Bebek Hakkinda Hersey

Konun hayırlı olsun çok sevindim faydalanmaya not almaya başlayacağım :16::16:

Allah oğluna hayırlı ömürler nasip etsin.:nazar:

Tüm anne adaylarına da hayırlı doğumlar diliyorum.:emir_bebek::nazar:

Amin canim, cok tesekkur ederim...
Insallah guzel bir topic olur, herkes faydalanir...
Sizin sayenizde biliyosun zaten... :34:
:16:
 
Hayırlı olsun canım yeni konun :16:
Eminim bir çok kişiye faydası olacak
İnşallah anne olursam bu sayfayı sık sık ziyaret eder senden yardım isterim.

Cok tesekkur ederim canim, amin insallah...
Umarim dedigin gibi bir cok kisiye faydasi dokunur...
Insallah, Allah sana da hayirli evlatlar nasib etsin insallah... :34:
 
Bu yaziyi hamile oldugum donemde okumustum ve bir yere saklamistim... Hazir "bebek hakkinda hersey" demisken, tum hamile annelerin de okumasini isterim... Faydali bilgiler, hepsine katiliyorum, hele ki yavrum dunyaya geldikten sonrada okudugumda daha da hak verdim... Sizin de keskeleriniz olmasin istiyorsaniz, cok tatli bir dille kaleme alinmis bu yaziya vakit ayirip okumanizi tavsiye ederim... En azindan aklinizda bir cok nokta kalacaktir... :34:

Ben yaptım siz yapmayın!


Bu yazı tamamen henüz bebeğini kucağına almamış anne adaylarına ithafen yazılmıştır:

Tamam! Anne oluyorsunuz! Gözünüz aydın! Şahane bir şey bu! Ötesi var mı? Ama abartmayın! Benim gibi yapmayın! Psikopata bağlamayın!

Madde 1: Bebeğinizin uyku düzeni biraz oturduğunda, yani 2-3 saatlik periyotlarla uyumaya başladığında, uyanana kadar tepesinde dikilmeyin! Aman yan odaya bile geçmeyeyim ben, ya uyanırsa da duymazsam telaşına kapılmayın! Merak etmeyin duyarsınız! Duymazsanız da o size kendini duyurur, emin olun! Hatta mümkünse bi dışarı çıkın, yaz kış fark etmez, biraz hava alın, iki insan yüzü görün, bakın hayat devam ediyor, durmamış yani!! Ne ilginç di mi?

Madde 2: Bebekler hasta olur! Normaldir! Allah korusun ciddi bir şey olmadıkça, nezle grip ya da bronşit gibi hastalıklar için panik yapmayın! Dünyanın en kötü annesi olduğunuzu zannetmeyin! Ne yaptım da el kadar çocuğu hasta ettim diye dertlenmeyin ! Hastalık bu! Şu ya da bu sebepten olabilir, sonra da geçer! Herhangi bir şeyi eksik ya da yanlış yapmış değilsinizdir! Öyle olsa bile isteyerek olmamıştır ve bunu etrafınızdaki herkes bilir! Siz de kabul edin! Evet biraz gözyaşı, uykusuz geceler ,biraz da ilaç takviyesi lazım gelir lakin dünyanın sonu değildir! Bütün çocuk doktorlarının söylediği gibi bebekler sandığınızdan çok daha güçlüdürler.Bunu hep hatırlayın!

Madde 3: Bebeğin kilosunu takıntı yapmayın! Özellikle de ilk haftalarda gram gram hesap yapıp acaba sütüm mü yok, yoksa bebeğime yaramıyor mu diye kendi kendinizi tüketmeyin! Acaba yanlış mı emziriyorum diye endişe komalarına girip gecenin bi yarısı soluğu doğum yaptığınız hastanede almayın! “Ben berbat bi anneyim, daha bebeğimi bile besleyemiyorum” diye zarıl zarıl ağlarken bebek hemşirenizin suratındaki şaşkın ifadeye bi bakın! “Yoo gayet de güzel emziriyorsunuz ” demesine kulak verin! Sakinleşin! Vazgeçmeyin, denemeye devam edin! En kötü mama takviyesi yaparsınız! Bebeğine mama vermek zorunda kalınca zehir veriyormuşçasına azap duyan annelerden de olmayın! Tamam tercih etmiyoruz, illa da anne sütü diyoruz ama bazen olmayınca olmuyor işte! Siz hiç mamayla beslenip de zarar gören bir bebek gördünüz mü? Muhtemelen hayır! Bunu unutmayın!

Madde 4: Kimseyi ayıplamayın kınamayın! Ben hayatta bunları yapmam demeyin! Misal Temmuz’da doğan çocuğunuz dışarıda güzel uyuyor diye Kasım ayında da battaniyeye sarıp dışarıda uyutmaya kalkmayın! Allah korusun orta kulak iltihabı olur sonra! (Bunu nerden bildiğimi sormayın) E, zaten bunu kim yapar ki de demeyin! Her türlü acayip, mantıksız, deli işi şeyi yapabilir anneler! Yeter ki uyusun diye, sabahın dördünde, bebeği pusetine koyup evin içinde parkta gezinirmiş gibi saatlerce dolaşmak da buna dahil! Çaresizlik neler yaptırıyor insana bi bilseniz! Sakın büyük konuşmayın!

Madde 5: Her şeye atlamayın! “Savulunnn Malkoçoğlu geliyorrr” edasıyla ben yediricem, ben yıkıycam, ben uyutucam, ben! ben! ben! diye kendinizi ortalara atmayın! Bırakın babası yıkasın, anneannesi yedirsin, babaannesi giydirsin, olmaz bi şey merak etmeyin! Ve en önemlisi: Asla ve asla bebeğinizi tek uyutabilen kişi siz olamayın! Aman aman sakın bunu yapmayın! Emzirdikten sonra memenizde dalmasına müsaade etmeyin, hafif sersemleyince karnı da doyunca hoop yatağa! İnanın kendi bebeğimde keşke yapmasaydım dediğim en önemli şey bu! Bu konuda çok çektim. Kısacası ben ettim siz etmeyin.

Madde 6: Bu liste böyle uzaaar gider! Siz tecrübenin sesine kulak verin, ama kalbinizin sesini bastırmasına izin vermeyin! Ortak noktalar olsa da her bebek-anne ilişkisi farklıdır, kimselere benzemeye çalışmayın! Siz sadece bebeğinizi dinleyin, ama gerçekten dinleyin! O size her zaman doğru yolu gösterecektir.

Bu yazıyı okuyor ve bebek bekliyorsanız son sözüm şudur ki:

Ne kadar şanslı olduğunuzu bir an bile unutmayın,
Dua edin, şükredin!
Hep ama hep güzel şeyler düşünün.
Ve o gün geldiğinde
Sağlıkla alın inşallah en kıymetlinizi kucağınıza…
Tanışmasak da kalplerimiz bir.

Hepinizi çok öpüyorum. Sevgiyle kalın.
Özden ben.
2.5 yaşındaki Kemal Emir in bu aralar bol “keşke”li annesi
 
Yeni annelere çocuk bakımı ile ilgili ipuçları

Yenidoğan bebeklerin yaşamdaki ilk günleri, annelerin de en mutlu; ancak bir o kadar da en zor zamanlarıdır. Bu dönemde bebekte görülen en küçük bir değişiklik dahi anneyi korkutur ve endişelendirir. Bu süreci en rahat atlatmanın yolu ise; bebek bakımı konusunda bilinçlenmekten geçmektedir.

Kafatasındaki şekil bozukluklarını önemsemeyin!
Bebekler, kafatası kemikleri henüz tam gelişmeden dünyaya gelir. Bu yüzden bebek doğum kanalına girdiğinde sıkışmaya veya vakumla çekilmeye bağlı olarak kafatasında şekil bozuklukları görülebilir. Zamanla, beyin büyüdükçe kemikler de beynin şeklini alır ve kafatasındaki şekil bozuklukları ortadan kalkar.

Bebeğinizi “teri kokmasın” diye tuzlamak ölüme dahi götürebilir!

Bebek doğduğundan itibaren 1 hafta veya 10 gün içinde görülen döküntülerin çoğu fizyolojiktir. Bazı bebeklerde morluk veya akne benzeri oluşumlar görülebilir. Bu sorunların çoğu tedavi gerektirmez. Tedavi için kullanılan birçok madde bu tür cilt problemlerinin daha da artmasına neden olur. Örneğin; bebeklerin cildine yapılan en yanlış uygulama, teri kokmasın diye yapılan tuzlamadır. Bebeğin cildi hassas olduğundan tuz vücutta emilmekte ve bu durum ölüme kadar gidebilen sonuçlar doğurabilmektedir.

