Çocuk Hastalıkları Ateşli Çocuğa Yaklaşım

Bebek Hastalıkları, diş çıkarma, bebeklerde kusma, bebeklerde ishal, bebeklerde uyku düzensizliği
Otizm skalası nedir?


Amerika’daki Otizm Araştırma Enstitüsü tarafından (Autism Research Institude) geliştirilen otizm skalası nedir? Kendi kendimize sorabileceğimiz sorular ile çocuğumuzun otizminin hangi seviyede olduğunu saptayabilir ve ilerleyen zaman içinde gelişme sürecini takip edebiliriz.

Sorular 4 ana temaya göre hazırlanmıştır.

Cevaplarınızı a) Evet b)Hayır c)Bazen diye verebilirsiniz.

I-Konuşma/Lisan/Kominikasyon

1-Kendi adını biliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

2-‘Hayır’ veya ‘Dur’ a yanıt veriyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

3-Bazı yönlendirilmeyi takip edebiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

4-Bir defada bir kelimeyi kullanabilir mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

5-Bir defada iki kelimeyi birden kullanabilir mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

6- Bir defada üç kelimeyi birden kullanabilir mi?
A)Evet b)Hayır c)Bazen

7-10 yada daha fazla kelime biliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

8-4 veya daha fazla kelime biliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

9-Ne istediğini anlatabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

10-Anlamlı sorular sorabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

11-Konuşmasında anlam yükü var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

12-Genellikle pek çok başarılı cümle kurabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

13-Oldukça iyi konuşma yapabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

14- Yaşına uygun iletişim kurma yeteneğine sahip mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

II-Sosyallik

1-Bir kabuk içinde gibi mi duruyor,ona ulaşamıyor musunuz?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

2-Diğer insanlara aldırış etmiyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

3-Yönlendirildiği zaman dikkatini ya çok az ya da hiç veremiyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

4-Uzlaşmacı değil mi ve dirençli mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

5-Göz teması yok mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

6-Tek başına kalmayı mı tercih ediyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

7-Hiç sevgi göstermiyor mu?
a)Evet b)hayır c)Bazen

8-Anne-babasını selamlamada aksaklık yapıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

9-Diğer kişilerle teması engelliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen 1

10-Taklit etmiyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

11-Sarılmayı ve okşanmayı istemiyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

12-Paylaşmayı ve yaptığını göstermeyi istemiyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

13-‘Allahaısmarladık’ diye el sallamıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

14-Uzlaşmasız mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

15-Sinir krizleri mi geçiriyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

16-Arkadaşlık kurmada ve dostluk geliştirmede eksikliği var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

17-Nadiren gülümsüyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

18-Diğer insanların hislerine karşı duyarsız mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

19-Sevilmeye karşı farklı tepki mi gösteriyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

20-Ailesi tarafından yalnız bırakıldığında farklı tepki mi gösteriyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

III-Sensori(duyusal)farkındalık

1-Kendi ismine tepki veriyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

2-Övgü cümlelerine yanıt veriyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

3-İnsanlara ve hayvanlara bakıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

4-Resimlere bakıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

5-T.V. seyrediyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

6-Resim çiziyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

7-Boyama yapıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

8-Sanatla ilgisi var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

9-Oyuncaklarla uygun şekilde oynuyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

10-Uygun yüz ifadeleri (mimik)var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

11-Televizyondaki hikayeleri anlatabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

12-İzahatları anlayabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

13-Çevresinin farkında mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

14-Tehlikenin farkında mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

15-Hayal kurabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

16-Riske atılabiliyor mu ,cüretli ve atak mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

17-Ahenkli mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen 1

8-Diğer insanların baktığı yere bakabiliyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

IV-Sağlık/fiziksel Durum/Davranış

1-Yatağını ıslatıyor mu?(işiyor mu?)
a)Evet b)Hayır c)Bazen

2-Kilotunu veya bezini ıslatıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

3-Kilotuna veya bezine kaka yapıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

4-İshal mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

5-Kabız mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

6-Uyku problemi var mı?
a)Evet b)hayır c)Bazen

7-Ya çok fazla ya da az mı yemek yiyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

8-Fazlasıyla seçici mi yiyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

9-Hiperaktif mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

10-Uyuşuk mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

11-Kendine vuruyor veya kendini yaralıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

12-Başkalarına vuruyor veya başkalarını yaralıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

