Barış Atay; biz senin anana bir şey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma!'

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715


'Barış Atay; biz senin anana bir şey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma!'

Yeni Şafak yazarı: Yazdığının arkasında durmanı beklerdim


Barış Atay: Niyetim yeni doğum yapmış bir annenin yok sayılmış olmasına dikkat çekmekti
inPaylaşın
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, yeni yılın ilk bebeğini dünyaya getiren Hamdiye Akbalık'ın, eşi ve bebeğinin yanındaki çarşaflı fotoğrafını "Fotoğraftaki anneyi bulunuz" ifadesiyle paylaşan oyuncu Barış Atay'a "Biz senin anana bir şey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma" dedi.

Kendisini hadef alan kampanya üzerine Twitter'dan paylaştığı fotoğraf eşliğindeki ifadeyle "kadına, giyimine inancına hakaret ettiği" iddialarının "manipülasyon" olduğunu dile getiren ve "yine de bilmeden kırdığı kadınlardan özür dileyen" Barış Atay'a en sert tepkilerden biri Yeni Şafak sütunlarından geldi.

İsmail Kılıçarslan'ın, "Bir faşist: Barış Atay" başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2015) yazısı şöyle:

Bir faşist: Barış Atay
Malumu aliniz olduğu üzere Türkiye medyası, ‘yeni yılda doğan ilk bebek’ haberleri yapmaya bayılır. 2015’in ilk bebeği, İdris ve Hamdiye Akbalık çiftinin bebekleri Meryem Azra olmuş. Eh, medyamız da bu klasik haberi yine yapmış.

Meryem Azra, her bebek gibi, dünyalar tatlısı, şirin bir şey. Beyaz bir zıbın giydirip pembe bir battaniyeye sarmışlar. Allah hayırlı uzun ömürler versin ve ‘maşallah’ diyelim ki nazar uğramasın semtine bu yavrunun.

Tabii, medyamız bu haberi sadece yazılı olarak vermemiş. Haberlerini fotoğrafla da süslemişler. Bu fotoğraflardan biri şöyle: Hastane odasındayız. Meryem, babası İdris’in kucağında... Hasta yatağının üzerinde ise Meryem’in annesi Hamdiye Hanım oturuyor.

Oyuncu olduğunu sonradan öğrendiğim Barış Atay isimli biri sosyal medyada bu fotoğrafı paylaşıp şöyle yazmış: ‘Fotoğraftaki anneyi bulunuz.’

‘E, abi anne o fotoğrafta ya, kör müymüş bu adam?’ diye soracaklara detay vereyim. Efendim, Meryem Azra bebeğin annesi Hamdiye Hanım, çarşaflı. Dolayısıyla bu Barış Atay, ‘fotoğraftaki anneyi bulunuz’ derken kendince şey yapıyor. Neydi o kelime? Şey yahu. İroni işte.

Eh, sosyal medya burası... Tesettür parantezinde Türkiye’deki insanların yarısının, belki de yarısından fazlasının annesine benzeyen bir kadına ‘bu, bu haliyle annelik falan yapamaz’ göndermeli bir hakaret yollarsan insanların eli armut toplayacak değil ya. Onlar da başlıyorlar karşı hakaretlere, küfürlere, tepki ve tehditlere. Tabii bu arada medyamız da durumu fark edip başlıyor haber yapmaya. Kimi ‘ünlü oyuncu yandaş basın tarafından linç ediliyor’ diyor haber başlığında, kimi de ‘ünlü oyuncudan terbiyesizlik’ manşetini uygun görüyor.

Sonra? Sonra Barış Atay, attığı tweeti silip hakkında çıkan haberlere karşı öyle açıklamalar yazıyor ki, insanın ‘yahu Barış yoldaş, keşke o tweeti silmeyeydin de, o açıklamaları da yazmayaydın, sen ne yaptın yahu?’ diyesi geliyor.