Düzenli kilo artışı bebeğinizin doyduğunun göstergesidir

Bebeğin doyduğunu anlayabilmenin en iyi yolu, düzenli kilo artışının gözlenmesidir. 2-3 saat uyku uyuyan, düzenli kaka yapan çocuk doymuş demektir. Emzirme sırasında emme ve yutma işlemlerinde, bebeğin hal ve hareketleri de doyduğuna dair ipuçları
verebilir. Bebekler dümdüz yatırdıklarında sütün fazlasını gaz ile birlikte çıkartabilir, bazen fazla miktarlarda da kusabilirler. Bebek düzenli kilo aldığı sürece, bu durum bir sorun teşkil etmez. Kusmaması için bebek 30-40 derece eğimle yatırılmalıdır. Bu uygulama, yer çekiminin etkisi ile sütün midede kalması için yapılır.

Fön makinesi bebeğinizin gaz çıkarmasına yardımcı olabilir
Bebeklerin gaz çıkarmadaki sıkıntısı, sindirim sisteminin bazı öğelerinin olgunlaşmasında gecikmeden kaynaklanmaktadır. Bu
süreçte sabır çok önemlidir. Piyasada satılan gaz sorununu gideren ilaçlar bebekler için önerilmemektedir. Bebek emzirilirken devamlı meme değiştirmek sakıncalıdır. Bir meme boşaltılmadan diğer memeye geçilmemelidir. Çünkü birini boşalttıktan sonra diğerine geçmesi doyduğunu hissetmesini sağlayacaktır. Fön makinesi sesi bebeğin gaz çıkarmasına yardımcı olabilir.

Yeni annelere çocuk bakımı ile ilgili ipuçları;


  • Annenin eli sürekli temiz olmalıdır.
  • Kulak temizliğinde kulak çöpü kullanılmamalıdır. Sadece kulak kemerini pamuk yardımı ile silmek yeterli olacaktır.
  • Gözlerinde bulunan çapaklar, kaynatılmış su yardımı ile temizlenebilir. Gozu anne sutu ile temizlemekte onerilir.
  • Doğduğu günden itibaren bebeğin tırnakları düz, batık oluşmayacak şekilde kesilebilir ve kenarları hafif törpülenebilir.
  • Ağız özel bir temizlik gerektirmez; çünkü tükürük bezlerinin temizleyici bir etkisi vardır. Fakat pamukçuk gibi bir madde görüldüğünde karbonatlı su ile yıkanabilir.
  • Burun tıkanıkları için aspiratör kullanımı zararlıdır. Aspiratör negative basınç uyguladığı için burun mukozası daha da şişip, tıkanabilir. Küçük poşetlerde satılan tuzlu sular birer damla damlatmak, hem temizlik hem nem hem de burun tıkanıklığını gidermek açısından yeterli olacaktır.
  • Cilt temizliği banyo ile yapılır. Bebek bir gün duru su, bir gün şampuan ile her gün yıkanabilir. Şampuan seçerken PH nötr olan ve içerisinde kozmetik ürün olmayanlar tercih edilmelidir.
  • Alt temizliği kızlarda suya batırılan pamuklarla veya sadece su içeren ıslak mendillerle, önden arkaya doğru yapılmalıdır. Kullanılan mendil veya pamuklar alkol içermemelidir. Erkek çocuklarda ise; sünnet derisi geriye çekilmemelidir. Bu uygulama ile deri çatlayıp, iltihap kapabilir.
  • Bebeğin kıyafetlerinin pamuklu ürünlerden seçilmesi önerilip, kullanmadanönce sıcak suyla yıkanıp ütülenmesi sağlanmalıdır.
  • Genellikle göbek kordonu, doğumdan sonra 10 gün içinde düşer. Göbek bağı düşmeden önce su ile temas ettirilmemelidir. Bu bölgenin kuru tutulmasına özen gösterilmeli ve doktorun önereceği alkollü bir antiseptikle sabah akşam pansuman yapılması gereklidir.
  • Bebek doğduğu günden itibaren dışarı çıkartılabilir. Ancak kalabalık ortamlarda bulunmamasında fayda vardır. Sürekli dışarıda olmak bebeğin bakımının ihmal edilmesine neden olabilir.
  • Yenidoğanda ateş, morarma ve nefes kesilmesi acil bir durumdur. Ateş yüksek ise vakit kaybetmeden hastaneye başvurmak gerekir.



Memorial Antalya Hastanesi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Uz. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu
 
Yenidoğan bir bebek ne şekilde yatırılmalıdır?
Yeni doğan bir bebek yan yatırılmalıdır.Böylece yüzükoyun yatırmaya bağlı ani bebek ölümleri ve sırtüstü yatırmaya bağlı tükürük ve kusmukla boğulmalar engellenebilir.

