merhaba arkadaşlar. 34 yaşındayım. bekarım. uzun boylu, etli butlu herşeyi fazla bi insanım. çirkin olmadığımı varsayıyorum. memleketin en iyi okullarından birinde master yaptım, aklımın başımda olması lazım ama galiba değil. çoğu kadın kuaför, kılık kıyafet muhabbeti yapar, kendine özen gösterir ya. ben pek öyle sayılmam. ben parfümeri gezeceğine koçtaşın hırdavat bölümünden el aleti koleksiyonu yapan, fayans döşeyen, sıva yapan, tamirat tadilat ve el işi şeylerden zevk alan bi tipim daha çok. kendi banyomun fayanslarını kendim döşedim mesela. ilgincim yani hiç sıradan bi insan değilim. türümün tek örneğiyim gibi bişey. harley davidson motorum var. kimse motorun benim olduğuna ve kullanabildiğime inanmıyor falan. böyle bi tipim işte.
2009 yılında 2 yıllık bi ilişkim vardı, bitti. çok sancılı geçti o dönem. 3 yıl bilfiil ağladım. sadece çocuğun yaptıklarından değil ama. depresyona gireceğim tutmuşçasına. tabi o çocuğun da beni ne kadar çok kırdığını üzdüğünü anlatamam. kendime güvenimi 0 a indirdi davranışlarıyla. ben de ne safmışım onu adam sanıp her lafına itibar etmişim. kendime çok kızıyorum. birine sürekli iyilik yapıp iyilik beklersen ve o kişi yaptıklarını sallamayıp kafasının dikine gidip seni yok sayarsa olacağı bu. kız anneleri kızlarına oğlanlara saçını süpürge etmemelerini, oğlan anneleri de oğullarına kızları kullanıp atmamalarını anlatsın lütfen.
sonra bi kaç kişi girdi çıktı hayatıma. ama ben hiç birini hayatımda tutmak istemedim. iyi değildim, beni sevmeye niyetlenen insanları da üzmek istemediğim için ciddi bi ilişki kurmadım kimseyle. aradan 5 yıl geçmiş toplamda. ben hala iyi değilim. o herifi çoktan unuttum. ama içimde derin yaralar kaldı. nasıl oluştuğunu bile hatırlamıyorum ama orda varlar ve yok olmuyorlar.
bunun üstüne başka bi adam girdi hayatıma. onunla 3 yıl önce tanıştım. doğulu bi ailenin egede büyüttüğü 4 erkek kardeşten biri. laylaylom bi tip. dövüşçü. astığı astık kestiği kestik. herkes bundan korkuyor. bu herkesi korkutuyor. korksunlar istiyor. sadece çok yakın arkadaşları biliyor onun nasıl bi insan olduğunu. bi olay çıksın, abi koş. bi telefonla koşup gidip sorun çözüyor. ne iş yaptığını bilmiyorum. soruyorum, bazı cevaplar veriyor. neyse ne. beni de çok ilgilendirmiyor. hani bi insanın formülünü bilirsiniz ama sayısal değerleri değişkendir ya. ben onun ne yapıp ne yapmayacağını biliyorum. en iyisini de en kötüsünü de. ama ne zaman nerde kime ne yapacağını bilmiyorum. bilmek de istemiyorum.
tanıştığımız yıl bi kaç sefer beraber olduk ama çıkmadık. çıkmadık ama kanka kanka gezdik dolaştık. bi süre sonra ona aşık olduğumu söyledim. umursamadı. sonra bi kaç sefer daha birlikte olduk. şimdi arkadaşlığımızın üçüncü yılında ona olan sevgimi, ona değer verdiğimi göstermek için canının çok sıkkın olduğu bi dönemde ona istediği güneş gözlüğünü aldım. çok mutlu oldu. kabul etmek istemedi. ona hediyeyi bişey beklediğim için değil arkadaşı olduğum ve onu mutsuz görmek istemediğim için aldığımı söylediğimde ısrarıma dayanamayıp kabul etti. bi kaç sefer parasız kaldı para verdim ve geri almadım. ama o günden sonra herşey daha değişik oldu tabi. bana daha çok değer verdiğini varsayıyorum o günden sonra. eskşden bişey olsa amaan salla derdi, şimdi sorunu çözmeye beni mutlu etmeye çalışıyor. geçen gün "ne istedin de yapmadık ulan" dedi. pis bi bakış attım, "yani aşk dışında demek istedim" diye düzeltti.