Hadi şu açıklamaları okuyalım: ‘Bu tweetten kadına, giyimine, dine hakaret çıkarmak tek kelimeyle manipülasyondur. Önce ‘kadın çalışmamalı’ diyen bakanı eleştirmenizi beklerdim. Din üzerinden manipülasyon yapıp hepimize saldıranlara alıştık da kendine solcu diyenlere hiçbir şey demiyorum artık. Yine de bilmeden kırdığım bütün kadınlardan özür dilerim. Ben kimsenin tercihine asla laf etmedim ama kadını yok sayan, en mutlu gününde bir foto karesinin köşesine iten zihniyete hep hayır diyeceğim.’

Şeyin, neydi aklını sevdiğimin adı, hah, Barış’ın özrü kabahatinden beter gördüğünüz gibi. Zira hepimizi aptal, gerzek, okuduğunu anlamaktan aciz insanlar olarak konumlayıp alayımızın zekâsıyla dalga geçmeye çabalıyor.

Sevgili şey. Rahat ol. Sen çarşaflı bir anneye hakaret ederken, bunu da o kadının ‘yaşam tercihleri’ üzerinden yaparken hepimiz ordaydık. Dolayısıyla dilediğin özrün komik bile olamayacak denli pespaye olduğunun hepimiz farkındayız.

Bak sana bir örnek vereyim. Ben senin annenle bir fotoğrafın üzerinden ‘Barış Atay’ın anasını bulunuz’ yazsam bunun ucunun nereye gideceğini bilir, bu yazdığım şeyin arkasında durabilecek ‘delikanlılığı’ gösterebilirdim. İnsanların yaşam tercihlerine hakaret ettiğinde senden de zekâmıza hakaret etmeni ya da topu bakana atmanı değil, yazdığının arkasında durabilmeni beklerdim.

Gerçi pardon yahu sevgili şey, neydi tutarlılığını sevdiğimin adı, hah, Barış. Senin ve senin gibilerin tutarlı davranmasını beklemek hata... Azıcık tutarlı olabilseniz, sizin bir sürü para kazandığınız dizilerde emekleri sömürülen, üç kuruş paraya saatlerce ve genellikle sigortasız olarak çalıştırılan, yemek için bile sadece 15 dakika izin verilen hakiki emekçilere karşı da ‘sosyalist’ olmanızı umut edebilirdik.

Fakat biliyoruz sevgili şey. Sizin sosyalistliğiniz ya dizi sözleşmesini ya da Cihangir’de içkinin dublesine 30 kaat bayıldığınız cafe-barları görene kadar. Onun için biz senin anana bir şey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma. Olur mu?

Toplumsal barıştan, birlikte yaşamaktan, ifade ve tercih özgürlüğünden söz eden herkesin aslında birbirine ‘yaşam biçimi’ dayattığı bir memlekette yaşamaktan artık sıkılanların bu ve benzeri pespayeliklere karşı seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Sesler yükselmeli ki ‘sahteyi gerçekten’, ‘salağı akıllıdan’, ‘kötüyü iyiden’ ayırabilelim. Solcu, muhafazakâr, İslamcı, Ülkücü... İdeolojisi ne olursa olsun, böyle yapan heriflerin aslında ‘birlikte yaşama’ imkânımızın köküne dinamit döşediğini görelim artık ne olur.

Şimdi bu yazıdan sonra ‘yandaş medya yazarından linç girişimi’ diye başlık atacak medyaya da bir çift sözüm var. Benimkisi linç değil, kendini özgürlükçü zanneden bir faşistin ifşası. Bunu da böylece yazın e mi?

Ne diyordu Lenin: ‘Hafızım, Allah lillah aşkına bırak. Ben bu kenarımın sosyalistlerini iyi bilirim. Halkın çocukları meydanlarda ölür, bunlara da işin ekmeğini yemek kalır.’
http://t24.com.tr/haber/baris-atay-...-demeyelim-sen-de-bizimkine-dil-uzatma,282471
 
Tesettür parantezinde Türkiye’deki insanların yarısının, belki de yarısından fazlasının annesine benzeyen bir kadına ‘bu, bu haliyle annelik falan yapamaz’ göndermeli bir hak

şurada bir yanlışlık var sanırım. tamam yarısı tesettürlüdür ama yarısından fazlasının annesi çarşaflı değildir.
 