Uyku düzeni nasıl oluşturulmalıdır?
Bebek dünyaya geldiğinde gece-gündüz ayrımını bilemez çünkü anne karnında gece veya gündüz yoktur.Tüm gündüz uyuyup tüm gece uyanık kalabilir.Bunu engellemek için bebeği gündüzleri bol ışıklı,hareketli,sesli ortamlarda tutmalı,altını değistirirken,emzirirken onunla konuşmalı veya müzik dinlettirmelisiniz.geceleri ise aksine loş ışıklı,daha sessiz bir ortamda emzirirken,alt değiştirirken sessiz olmalı ve böylece bebeğe gece –gündüz farkını öğretmelisiniz.

Bebeğin ilk günlerinde alt temizliğinde dikkat edilecek noktalar nelerdir?
Yenidoğan bir bebeğin cildi çok hassastır.Alt temizliği için alkol içermeyen,pH dengeli,hassas ürünler kullanılmalıdır.Altını yaklaşık 3 saatte bir temizlemeli,kesinlikle kakalı bırakmamalısınız.Alt temizliği için su da iyi bir alternatiftir.Altını temizledikten sonra bir tülbent veya yumuşak bir kağıt mendille kurulamalı,hem beslemek hem de koruyucu bir bariyer oluşturmak için saf zeytinyağı veya uygun bir bakım kremi kullanmalısınız.

Göbek bağı temizliği nasıl gerçekleştirilmelidir?
Göbek bağı anne karnında bebeğin anneden besin ve oksijen alışverişini sağlar.Doğum sırasında göbek kordonu uygun şekilde kesilir .bebeğe bağlı bölüm bir süre sonra beslenemeyip düşer.Bu süre ortalama 3gün ile 10 gün arasındadır.Göbek kordonu kesinlikle çok temiz tutulmalıdır çünkü enfeksiyonları çok ciddi sonuçlara yol açabilir.Günde en az iki kez pansuman yapılmalı,üzeri steril gazlı bezle kapatılarak kaka ve çişle temas etmesi önlenmelidir.Pansuma için en uygun materyal %70 lik alkoldür.Ancak o andaki şartlara göre mersol veya betadin de kullanılabilir.

Bir yenidoğanın oda sıcaklığı ne olmalıdır?
Yeni doğan bir bebek için uygun oda sıcaklığı ortalama 22 derecedir.Prematürelerde daha yüksek sıcaklık önerilir.Yeni doğan döneminden sonra oda sıcaklığının 18-22 derece arasında olması yeterlidir.Çok sıcakta havadaki nem oranı azalır ve bebeğin solunum yollarının savunma mekanizması zarar görür.

Mevsimler itibariyle nasıl giydirilmelidir?
Yenidoğan bebek ilk zamanlar dış ortamla uyumunu tam gerçekleştiremediğinden daha fazla üşüyebilir.Özellikle eller ve ayaklar eldiven ve patiklerle ısıtılmayı gerektirebilir.Şapka saçlı deride seboreik dermatite(halk arasında konak)yol açabilir .O nedenle fazla tercih etmiyoruz.Bebeğin iç giyimi her mevsimde saf penye olmalı,dışıda da yine penye bir tulum bulunmalıdır.Yeni doğan bebekte belden lastikli giysiler değil komple tulumlar tercih edilmelidir. Kış aylarında bebeğin üzerinde merserize veya ince yünlü bir yelek bulunması uygundur.Kışın pazen ,yazın penye battaniyeler tercih edilmelidir.Bol tüylü battaniyelerden kaçınmak gerekir.

İlk banyo ne zaman yaptırılmalıdır?
Yeni doğan bebeğin ilk banyosu için özel bir zaman yoktur.Göbeğe iyi bakmak koşuluyla göbek düşmeden de yıkanabilir.Yeni doğan bebek özellikle göbek düştükten sonra hergün yıkanmalıdır.Banyo suyu ortalama 38 derece olabilir.

Bebek nasıl yıkanmalıdır?
Yenidoğan bir bebeği yıkarken ortam ısısı da 26 derece civarında olabilir.bebek küvetine içine bebek banyo köpüğü katılmış 38 derece ısıdaki su konur.Bebek başı dışarıda kalacak şekilde dik olarak küvete sokulur.İnce bir tülbentle vücudu kısaca ve çabucak yıkanır.başı da bebek şampuanı ile yıkanır.bebeğe su başının üst kısmının arkasından akacak şekilde dökülür,hızlı bir şekilde havlu ile sarılır. Bebek küveti standart ölçülere uygun olmalıdır.İçinde yıkama filesi kullanılabilir.

Gaz sorununa karşı ne önlemler almak gerekir?
Bebeklerde gaz sancıları en çok gözlenen problemlerdir.Emerken yuttukları havaya bağlı olarak gaz sancısı çekerler.Anne sütünün protein yapısı da etkili olabilir.Anneler emzirirken sadece meme başını değil memedeki kahverengi dokunun tamamını bebeğin ağzına verebilirlerse daha az gaz yutmasını sağlayabilirler.Her emzirmeden sonra uzun süre bebeğin gazının çıkarılması iyidir.Bunun için bebek anne kucağında dik tutularak sırtı sıvazlanır.Mide gazını ağızdan geğirerek çıkarır.Alınan tüm önlemlere rağmen gaz sancısı tutan bir bebeğin karnına hafif ısıtılmış bir havlu uygulamak,bacaklara bisiklet çevirme hareketleri yaptırmak işe yarayabilir.

Hangi durumlarda doktora başvurmak gerekir?
Yenidoğan bebekte sarılık durumu söz konusu ise,ilk 24 saat idrarını,ilk 48 saat kakasını yapmamışsa,çok şiddetli kusmaları varsa,ateş söz konusu ise,emmede isteksizlik varsa,canlı ağlaması yoksa mutlaka doktora başvurmak gerekir.Bebek emdikten sonra özellikle gazı çıkarılırken bir miktar kusar;bu normal kusmadır.Patolojik olan kusma fışkırır tarzda .beslenme ile ilişkisiz de olabilen kusmadır.
 
Yenidoğan bebeklerde işitme kayıplarını engellemek için erken teşhis ve müdahalenin önemi nedir?
Bebekler çevrelerinden gelen işitsel, görsel duyusal uyaranlarla fiziksel ve ruhsal gelişimlerini sürdürerek tamamlar. Bu uyaranların eksik olması veya olmaması çocukların dil gelişimini etkiler. Ayrıca akademik başarısızlık, sosyal, duygusal sorunlar ve psikolojik bozukluklara da yol açabilir. Çocuk ne kadar erken, sesli uyaranları tam olarak algılamaya başlarsa dil ve sosyal gelişimi o derece sağlıklı ve düzgün olur. Bu nedenle dünyaya gelen her bebeğe taburcu olmadan işitme tarama testleri uygulanır. Bu testler, işitme engeli olduğu tespit edilen bebeklere gerekli müdahale ve rehabilitasyon sürecinin erkenden başlatılması açısından çok önemlidir.

Yenidoğanda işitme süreci nasıldır?

Yenidoğanın sese karşı reaksiyonları refleks bir olaydır ve sesin şiddeti ile orantılıdır. Sesin alınıp alınmadığı konusunda kabaca bilgi verir. Ancak işitme kaybının derecesini belirlemez. Doğumdan itibaren 2 yaşına kadar olan gelişim sürecinde irkilme refleksi dediğimiz yüksek ses şiddetine maruz kalan bebeğin sıçrar gibi hareket yapması gerekir. İleri derecede veya total işitme kaybı olan yeni doğanda sese karşı bu refleks oluşmaz.

Doğumdan itibaren:

• 3. aydan itibaren insan sesi en önemli uyaran haline gelir.
• 6-9 aylar arasında bebek, sesin geldiği yöne başını çevirir.
• 10. aydan sonra bebek, adı söylendiğinde reaksiyon vermeye başlar.
• 12. aydan sonra bazı sözlü komutlara yanıt verir.
• 18-24 aydan sonra ise kelime haznesi geliştiğinden işitme sistemi sözlü olarak araştırılır.

Yenidoğan bebeklere işitme testi ne zaman ve nasıl yapılır?

Yenidoğanlara yapılan işitme testinde geçerli ve güvenilir sonuçlar elde etmek için özel test teknikleri gerekir. Doğumdan sonra yapılacak Otoakustik Emisyon Testi (OAE)’nde başarısızlık söz konusu olursa 2 hafta sonra tekrarlanır. Başarısızlık tekrar ederse, İşitsel Beyin Sapı Cevapları Testi (ABR) ile işitme kaybı olup olmadığı araştırılır.

Tarama testi olarak adlandırılan Otoakustik Emisyon Testi'nde, bebeğin kulaklarına belli şiddette sesler verilir ve iç kulak hücrelerinin verdiği cevap ölçülerek duyup duymadığı anlaşılır. Bu test, bebeğe acı vermez, rahatsız etmez. Çok kısa süren ve sessiz bir ortamda gerçekleştirilen test, genelde bebek uyurken yapılır; çünkü bebeğin test sırasında ağlaması ya da sesler çıkarması, işitme yeteneğini kontrol etmeyi zorlaştırır.

Test sırasında anestezik veya sakinleştirici herhangi bir şey kullanılmaz. Bebeğin kulağının dış kısmının içine yumuşak uçlu bir alet konulduktan sonra, buradan kulağa 'klik' sesleri gönderilir. Kulak bu sesi işittiği zaman, kulağın iç kısmı yankı yapar ve test uzmanı, bilgisayar aracılığıyla, bebeğin kulağının sese nasıl karşılık verdiğini inceleyebilir.

Ayrıca işitme kaybının şiddetini ölçen; İşitsel Beyin Sapı Cevapları Testi (ABR) en sık kullanılan objektif testlerdendir. ABR testi başa yerleştirilen elektrotlar sayesinde uykuda olan yenidoğanın beyin sapında oluşan elektriksel dalgaların ölçümü ve değerlendirilmesi ile yapılan incelemedir.
Dikkat edilmesi gereken nokta bu testlerin yalnızca doğumsal işitme kaybı riski olan bebekleri belirleyebileceğidir, sonradan oluşabilecek işitme kayıpları için anne-baba, bebeğin diğer gelişimlerini nasıl takip ediyorlarsa işitme duyusunu da takip etmelidirler.

Gelişimi devam eden çocukların konuşma becerisi açısından kritik yaş aralığı nedir?
Yapılan çalışmalarda 6 aylıktan önce tespit edilen ve işitme cihazı ile düzeltilen işitme kayıplı bebeklerde, 6. aydan sonra tespit edilenlere göre kelime bilgisi, kendini ifade etme ve dil becerisinin çok daha başarılı olduğu gözlemlenmiştir. İleri derecede işitme kaybı olan çocuklarda dil becerisi ve kendini ifade etme gelişmez. Halk dilinde “duyamayan çocuk konuşamaz” sözünün de bu açıdan bir doğruluk payı vardır. En geç 4-5 yaşına kadar ses duymayan çocuk konuşmayı da öğrenemez. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü ilk 3 ay içinde işitme kayıplarının tespitini ve 6. aydan önce tedavi yapılmasını önermektedir.

İşitme kaybı açısından riskli durumlar nelerdir?

Yenidoğanlarda, işitme kaybı olan vakaların %50’sinde bilinen risk faktörleri yoktur. Canlı doğumların %10’unda işitme kaybına sebep olan risk faktörleri mevcuttur. Bunlar;

• İşitme kaybına sebep olabilen toksoplazma, kızamıkçık sitomegalovirüs veya herpes virüs enfeksiyonu geçirmek,
• Doğumdan sonra üç günden uzun yoğun bakımda kalmak,
• Ototoksik (yan etkilerinde kulağa zararlı etkisi olan bir kimyasal içeren ilaç) kullanmak,
• Gebelikte ototoksik ilaç kullanmak,
• Bakteriyel menenjit geçiren çocuklar,
• Ailede sağırlık hikâyesinin olması,
• Bebeğin 1 kilo 500 gram ağırlığın altında doğması,
• Doğum sırasında uzun süre oksijensiz kalması,
• Suni solunuma ihtiyaç duyması,
• Bebekte yüz-kulak anomalisi olması,
• Sarılığın çok yüksek seyretmesi gibi işitme kaybı açısından riskli durumlarda testin mutlaka uygulanması gerekir.
 
Paylasim icin tesekkur ederim, insallah arkadaslarda arastirip faydasini gorurler...
Benim kilo durumum duzensiz, dikkat etmiyorum zaten yediklerime ictiklerime malesef ki.
Duzensiz gidiyor bu aralar, benim yavrucak sagolsun, butun vaktimi, enerjimi aliyor... :16:

Bir bakiyorum 2 kilo vermisim, bir bakiyorum 1 kilo almisim, boyle boyle idare ediyoruz.
Zaten ben ilk 6 ay icin dikkat etmeyecegime dair kendi kendime soz vermistim icim rahat o anlamda :9:
:9:
Emzirdigim sure boyunca dikkat etmeme pek gerek yok (tabii oturup bir tepsi borek yemiyorum :9:)
Zamanla nasilsa kilolari verecegim, simdiden biraz verdim... :34:

Evet canim bende hic kasmiyorum yasina girene kadar rahatim ama sonra dikkat etmek lazim malumm fazla kilo sağlık acisindan da iyi değil
Bol sutlu gunler ;)

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
Evet canim bende hic kasmiyorum yasina girene kadar rahatim ama sonra dikkat etmek lazim malumm fazla kilo sağlık acisindan da iyi değil
Bol sutlu gunler ;)

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.

