Burda taktik isteyen biri karşısındakiyle mesafeli olacak, arada yakınlık kurup sonra kendini çekecek kısacası süründürdükten sonra "Hadi yallah!" diyecek kadar sabırlı ve güçlü davranamaz, öyle olsa taktik uygulamaz yoluna bakardı zaten...
Peki ne mi olur?
Taktik uyguladığını sanarken kendi içi tekrar ısınır, ardından karşısındaki adam "sağlam ayakkabı" değilse aynı süreci tekrar yaşar ve bu kez bir daha ayağa kalkamaz, erkeklere güvensiz, ruhsuz bir kadına dönüşür.
Taktik uygulayayım derken kendi tuzağına düşüyor kadınlar... "Numaradan" sıcak davranırken aslında içleri eriyor. Erkekse bundan etkilenmiyor ve siz ölüp bittiğini sanırken (önceki sefer de öyle sandınız ve yanıldınız zaten) tekrar sıkılana kadar "numaranıza eşlik ediyor." Siz de ava giderken avlanıyorsunuz... :tomato:
Ne yapmalı peki?
Memnun olmadığınız ilişkileri kambur gibi taşımayın, kendinize daha fazla eziyet etmeyin yeter... Farz edin taktikler işe yaradı, perişan oldu adam ve "tekmeyi bastınız" bu size kaybettiğiniz zamanı, ümidi, yılllarınızı geri verecek mi? "En azından içim soğur" diyenler de ya kendi kazdığı kuyuya düşüp adama yeni baştan aşık olarak acı çekenler ya da kendisine bile ondan vazgeçemediğini itiraf edemeyip "Ben taktik yapıyorum da o yüzden sıcak davranıyorum" diyerek kendisini yıkan adamın yakınlığından medet uman zayıf aşıklardır... :1closedeyes:
Kadın güçlü, dimdik, sağlam hale gelmeden "öyleymiş" numarası yapamaz. Muhakkak bir yerde elinize yüzünüze bulaşır,bir çatlak oluşur ve hayallerinizi yıkan adam o çatlaktan yaşamadığınız, eksik kalan acıları da üfler ruhunuza...
"Ben yaptım oldu." diyen mi var? "Madem o kadar güçlü ve mutluydun neden o kadar "ayağa kalkmışken" o enerjini yeni bir aşka harcamadın, birkaç telefon, msn görüşmesi de olsa ona feda ettin ki, bak isterse hala çalabilir senden, sana zarar verebilir işte!" derler adama...
Burda taktik isteyen biri karşısındakiyle mesafeli olacak, arada yakınlık kurup sonra kendini çekecek kısacası süründürdükten sonra "Hadi yallah!" diyecek kadar sabırlı ve güçlü davranamaz, öyle olsa taktik uygulamaz yoluna bakardı zaten...
Peki ne mi olur?
Taktik uyguladığını sanarken kendi içi tekrar ısınır, ardından karşısındaki adam "sağlam ayakkabı" değilse aynı süreci tekrar yaşar ve bu kez bir daha ayağa kalkamaz, erkeklere güvensiz, ruhsuz bir kadına dönüşür.
Taktik uygulayayım derken kendi tuzağına düşüyor kadınlar... "Numaradan" sıcak davranırken aslında içleri eriyor. Erkekse bundan etkilenmiyor ve siz ölüp bittiğini sanırken (önceki sefer de öyle sandınız ve yanıldınız zaten) tekrar sıkılana kadar "numaranıza eşlik ediyor." Siz de ava giderken avlanıyorsunuz... :tomato:
Ne yapmalı peki?
Memnun olmadığınız ilişkileri kambur gibi taşımayın, kendinize daha fazla eziyet etmeyin yeter... Farz edin taktikler işe yaradı, perişan oldu adam ve "tekmeyi bastınız" bu size kaybettiğiniz zamanı, ümidi, yılllarınızı geri verecek mi? "En azından içim soğur" diyenler de ya kendi kazdığı kuyuya düşüp adama yeni baştan aşık olarak acı çekenler ya da kendisine bile ondan vazgeçemediğini itiraf edemeyip "Ben taktik yapıyorum da o yüzden sıcak davranıyorum" diyerek kendisini yıkan adamın yakınlığından medet uman zayıf aşıklardır... :1closedeyes:
Kadın güçlü, dimdik, sağlam hale gelmeden "öyleymiş" numarası yapamaz. Muhakkak bir yerde elinize yüzünüze bulaşır,bir çatlak oluşur ve hayallerinizi yıkan adam o çatlaktan yaşamadığınız, eksik kalan acıları da üfler ruhunuza...