Yalnız bilemiyorum ama her gazete yazarı böyle de yazmıyordur muhtemelen,yazı benim hiç hoşuma gitmedi.
İçerik olarak da biçim olarak da.Aynı şeyi defalarca yapmış kendince yazıyı renkli kılmaya çalışmış neyse konu bu değil de oturup okuyunca baydı beni.
Adam özür diledi yine suçlu oldu.Bu seferde ''niye arkasında değilsin ? '' deniliyor.Yahu bizim millet ne istediğini tam olarak biliyor mu ? Galiba şunu istiyoruz biz ; biri bir fikri ateşli bir şekilde savunsun,biz de savunalım laf çatışması çıksın bir sürü,ortada uzlaşma olmasın,hakaretler havada uçussun,kimse ağzından çıkana bakmasın,en son taraflar davalık olsun...
 
Ozur dilemis yazdiginin arkasinda durmaliydi demisler arkasinda dursa vay ozur dilemedi olur..
 
ben ne dıncıyım ne dın dusmanıyım,ben ınsanların dını dılı ırkı cınsıyetı ne olursa olsun bır arada yasayabılmesını yasamasını savunurum...eger sosyal demokratım ayagıyla barısı demokrasıyı ınsanların kardeslıgını savunup sokaklarda naaralar atıpta sosyal hesap uzerınden kadının kıyafetıne hıcıvlı sozler soylemesı onun nekadar samımıyetsız ve sosyal fasıst oldugunun bı gostergesıdır...Hıc kımse bı kımsenın kıyafetıyle neresı ortup neresını ortmedıyle alakalı alaycı sozler sarfedemez...
 
ben bir kadının kendi iradesi ile şu kılıkta gezdiğine inanmıyorum, inanmam asla. şimdi birileri çıkıp komşusunu, bacısını, bacısının 10 yaşındaki kızının çarşafla gezme isteğinin hikayesini falan anlatacaktır. boşuna yorulmasın. bakın ben türban, örtünme vs. karşıtı bir insan kesinlikle değilim.isteyen herkesin istediği gibi giyinmesini destekleyen biriyim. amma velakin hiçbir kadın yüzüne kadar böylesine örtüp, gözlerini dahi görünmeyecek biçimlere girip gezmek istemez yahu. istemez... şayet islamsa bu kadının dini, islamda yüzünü gözünüzü örtün diye bir şey yoktur. her neyse... belli ki çevre, aile ya da koca baskısıyla böyle kapanmıştır bu kadın. benim fikrim bu yönde. o yüzden barış atay özgürlüğe karışmıştır falan filan lafları da bana doğru gelmiyor ya hadi o da neyse...yine de barış bir hata yapmış, özür dilemiş. tweeti silmiş, dönek olmuş, arkasında durmadı olmuş -ki bu adam her daim fikirlerini açıkça beyan edip korkusuzca arkasında duran bir adamdır- ve özrünü dilemiş, erdemi kabul görmemiş. yanı sıra şu köşe yazısının çirkinliğine bir bakın. adamın ne alkolikliği kalmış, ne korkak sosyalistliği, ne de ülkenin yarısındaki kadınların bu tip örtündüğü. hadi ordan yani.yok öyle bi şey.
 
Adama bak yaaa... "Anneyi fotoda bulamadik" lafi ustune ve bir de adam bu kadarcik lafa ozur diledigi halde ne kin kusmus Barisa... Demedigi laf kalmamis... Kac para kazandigindan, set arkadaslarinin surundugunden tut da ickiye verdigi paraya kadar... Hem de ozur diledi diye.. Zaten bu dincilerin hepsi boyle... Sabahtan aksama dek insanlari birbirinin ustune kiskirtmak ve hedef gostermekten baska yaptiklari birsey yok... Dinin geregini yerine getiriyorlarmis... Dinlerini koruyorlarmis... Kadinin ozgur giyinmesine saygiyi (tabi ozgur derken mini etek, pantolon veya bikini degil, turban+pardesu veya carsaf olacak) koruyorlarmis... Bir kahkaha eden kadina saldirirlar, bir normal kiyafet giyinene evlerinize donene dek butun meleklersize nalet edecekler diye hutbeler verir, butun acik kadinlari zina yapmakla suclarlar, bir yandan spiker kadin olmasin, ote yandan kadin calismasin evde otursun, durmadan birilerini kadinlarin ustune saldirtiyor tahrik ediyorlar.. Bir yandan da carsafi ille de kadina giydirecekler.. Ozgurlukmus... Kadinlar da buna inaniyor ya, en cok da ona hayret ediyorum iste...
Yav orda oturan carsafli kadinin kendi istedigi icin kapandigini nerden biliyorsunuz cok merak ediyorum. Kocasinin kiyafete dikiz... Boyle bir adam kiyafet secimini sana birakir mi acaba? Allahaskina bir ciksin desin ki "evet kardesim, bu adam karisi acik giyinmek istese agzini acip tek kelime laf etmez, "tamam karicigim, nasil istersen onu giyin" der, asla karismaz karisinin ozgur kiyafet secimine diye... Allah askina dedim bak...
 
