Aşı yaptırmama kararı aldığımız süreçte biz de inanın hem çok üzgün hem de dehşet içindeydik. Biz bir hayvanın yavrusuna bakarken bile kalbimiz merhametle dolarken bir bebeğe bu kadar kötülük yapmak isteyecek derecede merhametsiz olabilir mi gerçekten insanlar? Olabilirmiş, onu anladık. Aşı yaptırmama kararı alırken de bu başlıkta yazıyordum,
Y Yengec anasi ile konuşuyorduk bu konuyu o zamanlar. O zaman zor gelen bu kararın şimdi daha çok okuyup araştırdıkça, kafamdaki taşlar yerine oturdukça ne kadar kolay alınması gerektiğini anlıyorum.
Biliyorsunuz alerjinin genetik eğilimle ilgili olan bir kısmı var. Hiç çocuk alerji bölümüne gittiniz mi bilmiyorum. Hikayeniz alınırken bebeğin kuzenlerine kadar soruluyor alerji var mı diye. Her bebeğe aynı aşılar uygulanırken her bebek aynı alerjiyi geliştirmiyor. Hatta bebeğine hiç aşı yaptırmadığı halde bebeğinin alerjik olduğunu yazan anneler okudum. Sizin sorunuzun cevabı burada. Biraz aşı karşıtı yabancı topluluk platformlarını karıştırırsanız aşı öncesi ve sonrası anne sütü karşılaştırmalarına denk gelirsiniz. Miktar ve renk bambaşka. Bebeklerin tükürükleri bağışıklıklarının karşılaştığı patojenlerin bilgisini annenin memesine taşıyor. Meme ucundan alınan bu bilgiyi annenin bağışıklığı yanıtlayıp sütle bebeğe iletiyor. Örneğin doktora deseniz ki kızamık aşısı bir yaşında ama ya aşı olmadan bebeğime kızamık virüsü bulaşırsa diye çok endişeleniyorum. Doktor size diyecek ki merak etme senden geçen antikorlar bebeği korur. Bunu deneyebilirsiniz isterseniz. Diğer yandan tüm alerji mekanizmasının antikor üretimiyle açıklanabileceğini zannetmiyorum. Spesifik ige testlerinde çocuklarımızın neye antikor geliştirdiği, dolayısıyla hangi alerjileri olduğunu öğrenebilirdik aksi halde çünkü. Fakat 2 yaş altında, özellikle 1 yaştan önce bu testlerle alerjisi belirlenebilen bebek çok çok az. Testte alerji görünse bile bebeklerin daha fazlasına alerjisi olduğu diyetle ortaya çıkarılıyor bildiğiniz gibi. Bağışıklığı baskılayan ağır metallerin, dioksinlerin vücutta nasıl çalıştığıyla ilgili olmalı alerjinin önemli bir kısmı. Çünkü detoks yaptığınızda alerji geriliyor. Alerji tamamen antikor yanıtı olsaydı, antikorları eksiltemeyeceğine göre detoksun hiç işe yaramaması gerekirdi.
Ben de şunu çok düşünürüm, mesela bir damla bile anne sütü alamayan bebekler var. Bağışıklıklarının ömür boyu düşük olduğunu herkes bilip söyler fakat bu bebekler de yaşamaya devam ediyor bir sekilde. Çünkü gebelikte annesinden aldığı bir miras var. Diğer bir konu birbirine benzer proteinlere benzer yanıtların verilmesi. Anneden glutene antikorla yanıt vermeyi öğrendiniz diyelim. Glutene benzeyen bütün proteinlere mesela ıspanağa, domatese anne sütü almadan da bu yanıtı verebilirsiniz demektir. Aynı şekilde virüslerin dnaları da birbirlerine benzer. Bu benzerlik zor da olsa, uzun da sürse, düşük düzeyde de olsa anne sütü almadan da bu virüslere yanıt verilebileceği anlamı taşıyabilir.