"Ben yaptım oldu." diyen mi var? "Madem o kadar güçlü ve mutluydun neden o kadar "ayağa kalkmışken" o enerjini yeni bir aşka harcamadın, birkaç telefon, msn görüşmesi de olsa ona feda ettin ki, bak isterse hala çalabilir senden, sana zarar verebilir işte!" derler adama...
Burda taktik isteyen biri karşısındakiyle mesafeli olacak, arada yakınlık kurup sonra kendini çekecek kısacası süründürdükten sonra "Hadi yallah!" diyecek kadar sabırlı ve güçlü davranamaz, öyle olsa taktik uygulamaz yoluna bakardı zaten...
Kadın güçlü, dimdik, sağlam hale gelmeden "öyleymiş" numarası yapamaz. Muhakkak bir yerde elinize yüzünüze bulaşır,bir çatlak oluşur ve hayallerinizi yıkan adam o çatlaktan yaşamadığınız, eksik kalan acıları da üfler ruhunuza...
"Ben yaptım oldu." diyen mi var? "Madem o kadar güçlü ve mutluydun neden o kadar "ayağa kalkmışken" o enerjini yeni bir aşka harcamadın, birkaç telefon, msn görüşmesi de olsa ona feda ettin ki, bak isterse hala çalabilir senden, sana zarar verebilir işte!" derler adama...
katılıyorum arkadaşım...olumunekankayizsmile
ama bunları uygulamak mesele :1ninca:
onun içinde bi yol gösterebilir misin
Benim bu tepkim sadece erkeklere değil, onlara böyle ruhsuz olma lüksünü tanıyan kadınların kendi değerlerini aşağı çekip sonra bundan sızlanmalarına...
Uzun bir yazı olacak, hissediyorum, saatlerdir bilgisayar başındayım, harfler çift, uyku vakti, imla hataları için affedin baştan... buyrunnnnnnnnn
"Çok güzel rol yapanları gördüm"... CADIARZU
Bakın kendiniz ne de güzel söylemişsiniz rol yapan...
"Ezilmiş kadın" en fazla rol yapar zaten, bir önceki mesajımda uzun uzun yazdığım gibi de "kendi çevirdiği film" mutlu sonla bitmez... Esas oğlan, film izlediğini eninde sonunda anlar ve kadından önce gerçek hayata döner.
"Erkekler de zaman zaman böyle davranmıyorlar mı?" demişsiniz, erkeklerin yaptıklarına bakmayın siz, onların fıtratı cinsellik üzerine kuruludur, din de böyle der bilim de... Önceliği ihtiyaçlarını doyurmaktır, leopar hızlı, çevik yapısına rağmen saatlerce sessizce bekler, amaç ne ceylanı parçalayıp yemek... Amaç kandırmak olduktan sonra acar halini sessizliğe, sükunete büründürdüğünde farkı kalıyor mu bu hayvanın rol yapan erkeklerden? Rol yapıp amacına ulaşıyor diye örnek mi alalım hayvanı? şakkıdı
Yahut da ayıdan korunmak için ölü numarası yapmak gerek. Diğer türlü ölüm en azından mutlak yaralanma kaçınılmazdır. Amaç korunmak, acı çekmemek diye numara yapacaksak karşınızdaki adamın bu ayıdan farkı nedir? İkisi de zarar verecek diye rol yapılıyor. Neden mi örnekleri hayvanlar aleminden seçtim? Biz insanlara sağduyu, sezgi verilmiş, bu küçük oyunlara başvurmayalım, bri yaparsa da gözümüzü açalım diye... :1closedeyes:
Yok ısrarla "Ben taktik uygulayacağım!" diyorsanız da bir önceki mesajımı tekrar okuyun, ava giderken avlanmam diyorsanız, onlarca kez denemediyseniz, deneyip deneyip yanılmadıysanız bir kez daha acıtın canınızı... Karşınızdaki adam da "numaranıza numarayla" karşılık versin, biraz kovalamaca oynayın, adama hem spor olsun hem egosu şişsin ama unutmayın... O tekrar sıkıldığında game over- oyun biter! şutarafagitti
Elinizdeki tek umut buysa bu söylediklerimi kabullenmek zor olacak. Fakat ben bu ergen oyunlarından daha etkili şeyler söyleyip sizi bu halden kurtaracak asıl çözümü gösterme niyetindeyim. Tabii gerçekçi olmaya, kabullenip denemeye hazırsanız:
Herkes kendisine hakaret etmiş olsa da, bir daha görüşülmemeye yemin edilse de ilk etapta sevgilisinin yokluğu fikrinden nefret eder. (Özellikle kadınlar) O zaman bu ayrılık anını beklemeden ilişkinize ve yaptığınız hatalara bir göz atın:
Size soğuk davranıyor:
TAKTİK 1: Onu sık sık aramam, mesajlarına hemen cevap vermem, telaşlanır, ilişkimize heyecan gelir.