13-Zararlı,tahrip edici mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

14-Seslere karşı hassasiyeti var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

15-Meraklı veya korkulu mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

16-Mutsuz veya ağlayan mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

17-Epilepsi nöbeti var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

18-Takıntılı konuşması var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

19-Rutin olaylara karşı kesin tavrı var mı?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

20-Bağırıyor mu, çığlık atıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

21-Sürekli aynılığı mı istiyor?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

22-Sürekli ajite mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

23-Ağrıya karşı hissiz mi?
a)Evet b)Hayır c)Bazen

24-Bazı olaylara ve bazı konulara karşı fiksasyonu var mı,takılıp kalıyor mu?
a)Evet b)Hayır c)bazen

25-Tekrarlanan hareketleri var mı(el sallamak gibi)
a)Evet b)Hayır c)Bazen
 
Otizm ile ilgili basligi ATES ile baslayan baslik ile birlestirmissiniz ya, Bravo alkisliyorum sizleri... Otizm`i demek ki atesli bir hastalik olarak görenlerde varmis hayatta..Konuyu birlestiren arkadasim, hadi diyelim baslik toparlamasi yapiyorsun bari otizm`i dogru yere tasi, Bebek & Cocuk Hastaliklari bölümünde Otizm basligi var. Oraya devam olarak ekle konuyu bari, böyle cok komik görünüyor, kel alaka bir durum olusmus:))))

Otizm basligi - ATES Basliginin alt kisimda olmasi gereken konu degil, lütfen daha dikkatli olun.

Tekrar ediyorum: OTIZM ATESLI BIR HASTALIK DEGILDIR. BUNUDA COK IYI BILEN INSANIM.
 
Ben özür dileyip bundan sonra o bölümde sadece uzmanların müdahale edeceğini ifade etmiştim aynı başlıkta yapılan aynı 2. hata.
özür dileriz
 
Ateş Nedir?

Günümüzde ateş hekimlerin en sık karşılaştıkları sağlık sorunlarından birisidir.

İnsan vücudunun normal şartlardaki ısısı 36,5 C'dir. Bu değer bebeklerde ve küçüklerde 36,8 olabilir.Vücut tüm fonksiyonlarını bu ısı değerleri arasında yerine getirdiği için "ateş" diye adlandırılan vücut ısısının yükselmesi vücudun normal dengelerinde bir bozulma olduğunu gösterir. Ateş, kendi başına bir hastalık değil, hastalık belirtilerinden bir tanesidir. Bir enfeksiyon, ödem, doku hasarı veya aşı gibi nedenlerle vücut ısısını düzenleyen termoregülatör merkezdeki dengenin bozulması sonucu ateş oluşur. Dolayısıyla ateşin temelinde yatan etmenin ne olduğunun mutlaka bir doktor tarafından tesbit edilmesi gerekir.

Ateş, aslında doğal bir savunma mekanizması olması ve doktorlar için gerekli bir uyarı olmasına karşın aileler için önemli bir korku nedenidir. Gereksiz yaşanan korkular paniklemeye ve zamam zaman da hatalı uygulamalar yapılmasına neden olabilir. Unutulmaması gereken şey, ateşin pek çok nedenden dolayı ortaya çıkabileceğidir. Buna karşın özellikle bebeklerde ateş olmaksızın da çok ciddi hastalıklar oluşabilir.


Yüksek Ateş Nedir? Ateş Neden Yükselir

Çocukların kulaktan ve ağızdan ölçülen ateşleri 36-36,8 C ise bu normal vücut ısısıdır. Koltukaltından 37 C,ağızdan 37,5 C ve makattan (rektal olarak) 38 C ve üzerinde ölçümler alınıyorsa, bu yüksek ateş olarak tanımlanabilir. Ateşi yükselen çocuklar için ateşi kontrol altına almaya yönelik müdahalelerin yapılması gerekmektedir.
Ateşe neden olabilen bakteri,virüs, gibi mikroorganizmalar vücuda girer.
Bu mikroorganizmalar pirojen adı verilen çeşitli maddeler salgılarlar.
Cevap olarak vücutta endojen adı verilen maddeler salgılanır.
Vücut ısısını dengede tutan termoregülatör bölge harekete geçer. Ve bunun sonucunda da ateş çıkar.
Ateşin yükselmesiyle havale geçirme arasında her zaman ilinti yoktur. Ateş sadece hastalık yapıcı bir mikroorganizmanın vücuda girmesiyle yükselmez. Rutin yapılan aşılar sonucu, 5 aylık-2,5 yaş arasındaki bebeklerin diş çıkarmaları dönemlerinde, vücutta oluşan bir doku hasarı sonucunda da ateş yükselebilir.Bazen çok yüksek ateşte havale görülmezken, bazı çocuklarda düşük ateşte bile havaleye rastlanabilir. Havale nöbetleri genellikle 6 ay ile 5 yaş arasında görülür. Eskiden havale geçiren çocuklarda mutlaka bir beyin hasarı kalacağı düşünülürken, artık bunun doğru olmadığı düşünülmektedir. Önemli olan havalenin kendisinden çok havaleye neden olan hastalıktır. Tipik havale nöbetinde bebeklerde şuur kaybı, kol ve bacaklarda kasılmalar oluşur.

