Bence evliliğiniz sizi çok yiprattigi için o size bir anda ilaç gibi gelmiş.Ama siz şu cevabinizla kendinize geldiğinizi anladım.Bazen o kadar yıpranır ki insan hayatta bir yanlış dallara tutunur. .bence bundan sonra daha emin ve sağlam adımlar atacaksınızHaklısınız. İlk başta hiç böyle değildi ufak tefek kıskançlık krizleri oldu, sebepsiz büyüdü ben de yapım gereği kapattım. 10 yaş bana sorarsanız ilk başta kulağa fazla geliyordu sonra ben de alıştım kabullendim. Kabullenince de kolay oldu bir şeylere dair hayal kurmak galiba. Bir de gerçekten aklı başında davranıyordu ilk zamanlar ondan da şaşırdım son yaşadıklarıma. Kişiliğinin oturmadığını şimdi daha iyi görebiliyorum
ne kadar safsınız her erkek üzecektir daha boşanmadan hemencik erkeksiz olamama durumlarınız ,ne kadar da erkek meraklısıymışsınız , kim gelirse gelsin üzülmeye hazırlıklı olun o hayalinizdeki asla olmayacakBiraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...
Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....
Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....
Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.
Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.
Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.
Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.
Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.
O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...
Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.
Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.
Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.
Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.
Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Biraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...
Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....
Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....
Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.
Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.
Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.
Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.
Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.
O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...
Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.
Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.
Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.
Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.
Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
dengesiz büyüyememiş küçük bir çocuk. al mektuplarını ver mektuplarımı. nedir ya bu. adam bile olamamış. deiğim gibi hala çocuk. benim anlamadığım çağırın arkadaşınızı verin telefonla çeğreği. neyi bekletiyorsunuz? bana biri bunun ufacık imasını yapacak anında göndediririm.Biraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...
Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....
Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....
Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.
Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.
Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.
Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.
Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.
O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...
Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.
Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.
Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.
Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.
Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Ben koptum ya :) Hele o çeyreği istemesi....Bu hediyeleri geri isteme olayı bir tek bana mı komik geliyor ?
Çeyreği cumhuriyet yap öyle ver de diyebilirdi şükür edelim.Ben koptum ya :) Hele o çeyreği istemesi....
Attan inip eşeğe binmeBiraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...
Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....
Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....
Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.
Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.
Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.
Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.
Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.
O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...
Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.
Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.
Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.
Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.
Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Ne çiçekmiş beeeeBiraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...
Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....
Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....
Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.
Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.
Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.
Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.
Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.
O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...
Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.
Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.
Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.
Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.
Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...
Her neyse diye geçiştirdiğiniz şey başlı başına hata. Kararlı olup muhatap olmayı kesmek bu kadar zor olmamalı.Biraz daha yazmazsam sanırım çatlayacağım...
Biraz uzun belki ama lütfen okuyun...
Öfkemi tarif etmem imkansız ama kendime mi (bana bunların yapılmasına izin verdiğim için) karşı tarafı mı yoksa herkese mi bilmiyorum. Konu şöyle; yaklaşık 3 yıldır boşanmaya çalışıyorum. Çekişmeli şekilde çekişeee çekişee mücadele verirken olmayacak şey oldu. Biri girdi hayatıma. 9 ay önce... Nasıl derseniz sosyal platformdan. Bu kişi benden 10 yaş küçük. Ben 35, o 25 yaşında. Biliyorum kulağa çok fazla geliyor bu fark ama yaşarken yaş farkını bir kaç hadise dışında hiç hissettirmemişti. Yani eski eş kişisi de zaten benden büyüktü ama yapmadığı aşağılık, çocukça şeyler kalmamıştı. Akıl yaşta değil baştadır dedim. Ama yanıldım sanırım... Ön yargılı olmadan tanıdım. Çok sevdim. Sevildim de... En azından bugüne kadar öyle inandım. Görünüş deseniz biz demesek kimse anlamazdı benim daha büyük olduğumu. Minyon olmasam da yaşımdan küçük gösterdiğim hep söylenir., o da büyük gösteriyordu. Tek mesele vardı benim boşanmam gerektiği ve aileler tabi. Akışına bıraktım, bir evlilikten kurtulamadan diğerine dalmak istemedim. Evlilikten de korktuğum için artık evlenmek istemiyorum da dedim. O çok ciddi yaklaştı, hep gelecek hayalleri kurdu beni de içine çekti bu hayallerin. Zaman zaman bir tanıdığımızın düğününde ikimizi hayal ederken buldum kendimi. İnsan inançları yıkılsa da sanırım umutla yol almak istiyor. Belki bizi güçlü tutan yaşadıklarımız karşısında budur bilmiyorum. Gel zaman git zaman, yapmam dediğim şeyleri yaptım onunla. Üç günlüğüne şehir dışına çıktık, rüya gibi geçti. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldi sanki. Aradan zaman geçti, benim evde, işte sorumluluklarım çok olunca görüşebilmek için ikimiz de büyük fedakarlıklar yaptık. En son ailesi hiç istemese de babasıyla tartışsa da benim yaşadığım şehre yerleşti iş bulup. Ancak o geldikten sonra kavgalarımız sıklaştı. Önceleri tek tükken giderek arttı. Sebepleri çok basit şeylerdi. Mesela mesajını geç görmüşüm cevap vermemişim konuşamadan uyuyakalmışım. Bir kaç kez de kıskançlık krizlerinden dolayı; neden bana yazmış o arkadaş vs vs vs....
Bir gün gece (saat 10 suları) bende otururken bir arkadaşım ama cidden sadece arkadaşım mesaj attı. Erkek olduğu için tabi kıskandı. Yazdığı mesajda hiçbir şey yoktu, ablası boşanmış dava bitmiş bunu haber vermiş. Bende de durumlar aynı olduğu için muhtemelen. Ama bu resmen olay oldu! Giderek büyüdü kavga ve sonra ayrılık konuşması yapıp, aldığı çiçekleri evde duran saksıdaki çiçekleri alıp gidecekti, tam kapıdan çıkacakken yapamadı sonra özür diledi büyüttüğünü kabul etti barıştık o anda. Sonra yine başka bir erkek arkadaşım (eski iş yerinden) arada nasılsın vs diyordu, kendisi evli olduğu halde ben de hoşlanmasam da mesajlarından bozmadan kestirme iyiyim sen nasılsın gibi konuştum. Mesajlaşmayı kesmememdeki sebebi soracak olursanız, hem vefa duygumdan hem de şu anki iş yerimde arkadaşlarının olmasından dolayı. Yani bir gün belki arkadaşına rica eder yardımı dokunur diye düşündüm bazı konular olursa. Her neyse bundan dolayı da ciddi kavga etti attığı mesajda cidden bir şey yoktu. Sonra yine özür barışma, seni anladımlar.....
Bir gün uzun zamandır görüşmemiştik, ona gidecektim. Hep kısacık vakitlerde görüşmek için çabalıyorduk ama bu kez hafta sonu buluşup doyasıya zaman geçirebilecektik. Tam evden çıkacakken ablası boşanan arkadaşım aradı, nasılsın iyi misin diye konuştuk. Beni rüyasında kötü görüp merak etmiş ben de iyi olduğumu iş güç vs diye anlattım. Sonra onun yanına giderken arkadaşımın aramasını kayıtlardan sildim. Aslında silmeyecektim ama gereksiz yere bir sürü tartışma yaşarız diye düşünerek, ikimizin de güzel bir güne ihtiyacı olduğunu düşünerek sildim. Gerçekten uzun zamandır ikimiz de hiç böyle gülmemiştik. Kahvaltı yaptık, topladık, tavla oynadık derken zaman çok güzel geçti. Eve döndüm.
Bu arada asıl meseleyi söyleyeyim benim kendisine çok zaman ayıramama sebebim 4 yaşında bir kızımın olması. Vaktimin iş dıyında kalan kısmının çoğunu kızıma ayırıyorum. Ertesi gün beni bir gün önce arayan arkadaşıma whatsapp'tan kızımın fotoğrafını attım, istemişti konuyurken özledim bir fotosunu at diye. Sonra iyi unutmamışsın yoğunluk arasında falan demiş ben de kendimi bile unutuyorum yoğunluktan napıyım dedim. Mesajlaşmanın hepsi bu kadarcık ama bu mesajları da sildim telefonumdan. Görse ne alaka niye attın konuşmaya yer mi arıyorsun falan diyecek.. Bir sürü tantana... Sonra beni aradı sevgili kişisi ve imalı imalı laflar etmeye başladı. Ben de çıkar ağzındaki baklayı ne demeye çalışıyorsun dedim. Derken bana yalan söyledin falan dedi, konuşmaları neden sildin vs derken ayrıldık. Bende olan neyi varsa istedi. Evdeki çiçekler yüzünden daha önce istediği için özür dilemişti, yine istedi. Tamam dedim aldım pılını pırtını evine gittim.
Kapıdan girmek bile istemedim, geri döndüm giderken kolumdan tuttu konuşacağız diye zorladı eve girdim konuştuk. Yalan söylemeye beni mecbur bıraktığını anlattım. Telefonuma ne yaptığını sordum. 3 gündür takip ediyormuş whatsapp konuşmalarımı. Benim whatsapp'ın QR kodunu kendine okutmuş ben tuvalete gidince kahvaltı yaptığımız gün. Sadece arkadaşımın mesajı dışında bir şey olmadığını da görüp utanmış oysa. Yapması yanlışmış ama yapmış psikolog arkadaşı ona akıl vermiş falan filan... Bu bardağı taşıran son damlaydı dedim.
Bu arada şu detay önemli: bir kaç ay önce telefonum arızalanınca bana kendi telefonumun bir üst modelini hediye etmişti. Getirdiklerini verdiğim gün telefonu da en kısa zamanda vereceğimi söyledim benden çiçekleri falan istediği için. Ağladı, ayrılmak istemediğini, benden başka ailesinin bile yanında olmadığını söyledi. Ben onu hayatta tutan tek şeymişim, tutunacak tek dalıymışım bu hayatta. Ki hep derdi bunu. Hatta ölümden döndürdüğümü çünkü beni tanıdığı sırada hayatına son vermeyi düşündüğünü (ailevi bazı problemlerinden ötürü) anlatmıştı. Nitekim yüreğim el vermedi. Sevgim de olunca affetmedim barışmadım ama oradan öyle ayrıldım konuşuruz diyerek. Affetmeyeceğimi ve bittiğini de söyledim. O akşamında bana geldi, bin bir özürle, ellerinde benden istediği alıp götürdüğü çiçeklerle geldi.
Kabul etmedim, böyle yapmasının artık güvenmediğinin ispatı olduğunu söyledim. Kendince mazeretler uydurdu, kıskandığı için yapmış falan. Her neyse biz konuşmaya devam ettik, ama sürekli bittiğini hatırlattım ona zaman verdim kendini toplaması için. Sevdiğimi de söyledim ama böyle nasıl olacak böyle ilişki olur mu diye de sorguladım. Çünkü aslında o benim güvenimi sarsmıştı telefonumu takip ederek. Bana geldi yine, sarıldık ağladık hatta birlikte olduk:/, bu arada psikologla görüşmüştü, benimle yavaş yavaş iletişimini kesmesini söylemiş psikolog. Ben de ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım dedim.
Bir yandan nasıl kopacağız derken bir yandan kendine zarar vermesinden korktum. Ertesi gün seni çok seviyorum mesajlarıyla gitti. Sonra gittiği gün öğleden sonra psikologtan seans talep ettiğini söyledi iyi yapmışsın dedim. Hatta yol göstersin bize dedim.