Kim demiş taktik işe yaramaz diye... Adam mum oldu! Peki niye oldu biliyor musun? Onun aradığı sen değilsin, o kendini sıkboğaz etmeyen kadınlardan hoşlanıyor, sen de öyleymişsin gibi davrandın adam heyecanlandı. Seni sen olduğun için değil, öyle bir havaya büründüğün için istiyor, taktiğe nereye kadar devam edeceksin? Günlerce konuşmamaya dayanabilecek misin? Sen böyle olsun istemedin ki onu aramamak için çıldırıyorsun ama ararsan tekrar soğumasından korkuyorsun.
SONUÇ: Taktik eline yüzüne bulaştı. Gizemli olayım derken sevdiğin adamdan uzakta kaldın. Üstelik bu bayat numara yüzünden adamı "uyandırdın" Başkasını bulacak eninde sonunda, senin gibi onu sıkmayan, gerçekten gizemli bir kadını... Bunu aklına sen soktun, uzaktan izleyeceksin.
TAKTİK 2: Dönmek için yalvardığında oralı değilmiş gibi yaparım. Beni kaybedeceğini anlayınca iyice sahiplenir, ilişkimiz eskisinden daha iyi olur.
İşte bu en fenası... Bunu abartıp başkalarıyla resim, manalı iletilerle süslemeye kalkarsan her tepkisini "Ben böyle yaptım ya nasıl da kudurdu." olarak algılarsın. Adam başkalarıyla şansını denemek ister mesela, siz "Beni kıskandı o da yaptı" dersiniz. (O sizin gibi iyi aile kızı olup yalandan sözler, resimler kullanmak zorunda değil, adam elden gidiyor, kapan olsa kapanın elinde kalacak aslında...) Erkek egosu kaybetmeye dayanamaz. Bu türlerin neredeyse tamamı böyle bir süreçte gerçekten döner, hesap sormaya kalkar. Bazısı "İki günde başkasını buldun!" diye erkekçe tepkisini ortaya koyar, diğerleri adice, sizinle oynamak için yalandan af diler, eskisinden de sıcak davranır. (Fakat her iki tür için de siz herkese mavi boncuk dağıtan kadınsınızdır artık.) Onun beraber olduğu kıza kimse yaklaşamaz, heheyt!
SONUÇ: Sizde yelkenler suya inince onun egosundaki yara, "boynuzlanma" hissi iyileşir, "Hala en mükemmel erkek benim, naıl da tav oldu da tekrar bana sırnaşıyor." der ve ilk seferdekinden daha da saçma bir bahaneyle gidiş biletinizi keser.
TAKTİK 3: Bana yaklaşmasına izin verirsem ilişkimiz daha düzenli olur, sonuçta onun da beklentileri var.
Bu yazdıklarım sorunlu ilişkiler için geçerli, (sağlıklı bir ilişkideki fiziksel boyutu sorgulamak kimseye düşmez) zaten rol yaptığınıza göre aranızda sorunlar var. Bu durumda fiziksel yakınlığı arttırırsan adam hakikaten eskisinden sıcak davranacaktır sana. İki sebebi vardır bunun:
1-Senden faydalanmaya kalkıyor.
2- Hafif meşrep kadınlardan hoşlanıyor.
SONUÇ: Rüyalarının kadını sen değilsin, hafifmeşrep kadınlardan hoşlanıyor. Artık mızmızlanmayı kesip sana yaklaşmasına izin verdiğin için de bir süre daha sana tahammül edecek. Senden daha cesurunu bulana kadar tabii...
Daha o kadar çok taktik sayılabilir ki, hepsi aynı kapıya çıkıyor tabii... Adam olaydan kopmuş, sen düğümlemeye çalışıyorsun ve senin ellerin acıyor, farkında değilsin... : :1closedeyes:
Sözün özü, ava giden avlanır. Daha da fenası "Ben başka taktikler de biliyorum, görür o gününü!" diye manasız bir inada saplanıp kalırsanız sıraladığım süreçler başa sarar, kısırdöngü olur, başlarda yalandan işe yarayan taktikler artık erkeğin bünyesinde şu kelimelerle anlam bulur:
Kızım yeter ya, görüşmek istemiyorum seninle, biz yapamayız beraber, hiç işim olmaz...
Ne acıdır ki bazıları bu cümleleri türlü hakaretlerle süsleyip artık yaptığı numaralarda işe yaramadığından erkeğin gözünde küçüle küçüle görünmez hale gelen kıza kusulur. Allah yaşatmasın değil mi?
Son cümlenize gelince:
Size gurur yaparak ayaklarınıza kapanan adama "Hayır!" demeniz söylenmiyor, aksine taktiksiz, numarasız, olgun birine yakışır şekilde "Şunu süründüreyim" derken sürünmeden, açıkça kırgınlığınızı ifade edip onun hatalarını, incindiğinizi onu suçlamadan söyleyecek ve şartlarınızı ileri süreceksiniz barışma talep eden adama... Tersten bakalım, bu ucuz numaraları yapıp yıllar sonra kara kara düşünüp "Nasıl da gururumu yerlere sermişim!" diye beyninizi yemek daha mı ideal? Oysa ifade ettiğim gibi kartlarınızı açık oynarsanız niyeti temizse dürüst davranmanızdan etkilenir, amacı sizi tekrar yıpratmaksa da net bir cevap beklediğiniz için sizi oyalamaya fırsat bulamaz... Ne o zaman kaybetsin ne siz, onun sahip olduğu biyolojik unsurlara sahip milyarlarca erkek varken onu kendi cumhuriyetinizin kralı yapmak için şekilden şekile girmeye ne lüzum var? Biri için uğraşılıp "Ne yapsam da bana dönse!" diye kafa yorulacaksa bu kadın olmalı, belinin altı üstünden çok çalıştığı için defalarca kez denenip hala da "sonra pişman olmayayım, kara kara düşünmeyeyim" size uykusuz, sinir nöbetli, gözyaşları içinde geceleri "kendi rızanızla kabul ettiğiniz" dediğiniz oğlanlar değil...
Sevgili nil88ay, yolu ben göstermiyorum, saplantılı hislerden kurtulup sağlıklı bakan herkesin önünde boylu boyunca uzanıyor o yol... Adresi de açık... Yukarda saydığım taktikleri okuyun lütfen ve sizi onları yapmak zorunda bırakmayacak, tanımında "en az iki kişiyi gerektiren" ilişkiyi anlamını bozarak tek başına yaşamaya mahkum etmeyen, bir tartışma olduğunda burnundan kıl aldırmayıp onun yerine sizin umut, sevgi, yaşama sevinci duygularınızı hesabına yatıran adamlardan uzak duracaksınız en başta... Sizi oyun oynamak zorunda bırakan siz sık aramadığınızda, üstüne düşmediğinizde size daha çok bağlanan adamın biletini keseceksiniz çünkü siz öyle biri değilsiniz ki... Soğuk nevale, hissiz ruhsuz değilsiniz... Bu ne demek, adam sizi sevmiyor, o tip kadınlardan hoşlanıyor. Peki bu nedemek? Eninde sonunda öyle birisi karşısına çıkacak ve size yol verilecek. Unutmayın, "önden bayanlar"... Biri tekme atacaksa "Ladies firts!" - "İlk hareket daima sizden gelsin" :mymeka:
Bu arada erkek düşmanı değilim, çok olgun, beyefendi adamlar tanıdım hatta bu anlattığınız tipte "hanzo"lara hiç rastlamadım, öyle ki bazen çektiğiniz acı nedeniyle abarttığınızı bile düşünüyorum. Benim bu tepkim sadece erkeklere değil, onlara böyle ruhsuz olma lüksünü tanıyan kadınların kendi değerlerini aşağı çekip sonra bundan sızlanmalarına...
İlişkinin sona ermesi salt sizin hatanız değildir. Aslına bakarsanız erkek arkadaşınız da tek başına suçlu değil. İlişki nasıl beraber yürütülüyorsa yolun sonuna da yine iki kişi varıyor. "Hatamız neydi?" derseniz onu da kendiniz bulmuşsunuz zaten; "Olgun, direkt istediğini yahut istemediğini söyleyen bir adam (ki bu hali sizin onu yüceltmeniz de olabilir, belki de kalıbının adamı değildir) için fazla gelmiş ayrılıp barışmalar" Maalesef ilişkilerde ilk tartışma dönüm noktasıdır, diğer tartışmalarla beraber en tepedeki "sevgi, saygı, tahammül" eşiklerini yavaş yavaş aşağı çeker ve "aşk" olduğu yerde kalsa bile onu yaşayacak olanlar "olay mahali"ni terk eder isteseler de istemeseler de... Sizin durumunuz da böyle sanıyorum, bir ümit olsa bile o ümidi beraberliğe dönüştürme hevesi yaşananlar yüzünden kırılıp ufalanmış... "Kapıyı biriniz açınca diğeriniz kapatmış hep", aynı şeyleri yaşamaktan korkmuşsunuz, korktuğunuz başınıza gelmiş.