Kontrol altına alınamayan uzun süreli yüksek ateşlerde ve havale belirtilerinin görülmeye başlandığı anda hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurup çocukların doktor kontrolüne alınması gerekir.


Hipotermi ve Hipertermi

Hipertermi çevresel faktörler nedeniyle, içinde bulunulan ortam ısısının artmasıyla vücut ısısının yükselmesidir. Hipertermi yüksek ateşle karşılaştırılmamalıdır. Hipertermi nedeniyle kişiler terler ve soğuk bir şeyler içmek isterler. Ateşi yükselen kişiler üşüdüğünü, hipertermik kişi ise vücudunun ısısndığını hisseder.

Hipotermi ise vücut sıcaklığının 35 derecenin altına düşmesidir ve hayatı tehdit eden bir olaydır. Özellike küçük çocuklarda, yaşlılarda ve bazı hastalarda vücut ısı dengesinin hassas olması nedeniyle hipotermi, yani ateşin normalin altına düşmesi,ciddi durumlara neden olur. Ateş düşmesinin belirtisi titreme, derinin soğuk ve soluk olması,bitkinlik,konuşma güçlüğüdür. Dağcılık sporu ile uğraşanların çok sık karşı karşıya kaldıkları ve halk arasında donma olarak bilinen ateş düşmelerine sebep genel olarak aşırı soğuğa maruz kalmak olabildiği bazı ilaçların (nonsteroid-antienflamatuarlar gibi) yan etkisi olarak da görülebilmektedir.

Hipotermi olan kişilerde tüm giysilerin çıkarılıp,kişinin normal sıcaklıktaki bir odaya alınması bir battaniye yardımı ile yavaş yavaş ısıtılması, çok sıcak olmayan içeceklerin verilmesi gerekir. Sık aralıklarla örneğin yarım saatte bir ateş ölçümü yapılarak doktora ulaşana kadar ısıtıcı önlemlerle devam edilmelidir. Özellikle kullanılan bir ilaçtan dolayı hipotermi yaşandığı şüphesi varsa zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.


Ateş Nasıl Ölçülür?

Ateş çeşitli şekillerde ölçülebilir.
Koltuk altı
Rektal (makattan ölçüm)
Timpana (kulaktan ölçüm)
Oral (ağız içinden ölçüm)
Ölçümünde hangi yöntemin uygulanacağı çocuğun yaşına göre belirlenebilir. Bebeklerde rektal ölçümler, daha büyük çocuklarda ise koltuk altından ateş ölçülmesi daha doğru olmaktadır. Genellikle koltuk altına oranla rektal yoldan alınan ölçümler 0,5-1 C daha yüksek bulunur. Koltuk altı ölçümü yapılırken terleme varsa önce kurulanmalı sonra cıvalı kısım koltuk altına gelecek şekilde yerleştirilmelidir. Tercihen kucakta tutularak 3 dakika termometre kapalı koltuk altında tutulmalıdır. Civalı termometreler en güvenilir ölçümlerin yapıldığı termometreler olmakla beraber kırılmaları durumunda oluşabilecek yaralanmalara, civalı yerlerinin dökülmesi nedeniyle zehirlenmeler oluşmasına karşı dikkatli olunmalıdır.

Ağız içinden ölçüm yapılırken ölçümden 5-10 dakika önce soğuk ve sıcak yiyecek ve içeceklerin alınmamasına dikkat edilmeli, termometre ağız içerisinde 2-3 dakika bekletildikten sonra okuma yapılmalıdır.

Hızlı ölçüm yöntemlerinden biri de timpanik termometrelerle kulaktan yapılan ölçümlerdir. Termometre kulak içine dikkatlice yerleştirilip ölçüm yapılabilir.


ateşli havale febril konvulsiyon

Ateşin ani olarak yükselmesi bazı çocuklarda ateşli havale denilen bilinç kaybı, katılaşma ve istem dışı kasılmalara yol açabilir. 6 ay - 7 yaş arasındaki çocukların % 2 ile 4 'ünde görülür. Olguların hemen hemen yarısı 1-2 yaşlarındadır. Ateşli havaleye ailevi yatkınlık söz konusu olabilir.

Bir kez ateşli havale geçirmiş olan çocukta tekrar havale görülme olasılığı % 30 kadardır. Üç yıl hiç havale geçirmezse bu sıklık % 10 'a iner. 15 dakikadan kısa süren, gün içinde yinelemeyen havale için "basit ateşli havale" deyimi kullanılır. Çok sayıda ve uzun süren havale nöbetleri "kompleks ateşli havale" olarak adlandırılır. Basit ateşli havale hiçbir araz bırakmazken, kompleks olgularda ileride sara hastalığı görülme sıklığı artarak % 9 'u bulur.

Ateş çeşitli enfeksiyon hastalıkları ile ilişkili olarak meydana gelebilir. Ateşin yüksek ya da hafif oluşu her zaman hastalığın ciddiyetiyle bağlantılı değildir. Basit bir viral enfeksiyonda yüksek ateş, belirgin boğaz ya da idrar yolu iltihabında hafif ateş görülebilir. Başlatan faktör her ne olursa olsun ateş, vücudun savunma araçlarından birisidir. Mikroplar en iyi doğal vücut sıcaklığı olan 36.5 - 37.5 santigrat derecede ürerler. Bağışıklık sitemimiz bir enfeksiyon söz konusu olduğunda beyindeki vücut sıcaklığını düzenleyen merkezin termostat ayarını değiştirerek ısıyı yükseltir. Böylece ideal üreme ortam sıcaklığından yoksun kalan mikro organizmalar istedikleri gibi çoğalamazlar. Görüldüğü gibi hafif ateş aslında enfeksiyonla mücadelede başarıyı arttırmaktadır. Yüksek ateş ise istenmeyen bir durumdur. Vücut sıcaklığı gerekli müdahalelerle 39.5 C derecenin altında tutulmalıdır.


Eğer bir bebeğin makattan ölçülen ateşi 38 dereceden fazla ise, o bebekte yüksek ateş olduğunu kanıtlar. Ancak çoğu zaman ateşin yüksekliğinden çok bebeğin genel durumu daha da önemlidir. Ateşi normale yakın ama halsiz, devamlı uyuyan, mama yemek ya da süt içmek istemeyen bir bebek, 39 derece ateşi olmasına rağmen, canlı hareketli, beslenmesini sürdüren bir bebeğe oranla daha hastadır. Eğer iki aylıktan küçük bir bebeğin ateşi 38 dereceyi aşarsa doktora götürmek gerekir. İki aylıktan büyük bebek için doktora götürme sınırı 39 derece ateştir. Ancak daha düşük rakamlarda da olsa ateş, üç günden daha fazla sürüyorsa, doktora götürmek gerekecektir.


Yüksek ateşin tehlikeleri nelerdir?

Ateş yükselmesi vücudun savunma mekanizmalarından biridir. Vücutta virüs ya da bakteri cinsi bir hastalık etkeni olduğunu ve vücudun buna karşı tepki gösterdiğini kanıtlar. Ateş yükselmesi halinde hastalık etkenleri faaliyetlerini sürdüremez ya da ölürler. Bu nedenle ateş yükselmesi hastanın yararına bir durumdur. Ancak, yüksek ateşin devam etmesi, vücudun hastalığı yenemediğini gösterir. Hastalığın devam etmesi organlarda kalıcı bir bozukluk yaratabileceği için, müdahale edilmelidir. Doktor, yapacağı muayeneden sonra hastalığı teşhis edecek ve gerekli önlemleri alacaktır. Gerekli tedaviye başlamadan ateşi düşürmek yararlı bir davranış değildir.

Ateşin, savunma sistemi için yararlı olduğunu belirttim ancak bunun tek istisnası, yüksek ateşle gelen havale nöbetidir.


Havale nedir?

Beyin hücrelerinin normal dışı bir aktivite göstermesi sonucu ortaya çıkan, vücuttaki istemsiz kasılmalara, tıp dilinde konvülsiyon, halk arasında da havale adı verilmektedir.

Tipik bir havale nöbetinde bebek şuurunu kaybeder, kol ve bacakları kasılır. Birkaç saniye sonra, kol ve bacaklarla yüzde ritmik kasılmalar olmaya başlar. Bir süre sonra da bütün belirtiler kaybolur.

Havale nöbetleri genellikle 6 aylık ile 5 yaş arasındaki çocuklarda olur. Çoğu zaman yüksek ateş ile beraberdir. Ancak ateşin yüksekliği ile havale geçirme arasında her zaman bir ilinti yoktur. Yani bazılarında çok yüksek ateşte havale olmazken, bazı bebeklerde daha düşük ateşlerde bile havaleye rastlanabilir. Çocukların %4-5 inde hayatlarında en az bir kez havaleye rastlanırken, bunların yarısında bir kereden sonra havale görülmez. Eskiden, havale geçiren çocuklarda mutlaka beyin hasarı kalacağı düşünülürken, bunun doğru olmadığı artık anlaşıldı. Önemli olan havalenin kendisi değil, havaleye neden olan hastalıktır. Bu iyi tedavi edilmediği taktirde hasar kalabilir.

Havale sırasında neler yapılmalı?

Havale nöbeti anne ve babalar için korkutucu olabilir. Ancak bilmeniz gereken en önemli şey, havalenin birkaç dakika sonra kendiliğinden geçeceğidir. Eğer bebeğin ateşi yüksekse, düşürmek için, giysilerini çıkartmak, başına ve göğsüne ıslak bez koymak, tüm vücudu serin su ile ıslatılmış bezlerle silmek yararlıdır. Havale geçiren bebekte, kolonya gibi alkollü maddeler kesinlikle kullanılmaz. Ayrıca ateş düşürmek için su dolu küvete sokmak da tehlikeli olabilir.

Kusmaya başlarsa, yüzükoyun ya da yan yatırarak kusmuğun nefes borusunu tıkamasını önleyin.

Nefes alması güçleşirse, alt çenesini hareket ettirmeye çalışarak nefes almasına yardımcı olun. Çoğu insan, havale geçiren kişinin dilini ısıracağını ya da yutacağını ve nefes yolunun kapanacağını düşünür. Dil ısırma olursa da çok önemli değildir. Bunu önlemek için ağzına elinizi ya da başka cisimleri sokmak tehlikeli olabilir.

Eğer nefesi durursa, yapay solunuma başlamayın, kısa bir süre sonra kendiliğinden soluk alıp vermeye başlayacaktır.

Havale nöbeti geçtikten sonra, bebeğin devamlı doktoru varsa, ona haber verin. Bebeği muayene etmek isteyecektir. Eğer bu doktora ulaşamıyorsanız, bir hastanenin acil kısmına götürün. Yukarıda da belirttiğim gibi, havaleye neden olan hastalık, çoğu zaman havaleden daha ciddi sorun yaratır.



Soru: "Çocuğumun ateşi var, ne yapmalıyım?"

Yanıt: Çocuğunuzun üzerinde varsa yorganı kaldırın, kalın giysileri çıkarın. Ateşi 38'in üzerindeyse doktorunuzun önerdiği miktarda "parasetamol" şurubu içirin. İçemiyorsa fitil de kullanabilirsiniz. Ateş düşerken terleme ile sıvı kaybı meydana geldiğinden sık sık su vermeyi ihmal etmeyin. Islak iç çamaşırlarını değiştirin. Ateş 39.5'in üzerindeyse anlatılanlara ek olarak çocuğunuzu tamamen soyun, yatağına bir havlu serin, üzerine yatırın. Islak bir sünger ya da bezle alın, boyun, koltuk altları, bacak araları ve büklüm yerlerini sık sık silin. Bu iş için buzlu, kolonyalı, sirkeli değil sadece ılık su kullanın. Yarım saat içinde ateş düşmezse doktorunuzla görüşün ya da hastaneye başvurun. Hastalığın nedenine yönelik tedavi gerekliliği (antibiyotik vb) mutlaka hekim tarafından verilmesi gereken bir karardır.

Soru: "Ateşi düşürmek için ASPİRİN verebilir miyim?"

