yazarken ağlıycam biliyorum ama yazıcam bu satırları.
45 gün önce kadar ne yaşıyorsan aynılarını yaşadım.
tesadüfen karşıma çıkmıştı herşey.
beni çok seven, aldatılmaktan korkan adam beni aldatmıştı.
bi gece karısı arkadaşını aldattı diye telefonda hıçkıra hıçkıra ağlayıp yalvarırım beni aldatma diyen adam başka kızlarla tanışmak istemişti.
beni çok seviyordu eminim, seviyodu da nasııl aldattı hala aklım almıyor ama hala beni sevdiğinden adım kadar eminim.
evlilik hayalleri kurarken yanımda ağlayan, kavga ettik diye yanından giderken kendini arabanın altına atan adam, sokağın ortasında yola oturup herkesin içinde ağlayarak gitme diyen adam beni sevmiyor olamaz bana göre.
ama arayış mı desem ne desem bilemiyorum. her neyse..
bende tesadüf bir şekilde öğrendim aldatıldığımı.. onları gördüğün an ne hissettiğini o kadar iyi anlıyorum ki..
ben kaskatı kesilmiştim tepkisizleşmiştim. bi ben bi Allah biliyor o an neler yaşadığımı.
yapmaz dedim önce beni çok seviyor yapmaz.
konduramadım. yüzlerce defa okudum yazdıklarını ama o'nun yazısıydı tanırdım, konuşma tarzını bilirdim, emindim.
bitirdim sonra. bu zamana kadar onlarca defa biten ilişkimi tamamen sonsuza kadar bitirdim.
19 ay geçirmiştik beraber. elimi sıkıca tutan, beni çok sevdiğine inandığım adam yoktu, olmayacaktı.
sana yemin ederim ölsün istedim sonraları hep.
gebersin dedim. intihar edip hastaneye kaldırıldı ben evde ölsün diye dua ettim.
o kadar öfkeliydim düşün. çok seviyordum, çok sevdim belkide hala seviyorum inan bende bilmiyorum artık.
ama öfkem herşeyin önünde.
ilk 15 gün ölü gibiydim günlükten bile bilir.
gözlerim şiş gezerdim.
hiç unutmuyorum annem farkedip 'ceyda sen uyumuyo musun hiç bu gözlerinin hali ne' diye sormuştu, geçiştirdim.
dershanede herkesin içinde, otobüste milletin ortasında ağladım.
yolda ağlamamak için koşa koşa eve gelip kapıdan içeri girer girmez ağlamaya başlıyordum.
kısacası 15 gün felaketti benim için.
sonra birşey oldu adını hala koyamadığım tepkisizleştim.
hala şaşırıyorum o tepkisizliğime.
ama dua ederken 'Allah'ım yapan oysa yalvarırım yardım et bana, içimdeki huzursuzluğu al' diye ağlayarak yalvardım.
farkındaysan dua ederken bile apan oysa diye dua ediyordum.
emindim ama işte insanın içindeki o umut ah o umut.
o umut öyle dua etmemi sağladı.
yaklaşık 45 gün oldu.
arada sırada geliyorlar ağlıyorum ama kesinlikle ilk günkü gibi değilim.
affemeyi düşünüyor musun bilmiyorum ama affetme.
ben bigün uyurken affetsem nasıl olur diye bi hayal kurmuştum inan hayalde bile olmadı.
başka kızlarla konuşan adamın sevgilisiymişim gibi hissedemedim kendimi.
hala peşimde, arar, mesaj atar ama inan umrumda değil.
ben o konuşmalarını gördüğüm adamı sevmiyordum zaten.
benim sevdiğim adam bambaşkaydı.
o'nu öldürdü o. katil bi adamla da zaten yapamazdım ben.
ve en büyük mucizem Alllah'ın adaletine inanmak oldu.
o kadar çok inanıyorum ki günün birinde tecelli edeceğine ha bu dünya da ha diğer dünya da elbet birgün döktüğüm gözyaşlarının hesabı sorulacak.
o günün umuduyla yaşıyorum şuan o günü bekliyorum.
uzun oldu farkındayım ama örnek olması açısından ne yaşadıysam anlatmaya çalıştım umarım sıkmamışımdır.
bu arada bana umut veren Hz. Muhammed'İN(S.A.V) çok sevdiğim bi sözü var.
''Canı yanan sabretsin,
Canı yakan, canının yanacağı günü beklesin!..''