aa aaa aşk olsun, eksik anlatmışsın
dur ben tamamlayayım.
KudrAlobar bunlar o kadar bireysel bir çift ki (çift kelimesi bile lafın gelişi gibi duruyor şu an
) ablamız kendi başına tatildeyken adam evde hasta oluyor. ama hastaneye gidip serum yiyecek kadar hasta oluyor yani basit bi öksürük, hapşırık falan değil. ablamıza söylemiyor, ablamızın ruhu duymuyor adam ölüm döşeğinde can pazarına girmiş, ablamız da adamın telefonda konuşurken "bişeyim yok, klima çarptı azıcık" laflarına inanıp tatil keyfine devam ediyor. adam da iyi oyuncu yani ben hastanelere düşeceğim ama telefonda konuşurken bunu gizleyebileceğim?? ben beceremem mesela, abimiz becermiş.
bir başka husus, ablamızın kocası haftada 1 akşam arkadaşlarıyla dışarı çıkarmış. bazen de sabaha kadar gelmezmiş. böyle gecelerde ablamız kocasını hiç merak etmiyor, "zaten mahmutlarla takılıyor keyfi yerinde herhalde" deyip mışıl mışıl uyuyor. aramak, sormak, nasılsın, napıyosun, ben yatıyorum sen kapıyı açar girersin" falan demek yok.
ablamızın kocası bu bekar arkadaşlarıyla villada yaptığı oyun turnuvalarından sonra eve çok mutlu biçimde dönüyormuş, deşarj oluyormuş, bu villa olayı adama çok iyi geliyormuş.
cinselliği sorduk pek bi cevap vermedi veya ben kaçırdım belki de. haa bi de evde arada bi sarılma seansları olurmuş
bana çok ters şeyler, ben de çok mıç mıç bir insan değilim ama zamanında, çağırdığımda gelmediği ve gelmemesini ertesi gün telafi etme imkanı varken arkadaşıyla plan yaptı diye "bu bana karşı bişey hissetmiyor, bu iş olmayacak" diye flörtü bitirmiş biri olarak bu evliliği evlilik olarak kabul edemiyorum... bana göre sevmekle beraber anı biriktirmeye, zamanı paylaşmaya istekli olmak doğru orantılı.