O gün dışarıda hastane koşturmalarım vardı. Kendisinden ses çıkmayınca nasılsın canım iyi misin yazdım. Konuşmak istemiyorum yazdı cevap olarak. Bu tavır ne noldu dedim uzatmayalım konuşmak istemiyorum dedi yine, ben de peki yazdım.
O gün boyunca ertesi gün akşama kadar ses çıkmadı, sonra bir mesaj: merhaba gaye, seni hayatımdan tamamen çıkarma ve yeni birini alma kararı verdim. seni hayatıma hiç almamışçasına sende olan neyim var ise geri getirmeni rica ediyorum. Evinin anahtarı bende vardı, evimiz derdi o eve, anahtarım sende mevcut kapıdan bırakır senin için hazırladığım eşyalarını alır anahtarı bırakır gidersin hafta içi evde olmadığım zaman demiş. Ben şok oldum, bir anda tüm inancım yıkıldı her şeye...
Bu vedayı yakıştırdın sanırım tamam diyebildim. Kardeşime nişanı için taktığı çeyreği de hatırlattı sonra çekirdek kabuğuma kadar her şeyi geri getir vs demiş, ben de çöpüne kadar getireceğim merak etme dedim. O eve girmeyeceğimi arkadaşımdan yollayacağımı söyledim.
Hala inanmakta zorlanıyorum. Sevgisini her hareketinde gösteren adam bir anda yabancı oldu. Yabancı olsa yine iyi, resmen düşman gibi canımı acıtmaya çalışıyor. Çok kırgınım, çok kızgınım. Bu arada o mesajlaşmada numaramı sil bile yazdı ben de silip engelledim.
Dün mesaj atmış normal mesaj kısmından, merhaba gaye "kurtulamadığım soyadımı yazmış! çelik olsun misal; gaye çelik, eşyalarımın durumunu sormak istiyorum demiş. Sanırsınız telefon çeyrek dışında maddi bir şey var, kurumuş çiçekler bir kaç magnet, kızıma aldığı oyuncak ayısı var bende sadece. Hiç cevap yazmadım, arkadaşıma yazmış, o da zaman ver kızı hasta seninle uğraşamaz şimdi demiş.
Konuşmak istemiş, beni de aradı üç kez açmadım. Bugün arkadaşımla konuşurken telefonu o gece cebindeydi demiş, sonradan masaya koymuştum halbuki, başkalarıyla flört edemez benim aldığım telefonla demiş. Böyle yapmasının ne kadar kötü olduğunu anlatmış arkadaşım o da başka türlü ayrılamazdık böyle olması gerekti demiş. Maddi olarak ben de zorlandım o da geri verebilir falan demiş, konuşurken ağlamış, kaç gündür ağlıyorum ama gaye böyle olmasını istedi demiş. Arkadaşım da anlatmış güzelce yaptıklırının ona yakışmadığını. Merak etme her şeyini geri verecek demiş. Şimdi sinirimden hem kuduruyorum hem de değmez iki çift söze diyorum.
Hangisi beni rahatlatır bilmiyorum ama yine yanılmış olmak beni sarstı. Eski eşimden çok çektim zaten. Hatam böyle bir ilişkiye başlamak ama bu süreçte kendimi iyi hissettirdiği de oldu hem de çok. Geceleri kamerayı açar bensiz uyuyamazdı, o derece bağlıydı. Ne ara böyle oldu anlamıyorum.... Bu arada engellememe fena bozulmuş arkadaşımın söylediğine göre. Ben masajımda hayatına almaya karar verdiğin kişiyle mutluluklar demiştim teşekkür etmişti birde... Arkadaşıma da gaye hayatımda birinin olduğunu düşünüyor değil mi demiş, Arkadaşım evet demiş, o hep istediği yerden görür demiş. Ayrıca arkadaşım yaptıklarının yakışmadığını söylediğinde bana verdikleri taktiklerin yarısını yaptım ancak demiş. Böyle olmalıydı yoksa bitemezdi demiş. Ben de iyi hissetmiyorum falan demiş.
Ne yapmalıyım bilmiyorum bi akıl verin lütfen...