Bebeğimi tek başıma büyütüyorum ve çok yorgunum canım anneler

Bilmiyorum işte benim aklım pek almıyor açıkçası. Kafası kaldırmıyor diye başka odada olmasını falan, evet herkes çocuk gürültüsü çekmek zorunda değil pek tabi ki ama anneanne bambaşka bir şeydir çocuk için. Yani torun ceviz içi der Ya hani eskiler, bilmiyorum ki. Allah eksikliklerini göstermesin annelerimizin ama gönül isterdi ki bambaşka olsun her şey, seve seve canı gönülden talep etmeden yardımcı olmak istesinler isterdi gönül. Zaten biz kıyamayız ki annelerimizi yormaya .. Dilerim her yavru tüm aile bireyleri tarafından koşulsuzca sevildiğini hissederek büyür. Bizler ama bu zor günlerimizde nasıl yalnız bırakıldığımızı unutmayız , unutamayız maalesef bende durum bu. Ancak şu noktada çok haklısınız, beklenti içine girmemek çok sağlıklı. Kimseden bir şey beklememek .
 
Ne kadar güzel, siz zaten baştan koşullanmışsınız kendinizi, hiçbir zaman annenizin bakacağını düşünmeyerek son tahlilde hayal kırıklığına da uğramamış olmuşsunuz. İnanın ben de hiçbir zaman anneme çocuk baktırma niyetinde bir insan olmadım. Çocuğum dünyaya geldikten 3-4 ay sonra pandemi başladı ve bir anda her şey planlarımdan çok ama çok farklı gelişti. Bakıcı tutacaktık pandemi diye olmadı sonra süreç uzadıkça uzadı, annem zaten 2 yaşına gelene kadar başka bir şehirde yaşıyordu . Sonra benim yaşadığım şehire taşındılar ve hakkını yemem her talep ettiğimde gayet kendinden vererek hep yardım etti. Ancak ben her seferinde muhtaçmış gibi hissettim . Öyle garip bir duygu ki, anne hissettirmemeli mesela bunu kızına. Sonra da kalsın artık ben bakarım dedim. Günün sonunda geldiğim noktada burada siz canım annelerle dertleşme başlığı açmak oldu. En mantıklı çözüm kreş gibi duruyor hepimiz için.
 
Merhaba guzel anne. Masallah bu ay a kadar gelmissiniz. Buyuk basari bence :) Ayni konulardan muzdaribiz. Bu donemde bebek buyutmek cok zor. Ilk olarak bence her bebek farkli. Ilk olarak annen ile iliskinden baslamak istiyorum. Anneligin cok kutsallastirilmasi, anne yemez yer, giymez giydirir, anac, kendi hisleri duygulari, beklentileri yok gibi hayatini bebegine cocuguna adamiştir gibi gibi empoze edilmesi. Sonra bakiyorsun ee benim annem oyle degilmis. Cunku bugune kadar sorgulamadin. Ee onceden anne degildik, bu sekilde biliyorduk. Dogum yapinca insan bir caresiz oluyor. Yani ben oyle oldum. Sifirdan dunyaya gelmek gibi. En bildigi dogrulari unutuyor insan. Teorik te millete akil verdigin, dogrusunu gosterdigin konularda, pratikte sinifta kaliyorsun. Cok net oldugun bir konuda e tecrubeli biri yorum yapinca aa bir bildigi mi var diye iyice kafasi karisiyor insanin. Annem demisti ihtiyacin oldugunda cagir. Dayanamadim. Cagirmakla gelincek ise komsu da gelir dedim. Yani biz yeni nesil anneler mukemmelliyetcilikle bogusup, surekli kendimizi sorguladigimizdan bi mutsuz oluyoruz. Cocugun da sosyallesmeye hakki var. Her gun sabahtan aksama kadar o da sıkılıyor sizinle. 9 aylik bebek bile cocuk, bebek gorunce heyecanlaniyor.
Sizede onada iyi gelecek.
 
Şüphe etme biz de öyleyiz yada ben diyeyim.bazi bebekler bence daha kolay büyüyor.benim oğlum da çok hareketli kesinlikle evde hiç bir işimi yapamıyorum. Her şeyim yarım.
Benim de her işim yarım. Size katılıyorum arkadaşlar, fiziksel olarak fazla hareketli çocuklar bedenen de ruhen de daha fazla yoruyor . Yani hiçbir zaman bir köşede oturup resim yapıp oyalanmamıştır benim yavrum mesela. Canı sağ olsun çocuk dediğim hareketli olur evet ancak her çocuk eşit derecede zor olmuyor katılıyorum sizlere kesinlikle.
 
Beklenti olayini bende yapamiyorum. E sen benden bekliyorsun, ben bekleyince mi yanliş ?

