyim, ülkesinde sahiplendiği evcili sokağa bırakıp gidemeyeceğini bilen insanlar burada ülkelerine giderken evcili sokağa terk edip gidebiliyor çünkü yaptırımı yok.
Yoksa senin ırkın şuymuş buymuş önemli değil, yaşadığın ülkenin de önemi yok, kuralları içten benimseyip uymayan herkes kuralları kuralsızlık haline getirdiğin her yerde oranın şartlarına rahatça ayak uydurur.

Sen yazılı veya yazılı olmayan kuralları neden uyguluyorsun? Çünkü böyle benimsemişsin, bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorsun, olması gereken de senin yaptığındır ama işte herkes buna uymuyor, keşke uyulsa zaten o zaman burada bile söz konusu toplum kuralları olduğunda ayrışmazdık, bu ben 23 yaşında evlenmek istiyorum konusu değil ki fikir farklılıkları olsun, toplum içinde yaşama kurallarının sencesi bencesi yoktur lakin herkes herşeyi yalnızca kendi hakkı gibi görüyor, bu trafikte de böyle, alışverişte de böyle, toplu taşıma araçlarında ya da toplu yaşam konutları olan siteler, apartmanlarda da böyle.
 
Bence herkes asansöre binebilir bekleyeceksiniz mecbur herkes bekleyecek . Bende bebek arabasını üzerimize doğru sürenlerden kaldırımda bebek arabasının sürmek üzerine caddede sürüp karşıya geçmek için bebeği öne itenlerden şikayetçiyim mesela
Bebeginiz hele bi dogsun o zaman daha iyi anlarsiniz..
 
sonunu okuyana kadar haklısınız yazacaktim ama sonu olmamis.Ben kapalı biri degilim aksine çok da açık giyinirim. Ama kavgada bile olsa kimsenin başörtüsüne laf etmek haddime değil.Sizinde değil,hiç kimsenin değil.Şort giydiği için otobüsten kovulan kızla ,başörtüsü taktiği için asansörden kovulan kız ,kızlarımız ...Hemcinslerimiz kıyafetten vuruyorsa erkekler bize neler yapmaz?
 
Ben gencim dıştan da bir sorunum yok fakat astım hastasıyım çok çabuk yoruluyorum buhar makinesi kullanıyorum ve sizin gibi insanların bir kaç yerde tepkisiyle karsılaştım ne münasebet ya bebegınız var ama benım de atakları olan hastalığım var ha uslup düzgün olsa açıklıcam ne yani ben de raporlarımı mı yanımda taşımalıyım?

Ki benim de asansör de yer bulamadıgım oldu açılın ben astımım bakımlı ve genç olanlar çıksın mi demeliyim? böyle bir seye hakkım var mı hayır ben ancak ilaçlarımı yanımda tutup(her ne kadar benimki biraz ileri olsa da) atakları onlemese bile hafifletmesi için önlem almalıyım.

Evet her insan bir parça bencildir ki bu da yaşamak için çok gerekli.Ve siz de vicdansızların mı vicdanı olup dıştam belirti gostermeyen fakat belki de hasta olan insanlarım günahını mı alacaksınız?
 
Eğer insan gibi "kızlar yardım edin de su işi halledelim" deseydiniz kimse size hakaret etmeyecekti.

Karedeniz kıyısında insanların öfkeli oluşlarıyla taninan bir şehirdeyim. Ama derdimi hanimefendi gibi anlattığım sürece aldığım dönüşler hep olumluydu.

Bir insana tırnak çıkarırsanız o da tırnak çıkarır.

Bir insana tatlı dille bir şey anlatırsanız o da tatlı muamele eder.

Bu kadar basit.

Bu kadar basit bir şeyi 3 ilahi dinden birinin kurallarına ,kızların sacina başina, süsüne püsüne, hastalıgina sağlığına bağlayıp zorlaştiran, saldırganlığı ile insani nezaketten uzaklaştıran sizsiniz.

Bundan seneler önce elimde koca valizimle istanbulda tek başıma gezerken insanlar bana yardım etti. Biri valizimin ucundan tuttu..öteki akbilini benim icin doldurdu,bir diğeri bineceğim dolmuslarin kalktığı yeri buldu....

Araba kullanmayi yeni öğrendiğim dönemlerde,geri giderek yol vermem gereken bir adama derdimi insan gibi anlattım. Adam uzun boylu ,yapılı,öfkeli görünüşlü bir adamdı. Geri giderken zorlandığımı özür dileyerek söyledim.. o da dedi ki "a ablam olur mu hic öyle şey" dedi. Metrelerce geri gitti.

Bunlar gibi milyon tane örnek veririm
Ama gerek yok.

Benim elimde sihirli değnek yok.

Benim sihirli değneğim hanımefendi olmak.
Derdimi insan gibi anlatabilmek.
Basit bir yer verme sorurunu ; dinden diyanetten,haktan hukuktan, süsten püsten , sağlıktan hastaliktan bahsederek 2.dereceden 2 bilinmeyenli denklem haline getirmemek.

Çok basit. Siz de deneyin. Farkı göreceksiniz.
 
Umarım yazacaklarım genelleme gibi algılanmaz, yanlış da anlaşılmaz çünkü içimden geçeni sözcüklere aktarmaktan başka niyetim yok, belki en fazla insanoğlunu eleştirmek o kadar.
Gangsta, insan her yerde insandır, bunun Avrupa'lısı, Türk'ü, Mürk'ü yok, her memleketin yazılı kuralları var, esas mesele yazılı kuralları uygulama noktasında ve bu kurallar üzerine yetişmemiş olmamız sıkıntı.

Örnek verdiğin turist kendi ülkesinde bu kuralların içine doğuyor ve konuşmayı öğrenirken kuralları da öğreniyor, uyguluyor zira uygulamazsa yaptırımı var biliyor.
Bizde kurallar var çocuk anne demeyi öğrendiği anda bu kurallar öğretilmediği gibi kurallara uymamanın yaptırımı da yok.

Senin örnekten gidelim alışveriş arabasını kasa önünde bırakmanın bir yaptırımı yok kişinin vicdanına kalmış ya da kasada sıra önüne geçmenin bir yaptırımı yok, asansörde öncelik verme zorunluluğunun bir yaptırımı yok, toplu taşıma da yaşlı ya da engelli birine yer vermemenin yaptırımı yok.

Ben de yabancıların çoğunlukta olduğu bir yerdeyim, ülkesinde sahiplendiği evcili sokağa bırakıp gidemeyeceğini bilen insanlar burada ülkelerine giderken evcili sokağa terk edip gidebiliyor çünkü yaptırımı yok.
Yoksa senin ırkın şuymuş buymuş önemli değil, yaşadığın ülkenin de önemi yok, kuralları içten benimseyip uymayan herkes kuralları kuralsızlık haline getirdiğin her yerde oranın şartlarına rahatça ayak uydurur.

Sen yazılı veya yazılı olmayan kuralları neden uyguluyorsun? Çünkü böyle benimsemişsin, bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorsun, olması gereken de senin yaptığındır ama işte herkes buna uymuyor, keşke uyulsa zaten o zaman burada bile söz konusu toplum kuralları olduğunda ayrışmazdık, bu ben 23 yaşında evlenmek istiyorum konusu değil ki fikir farklılıkları olsun, toplum içinde yaşama kurallarının sencesi bencesi yoktur lakin herkes herşeyi yalnızca kendi hakkı gibi görüyor, bu trafikte de böyle, alışverişte de böyle, toplu taşıma araçlarında ya da toplu yaşam konutları olan siteler, apartmanlarda da böyle.

Demek istediğini anladım Mune ve katılıyorum da.

Market arabası örneğinde de, asansör örneğinde de vb. aslında bir yaptırıma-tabelaya ihtiyaç duyulmayacak bilinçte olunması gerekiyor, bu bilinç yok ise, olanların sesinin çıkması gerekiyor; yine market arabasına döneyim hemen, o arabayı aldın, kullandın ve bıraktın; bu mudur yani? Çöpü çöpe atmayana ceza kesilmesine gerek olmadığı gibi, çöp tenekesi var orada, sokağa atma; market arabanı aldığın yere/yakınına bırak. Bu bu kadar basit aslında.

Bunu neden yapıyorum, çünkü buyum.
O neden bunu böyle yapıyor çünkü:
Onun tamamen alıştığı hayat biçimi bu, böyle bir insan.
Kendi ülkesinde yaptırımı var, bizim ülkemizde yok. Bunu da bizim yurdum insanının davranışlarından çözüyor Mune.
Kendi ülkesinde şiddetle tepki görüyor, bizim ülkemizde görmüyor.

O kadın, her markette, davranışına tepki gösteren biri ile karşılaşsa; aynı rahatlıkla o arabayı salmama ihtimali doğar.
Konuya ilk girişim de bu bakışlaydı "Çözümünüzü üretin geçin; tartışmanız, tepkiniz tamamen gereksiz" denilmesi üzerine "Bu üzerine dikkat çekilmesi gereken bir nokta, o yüzden tepki gösterilmeli" tarzı konuştum.

Bu insanlar ailelerinde öğrenmiyor olabilir Mune, onları korkutacak cezalara da ihtiyaçları olabilir ama kim tarafın sesi çok çıkmaya başladıysa, ona dönüşülür biliyorsun. Haksızın sesi, haklıyı bastırır oldu ve bundan güç aldıkları gerçeğini atlamamak lazım. O market arabasını olduğu yere salmak bir çeşit küfür gibi, kadının ağzını açıp seslenmesine gerek yok, o market arabası onun sesi. Ona karşın benden de ses gelmeliydi.
 
Konu nereden nereye gelmiş. Mune Hanım yukarıda yorum yazmış ona katılıyorum. Bizim insanlarımız her şeye hakkı olduğunu düşünen insanlar maalesef. Benim çok sayıda yabancı arkadaşım var. Onlarda yönetmeliklere uymamak gibi bir şey yok. Hele bir uyulmasın. Mesela bizim ülkede kadın resmi bir kurumda çalışıyor çocuğumu bırakacak kimsem yok bugün diyor getiriyor resmi kuruma. Yurt dışında olamaz bu. Sen çocuğunu bırakamayacak yer bulabilirsin ama bu resmi kurumu ilgilendirmez. Kural kuraldır. Uymak zorundasın. Veya ne bileyim yurt dışında bazı yerlere çocuklarla girmek yasak. Asla girmiyor onlar. Kurallara uyuyorlar. Bizim burada olsa kıyametler kopar. Size ne benim çocuğum istediğim yere getiririm der anne babalar, eminim. Veya mesela yurt dışında bazı ülkelerde belirli yerlere evcil hayvanla girmek yasak. Vatandaşlar bu kurala uyuyorlar. Veya mesela yurt dışında evcil hayvan alıp sonra sokağa atmak yasak. Hiçbir yabancı vatandaş da bunu yapmıyor. Korktuğundan mı? Bence değil. Çünkü onlar kurallara her daim uymaya alışmışlar. Küçüklüklerinden beri böyle yetiştiriliyorlar. Bizde her kafadan bir ses çıkıyor. Çok eksiğimiz var bizim aslında toplumca..
 
Verilen cevapları hayretle okudum.
Tüm asansörlerin kapısında öncelik işaretleri vardır; yaşlı-tekerlekli sandalye-bebek arabası-hamile olarak.
İster geç ister erken geleyim, bebek arabamla hemen herkesin önüne geçer binerim arkadaş.
Ve dolu gelen her asansörde de söylenirim.
Eğer benden önce gelmiş tekerlekli sandalye kullanan ya da bebek arabalı birileri varsa da asansör kapısı açılımca ‘buyrun öncelik sizin hakkınız, dolu olsa da inecekler lütfen geçin’ der insanları uyarırım.
Ne münasebet boş saatte git, kanguru kullan vs gibi öneriler.
Hele gençlere deli oluyorum, bebek arabamla girerken çekilmeyen olursa ayaklarını eziyorum ‘mecburen’.
Bana denk gelmesin böyle tip insanlar, güvenliği yanıma alır, toplu yaşam kurallarını bir bir anlattırır rezil ederim!
Siz sonuna kadar haklı ama çekingen kalmışsınız yinede.
Yapmayın efendim, hakkınızı yedirmeyin.

Asansördeki öncelik hakkına yüzde yüz katılıyorum ama o ayaklarını ezdiğiniz insanlar sizi görmemiş olabilir. Misal bende dikkat eksikliği bozukluğu var, çok ağır ilaç kullanıyorum bu yüzden. çocukluğumdan beri spontan dikkatim çok eksiktir, dalgınım, unutkanım, etrafıma dikkatsiz olabiliyorum ve biraz da sakarım. Babam küçükken "bakar kör" adını takmıştı, ve hala da ne yazık ki pek değişmedi. Mesela yer yön adres de bulamam. Beynimin kimyasıyla ilgili bir durum, ne kadar dikkat etsem de değişmiyor. Tanı alınca ilaçla biraz düzeldi. Bazen yolda, toplu taşımada vs istemsizce insanları görmediğim, yol tıkadığım vs olabiliyor. Uyarıyorlar, anında özür diliyor çekiliyorum. Bebek arabasıyla ezen hiç olmadı ama olabilirdi de.
 
Ne garip ve görgü yoksunları var şu coğrafyada yahu. Sanki gel de çocuğumu taşı diyen oldu bunlara. Allah minnet ettirmesin bu tiplere. Ne bu nefret bu celal?:işsiz:

öncelik, -ği
a. Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, evleviyet, takaddüm.

öncelik İng. priority
1. Bir şeyi ötekine karşı yeğleme, üstün tutma. 2. Diğer nesnelerden daha üstün tutulan.
 
@matematikci90 neden beğenmediniz?
İçinde bebek varken arabanın tekmelenmesi size normal mi geliyor?
Allah vicdan versin anne babası suçlu olabilir git kızacaksan ona kız. Masum bebeğin ne suçu var bebeğin arabasını tekmelemek ne demek ya
 
Bir turist olayı daha anlatayım Mune MuneMune hesabı doğrulanmış üye. belki 1 ay önce olmuştur; adamın altındaki araç rent, öğle vakti nasıl içmekse tam manasıyla kendinde değil gibi ve trafiğe zerre çekinmeden çıkmış.

Işıkta duruyoruz, gerilerimizden çaaat diye bir ses geldi "Geliyo zincirleme" dememe kalmadı eşim hemen frenden ayağını bıraktı ve zaten bize de çarptılar, bizim arabaya kadar 4-5 araba kadar zincirleme kazaya karıştık özetle. En arkadan gelip frene geç basıp duramayıp o hızla çarpan turistimiz, kaçmaya yeltendi; tuttuk, diğer ailelerle polis çağırdık çünkü adam alkollü ve "Hep oluyor ki, herkes yapabilir bunu? Pardon tamam" filan saçmalıyor, Türk arkadaşını çağırdı vb. Tabi bizler de öfkeliyiz.
Böyle bir rahatlıktan bahsediyorum, ya da artık alkol rahatlığı mıdır, bizleri ikna çabasından mıdır bilemeyeceğim.
Zaten biz yeterince karma karışığız, alkollü trafikte gezmek kimilerimiz için hobi(!), bir de misafirlerimiz bize uyunca, daha kötü oluyorum.