Yanıt: Aslında kesinlikle aspirin kullanmayın demek mümkün değildir. Ancak çocuğunuz "viral enfeksiyon" örneğin grip, kızamık ya da su çiçeği geçiriyorsa aspirin kullanıldığında çok nadir olarak "Reye sendromu" sorunuyla karşı karşıya kalınabilir. Reye Sendromu karaciğer hasarı ile seyreden bir hastalık tablosudur. Tek nedeni aspirin kullanımı değildir. Ama viral enfeksiyonlarda aspirin kullanılan olgularda sıklığının arttığına dair yayınlar vardır. Aniden ateşi yükselmiş bir çocukta etken viral midir değil midir diye araştırmaya çoğu kez zaman olmayacağı için aspirin yerine parasetamol kullanmak daha güvenli bir seçenek olmaktadır.

Soru: "Çocuğum havale geçirirken, ne yapmalıyım?"

Yanıt: Yaptığınız tüm müdahalelere rağmen çocuğunuz gözlerini bir noktaya dikip sizinle iletişimini kaybeder, ağzı köpürür, vücudunda kasılmalar meydana gelirse ilk yapılacak şey paniğe kapılmamaktır. Onu hemen yere yatırın, ayıltmaya çalışmayın, sağa sola koşup yalnız bırakmayın, yanında durun. Kusarsa gövdesini ve başını bir yana çevirin. Dişlerinin arasına elinizi ya da bir cismi sokuşturmaya çalışmayın, zorlamayın. Eğer kendiliğinden aralanmış ise bükülmüş bir kumaşı araya hafifçe sokabilirsiniz. Bu uygulamada amaç dilin ısırılmasını önlemektir. Tekrar ediyorum bir şey sokmak için zorlamak yok!
Havale bir kaç dakika içinde kendiliğinden duracaktır. Sabırla bekleyin (bu bekleyiş insana saatler geçiyor hissini veriyor olsa da) .. Havale geçiren çocuğu kapıp soğuk duşun altına sokmayın. Siz duş yaptırsanız da yaptırmasanız da havale duracaktır. Havale durduktan sonra doktorunuza baş vurun. O gereken tedaviyi düzenleyecektir. Eğer havale durmuyorsa vakit yitirmeden acil servisi olan bir hastaneye götürürün.

Soru: "Hastanede neler yapılıyor?"

Yanıt: Hastanede çocuğunuzun solunum yolları aspiratör denilen aletle temizlenecek, oksijen solutulacak, makatından içeriye havale durdurucu madde (diazepam, klonazepam) verilirken bir yandan serum takılacaktır. Havale bu şekilde de sona ermezse damar yolundan havale durdurucu maddeler verilebilir. Çocuğunuz bir süre gözlem altında tutularak gerekli incelemeler yapılacaktır. Ateşin nedeni saptandıktan sonra asıl nedene yönelik tedaviler düzenlenecektir. Kompleks ateşli havale geçiren çocuklara uzunca bir süre (6 ay-2 yıl) havale önleyici ilaç kullanılması gerekebilir.
 
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mahmut Abuhandan, ateşi olan çocuğa aspirin verilmesinin karaciğerde yetersizliğe neden olabileceğini söyledi.

15898.jpg

Aspirindeki asidin karaciğerde tahribata yol açacağını belirten Abuhandan, bu tahribatın kısa sürede zehirlenmeye neden olabileceği ve bu zehirlenmenin ölümle sonuçlanabileceğini aktardı. Ateşin düşürülmesi için doktorun tavsiye edeceği ilaçların kullanılması gerektiğini vurgulayan Abuhandan, soğuk algınlığı veya grip olan birisinin en iyi tedavi yönteminin nane, limon, ıhlamur gibi sıvı gıdaların tüketilmesi olduğunu söyledi.

Abuhandan, şunları söyledi: "Bu sıvılar Dünya Sağlık Örgütü tarafından da öneriliyor. Kış boyunca boğaz yumuşatıcılar enfeksiyonlara karşı mücadele bağışıklık sistemi mukavemetini artırır. Boğazda ve solunum yollarında yumuşama ve rahatlatmaya yarar. Boğazda şişlik, dolgunluk ve yanma hissi varsa bir bardak su yarım çay kaşığı tuz ile karıştırılarak tuzlu su ile gargara yapılabilir. İçinde dekonjestan bulunan ilaçlar burun tıkanmasını ve dolgunluk hissini önler."
haber7
 
X