-
- Konu Sahibi lightpinklady
- #21
Dogrudur. Tecrube etmedim bilemem. Ama su bir gercek bu benim icinde gecerli, buraya konu acan kisi olumlu /olumsuz yorumlara gögüs gerecek. Ben kotu bir sey demedim Aslina bakarsaniz sadece merak ettim
Yok yok kirilmiyorumKonu sahibi kuralsız bir anne olduğu için zorlanıyor ama ilk çocukta genelde anneler kuralsız olmuyor mu :/
Dediklerinizde haklısınız ama bunları başkası diyince insanlar kırılıyor ancak kendileri farkedip tecrübe etmeleri gerekiyor
Bebegim yurumuyor. Evim cok genis degil yurutecle kesin bi yere takilir duser diye almadim.Kullanacagi yer iki adimlik antre sadece..Canım annen baban her zaman gelemiyorsa kızkardeşini çağır.
Daha yürümüyorsa yürüteç al içine koy.o sağa sola giderken sen işlerini hallet.cok büyük rahatlık.
Koçtaş tekzen gibi yerlerde köşe koruyucu çekmece kilidi falan gibi seyler satılıyor. Al onlardan tak bebeğin güvenliğini sağla.
Çizgifilm izletmiyor olabilirsin.ama bilgisayardan ya da telefondan çocuk şarkıları açıp dinletebilirsin . Afacan tv çocuk şarkıları önerimdir.
Dişleri için de diş jelleri var onlardan sür huzursuz oldukça. Ya da eline salatalık havuç gibi seyler var dolaptan çıkarıp. Soguk soguk dişlerini kaşır ve rahatlatır.
Buna benzer şeyleri o kadar yaşadık ki...Seni çok iyi anlıyorum. Allah yardımcın olsun
Doktora için tez yazan bir arkadaşım var, kütüphaneden çıkmıyor.
Ne zaman buluşsak , evine gitsem musade istiyor yarım saat de olsa laptobunda birşeyler yazıyor (ben oyalanayim diye de elime bir kitap tutuşturur :)
Zaten çocuğun elinden kitap düşmez, kitap dediğim de koca koca kaynak kitaplar. Otobüs beklerken bile onları okur:)
Yine de 'önümüzdeki sene -umarim- bitirebilirim ' diyor, bunca uğraşmaya,tam zamanlı emeğe!
O yüzden isiniz zor, tezi yazamazsaniz yılların emeği boşa gider, sallapati birşey yazsanız akademik kariyer boyu karşınıza cikar uyduruk tez...
Bence yüksek lisansin-doktoranin en kötü tarafı insanların sizi işsiz zannetmesi. Aslında siz bir öğrencisiniz. Ama 4 yıllık üniversiteden sonra kimsenin tahammülü yok sanırım insanları öğrenci gibi görmeye. Aileler bile lisans öğrencisiyken asla öyle bir talepte bulunmaz tüm masraflarını karşılarken yüksek lisans ya birden 'eee hani iş?' diye başlıyorlar-belki de haklı olarak. Hatta yüksek lisans yapmayı simariklik olarak tanımlayan bile var...
Eşiniz de aynı şekilde
'butun gun ne yapıyorsun ki?'
Öyle bencil bir adam ki , zaten bir işte çalışıp para da getirseniz bile size aynı soruyu sorardi.
Ayrıca çocuğun ona gitmemesi çocuğun onu benimsemedigini gösterir. Sevgi alamadığı yere gitmez çocuklar.
'Canım kızım, prensesim, sessiz ol babacim'
Demekle baba olunmuyor. Benim babam beden kuvveti gerektiren bir işten yorgun argın geldiği halde bizimle ilgilenir,yemek yedirir, oyunlar oynardı. Biz annemden azari işitince o da üzülür , odamıza gelir bizi güldürmeden de gitmezdi. Bu emeğin karşılığında da en çok onu sevdik ve dünya bir yana o bir yana... Annem hep anlatır, daha birkaç aylık bebeyken babam gelince yakiniyormus 'bugun hic durmadı,ağladı zirladi, bir saniye uyumadı, bıktım' falan diye. Babam da kucağına çıkıp göğsünde uyuyan bebeğe bakıp 'hayatim, bu bebek mi yaptı bunları? Baksana ne güzel uyuyor' dermiş.
Yani baba baba olunca çocuk zaten onun yolunu gözler. Ama kızınız icin babasi eve akşamları gelen , gelince de evde sesi yükselten, eşyaları fırlayan kötü bir insan (yazdıklarından anladığım kadarıyla)
Çook yazık
Bence öncelikle bu problemi cozmelisiniz. Bu yıllar çok önemlidir. Tam da çocukların kişiliğinin şekillendigi yıllar.
İpin ucu bir kaçarsa yirmi yıl da geçse zor toparlamiyor aileyle ilişki...
Ha bir de calisma konusunda.. dedim ki o halde kaca kaca evlenmycektk,yuksek lisansimi bitirip is bulmami bekleyecektin..dedim.. kac yil beklycektik vay sen demek istemyodun evlenmeyi falan diyor..Doktora için tez yazan bir arkadaşım var, kütüphaneden çıkmıyor.
Ne zaman buluşsak , evine gitsem musade istiyor yarım saat de olsa laptobunda birşeyler yazıyor (ben oyalanayim diye de elime bir kitap tutuşturur :)
Zaten çocuğun elinden kitap düşmez, kitap dediğim de koca koca kaynak kitaplar. Otobüs beklerken bile onları okur:)
Yine de 'önümüzdeki sene -umarim- bitirebilirim ' diyor, bunca uğraşmaya,tam zamanlı emeğe!
O yüzden isiniz zor, tezi yazamazsaniz yılların emeği boşa gider, sallapati birşey yazsanız akademik kariyer boyu karşınıza cikar uyduruk tez...
Bence yüksek lisansin-doktoranin en kötü tarafı insanların sizi işsiz zannetmesi. Aslında siz bir öğrencisiniz. Ama 4 yıllık üniversiteden sonra kimsenin tahammülü yok sanırım insanları öğrenci gibi görmeye. Aileler bile lisans öğrencisiyken asla öyle bir talepte bulunmaz tüm masraflarını karşılarken yüksek lisans ya birden 'eee hani iş?' diye başlıyorlar-belki de haklı olarak. Hatta yüksek lisans yapmayı simariklik olarak tanımlayan bile var...
Eşiniz de aynı şekilde
'butun gun ne yapıyorsun ki?'
Öyle bencil bir adam ki , zaten bir işte çalışıp para da getirseniz bile size aynı soruyu sorardi.
Ayrıca çocuğun ona gitmemesi çocuğun onu benimsemedigini gösterir. Sevgi alamadığı yere gitmez çocuklar.
'Canım kızım, prensesim, sessiz ol babacim'
Demekle baba olunmuyor. Benim babam beden kuvveti gerektiren bir işten yorgun argın geldiği halde bizimle ilgilenir,yemek yedirir, oyunlar oynardı. Biz annemden azari işitince o da üzülür , odamıza gelir bizi güldürmeden de gitmezdi. Bu emeğin karşılığında da en çok onu sevdik ve dünya bir yana o bir yana... Annem hep anlatır, daha birkaç aylık bebeyken babam gelince yakiniyormus 'bugun hic durmadı,ağladı zirladi, bir saniye uyumadı, bıktım' falan diye. Babam da kucağına çıkıp göğsünde uyuyan bebeğe bakıp 'hayatim, bu bebek mi yaptı bunları? Baksana ne güzel uyuyor' dermiş.
Yani baba baba olunca çocuk zaten onun yolunu gözler. Ama kızınız icin babasi eve akşamları gelen , gelince de evde sesi yükselten, eşyaları fırlayan kötü bir insan (yazdıklarından anladığım kadarıyla)
Çook yazık
Bence öncelikle bu problemi cozmelisiniz. Bu yıllar çok önemlidir. Tam da çocukların kişiliğinin şekillendigi yıllar.
İpin ucu bir kaçarsa yirmi yıl da geçse zor toparlamiyor aileyle ilişki...
Haklisiniz.. 5 6 aylikken bebk koltuguna oturtmayi denedik oturmadi hala kucakta gidip gelir hanfendi.. cook yanlis.. farkindaym da tehlikenin aglamasndansa aliveriyorum arabada kucagimaHaklısınız alıştırmamızla daha dogrusu çocugun nazını çekmekle alakalı bir durum
Mama sandalyesinde mızmızlanan çocugu örnegin kuca alarak yemek yapmaya çalışırsak
Çocuk mama sandalyesinden başka bir alternatifi daha oldugunu öğreniyor ve her mama sandalyesine oturtuldugunda mızmızlık ediyor yani ben öbür seçenegi istiyorum diyor
Ayrıca bir seyleri reddetmeyi ağlayarak olanak değiştirmeyi de inceden öğrenmiş oluyor bunu başka durumlrda da deniyor
Mesela arabaya binincede oturtup baglıyorsun ona da mızmızlık ediyor ben diğer secenegi istiyorum diyor
Çünkü öğrendi mızmızlanınca alternatifler yaratıldıgını
Davranısların sebebi biziz evet
Aynilarini soyluyorum. Sakince konustugumiz zaman., askim ben senden birsey beklemiyorum zaten ev duxeni konusunda, bi yemek yapiyosun onu da yapma...diyor.. yetisemiyorum sunu da sen yap diyince, herseyi de ben yapiym keske memem olsa cocuga memeyi de ben versem sen hic bisey yapmazsn ne guzel falan diyip cikiyo..babasıyla neden durmuyor? 1 yaşını doldurmak üzere olan bir bebek babasıyla oynamak ister, baba oynamayıp sadece yanında otursun isterse durmaz.