Evet, yaptırım kısmında berbat olduğumuz fikrine de katılmadan duramıyorum, çünkü tertemiz gerçek.
 
Hep yer verdim yer verilmesi gerektiğini de düşünüyorum. Çünkü hamile olduğum dönemde karnım kocaman işe gitmek zorunda olduğum zamanlarda vücut denge merkezim şaşmışken ayakta dumanın ne kadar zor olduğunu bildiğim için, yaşlı annem ayakta durmakta zorlanıp savrulurken suratını pencereye dayamış gençleri gördüğüm için bu konuda hassas olmanın önemini ayrıca biliyorum. Ama bunları yaşadığım için değil terbiyem böyle olduğu, böyle yetiştirildiğim için özen gösteriyorum. Çöp kovası bulamadığım için eve çöple gelirim ceplerimde, şimdi çocuğumu da öyle yetiştiriyorum. Sıra numaram gelmeden bankada boş görsem de gişeye geçmem, markette sırama özen gösterir, yaşlı, kucağında bebek olan biri varsa sıramı veririm, yaya geçidini kullanır arabadayken kornalara aldırmaz yol veririm; lütfen, teşekkür ederim, kolay gelsin, günaydın vb.gibi nezaket cümlelerini hep kullanırım. Ağızma yapışmadığı gibi zoruma da gitmiyor. Herkes denesin, çok kolay, gerçekten.

Nezaket göstermek, nezaket beklemek konfor değil toplumsal yaşam kuralıdır. Magandaların azalmasını böyle böyle sağlarız.

Ben duygusu kuvvetli insanlar kendini, biz demeyi bilen insanlar toplumu kurtarır.
 
Son düzenleme:
Demek istediğini anladım Mune ve katılıyorum da.

Market arabası örneğinde de, asansör örneğinde de vb. aslında bir yaptırıma-tabelaya ihtiyaç duyulmayacak bilinçte olunması gerekiyor, bu bilinç yok ise, olanların sesinin çıkması gerekiyor; yine market arabasına döneyim hemen, o arabayı aldın, kullandın ve bıraktın; bu mudur yani? Çöpü çöpe atmayana ceza kesilmesine gerek olmadığı gibi, çöp tenekesi var orada, sokağa atma; market arabanı aldığın yere/yakınına bırak. Bu bu kadar basit aslında.

Bunu neden yapıyorum, çünkü buyum.
O neden bunu böyle yapıyor çünkü:
Onun tamamen alıştığı hayat biçimi bu, böyle bir insan.
Kendi ülkesinde yaptırımı var, bizim ülkemizde yok. Bunu da bizim yurdum insanının davranışlarından çözüyor Mune.
Kendi ülkesinde şiddetle tepki görüyor, bizim ülkemizde görmüyor.

O kadın, her markette, davranışına tepki gösteren biri ile karşılaşsa; aynı rahatlıkla o arabayı salmama ihtimali doğar.
Konuya ilk girişim de bu bakışlaydı "Çözümünüzü üretin geçin; tartışmanız, tepkiniz tamamen gereksiz" denilmesi üzerine "Bu üzerine dikkat çekilmesi gereken bir nokta, o yüzden tepki gösterilmeli" tarzı konuştum.

Bu insanlar ailelerinde öğrenmiyor olabilir Mune, onları korkutacak cezalara da ihtiyaçları olabilir ama kim tarafın sesi çok çıkmaya başladıysa, ona dönüşülür biliyorsun. Haksızın sesi, haklıyı bastırır oldu ve bundan güç aldıkları gerçeğini atlamamak lazım. O market arabasını olduğu yere salmak küfürdür; kadının ağzını açıp seslenmesine gerek yok, o market arabası onun sesi. Ona karşın benden de ses gelmeliydi.

Evet öyle ama haklı-haksız karmaşası da yaşıyoruz, ayrıca hak ihlalleri karşısında ses yükseltmenin de sınırlarını çizemiyoruz Gangsta, biz sesimiz daha gür çıkınca geri adım atan insanları gördükçe hakkımız olmayanları da ses yükselterek yapmayı öğreniyoruz, bir ortamız yok ne yazık ki.