Bu ikili diger iliskilerimizde, arkadas, es dost, akraba iliskisi icinde gecerli. Ben sana deger verip ilgi gosteriyorum, yaninda oluyorum, yardimina kosuyorum. Bunu keyfimden mi yapiyorum. Kendimden, esimden, isimden ödün vererek yapiyorum. Bu karsilik beklemek degil. Verdigin deger kadar kendinde deger gormek istiyorsun.
 
“Çağırınca komşu da gelir” annem ile ilgili sıkıntımı şu cümlenizle çok net özetlediniz . Size de merhabalar güzel anne . Ben de öyle düşünüyorum , çağırınca komşu da gelir. İşin başka bir boyutu ben anne olana kadar benim nezdimde annem dünyanın en fedakar annesiydi. Şu an tam olarak öyle düşünmüyorum, istersem yardım hala dünyanın en fedakar annesi evet ama anne biraz da çağırmadan gelendir ya, bilendir, hissedendir. Ben anne olduktan sonra sadece yavrumu değil, bambaşka bir beni de doğurdum. Teoride ben de çok iyiyim pratikte özellikle duygular kısmında çok zorlandım. Diğer işleri mükemmelliyetçiliğin de verdiği saçma gazla gayet hallettim ama duygular kısmı ve taaa varoluşsala varacak sorgulamalar çok başka yerlere götürdü beni de . Belki de dümdüz anne olmak, dümdüz insan olmak fazlasıyla yeterlidir . Yani Oğuz atayın çok sevdiğim bir lafı vardı “güzel bir resim asamamak kaygısıyla duvara hiçbir resim asmadığımı farkettim” gibi bir sözdü. O kadar haklı ki, mükemmelliyetçilik zaten bizim neslin annelerinin anları kaçırmasının ya da girdiği tüm krizlerin temel sebebi. Bizim nesil bizim şu anda yetiştirmekte olduğumuz nesile göre çok rahat büyüdü bakın . Ben bunu çok net görüyorum, o yüzden çok rahat konuşuyor büyükler “biz kaç tanesini büyüttük ey gidiiiiii, sen buna mı sızlanıyorsun vs” .. Siz büyütürsünüz tabi, biz sizin gibi büyütseydik bize de kolay olurdu bu iş. Saygımızdan hep susuyoruz işte. Ben genel olarak kimseyle paylaşmamayı tercih ediyorum artık . Çocuk dediğin de akran ister evet kreş konusunda artık çok netim sizlerin de desteği sayesinde.
 
Değindiğiniz noktada çok haklısınız . İnsanın özüne aykırı bence de beklentisiz yaşam. Her ilişki kendi dinamiği içinde karşılıklılık esasına dayanır. Eşyanın tabiatına aykırıdır beklentisiz yaşam. Ancak gelinen noktada , insanlığın ve dünyanın geldiği şu son tahlilse beklentisiz yaşam üzmez gibi duruyor. Maalesef bu böyle . Muhtemelen biz de ilişkilerimizi süzgeçten geçirip herkese ederi kadar değer vermek durumunda kalcaz günün sonunda. Daha çok yalnızlaşıp daha az güvenen ama en azından daha az hayal kırıklığı yaşayan bireyler olacağız . Bana konuyla ilgili terapistim şey demişti “ lütfen anneniz dahi olsa kimseden bir şey beklemeyin, hayat beklemek için çok kısa, akmaz yoksa” . Beni etkilemişti bu . He hala üzülmüyor muyum? Pek çok zaman. Ama tavşan dağa küsmüş dağın haberi var mı yok mu bilmiyoruz işte.
 
4.5 aylık kızım var. Sizi şimdiden çok iyi anlıyorum. Benim de eşim çok yoğun çalışıyor bir de onun üstüne rahatsızlandı. Annem zaten başka sehirde. Lohusayken yanımda olmasına rağmen gitsin gözüyle baktım. Bebek agladiginda tutup sütün doyurmuyor çocuğu bile dedi. Nasıl üzüldüm anlatamam. Tutup senden daha iyi bakarım ben götüreyim demisligi bile var, şaka bile olsa hoş değildi.

Her doğuran anne, maalesef anne olamıyor.
Şahsen ben de büyüdüğünde kreşe vermeyi düşünüyorum. Kimseye kulak asmayın. Herkes evdesin kendin büyüt hatta 2.yi yap peşine diyor. Ama manen ya da maddi olarak kimse elini taşın altına koymuyor. Kaldı ki yarın bir gün kendi işimi kurunca çocuk ne yapacak? Kimseyi dinlemeyin. Kendinizi dinleyin sadece.
 
