- 20 Mart 2018
- 997
- 1.490
- Konu Sahibi tiyatral_34
- #21
Merhaba hanımlar. Evliyim ve beş yaşında bir kızım var ve artik bugün karar verdim ben iş hayatında başarısız bir insanım. Yıllarca direndim belki bulunduğum koşulları insanları suçladım ama yok sanırım bir insan bir iş konusunda bu kadar şanssız olamaz ya da bir yerde bir dikiş tutturamamak çalışmayı sevdiğim halde . Normal değil. Yani cok saf biri olarak da görmüyorum kendimi cunku etrafımda çok muhteşem zeka da olmayıp yıllarca bir yerde çalışan çok insan görüyorum. Simdi birçok sebep yazabilirim neden olmadığında ilgili ama artık çok yoruldum . Sanırım kabullenmekten başka çarem yok. 2 yıldır da aramama görüşmeye gitmeme rağmen alınmıyorum. Neler denemedim . Teta healing ler mi bolluk dualarımı neler neler .Yok..Sanırım ben böyleyim. Siz ne yapıyorsunuz? Surekli başarılı misiniz? Ya da sürekli başarısız olup şunu denedim soyle yaptim hersey değişti diyecek olanınız var mi
Öncelikle kendinizi suçlamaktan vazgeçin bunun kimseye faydası yok. Değiştirmeyeceğiniz şeyler için üzülmeye bırakın. Çok iş değiştirdim. 14 yaşından beri çalışıyorum. Açıkçası çok yıprandım mali müşavirim. Babamın (yeminli mali müşavir) ve eşimin (kalp damar cerrahı) gelir düzeyi ortalama üzerinde olmasına rağmen çalışıyorum. Gelecekten çok korkuyorum bilmiyorum bu fakirlik korkusu ailecek genlerimize işlemiş durumda eşimin tarafı bizden beter.
Türkiye'de çalışma hayatından ziyade insan ilişkileri sıkıntılı. İş ahlakı yok. Doğru düzgün bir iş kanunu olmamasından 3 kuruşa kimse kimseye zamanını vermek istemiyor artık iş aramayı bırakmış insanları da suçlayamıyorum.
En doğal temel hakların bile lüks sayıldığı iş ortamında “ biz bir aileyiz” in altında Kunta Kinte olmayana yol verilip çözüm üretilmediğinden, yöneticilerde her daim “binlerce kişi var bu işte çalışacak “ mobingi olduğundan, iş verenin ayrı devletin vergilerle ayrı öptüğü güzide çalışma ortamında atomu parçalasanız kıymetiniz yok. Türkiye maalesef çalıştığı halde geçinemeyenlerin, çalıştığı halde kazanamayanların ülkesi.
Haftanın 6 günü sabah 8 akşam 8 çalışın, aldığınız para hayatta kalmanıza anca yetiyor, en dandik bir sıfır km araba almak için 90 ay kadar (7,5 yıl ediyor kendileri efenim) yemeden içmeden para biriktirmeniz gerekiyor, tabi bu süre boyunca arabanın fiyatının (!) da aynı kalması lazım. Kadınlar kulubunde iki satır yazmak için pc alayım deseniz 3 ay çalışmak zorundasınız. Baby boomersların değişen üretim şekillerinin insan ilişkilerini de nasıl değiştirdiğini kavrayamamasından dolayı iş hayatında da özel hayatta da sıkıntılar yaşıyoruz.
Özel ve iş hayatımda başarısızlığın el kitabını yazarım o derecede dibin dibini defalarca gördüm.
işin kralını yaparsın hakkını vermezler, fazlasını isterler, beğenmezler.. ama maaş konusuna gelince şartlar...
Külltürel yozlaşma, bozuk toplumsal yapı, depresyon, umutsuzluk ve adalete olan inancımın kaybolması, çalışkanlığımı sürdürebilmek motivasyonumun düşmemesi için çok zorlanıyorum. Artık kısıtlı bir çevre dışında sosyalleşmiyorum ve özellikle sosyal medyayı takip etmemeye çalışıyorum. İş yerinde olabildiğince profesyonel kalıp diyalogların bana sirayet etmeden geçip gitmesini sağlamayı öğrenmek de güncel uğraşlarımdan .. 35 oldum ama hala daha insan ilişkilerinde yalpalıyorum. Bıktım şark kurnazlarından.
Çevremdeki insanların 3-4 yıldır kitlesel olarak major depresyon yaşadığına şahit oluyorum özellikle finans/muhasebe ve satın alma departmanlarında çalışan kişilerde inanılmaz isteksizlik, asık suratlılık, tükenmişlik var.
Patron şirketlerindeysen abooovvv patronun nazını niyazını çekersin gününde olmaz patron kızı surat çekersin. Evine iş götürürsün kocan surat asar ailene ayırman gereken saatte yapar bitirirsin ama bir kez bir işi atlamış ol firmanın en kötü çalışanı sensindir. Ramazan ayında içinde adı hiç duyulmamış acayip markaların olduğu koli verirler de peygamber edasıyla dolaşırlar. Mobbingin türlü çeşidini yaparlar nevriniz döner varoluş sebebimiz gibi davranmıyorlar mı ayar oluyorum. Zam istesen kötü olursun. Yol metro parası için mücadele edersin.
Bu ülkede %10 luk kesimi dışarda tutarsak astronomik yüksek enflasyon, işsizlik, gelir eşitsizliği, yoksulluk, vergi adaletsizliği gibi ağır ekonomik problemler yüzünden memleketin ezici çoğunluğunda stres, kaygı, umutsuzluk ve depresyon arşa çıkmış durumda. Bir de hukuk sisteminin çöküşünü, toplumsal kutuplaşmayı, yolsuzluk vakalarını, haber alma özgürlüğünün kısıtlanmasını, kaçak sığınmacı sorununu, eğitim ve sağlık sisteminin çöküşünü, yaşanan çevre felaketlerini de eklediğinizde durum Türkiye'de yaşamak Elm sokağının kabusu gibi.