Hak aramayı bağırış çağırışla da çözemeyiz, tartışmak çözümsüzlük getiriyor, öfkemizi büyütüyor bana göre, ki maalesef toplum cinneti yaşar hale geldik bu sebeple, birbirimize tahammülümüz kalmadı, yan baktın öldür, yol vermedin öldür, solladı öldür, otobüste yer vermedi saçına yapış durumundayız, evet dediğin gibi kimin sesi yüksek çıkarsa ona dönüşülür, biz karşımızdakine bağıra bağıra bağırmayı öğretiyoruz, haklı da olsak hak gaspına da uğrasak bunu yanlış buluyorum, doğrusu konuşup yürümeyi öğrendiğimiz andan itibaren eğitim almamızdır, genel toplum kurallarıyla yoğrulmalıyız, benim çocuğum oyun parkına gidince 5 dakika önce salıncağa binip sallanan çocuğu ağlayarak yani sesini yükselterek indirmemeli, ben de ona bu konuda destek olmamalıyım, sıraya girmesi gerektiğini öğrenmeli, sallanan çocuk da sırada çocuklar olduğunu bilmeli, annesi gelip bu salıncağa benim çocuğum biniyor dememeli.

Buradaki yorumlardan örnek vereyim asansöre bebek arabasıyla insanları eze eze girmek doğru mu? Evet bir hak gaspı vardır doğrudur ama bunun çözümü karşındakine bağırıp çağırmak ya da ezmek değildir, bir bakıyorsun diğeri de ben de bebek arabasına vururum ezer geçerim diyor, herkes kendini haklı görüp savunmaya geçiyor, haklı-haksız, hak-haksızlık noktasında durmamız gereken noktayı bilmezsek trafikte de yayalara kırmızı yanarken hak ihlali var diye sürücü yayayı ezebilir düşüncesi oluşur çünkü adam kırmızı ışığa rağmen geçiyor.
 
Herkesin kendine göre derdi, sıkıntısı var bilemezsiniz kim ne durumda. “Asansöre binmeye ihtiyacı yok” cümlesini neye göre söyleyebiliyorsunuz ? Keza otobüs, metro gibi yerlerde de buna karşıyım. Bu sefer ters yönlü ayrımcılık oluyor. Peki sadece bebeği olanlar binse o zaman da aynı sorunlar olmayacak mı sizce üstelik bebek arabalarıyla... rahatsızsanız öylede rahatsız olursunuz. Misal bende kalabalık yerde yürürken bebek arabalarını üstümüze sürüp ayağımın üstünden geçirmelerinden rahatsız oluyorum ama yapacak bir şey yok yollar benim değil. Asansörlerin üstünde de sadece bebek arabası olanlar kullanabilir diye bir uyarı okumadım... Bebeğiniz var diye dünya sizin etrafınızda dönmüyor yani çok rahatsızsanız alırsınız beş kiloluk bebeği kucağınıza yürürsünüz korkmayın incileriniz dökülmez
 
İnşallah bana denk gelir öyle biri çünkü biz karı koca boksörüz. Eğer orman kuralları geçerliyse ‘Welcome to jungle’
Bebeğim içindeyken tekmeleyecek yiğidi görmek isterdim.
Kimsenin ayağını ezmiyorum bu arada ama narin ayağı incindi diye saldıracaksa da buyursun
Bebek arabası sürmesi oldukça kolay olan bi ürün , ehliyet falan gerekmiyor yani
Normal sürüp insanların ayağını yaralamadıkça kimse size tırnak çıkarmaz, hem suçlu hem güçlü durumu mevcut
Dikkatli sürüyorum ediyorum değil de narin ayaklar diye laf çarpılıyor
Vajeninden bebe çıkaran sadece siz değilsiniz
 
Back