- Konu Sahibi Misir_Prensesi
-
- #21
haklısın ben birçok işe başvurmuştum burası hemen aldı beni işe:) ben de hani korkuyorum ya direk atladım korkumun üstüne gittim bir nevi.Ama iyi olmadı çok kötü oldu.Kimseye de önermem.Ordaki şefim de benim nazik olduğumu kendime göre yer bulmamı belirtmişti.Ben şimdi başvurmak istiyorum.Ama korkum ya bir daha böyle olursa o zaman ben ne yaparımhiç kendime güvenim kalmaz diye İnsanlardan daha nefret etmek istemiyorum.Haklısın evde oturmak çok kötü bir yandan bunu da düşünüyorum bu yaşta evde oturmaktan utanıyorum
utanmak demek doğru olur mu bilmiyorum ama kendini köreltirsin hele ki bizim gibi böyle sorunu olanlar kaçtıkça daha diplere gidiyor. sen de tabii maşallah vur deyip öldürmüşsün ama:) çağrı merkezi aşırı doz olmuş gerçekten:)
ortamın daha sakin olacağı bir yerde ücreti falan düşünmeden kendini tedavi etmek olarak düşünmen yardımcı olacaktır sanırım.
Ben de işe girmekte zorlanıyorum. Şimdiye kadar başvurduğum ilanların hemen hepsinden olumlu dönüş aldım ama her defasında kendimce bir bahane bulup ilk görüşmede geri çevirdim. Kimisine girdim 2. gün çıktım.. Bunu yenmeye çalışıyorum ama sosyal fobili bir bayan için en zor kısım işe girmek, oraya alışmaktır. Ben de bağırılmaktan, azarlanmaktan değil de biriyle aramızda gerginlik oluşmasından korku duyuyorum. Çok damarıma basıldığında cevap verebilen bir insanım ama genelde aman ağzımın tadı kaçmasın, aramız kötü olmasın diye diye herşeye evet diyorum. Hayır demekte çok zorlanıyorum. Sanki dünya iyisi, uyumlusu, seveceni, mükemmeli olmak zorundaymışım gibi :S :S :S
iyi bir psikoloğa görünmeni tavsiye ederim arkadaşımböyle durumlarda uzman görüşü en sağlıklı şey bence
Her zaman iyilik, kibarlık perisini oynamaya çalışmak artık iyice yıprattı beni. Ama öteki türlüsü de elimden gelmiyor. Kalp kırmak, biriyle küs kalmak, sonra o küs olduğum/nanemolla olduğum kişiyle aynı ortamda bulunmak beni mahvediyor. Nefes alamıyorum o sorunu o kişiyle aramda çözmeden. Bu kişi çok yakınım da olabilir, çok alakasız az biraz tanıdığım biri de... Farketmiyor. Bazen diyorum kendime bu neyin ezikliği böyle azıcık rahat ol, seni düşünmeyeni sen niye düşünüyosun diye.. Yok, bi türlü dengeyi bulamıyorum. Kibarlıktan, iyilikten çıt diye kırılıcam bigün ya da kanatlanıp uçucam o olacak :))))
insanlara itiraz ederdim, ama ancak iş konusunda yani fikir tartışırken. amaaa... birisi bir yerde görüşmek istedi, pat diye aradı yarın akşam size geleceğiz dedi, bir konuda yardım istedi vb... uzar gider. aileden öyle görmüşüm ya ( hoş kardeşim tam tersimdir büyük olduğu halde benden)illa ki herkese yetişeceğim, kendimi paralayacağım. başka örnek görmemişim ki, bizim ailede hep millete adanmış hayatlar, zaman zaman farkedip onlara kızmış olsam bile azıcık da kendinizi düşünün diye...
böyleydim... bir yıl öncesine kadar...
hayatımda ilk büyük kayıbımı yaşayana kadar...ölüm insanın burnunun ucunda, sapasağlam bir insan eriyip gidebiliyor bu hayattan sinsi hastalıklar yüzünden. tabii kolay olmadı ama kendime şart edindim bunu, annem ve erkek arkadaşıma da söyledim, onlar da destek oldu. insan tek başına yapamıyor.
artık; yetişemeyeceğimi düşündüğüm sözler vermiyorum, ya da beni çok zora sokacağını düşündüğüm. çok bitkin olduğumda, migrenim tuttuğunda rahatlıkla, üzgünüm ama migrenim tuttu lütfen başka bir gün gelin diyebiliyorum.
sonuç: hayatta bu şekilde daha kolay kalınabileceğini anladım! memnunum, ama her ana kendimi kaybediyorum, annem ya da erkek arkadaşım uyarıyor, onlar danışmanım gibi oldu, birine söz vermeden zaman istiyorum, onlarla konuşunca bak zorlanırsın derlerse söz vermiyorum, kabul etmiyorum yani.
Hipnozla tedavi mümkün oluyor mu ki? :1shok:
Evet ben de hem evden çıkmak istemiyorum, dışarıdaki hayat ve insanlar beni strese sokuyor.. hem de diyorum iyi bir mesleğim var biran önce başlasam çalışmaya maddi anlamda çok daha rahat edeceğiz. Arada sıkışmış gibi hissediyorum. Hayatı kaçırıyormuş hissine kapıldıkça da daha çok içime kapanıyorum. Olanın bitenin gayet güzel farkındayım, bişeyler yapmam gerektiğinin de farkındayım ama o geçiş süreci hep çok sancılı oluyor...
Doktora gidip dert anlatmak ve iş görüşmelerinde kendini anlatıp, beğendirmeye çalışmak benim de ellerimin buz kesmesine neden oluyor.. İçeri girene kadar hele o son dakikalar çok zor geçer, girdikten sonra bana sorulan bir soru yüzünden köşeye sıkışmışlık hissi yaşamadığım sürece zamanla rahatlarım, açılırım biraz.
Bazen öyle anlardan birinde diyorumki şimdi gidip aynaya bi bakıcam bütün saçlarım bembeyaz olmuş stresten, gerginliktenbi o eksik kaldı çünkü.. Üstelik bu sinir stres bu saçma sapan korkular gün gelecek beni kanser edecek ya da erkenden çökücem yaşlanıcam diye de korkar oldum.
nasıl düzeleceğiz biz:) var mı önerisi olan?
kızlar ajanda tutmaya ne dersiniz? benim de yeni aklıma geldi, eskiden böyle depresyona girip elimi ayağımı sosyal hayatttan çektiğimde dönüş için yapardım bunu. tekrar başlıyorum. iş için mecburen cep ajandası kullanıyorum, ders saatlerim için. dersler küçük harfle, kendimi biraz zorlayarak planladığım arkadaş görüşmeleri, tiyatro, konser vb şeyleri büyük harflerle ya da başka renkte bir kalemle yazıyorum. ya da gülen suratla o günü iyi geçirdiğimi falan. geriye dönüp hafta hafta baktığımda gelişimimitakip edebiliyorum böylece. biraz mesleki bir yöntem oluyor ama benim sevdiğim bir yol, paylaşmak istedim:)
oluyormuş tedavide hipnozla sorunun köküne iniliyor ve tedavisi oluyormuşhatta değişik tedavi olarak cdler varmış dinleyince tedavi oluyormuşsun:S BELKi kendine güvenini getiriyordur:sama şu hipnozu deniyeceğim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?