sorunum şu
ben bu adama aşığım ve onunla evlenmek istiyorum. koşulsuz şartsız, sorgusuz sualsiz. onunlayken çok huzurlu ve mutluyum. bir o kadar da gerginim. çünkü o ona aşık olduğumu biliyor. çok kez söyledim. sana aşığım seninle evlenmek istiyorum manasına gelecek laflar ettim. onun cevabı ise şu oldu. ben evlenmek istemiyorum, ama evlenecek olursam o kişi sen olacaksın. senden daha evlenilesi insan yok çevremde, herşeyimi bilen bi kaç kadından biri sensin dedi. hayatımdaki en temiz sayfa sensin dedi. etrafındaki kadınların hiç biri benim gibi değil. çok afedersiniz paçoz karılarla takılmış bunca zaman. kuzenlerinden biri benim ona olan ilgimi babasına anlatmış. herhalde babası gidip tanışın mı dedi artık ne oldu bilmiyorum. bigün 10 kişiyi topladı benim dükkanımda. hepsini benle tanıştırdı. aile fotoğrafı çekilelim dediler, ben kaçtım ortamdan, gelsene yaa dedi. neden canım aile fotoğrafı o dedim. e tamam nasıl olsa sen de yakında bu aileye gireceksin dedi. dayım dayım dediği büyüğü bi adam geldi bigün. öz amcasıyla beraber. dedilerki yaşınız geçmeden mürüvetinizi görelim artık vs. bunun gıkı çıkmıyor. bütün o adamları getirip götürüyor yanıma. adamlar böyle saçma sapan (aslında tam duymak istediğim şeyler ama) konuşuyorlar. bu arkalarından dil çıkartıyor vs. sonra yurtdışından bi manitası geliyor, koştur koştur onun yanına gidiyor. kız ülkeyi terk edince, ona da söyledim yakında evlenicem dedim diyor. ne diyorsun sen ya dediğimde öf hadi tamam sus kafamın etini yedin diyor. bazen dellenip git evlen biriyle diyor. bazen evlenirsem hayatta aldaatmam o yüzden evlenmiyorum zaten diyor. mesela dün canım et çekti bee dedim. gitti 1 kilo et aldı benim eve geldik pişirdik. yolda araba sallandı, ay içim dışıma çıktı dedim, iyiki hamile değilsin hamile olsan sıçtıydık dedi. bigün arabasının fotoğraflarını gönderirken araya bebek fotoğrafı koydu gönderdi. bu herif beni seviyor mu yoksa duygularımla oyun mu oynuyor? yani o kadar büyük bi ikilemdeyim ki, o kadar karışık ki herşey. nerden anlatmaya başlayacağımı bile bilemiyorum. kafamın içi allak bullak. her gününü yanımda geçiriyor yapacağı başka bişey yoksa. ya böyle bi adam neden öğlen yanıma gelir, geceye kadar yanımda oturur nasıl oluyor bu ben anlamadım. benimle dalga mı geçiyor. acaba söylediklerimi samimi bulmuyor mu. güven sorunu mu yaşıyor. veya beni değil de diğerlerinden birini mi seviyor? yoksa beni seviyor, günü gelince evlenecek miyiz. sabredeyim diyorum. vıdı vıdı etmeyeyim diyorum ama bazen kendimi tutamıyorum. 34 yaşındayım. 20 olsam sıkıntı yok. beklerim. ama ne olacağını bilmediğim bi işin içindeyim. etrafımdaki herkes farklı şey söylüyor. kimisi o senin dengin diyor. kimisi dengini de gördük belki bu iyidir diyor. tam tamına yarıya bölündüm ve çıkış bulamıyorum. böyle bi tecrübesi olan biri var mı bana akıl verebilecek.
2009 yılında 2 yıllık bi ilişkim vardı, bitti. çok sancılı geçti o dönem. 3 yıl bilfiil ağladım. sadece çocuğun yaptıklarından değil ama. depresyona gireceğim tutmuşçasına. tabi o çocuğun da beni ne kadar çok kırdığını üzdüğünü anlatamam. kendime güvenimi 0 a indirdi davranışlarıyla. ben de ne safmışım onu adam sanıp her lafına itibar etmişim. kendime çok kızıyorum. birine sürekli iyilik yapıp iyilik beklersen ve o kişi yaptıklarını sallamayıp kafasının dikine gidip seni yok sayarsa olacağı bu. kız anneleri kızlarına oğlanlara saçını süpürge etmemelerini, oğlan anneleri de oğullarına kızları kullanıp atmamalarını anlatsın lütfen.
sonra bi kaç kişi girdi çıktı hayatıma. ama ben hiç birini hayatımda tutmak istemedim. iyi değildim, beni sevmeye niyetlenen insanları da üzmek istemediğim için ciddi bi ilişki kurmadım kimseyle. aradan 5 yıl geçmiş toplamda. ben hala iyi değilim. o herifi çoktan unuttum. ama içimde derin yaralar kaldı. nasıl oluştuğunu bile hatırlamıyorum ama orda varlar ve yok olmuyorlar.
bunun üstüne başka bi adam girdi hayatıma. onunla 3 yıl önce tanıştım. doğulu bi ailenin egede büyüttüğü 4 erkek kardeşten biri. laylaylom bi tip. dövüşçü. astığı astık kestiği kestik. herkes bundan korkuyor. bu herkesi korkutuyor. korksunlar istiyor. sadece çok yakın arkadaşları biliyor onun nasıl bi insan olduğunu. bi olay çıksın, abi koş. bi telefonla koşup gidip sorun çözüyor. ne iş yaptığını bilmiyorum. soruyorum, bazı cevaplar veriyor. neyse ne. beni de çok ilgilendirmiyor. hani bi insanın formülünü bilirsiniz ama sayısal değerleri değişkendir ya. ben onun ne yapıp ne yapmayacağını biliyorum. en iyisini de en kötüsünü de. ama ne zaman nerde kime ne yapacağını bilmiyorum. bilmek de istemiyorum.