Konu çok karışık, insan bedeni anlaması çok güç bir mekanizma. Böyle bakınca aşılar bana daha korkunç geliyor. İnsan vücuduyla, bilhassa bağışıklık sistemiyle ilgili hala bir çok şey bilmediğimizi yine bilim insanları söylüyor fakat aynı zamanda sistemin nasıl çalıştığını bilmeden sisteme çok ciddi bir müdahalede bulunabilecek kadar çılgın bir işe kalkışıyorlar. Ne tüm sonuçların neler olacağıyla ilgili bir klinik gözlem ne bir laboratuvarları var. Çünkü bebeklerin gerçek takipçisi olan aileyi yok sayıyorlar. Sağlık ocağına gidip deseniz ki aşıdan sonra bebeğime şunlar şunlar oldu, diyorlar ki aşı bunları yapmaz, ateş yapar huysuzluk yapar. E sen benim gözlemime aşının prospektüsünde bile bir çok yan etki yazmasına rağmen değer verip bildirdiğim yan etkiyi sisteme işlemezsen bu aşıların etkililiği ve yan etkilerini sahada nasıl takip edip gerekli aşı güncellemesini nasıl yapacaksın? Bu aşılar gökten inmiş ilahi bir karışım mı ki peşine düşüp vakaları çok sıkı takip etmeyi akıl edemiyorlar? Faydalı diye piyasaya sürülüp yıllarca bir çok insana zarar veren ve sonunda piyasadan toplatılan ne kadar çok ilaç var. Aşılar da diğer herhangi bir ilaç gibi prospektüsü olan, laboratuvarda geliştirilmiş birer ilaçtır. Diğer ilaçlar gibi faydalı olduğu zannedilip zararlı olduğu anlaşıldığında piyasadan toplatılma potansiyelini her zaman taşımaları gerekir. Fakat bugün hemen herkes için aşılar ilahi karışım değeri taşıyan dogmalar haline getirilmiş. Hatta öyle ki aşıdan önce ebeveynlerin tüm aşı riskleri hakkında bilgilendirilmesi yasal bir zorunluluk iken hiçbir sağlık çalışanından böyle bir bilgilendirme alamıyorsunuz. Çünkü bu hakkınızdan haberdar bile değilsiniz. Ben bunun yasal bir hak olduğunu öğrendiğimde aşı yapan hemşireye sordum neden bilgilendirme yapmadıklarını. Çok uzun sürüyor dedi. Sağlık ocakları her zaman bomboştur. Uzun sürmesinin nasıl bir sakıncası var ki? Diyelim var, benim yasal bir hakkımı nasıl böyle cüretkar elimden alabilirler? Benim bilimden anladığım asla bu değil. Sorgulanması engellemekte olan her şeyin bilhassa sorgulanması gerektiğine inanıyorum ve sorguladığımda bir şekilde cezalandırıldığım hiçbir "bilimsel" gelişmeye güvenmiyorum.
Biz aşılı annelerin doğal bağışıklığı yok edildiğinde çocuklarımız için asıl felaket başlıyor tüm bu anlattıklarım yüzünden. Aşıya daha fazla mahkum ediliyoruz, çünkü doğal bağışıklığı olmayan annenin bebeği aşılanmazsa o virüse nasıl bağışıklanacak? Bir hastalığı emen bebeğin 2 yaşından önce geçirmesi çok mühim o yüzden. Çünkü onun karşılaştığı virüsün savaşçısı annesi oluyor. Yine de biz şanslıyız, şimdiki bebekler kadar yoğun aşılanmadık. Zinciri bir halkada kırıp doğal bağışıklığı desteklediğimiz takdirde sonraki nesilleri korumuş olacağız. Fakat bunun için daha çok aşısız insan olması gerekiyor çünkü virüsle doğal yollardan karşılaşmamız için bu virüslerin hasta ettiği insanlarla karşılaşmamız gerekiyor. Ben kabakulak virüsüne doğal bağışıklıyım örneğin, bunlar kızıma benden gebelikte ve emzirme döneminde geçti, ondan bebeklerine nesiller boyu nasıl geçer, geçer mi onu bilmiyorum ama şunu biliyorum, insan müdahale etmeyi ve kirletmeyi bıraktığında ekolojik çevre kendisini nasıl onarıyorsa aşının icad edildiği son yüzyıla kadar 5 milyar olmayı başarmış ve ekolojik sistemin bir parçası olan insan vücudu da kendisini öyle onaracaktır.
Aşı yaptırmamanın çok büyük bir sorumluluk olduğunu düşündüğünüzü biliyorum, hepimiz tüm şüphelerimizi bu düşünce ile yatıştırmayı denedik. Fakat lütfen burada benim yazdıklarımla kalmayın, kendiniz okuyun. Hiç bir resmi ağızdan aman aşı yaptırmayın şöyle şöyle zararlı açıklamasını duyamayacaksınız o yüzden kendiniz okuyun. Çünkü aşılar devletlere dayatılmakta olan devletler üstü bir projenin bir silahı. Aynı şekilde bir hastanede aşı karşıtı hiçbir doktor aşı karşıtı olduğundan emin olmadığı birini aşıya karşı uyaramaz çünkü şikayet edilirse toplum sağlığını tehditten cezalandırılır. O yüzden aşıyla ilgili şüphelerimizi bizzat okuyup analiz sentez yaparak kendimiz gidermek zorundayız. Lütfen prospektüslerden başlayarak kendiniz okuyun ve aşı karşıtı toplulukları takip edin.