Yooook kimse elini taşın altına koymaz. Muhteşem akıl verirler ama, ikinciyi yap da derler, aman ne var büyüyo kendi kendine de derleeer, sütün yetmiyor mu da derleeer, emiyo mu da derleeer, serbest çalışıyorsun neden kreşe veriyorsun ki sen baksana da derleeer. Anne olmak bu ülkede kamuya mal olmakla eşdeğer görülüyor. Anne olduktan sonra adeta kamu malısın. Anne olmadan önce sizinle aynı masaya oturmaya cüret dahi edemeyecek insanlar saçma sapan ahkamlar kesmeye başlıyor. İnanılmaz buluyorum, akıl tutulması diyorum . Anneliğin de kutsal olduğu kocaman ama çok kocaman çok büyük bir yalan diyorum. Hayatta kadınlar kendini gerçekleştiremesin, sadece adasın ve feda etsin diye uydurulmuş , büyük ataerkil bir yalan. Bu kutsallık atfıyla mutlu olan hemcinslerime büyük oynanıyor size diye şöyle tutup sallayıp sarsmak istiyorum. Ah ah .
 
Yooook kimse elini taşın altına koymaz. Muhteşem akıl verirler ama, ikinciyi yap da derler, aman ne var büyüyo kendi kendine de derleeer, sütün yetmiyor mu da derleeer, emiyo mu da derleeer, serbest çalışıyorsun neden kreşe veriyorsun ki sen baksana da derleeer. Anne olmak bu ülkede kamuya mal olmakla eşdeğer görülüyor. Anne olduktan sonra adeta kamu malısın. Anne olmadan önce sizinle aynı masaya oturmaya cüret dahi edemeyecek insanlar saçma sapan ahkamlar kesmeye başlıyor. İnanılmaz buluyorum, akıl tutulması diyorum . Anneliğin de kutsal olduğu kocaman ama çok kocaman çok büyük bir yalan diyorum. Hayatta kadınlar kendini gerçekleştiremesin, sadece adasın ve feda etsin diye uydurulmuş , büyük ataerkil bir yalan. Bu kutsallık atfıyla mutlu olan hemcinslerime büyük oynanıyor size diye şöyle tutup sallayıp sarsmak istiyorum. Ah ah .
 
Aynen öyle. Biz eşimle 8 sene düşünmedik bebek. Kendimizi toparlayana borclarimiz bitene kadar. Herkes yapın edin dedi. Ben de her defasında gelip bakacak misiniz diye yapıştırdım lafı

Bir de eşim ciddi bir rahatsızlık atlattı. Normal bebek şansımız çok azdı. Anneme söylememe rağmen, tutmuş eşime çocuk yapın artık demiş, bir de insanların içinde çocuk yapsalardi babası gorseydi falan dedi. Babam vefat etti. Anlamamazliktan geliyor. Şimdi de herkese gösteris yapmak için kızımı kullanıyor. Kaç kere fotoğrafını koyma orda burda dememe rağmen. Sürekli bir kavga halindeyiz. Yani aynı şehirde olsak ben bakarım dese bile baktırmam anneme.

Aynen kutsal falan değil bence de. Evet belki mucize ama hayatınız gerçekten tamamen değişiyor. Ama o olduğu için de insanın kendinden vazgeçmemesi gerek
 
Valla onlarindahosuna o gidiyor bence.

Yani bana kayinvalidem sütünü eşantiyon mu veriyorsun dedi
 
Bu yorumu al kamu spotu gibi broşür yap hamilelere, yeni annelere dağıt. Her bir cümlenize tüm benliğimle katılıyorum. Anne olunca artık kamu malısın yazmışsınız ya kalbimin sızladığını hissettim tam olarak bu. Eğer anneysen herkesin senin memen(!) hakkında yorum yapma hakkı bile var.
 
Çok ayıp şeyler bunlar ya. Büyük hadsizlik. Şöyle düşünelim, anne olmadan önce umuma açık herhangi bir yerde, herhangi bir ortamda , herhangi bir teyze yanınıza usulca yaklaşıp memelerinizle ilgili bir dialog başlatabiliyor muydu? Hayır. Bu gereksiz Ortadoğu samimiyetini sevmiyorum. Gerçi Avrupa’da da var bunlar sadece bizim kültürümüze has değil. Bence artık cevabımız “sanane” olmalı. Evet, hem de tüm nezaketsizliğimizle. Kalp kırmaktan imtina ede ede zaten delilercesine yorulan bizler bir de milletle uğraşıyoruz . Ne gerek var?
 
Merhaba
Burda pek ilişkiler hakkında yapılan yorumlara girmiyorum sizin de kaygılarınıza ucundan cevap vermek istedim yalnızca naçizane

Ben eğitimciyim ve annem de öyle eskiden izin süreleri sadece 3 ay kadarmış devlette ve ben 12. Ayımı doldurmadan abiminde olduğu bir kreşe başlamışım, şu an geriye dönüp bakıyorum da bunun böyle olmasının hiç bir eksikliğini üstünde görmüyorum..
Öz bakım becerilerim yaşıtlarıma göre daha olumlu bir durumdaydı ilk okula başladığımda da farkındaydım eğitimin. Ortamları seçebiliyordum çünkü çevre bilincim gelişmişti erken yıllarda (0-3 yaş).