ben de yüksek lisans tez savunmamı kızım 9 aylıkken yaptım, 1 ay sonra da düzeltmeleriyle teslim ettim. bir de okulumla yaşadığım şehir arası 6 saatti. hocam çok anlayışlıydı sağ olsun.
evin düzenini ona göre ayarlaman lazım, tv ünitesinin önüne minder, ortada sehpa varsa onu kenara kaldırıp yere kullanılmayan bir yorgan serersen uzerine de oyuncaklar onun üzerinde vakit gecirebilir, kablolar vs ulaşabilecegi yerde olmasın.
ben yemeklerimi, ev işlerini kızımı kanguruya koyum yaptım; tezi de kızım ayağimda uyurken yazdım, mecbur ayağa alıştırdım o dönem; o sayede yazabiliyordum çünkü ve yatağına bıraktığımda yarım saatte uyanan çocuk ayağımda 1 buçuk saat uyuyordu. kalemlerime özeniyordu mum boya aldım, kuru boyalarımi aldı benim zaman zaman, yanıma masaya oturttum o kağıtları çizdi karaladı ben ders çalıştım.
günlük süpürüyordum evi, kenarları viledalıyordum, çamaşırları da kızımın şişme havuzuna biriktirip eşimin nöbetçi olduğu gecelerde 2 saati ütüye ayırıp düzenliyordum. eşim gelmeden sofra hazır olurdu hatta o gün ağır yemek yapmışsam duşumu bile alırdım(kızım anakucağında banyoda yanımda, eline birkaç oyuncak,arada ce eee diye oynayarak, duş zaten 10 dakikada çıkılıyor), wc için de aynı anakucağını koridora koyup kapı aralık girer kafamı çıkarıp oyun yapardım. mutfağımdan da kek, kurabiye vs eksik olmazdı pek.
yemek yaparken ayrıca mama sandalyesine oturtup eline mıncıklayacagi seyler verseniz altına örtü serip, alışabilir. mesela yumuşak meyvelerden önüne koysanız mama sandalyesine, lekeli kıyafetlerinden de giydirin oynayarak yesin o sırada siz de işinizi yapın. 1 kase yoğurt ve eline bebek kaşığı(...)
eşinizin cidden size destek olması lazim ama burada, konuştuğunuz zaman ne diyor? yorgunluk bahane değil, yorgunluktan ilgilenemeseydi benim eşim ilgilenemezdi.
ben bütün bunları yaparken evin haftalık derin temizliğini 1 ben yaptıysam 2 eşim yapmıştır, hafta sonları nöbeti olmadığı zamanlarda kahvaltı hazırlardı öyle kalkardım. misafir gelecegi zaman ben mutfaktaysam o evi toparlar bi süpürge tutardı vs.
eşinizle sakin bir zamanda konuşsanız size daha çok yardımcı olması konusunda. tezinizden, her şeye yetişebilecek vaktinizin olmamasından bahsetseniz? yardımdan da ziyade o ikinizin çocuğu ve sorumluluklarınız ortak.
Cocugu kisitlamak istemiyorum iste..fazla mi duygusalim bilmiyorum. Mama sandalyesinden yanlara sarkip bagirirken kizarmis bi suratla aglarken..kayitsiz kalamiyorum. Yeni seyler goruyor o an elimde,istyo hemen illa bakicak eline vericem bi oynaycak. Ama mesela bicagi falan da veremem ki.. gecen ayva bulmus yerdeki poseti desip. Ellemedim baksn dedim bi baktim siyah cicek kalintisi olur ya onu tirnaklayp agzina goturuyo agzinin ustunde siyah parcalardan var. Kupkuru sey,yemeye niye ugrasirsin ki sen :)Evin herhangi bir ferdinin ev dağınık diye soylenmesini hicbir zaman anlayamayacagim (yatalak degilse)
Ev daginiksa, pisse, rahatsiz oluyorsan kalkar toplar temizlersin normali budur, bunun calisma calismamayla da alakasi yok, ben de calismadim yillarca, is bölümümüz hic degismedi.
Evde cocuga bakmak, yemek, camasir, temizlik, düzen, hepsi bir kisiden beklenirse yapilabilmesi mumkun degil zaten, kimse Biyonik insan degil, cocugunu ana kucagina baglayip gunde 6 saat tv karsisinda ya da elinde tabletle robotlastirip evini piril piril yapan, her aksam 3 cesit yemek cikaran annelerden olacaginiza daginik anne olun, yemek yapmayin, begenmeyen kalksin kendisi yapsin.