Dogru soyluyorsun... :34:
Kilolara dikkat etmekte fayda var...
Sagol canim, bol sutlu gunler olsun insallah... :16:
 
Bizim cok sukur aglama nobetlerimiz azaldi nihayet...
Dedigin gibi Allah kimseye gostermesin, gercekten cok zor anlar ve insan neler yapacagini sasiriyor... :31:
Her yontemi deniyor, bazen cildiracak gibi oluyor.... Allah bir daha yasatmasin insallah... :34:

inş artık büyüdük ama ikinci çocuğu doğurmaya korkar oldum aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum
 
Konu çok faydalı olmuş eline sağlık da keşke ilk zamanlar yaptığın gibi sadece kendi deneyimlerini anlatsan bi yerlerden kopyala yapıştır bilgileri paylaşmasan. deneyimler daha önemli biliyorsun, yoksa burada işimiz ne? ;)


iPhone 'den Kadınlar Kulübü aracılığı ile gönderildi
 
topik çok faydalı olmuş. teşekkürler ve bebeğinize sağlıklı günler..

����

Cok tesekkur ederim, dedigin gibi umarim faydali olur herkes icin... :16:

inş artık büyüdük ama ikinci çocuğu doğurmaya korkar oldum aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum

Ayni dusuncedeyim sahsen, gercekten zor gecen gunlerin ardindan muhakkak ferahlik gelecek, ama o rahata kavustuktan sonrada bir daha ayni seyleri goze alamam gibi geliyor... Tabiii Rabbim hayirlisini versin insallah... :16:

Konu çok faydalı olmuş eline sağlık da keşke ilk zamanlar yaptığın gibi sadece kendi deneyimlerini anlatsan bi yerlerden kopyala yapıştır bilgileri paylaşmasan. deneyimler daha önemli biliyorsun, yoksa burada işimiz ne? ;)

iPhone 'den Kadınlar Kulübü aracılığı ile gönderildi

Tesekkur ederim.
Kopyala yapistir yapmiyorum, o bilgilerin hepsi kendi yaptigim arastirmalar.
Benim de cocugum bu tarz sorunlar yasadigi icin, bilimsel olarakta birseyleri paylasmadigim surece insanlara nasil dogru bilgi aktarabilirim? Paylastiklarim doktorlarin yorumlari ve cevapladiklari sorular, kendi sahsi deneyim ve bilgilerimi tabii ki paylasiyorum sonucta, fakat benim de yaptigim arastirmalar bu alintiladigim makalalerle ayni...
Yine de yorumun icin tesekkurler... Elimden geleni paylasiyorum ben, daha iyisini sizler de yapabilirsiniz... :34:
 
Son düzenleme:
Son zamanalarda uyku problemlerimiz basladi diyebilirim... Eh artik buyuyor ve uyumak istemiyor haliyle... Oyle anlar oluyor ki, o uyku gozlerinden akiyor, bir uyusa dalabilse uykuya misil misil uyuyacak, ama nedense direniyor ve yalanciktan aglama durumlari cikiveriyor ortaya... Bu anlarda cok caresiz kaldigim anlar oldu...
Size onerecegim bir kac arkadasimin tavsiyesi:
1- yigitlik yapip "aman ben kundaga sarmam" demeyin sakin... Sarin kundaga, gercekten guzel ve kesintisiz bir uykusu oluyor... Bizimki sagolsun. eller kollar her daim hareket halinde oldugu icin, kundak yaptigim zamanlarda guzel uyuyor... Daldiktan sonra havalar sicak oldugu icin kundagi aciyorum, sere serpe uyuyor.. :9:
2 - Uyutmadan once kesinlikle tok oldugundan, altinin temiz oldugundan emin olun, uykusunu gercekten etkiliyor... Derin ve guzel bir uyku uyumasini istiyorsaniz sakinlesmesini bekleyin, ozellikle cok agladigi zamanlarda...
3- Yastikta sallamaktan cekinmeyin... Aman aptal mi olacak cocugum diye dusunmeniz yersiz, esim ben ve cevremdeki bir cok insan yastikta sallanarak buyuduk, hic birimiz aptal olmadik hamd olsun... Ama genelde yastikta sallamayi son care olarak goruyorum ben... Hele ki bebeginiz kolik ise, bu yontem ise yariyor... Alisir diye korkmayin, alismayacak... Cok SIKISTIGINIZ anlarda sallarsiniz :34:

Benim kendimce yasadigim tecrubelerden paylastim... Sizlerin de tecrubeleriniz var ise, lutfen paylasmaktan cekinmeyin... Herkes okusun, herkes bilgilensin sayemizde... Umarim cocuklarimiz mutlu, huzurlu ve saglikli bir omur surerler... :16:
 
Konu bebeklerimiz , yavrucaklarımız olunca araştırma gereği hissediyoruz, onların doğumundan itibaren sürekli olnara daha iyi bir yaşam ve gelişim sunmak için araştırıyoruz. Yeni anne olmuş arkadaşlar için bir önerim olucak, internet'te çok zaman geçiriyorum ve çeşitli siteler de bebeklerimiz için bolca bilgi topluyorum, yavrucak.net size önerebileceğim en iyi site hanımlar, kurcaladım bir hayli işe yarayacak şeyler var. Gerek yabancı dil hikeye kitapları gerekse çocuk psikolojisi üzerine paylaşılan makale ve yazılar olsun, her ebeveynin yavrucak.net ' e mutlaka bir göz atması gerekiyor. Yavrucaklarımız için her türlü doğru bilgiye ulaşabiliceğimiz site, içerisinde çocuklarla ilgili avrupai ve güzel bilgilere, yabancı dil eğitim başlangıçları içinde yabancı dil kitaplara ulaşabilirsiniz.:nazar::emir_bebek:
 
Gecen hafta basima gelen bir durumu sizlerle paylasmak istiyorum....
Dogumdan sonra bel, sag tarafimin agrisi ve sirt agrisi yasiyordum... Ben bunu dogal olarak epidurale baglamistim ve doktora gitme geregi duymadim... Ama kazin ayagi oyle degilmis iste...
bir gece midemde felaket bir agri ile uyandim, sabahi Sabah ettim. Once gaz sancisi sandik, fakat gaz ilaci icmeme ragmen sancilar gecmeyince Sabah ilk is doktora gittik. Tahliller ve ultrason cekimlerinden sonra safra kesemde findik buyuklugunde 15 mm, tas oldugu ortaya cikti... Vucudun urettigi birseymis, bir cok risk faktorunun oldugu ve iltihaplanma da oldugu icin safra kesem alindi...

Uzun lafin kisasi, genelde safra kesesinde tas olan kisilerin (kadinlarda) dogumdan sonra ortaya cikmasi cok yuksek ihtimal. Vucudumuz dogumda cok degistigi, butun organlarin daha dar bir Alana maruz kaldiklari icin, SIKINTILARI ortaya cikartmalari daha cabuk oluyor... Eger siddetli bel agrisi (bobrek kisimlarinda ozellikle), sirt agrisi varsa ve siskinlik hissediyorsaniz muhakkak bir doktora basvurun derim... Ayrica safra kesesi problemleri asiri mide bulantisi yapar, bende bu yan etki hic gorulmedi, sanirim birazda o yuzden erken teshis koymakta zorlandik...
 
Cok tesekkur ederim.. Ilk zamanlar problem yasadim tabii ki, fakat su an iyiyim cok sukur... Toparladim kendimi... Ufaklikta iyi, her gun yeni bir huy cikartiyor bizimkisi :) Bu aralar bagirmayi ogrendik, o yuzden gunlerim biraz gurultulu geciyor...
 
Emziren annelere bir tavsiyem var, ben sonradan ogrendim bu bilgiyi keske daha oncesinden bilseydim... Antibiyotik malesef ki anne sutunu kesme ozelligine sahipmis... Ben safra kesesi ameliyati olmadan once zorunlu antibiyotik kullandim, zaten doktorlar emziren annelere ozel antibiyotik veriyorlar ki bebeklerini emzirmeye devam etsinler diye... Daha sonrasindaysa ameliyat ertesi antibiyotik kullandim, duzelebilmem icin... Ve sutum kesildi... Artik sadece mama ile devam ediyoruz... Aklinizda bulunsun, cok zorunlu olmadigi taktirde antibiyotik kullanmamaya calisiin...
 
Oğlum artık 13 aylık oldu... zaman nasıl su gibi aktı geçti anlamadım bile... Ağlamasıydı, diş çıkarmasıydı, gazıydı - sazıydı derken geçti koskoca bir sene... Maşallah oğlum sağlıklı ve keyfi yerinde... Her çocuk gibi arada huysuzluk yapıyor, ama maşallah mutlu bir oğlum var, onun mutluluğu ve keyifli halleri bizi de çok mutlu ediyor...
Allah herkesin evladına sağlık sıhhat ve huzurlu bir ömür nasib etsin.
Oğlum sayesinde siteden bir süre uzak kaldım, şimdi çalışmaya da başladım o yüzden iyice uğrayamaz hale geldim... Konularım da hep eskilerde kaldı... Yine de göz gezdirmek isteyen varsa soru sormak isteyen arada bakıyorum... Baktıkça sorularınızı yanıtlarım...
Herkese sevgiler...
 
Back