Sürekli çocuğuna bakım veren ama bunu videolarla kitaplarla destekleyen çok iyi yaptığını düşünen, ay bir yaşında nasıl okula verirsin şeklinde ahkam kesen kişilerin fikirlerini onlara iade edin her zaman

Doğru kurumu seçmeye odaklanın yalnızca sizin iş hayatınız ayrıca düşünce sağlığınız çocuğunuzla az geçireceğimiz kaliteli zamana etki eden en önemli faktör..

Bir eğitimci olarak 32 yaşına gelmiş ve bizzat okulu 1 yaşında deneyimlemiş biri olarak demek ki annemden de yeteri destek ve bakımı gördüm ki okuduklarım ve öğrendiklerimle bunu destekliyorum
Gözünüz arkada kalmasın bence,
Sevgiler
 
Seni çok iyi anlıyorum. İşe dönünce biraz kendine geleceksin. Benimki de 34 aylık ve bayram sonu kreşe vereceğim inaşallah. Üstelik daha tuvalet eğitimi de tamamlanmadı. İyi bir kreş araştır ve ver bence.
 
Bu arada anne olduktan sonra annemle benim de çatışmalarım oldu. Çünkğ artık evlat tarafından değil de anne oldupun için anne tarafından bakıyorsun olaylara ve böylece çocuk yetiştirme konusunda fikir ayrılıkları, alınganlıklar vs oluyor.
 
Bu biraz da bizlerle alakalı sanıyorum ki . Kişilik yapılarımızla, yanılmıyorsam okula başlama sürecinde anneler ne kadar kararlıysa çocuklar da o kadar çabuk adapte olabiliyorlar durumlara . Asıl mesele şu: sizin örneğinizde mesela annenizin işe dönme zaruriyeti varmış ya hani, gönül rahatlığıyla başka çaresi de olmadığı için sizi gönderebilmiş muhtemelen. Çünkü ikinci bir alternatif yok, kendisinin bakma şansı yok. Bizler gibi serbest çalışan, kendi işini yapan anneler müthiş bir toplum baskısıyla karşılaşıyoruz . Bırakın toplumu kendi ailelerimizden bile duyduğumuz cümleler bunlar: “e kızım sık dişini çocuğa en iyi anne bakar şansın da var serbest çalışıyorsun zaten , gibi gibi” . Böyle olunca iş ne kadar kararlı yapıda olursanız olun mevzu bahis evlat olunca hep bi “acaba” doğrusu hangisi? Oluyor kafada. Toysunuz çünkü, hayattaki duruşunuz ne kadar net olursa olsun annelik penceresi gerçekten müthiş vicdani yükler ve sorgulamalar getiriyor insana. İnanın ki bu süreci yaşamasaydım, burada sizler açsaydınız bu konuyu , güzel kardeşim hiç düşünme, hemen ver çocuğunu derdim. Sanıyorum ki bi dışarı çıkıp kendimize dışarıdan bakmamız gerekiyor hepimizin. O kadar kıymetli ki cesaretlendirmeniz, kendinizden örnek vermeniz. Çok iyi geliyor, çok . Sağ olun, var olun.
 
İşe dönünce kendimize geleceğiz, ve hepsinden ötesi yavrularımız sosyalleştikçe asıl onlar kendilerine gelecek. Benim yavrumun da tuvalet eğitimi yok henüz. Yavaş yavaş başlamayı düşünüyorum ben de.
 
Beni yanlış anlamayacaksınız düşünüyorum,

Serbest çalışmak nedir? Sonuçta siz çalışıyorsunuz belirli saatlerde olsa bir çalışma eğilimi ve bu eğilimin de getirdiği zorunluluklar var. Sizin görüşünüzden şunu anladım aslında siz de bir miktar şuna inanıyorsunuz ben serbest çalışabiliyorum bu yüzden … gibi koşulları beraberinde getiriyorsunuz.

Aslında siz de bu açıdan annenizin şablonunu kafanızda şema haline getirmiş oluyorsunuz ve bunu karar noktası olarak alıyorsunuz.

Ben sizinle empati yapamam bu gerçek sadece bu şekilde büymüş meslek sahibi olmuş biri olarak zararlarının en az olduğu konusunda hayattan kesitler verebilirim.
Dediğim gibi bana göre diğer noktalar da anneniz ile sizin ilişkiniz noktasında ama burada sizi kucaklamam ya da anne olarak yüreklendirmem bir nebze olarak yanınızda olduğunu düşündürür hepsi o

Eminim ki yürek ferahlığı ile kararınızı alırsınız, bol şans
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…