"Sizin kıskanç ve paranoyakça" dediğiniz o şüpheler o vakitlerde size manalı geldiyse, onu kaybetmekten korkmanıza rağmen bu şekilde sıkıştırdınızsa onu, vardır bir bildiğiniz...
Onu özlediğiniz için bilinçaltınız suçluyor kendini, "Ona bunları söylemeseydin daha iyi olurdu her şey... Onu bunalttığın için ayrıldınız... Şöyle demeseydin keşke o seni hep koşulsuz, her şeye katlanarak severdi..." vb. size onu aklayacak bir sürü cümle gönderiyor zihninize... Bunlar gerçek olsaydı şu an yukarda alıntı yaptığım mesajınız gülücük ve tatlı anılarla dolu, erkek arkadaşınız da yanınızda olurdu. Lütfen bu oyunlara kanıp kendi kendinize acı çektirmeyin... :1closedeyes:
Kavga anlarında "Ben bu yaşımda, bu halimle neden katlanıyorum bu adama?" ve ilişki bittikten birkaç hafta sonra "Oh be, kafam rahat etti en azından!" dedikten sonra hasretle, güzel anılara duyduğunuz özlemden "gidiş biletini kesen" sizmişsiniz gibi davranmayın... Yalnız yaşamadınız o ilişkiyi, yalnız bitirmiş de olamazsınız... "Her şeyin olacağına vardığına" yolların kesişmesi gerekiyorsa eninde sonunda ondan kaçsanız, başka ülkeye gitseniz de yanınıza geleceğine inanın... O kadar çok örneğini gördüm ki bunun... Lakin o umutla yaşamayın, "hayattan biten ilişkinizi başa sarmasını dilemeyin" ki acılar da başa sarılmasın, hayırlısını dileyin, hayırlısı sizin için en iyi olandır, belki de "Asla başkası olamaz hayatımda" diyerek ötelediğiniz başka bir adam bir yerlerde, bu kez hiç kendinizde hata aramanıza, telefon beklemenize, sevildiğinizi duymayı istemenize gerek bırakmadan sizi sonsuza dek mutlu etmek için bir tek duanızın ucuna bağlanmış mektup gibi adresini arıyordur... yerimseniben
Evet, hilesiz hurdasız "Beni üzersen kaybedersin" mesajı verdiğinizde kendinize duyduğunuz saygıdan afallayarak döner...
Lakin adamı döndürmekten, paniğe kapılmasını sağlamaktan, "jetonu düşürmekten" kolay ne var...
Türlü numaralar yapsanız da döner, siz hiçbir şey yapmasanız da adam sıkılır, kimseden yüz bulamaz, sizin sıcaklığınız kimsede yoktur, herkes sevgilisiyle gezerken yalnız kalmıştır yine döner... İşte esas mesele bundan sonrası zaten... şakkıdı
Kadının aklı burda devreye girecek de adamın çaresizliğinden dönmesini, afallamasını zafer olarak görmeyecek, adamın da akıllı olduğundan, akıllandığından emin olmadan eski günlere dönüp aynı tavizleri verdikten sonra ağlayıp sızlamayacak...
Yoksa kadın hancı, adam yolcudur; kadın kürkçü dükkanı, adam tilkidir, erkekler "dönmek" konusunda maharetlidir, kadının oturduğu yerde yüz seksen derece döner, yine burnunuzun dibine düşer... sositososito
Dediğiniz gibi, kadın akıllı olacak, adamın dönmesini sonuç olarak değil, başlangıç olarak görecek, bu kez aynı hataları yapmamak, aynı duruma düşürülmemek için gözünü dört açacak, hatalarından ders alacak, merkeze sevdiğini değil kendini alacak, yoksa adam aynı, kadın aynı, tekrar "ayrılık filmi" çekmeye ne lüzum var... Bu kez "aşk filmi" olsun istiyorsa adamın kendisi kadar aşık olduğundan emin olması lazım, eğitim şart... sengözlerimebaksanab