tanıştığımız yıl bi kaç sefer beraber olduk ama çıkmadık. çıkmadık ama kanka kanka gezdik dolaştık. bi süre sonra ona aşık olduğumu söyledim. umursamadı. sonra bi kaç sefer daha birlikte olduk. şimdi arkadaşlığımızın üçüncü yılında ona olan sevgimi, ona değer verdiğimi göstermek için canının çok sıkkın olduğu bi dönemde ona istediği güneş gözlüğünü aldım. çok mutlu oldu. kabul etmek istemedi. ona hediyeyi bişey beklediğim için değil arkadaşı olduğum ve onu mutsuz görmek istemediğim için aldığımı söylediğimde ısrarıma dayanamayıp kabul etti. bi kaç sefer parasız kaldı para verdim ve geri almadım. ama o günden sonra herşey daha değişik oldu tabi. bana daha çok değer verdiğini varsayıyorum o günden sonra. eskşden bişey olsa amaan salla derdi, şimdi sorunu çözmeye beni mutlu etmeye çalışıyor. geçen gün "ne istedin de yapmadık ulan" dedi. pis bi bakış attım, "yani aşk dışında demek istedim" diye düzeltti.
sorunum şu
ben bu adama aşığım ve onunla evlenmek istiyorum. koşulsuz şartsız, sorgusuz sualsiz. onunlayken çok huzurlu ve mutluyum. bir o kadar da gerginim. çünkü o ona aşık olduğumu biliyor. çok kez söyledim. sana aşığım seninle evlenmek istiyorum manasına gelecek laflar ettim. onun cevabı ise şu oldu. ben evlenmek istemiyorum, ama evlenecek olursam o kişi sen olacaksın. senden daha evlenilesi insan yok çevremde, herşeyimi bilen bi kaç kadından biri sensin dedi. hayatımdaki en temiz sayfa sensin dedi. etrafındaki kadınların hiç biri benim gibi değil. çok afedersiniz paçoz karılarla takılmış bunca zaman. kuzenlerinden biri benim ona olan ilgimi babasına anlatmış. herhalde babası gidip tanışın mı dedi artık ne oldu bilmiyorum. bigün 10 kişiyi topladı benim dükkanımda. hepsini benle tanıştırdı. aile fotoğrafı çekilelim dediler, ben kaçtım ortamdan, gelsene yaa dedi. neden canım aile fotoğrafı o dedim. e tamam nasıl olsa sen de yakında bu aileye gireceksin dedi. dayım dayım dediği büyüğü bi adam geldi bigün. öz amcasıyla beraber. dedilerki yaşınız geçmeden mürüvetinizi görelim artık vs. bunun gıkı çıkmıyor. bütün o adamları getirip götürüyor yanıma. adamlar böyle saçma sapan (aslında tam duymak istediğim şeyler ama) konuşuyorlar. bu arkalarından dil çıkartıyor vs. sonra yurtdışından bi manitası geliyor, koştur koştur onun yanına gidiyor. kız ülkeyi terk edince, ona da söyledim yakında evlenicem dedim diyor. ne diyorsun sen ya dediğimde öf hadi tamam sus kafamın etini yedin diyor. bazen dellenip git evlen biriyle diyor. bazen evlenirsem hayatta aldaatmam o yüzden evlenmiyorum zaten diyor. mesela dün canım et çekti bee dedim. gitti 1 kilo et aldı benim eve geldik pişirdik. yolda araba sallandı, ay içim dışıma çıktı dedim, iyiki hamile değilsin hamile olsan sıçtıydık dedi. bigün arabasının fotoğraflarını gönderirken araya bebek fotoğrafı koydu gönderdi. bu herif beni seviyor mu yoksa duygularımla oyun mu oynuyor? yani o kadar büyük bi ikilemdeyim ki, o kadar karışık ki herşey. nerden anlatmaya başlayacağımı bile bilemiyorum. kafamın içi allak bullak. her gününü yanımda geçiriyor yapacağı başka bişey yoksa. ya böyle bi adam neden öğlen yanıma gelir, geceye kadar yanımda oturur nasıl oluyor bu ben anlamadım. benimle dalga mı geçiyor. acaba söylediklerimi samimi bulmuyor mu. güven sorunu mu yaşıyor. veya beni değil de diğerlerinden birini mi seviyor? yoksa beni seviyor, günü gelince evlenecek miyiz. sabredeyim diyorum. vıdı vıdı etmeyeyim diyorum ama bazen kendimi tutamıyorum. 34 yaşındayım. 20 olsam sıkıntı yok. beklerim. ama ne olacağını bilmediğim bi işin içindeyim. etrafımdaki herkes farklı şey söylüyor. kimisi o senin dengin diyor. kimisi dengini de gördük belki bu iyidir diyor. tam tamına yarıya bölündüm ve çıkış bulamıyorum. böyle bi tecrübesi olan biri var mı bana akıl verebilecek.
Son düzenleme: