Tüm yorumları okumadım belki aynı fikirde olanlar vardır...
Bir aralar Issız Adam filmi fenomendi, izlemeyeni, hakkında bir çift kelam edemeyeni garipsiyordu millet ve son olarak seri halinde Aşk-ı Memnu hafızalara kazındı.
İkisini de izledim ve ben de bu kadar dikkat çeken yapımlardan haberdar olmayanı, karakterlerin bahsi geçtiği zaman "O kim ya?" diyeni garipsiyorum(her yerde bu denli isimler dolaşırken) elbette zevkler renkler tartışılmaz, sürü psikolojisiyle aynı şeyi beğenecek değil herkes ama çevremde bu diziyi takip etmediğini, onun yerine belgesel izlediğini,bu dizinin kültürel yozlaşmayı, ahlaki çöküşü hızlandırdığını söyleyenleri, karakterleri tanımayışını gururla ifade edip farklılığını ortaya koyduğunu sananları ... Bir diziyle bozulacak karakter zaten sağlam değildir...

Yine de Issız Adam'ı da Aşk-ı Memnu'yu da tehlikeli buluyorum ben de... Fakat bambaşka sebeplerle... Issız Adamda Alper karakteri, Aşk-ı Memnu'da Behlül, ideal olmayan, ilişkisine sahip çıkamayan, kişisel tatminsizlik ve eziklik duygularıyla beraber olduğu kadınları yıpratan neticede bunalıma (hatta intihara) sürükleyen karakterler... Düşünsenize, sevdiğimiz adamlar ve herkesin malumu ki bu dizinin takipçisiyiz... Peki neyi izliyoruz, ağlayan acı çeken kadını... Toplumda talep gören ne, ezilen, üzülen kadın... Bu diziyi vazgeçilmez kılan unsurlardan biri de kadının çaresizliğiydi, ruhu zampara adamlar Adnan Beye acısalar da içten içe "Aferin Behlül, bir elin yağda bir elin balda..." diye düşündüler... Adnan zengin, müşfik, özenilesiydi ama toplumda aldatılan, aptal yerine konulan adamdı ve erkekler onun gibi olmaktan, onun başına gelenleri yaşamaktan korktular. Hepsinin hatta belki sevdiğimiz adamların hayali Behlül olmaktı; uçarı, hesap vermeyen ve etrafında güzel kadınların pervane olduğu, onun için ölüme giden kadınların olduğu Behlül... Kadınlarsa lüks içinde yaşayan Bihter'e hem özendiler hem üzüldüler... İddia ediyorum ki final değiştirilip Bihter pişman olsa, Behlül'e mutluluklar dileyip Adnan'la yakınlaşsa ve bir ömür mutlu yaşasa esamesi okunmazdı bu dizinin... buyrunnnnnnnnn
Diyeceğim o ki kimi çekim yasası kimi kader der, acı çeken kadınları görmeyi seviyoruz toplum olarak ve genelde başımıza geliyor gördüklerimiz... Bu hikayelere prim veriyoruz mutlu sonla bitmeyeceğini bile bile... Çok sevdiğim, kaliteli bir diziydi negatif eleştirim diziye değil, toplumda sevilen, talep görülen hikayelerde kadınların yıpranmasına... Dizilerde, filmlerde bile güldürmüyorlar kadınları ve bu hal izlenme rekorları kırıyor... şakkıdı