Telepati yapmisiz gibi olmus, ayni anda ayni seyleri dusunuyormusuz demek ki...
 
Her iki tarafında yaptığını uygun bulmuyorum çünkü artık kadın üzerinden söylemler sıkmaya başladı, din=kadın, giyim=kadın, özgürlük=kadın temalı söylemler çoğaldı, biri diğerine gönderme yapmaya kalkınca elindeki tek done kadın.
Medya zaten iyice rayından çıktı, biri çarşafa türbana, diğeri çalışan bikini giyen kadına dil uzatıp durur.
Din dediğiniz kadına özel değildir, Kuran-ı Kerim'deyse ilim, bilim, fen vardır ama birkaç ayetine takılı kalınmıştır, onda da erkeklerle ilgili kısımları es geçilip kadına ne yaparıza bakılmıştır, arıların DNA'sı, Uzay, Güneş sistemi için kaynak olarak kullanılmaz, kadını recm, kadını baskılama yolları araştırılır.

Ciddi mana da sıktınız artık beyler...
 

Neden kendi istemesin ki? Ben de bu düşünceyi anlamiyorum. Bu yazdiklariniz ben kapandigimda etrafimdaki insanlarin tepkilerini getirdi aklima. Yok esin mi zorladi baban mi zorladi diye etrafimi sarmislardi. Cok garipsemistim
 
Neden kendi istemesin ki? Ben de bu düşünceyi anlamiyorum. Bu yazdiklariniz ben kapandigimda etrafimdaki insanlarin tepkilerini getirdi aklima. Yok esin mi zorladi baban mi zorladi diye etrafimi sarmislardi. Cok garipsemistim
islamın gerektirdiği bir örtünme şekli vardır. bunu hepimiz biliriz. sizce bu islamın gerektirdiği şekle uygun bir örtünme midir? bakın ben çarşaf karşıtı da değilim. siz kendiniz türbanla veya çarşafla kendi iradenizle örtünebilirsiniz. fakat bu kadın gibi gözünüzü dahi kapatmak kendi tercihiniz olamaz. buna da beni kimse inandıramaz. çok çok beyni yıkanmış ve dini saptırılmış şekilde anlatılmış olmanız lazım bunu yapmanız için. umarım anlatabilmişimdir.
 
Vurun abalıya..Bu ülkede ne hatalar yapıuldı da pişkin pişkin o hatalar savunuldu. Utanmadan, arlanmadan halk salak yerine konuldu.
Özür diledi mi diledi. Bitti.

Bir de faşist demişler adama. Hadi ordan ya.
Bu faşizan düzene korkusuzca, cesurca, adam gibi kafa tutabilen nadir adamlardandır Barış Atay.

Eleştiricez diye mantık devre dışı kalmış.

Bu fotoya bakınca "kadın acı çekiyor, yok göbeğine eğilmiş, yok bilmemne" diyenler olmuş.
Ben de bu fotoya baktığımda kadından, anneden ziyade baskıyı, zorlamayı görüyorum. Hadi bakalım.
 
nickim'in yerine ben cevap vereyim buna:
AHZAP 59: Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir yoldur. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Bu ayet açıktır ve tüm meallerde varılan sonuç aynıdır, bu sebeple kadınlar çarşaf giyer.
 

Aynen katılıyorum.
 
mune abla sizce burada kadınların yüzlerini gözlerini örtmesini mi söylüyor yani?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…